Perşembe, Nisan 24, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Ödül Vererek Çocukların Merakını Nasıl Söndürüyoruz?

Günümüzde ebeveynlerin çocuklara istediklerini yaptırabilmek ve davranışlarını yönlendirmek amacıyla kullandığı yöntemlerden biri ödül sistemidir. “Ödevini yaparsan çikolata alabilirsin”, “Oyuncaklarını toplarsan bilgisayarla oynayabilirsin” gibi cümleler ebeveynlerin çocuklara yönelik tutumlarında sıkça rastlanan kalıplardır. Ancak bu ödül temelli yaklaşım çocukların iç motivasyonları üzerinde uzun vadede olumsuz etkiler yaratabilir. Edward Deci’nin öncülüğünde yapılan psikolojik araştırmalar ve dopamin sistemine dair nörobilimsel veriler, ödül sisteminin çocuk gelişimi açısından hem öğrenmeyi hem de iç motivasyonu olumsuz etkilediğini ortaya koymuştur.

Ödül Sistemi ve İç Motivasyon

Bir davranışa ödül niteliği kazandıran unsur, onun koşula bağlanmasıdır. Eğer çocuk bir davranışı sadece sonunda ödül kazanmak için yapıyorsa, bu durum o davranışı içselleştirmesine engel olabilir. Ödül için o davranışı yaparsa ödül değerli hale gelirken davranış değersizleşir. Oysa bir çocuğun davranışı isteyerek, öğrenme arzusundan dolayı gerçekleştirmesi, iç motivasyon göstergesidir. İç motivasyon bireyin doğuştan gelen öğrenme merakını, keşfetme arzusunu besler. Dış motivasyon ise ödül, ceza, onay gibi dışsal faktörlere dayanır ve bu tür etkenler uzun vadede çocuğun kendi karar verme becerilerini zayıflatır. Çocuk, sorumluluğu olan görevleri bile bir ödül sunulmadığında yapmak istemeyebilir.

Edward Deci’nin Deneyi ve Bulguları

Edward Deci’nin yaptığı deneyde üniversite öğrencileri iki gruba ayrılarak her iki gruba da lego parçaları verilmiş ve yaratıcı şekiller yapmaları istenmiştir. İlk gruba başarılı olduklarında para ödülü verilmiş, ikinci gruba ise ödül sunulmamıştır. Deneyin ilk yarısında ödül alan grup daha fazla zaman harcamış; ancak ikinci aşamada, ödül ortadan kalkınca, bu grup legolara olan ilgisini yitirmiştir. Oysa ödül almayan grup oynamaya devam etmiştir (Deci, 1971). Bu bulgu, çocuğun yalnızca ödül almak için çaba gösterdiğinde, davranışa olan ilgisinin yüzeysel ve geçici olduğunu göstermektedir.

Dopamin ve Ödül Sisteminin Nörobilimsel Boyutu

Schultz’un yürüttüğü çalışmalarda maymunlara sarı ışık gösterildikten sonra elma verilmiş ve maymunlar bir süre sonra sarı ışık ve elma arasındaki ilişkiyi öğrenmiştir. Bu beklenti sırasında dopamin salgılanmış, ancak ödül tekrarlandıkça salgı azalmıştır. Beklenilenin dışında bir sonuç (elma yerine üzüm) verildiğinde dopamin tekrar yükselmiştir (Schultz, 1998). Bu bulgular, insan beyninin daima yeni ve sürpriz uyarıcılara daha güçlü tepkiler verdiğini göstermektedir. Dolayısıyla çocuğa aynı ödül tekrar tekrar verildiğinde beynin tepkisi azalır ve motivasyon düşer.

Erken Çocukluk Dönemi ve İçsel Güdülenme

Erken çocukluk dönemi, bireyin kişilik gelişiminin, öğrenme alışkanlıklarının ve öz düzenleme becerilerinin temelinin atıldığı bir dönemdir. Bu dönemde çocuğun bir işe olan ilgisini sürdürebilmesi, bir işe başlayıp tamamlayabilmesi, hatayla başa çıkabilmesi ve başarısızlık karşısında yılmadan devam edebilmesi için içsel güdülenmenin güçlü olması gerekir. Oysa sürekli ödüle alışan çocuklar, zorlukla karşılaştıkları zaman kolaylıkla vazgeçebilir, yalnızca sonucunda ödül olan işleri tercih edebilir ve öğrenme sürecinin kendisinden haz almayabilir.

Övgü Bağımlılığı ve Dış Onay İhtiyacı

Ödül sistemi çocukta övgüye bağımlılık ve dış onaya duyulan fazla ihtiyaç gibi durumlara sebebiyet verebilir. Sürekli “Aferin!” bekleyen, yaptığı davranışı takdir edilmeden anlamsız bulan çocuk, ileride kendi istediği için değil, başkalarından takdir ve onay almak için davranış sergileyebilir. Karar alırken, sınır koyarken ya da yeni bir şeye adım atarken “Acaba yeterince iyi oldu mu, beğenilir miyim?” gibi dış değerlendirmelere, eleştirilere aşırı hassas hale gelebilir.

Merakı Teşvik Eden Yaklaşımlar

Ebeveynler ve eğitimcilerin çocuğun merakını teşvik eden, hata yapmasına izin veren, süreç odaklı geribildirimler sunan ve çocuğun duygularını önemseyen bir yaklaşım benimsemeleri gerekir. Örneğin, “Çok güzel resim yapmışsın” yerine “Bu resimdeki renkleri nasıl seçtin, bana anlatır mısın?” gibi sorularla çocuğun düşünme ve ifade becerilerinin geliştirilmesi teşvik edilebilir. Ödül vermek yerine çabayı, süreci takdir etmek, çocukta kalıcı öğrenme ve özgüveni destekler. Çocuğa bir işi ödülle yaptırmak, en kolay ve kısa yoldur. Burada ebeveyn çocuğa sadece işi yaptırmakla ilgilenir. Oysa çocukla neden yapmak istemediğini öğrenmeye çalışmak gerekir. Çocuklar bir şeyi yapmak istemiyorlarsa, muhakkak kendilerine göre bir nedenleri vardır.

Ödül Yerine Uygulanabilecek Yöntemler

Ödül vermek yerine:

  • Bir işi yapmak için belirli bir süre koymak,
  • Süreci takdir etmek,
  • Sorumluluk vermek (örneğin: “Bugün oynamak istediğin oyunu sen seçmek ister misin?” gibi),
  • Duygusunu onaylamak (“Bu oyuncağı paylaşmak zor gelmiş olabilir.” gibi) daha etkili ve uzun vadeli yöntemlerdir.

Sonuç: İç Motivasyonun Önemi

Sonuç olarak ödül sistemi kısa vadeli başarılar için etkili görünse de, çocukların uzun vadeli öğrenme, keşfetme ve gelişim süreçleri üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. İç motivasyonla hareket eden çocuklar, hem duygusal hem bilişsel olarak daha sağlıklı bir gelişim süreci geçirir. Gerçek öğrenme ve kalıcı merak, dışarıdan verilen ödüllerle değil; içten gelen istekle büyür. Bu yüzden iç motivasyonu geliştirmek için ödülden uzak durmak gerekir.

Kaynakça

  • Deci, E. L. (1971). Effects of externally mediated rewards on intrinsic motivation. Journal of Personality and Social Psychology, 18(1), 105–115. https://doi.org/10.1037/h0030644
  • Schultz, W. (1998). Predictive reward signal of dopamine neurons. Journal of Neurophysiology, 80(1), 1–27. https://doi.org/10.1152/jn.1998.80.1.1
  • Ryan, R. M., & Deci, E. L. (2000). Intrinsic and extrinsic motivations: Classic definitions and new directions. Contemporary Educational Psychology, 25(1), 54–67. https://doi.org/10.1006/ceps.1999.1020
  • Bolat, Ö. (2016). Beni ödülle cezalandırma: Mutlu ve başarılı çocuk yetiştirmek için bir başucu kitabı. Doğan Kitap
Dilara Zeybek
Dilara Zeybek
Dilara Zeybek, lisans eğitimini Psikoloji alanında tamamlamıştır. Lisans eğitimi sırasında Bakırköy Ruh Ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde staj yapmıştır. Ardından yüksek lisans eğitimini Klinik Psikoloji alanında başarıyla tamamlamıştır. Geçmişte çeşitli yazıları yayınlanmıştır. Yazıları genellikle kaygı, ilişki problemleri, depresyon, travma, yas gibi psikoloji ve toplumun ilgilendiren konuları içerir. Şimdilerde kendi podcast kanalında içerik üretmektedir. Yetişkinlerle terapi seanslarına devam etmektedir. Psikoloji alanına duyduğu merak okumaya, yazmaya üretmeye yöneltmiştir. İnsanlara farklı bir bakış açısı, farkındalık kazandırma ve psikolojik sağlamlıklarına katkıda bulunma amacıyla yazma sürecini sürdürmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar