Eve yorgun argın geldiniz, günün stresi omuzlarınıza çökmüş. Tek istediğiniz biraz anlaşılmak, belki sırtınızın sıvazlanması. Partnerinize içinizi dökmeye başlıyorsunuz; iş yerindeki o sinir bozucu toplantıdan, bitmek bilmeyen işlerden, ne kadar bunaldığınızdan bahsediyorsunuz. Siz kalbinizi açarken, partneriniz iyi niyetle o meşhur tamirci şapkasını takıveriyor: “Neden patronunla konuşmuyorsun?”, “Şöyle yapsan daha iyi olmaz mı?”, “Boş ver, takma kafana.”
Ve işte o an… Büyü bozulur. Anlaşılma beklerken akıl hocalığıyla karşılaşmak, bir anda ortamı buz kestirir. Sizin “Beni dinlemiyorsun bile!” siteminiz, onun “Ama ben sadece yardım etmeye çalışıyorum!” şaşkınlığıyla çarpışır. Bu sahne size de tanıdık geldiyse, yalnız değilsiniz. Bu, milyonlarca evde her gün yeniden sahnelenen, başrollerini hepimizin paylaştığı bir oyun.
İletişim Farkları: Mars ve Venüs Efsanesi
Peki, neden sürekli aynı senaryoyu yaşıyoruz? Popüler psikoloji dünyasının bize sunduğu hazır bir cevap var: Kadınlar Venüs’ten, erkekler Mars’tan gelir. Bu inanışa göre kadınlar, ilişki kurmak, duygusal bağları güçlendirmek ve anlaşılmak için konuşur; buna “uyum konuşması” denir (Ohio State University Extension, 2010). Kadın üzüntülüyken konuşarak rahatlar, çünkü onun için konuşmak bir yakınlık ve paylaşım arayışıdır. Erkekler ise bir sorunu duyduklarında onu çözülmesi gereken bir görev olarak görür ve hemen bilgi aktarmaya, çözüm üretmeye odaklanır; buna da “rapor konuşması” adı verilir (Ohio State University Extension, 2010).
Bir kriz anında erkek, zihinsel sığınağına çekilir, sessizleşir ve bir çözüm bulana kadar konuşmak istemez. Yani bir taraf “yakınlık” ararken, diğer taraf “yeterlilik” peşindedir (Tarhan, 2019).
Beyin ve Davranış: Bilimin Söylediği
Bu teori, genellikle beyinlerimizin farklı “kablolandığı” iddiasıyla desteklenir. Erkek beyninin daha analitik ve mantıksal olan sol tarafının, kadın beyninin ise duygusal ve sanatsal olan sağ tarafının daha baskın çalıştığı söylenir. Stres anında erkeğin “savaş ya da kaç” moduna geçtiği, kadının ise “ilgi göster ve dertleş” tepkisi verdiği anlatılır. Bu açıklamalar kulağa hoş ve basit gelse de, acaba gerçek bu kadar siyah beyaz mı?
İşte işlerin ilginçleştiği yer burası. Bilimsel kanıtların derinliklerine indiğimizde, bu “iki ayrı gezegen” hikayesi biraz sarsılıyor. Örneğin, çok sayıda araştırmayı bir araya getiren kapsamlı bir meta-analiz, bu meşhur klişeyi sorguluyor. Evet, kadınlar stresle başa çıkarken duygularını konuşmaya ve sosyal destek aramaya erkeklerden daha yatkın. Ancak araştırmanın en şaşırtıcı bulgusu şu: Erkekler, kadınlardan daha fazla problem odaklı falan değil! Hatta veriler, kadınların problem çözme stratejilerini en az erkekler kadar, hatta bazen onlardan daha fazla kullandığını gösteriyor (Tamres, Janicki & Helgeson, Psychology Today’de aktarıldığı gibi, 2020).
Cinsiyet Rolleri: Kültürün Etkisi
Bu noktada, psikolog Janet Shibley Hyde’ın “Cinsiyet Benzerlikleri Hipotezi” devreye giriyor. Hyde, yaptığı devasa incelemede, psikolojik özelliklerimizin çoğunda kadınlar ve erkekler arasındaki farkların istatistiksel olarak “küçük” veya “sıfıra yakın” olduğunu ortaya koydu (Hyde, 2005). Hatta incelenen 46 meta-analizde, cinsiyet farklılıklarının %78’inin bu kategoride olduğu bulundu.
Yani matematik yeteneğinden gevezeliğe, pek çok alanda sandığımızdan çok daha fazla benziyoruz. Cinsiyetler içindeki bireysel farklılıklar, iki cinsiyet arasındaki ortalama farktan katbekat daha büyük.
Peki, madem bu kadar benzeriz, neden bu kadar farklı davranıyoruz? Cevap, biyolojiden çok, içinde büyüdüğümüz toplumda gizli. Doğduğumuz andan itibaren bize cinsiyetimize “uygun” roller biçiliyor. Erkek çocuklarının rekabetçi ve hedef odaklı oyunları onlara “rapor konuşmasını” öğretirken, kız çocuklarının işbirliğine ve ilişkilere dayalı oyunları “uyum konuşmasını” pekiştiriyor (Wood, 2011).
Toplum, kadınlardan daha itaatkâr ve duygusal, erkeklerden ise daha güçlü ve mantıklı olmalarını bekler. Bu cinsiyet rolleri zamanla o kadar içselleşiyor ki, onları doğamızın bir parçası sanıyoruz.
İlişki Dinamikleri: Çözüm Nerede?
O halde ne yapacağız? İlişkilerdeki bu kördüğümü nasıl çözeceğiz? Belki de ilk adım, partnerimize “bir erkek” ya da “bir kadın” olarak değil, sadece “bir insan” olarak bakmaktır. Varsayımlarımızı bir kenara bırakıp basit ama sihirli bir soru sormayı deneyebiliriz:
“Şu anda sadece seni dinlememi mi istersin, yoksa beraber bir çözüm mü bulalım?”
Bu soru, tüm o cinsiyetçi senaryoları bir anda boşa çıkarır. Karşınızdaki insana, onun o anki gerçek ihtiyacına değer verdiğinizi gösterir. Çünkü erkeklerin yaptığı en büyük hatalardan biri, bir sorunu duyduklarında hemen çözmek zorunda hissetmeleridir. Oysa çoğu zaman kadın için düşüncelerinin paylaşılması ve kurulan yakınlık, somut bir çözümden çok daha önemlidir.
Sonuç olarak, belki de sorun farklı gezegenlerden gelmemiz değil, aynı gezegende birbirimizin dilini konuşmaya yeterince çabalamamamızdır. İletişim farkları, biyolojik bir kader değil, öğrenilebilen bir sanattır. Ve bu sanatı icra etmenin ilk kuralı, karşınızdakinin ne söylediğini değil, neye ihtiyacı olduğunu duymaya çalışmaktır.
Referanslar
Cindaro, J. (t.y.). Male and female differences in communicating conflict. Coastal Carolina University.
Fikirturu. (2024, 20 Eylül). Erkek ve kadın beyni: Farklılıkları bilmek hayatınızı nasıl. https://fikirturu.com/toplum/erkek-ve-kadin-beyni-farkliliklari-bilmek/ adresinden erişildi.
Hyde, J. S. (2005). The gender similarities hypothesis. American Psychologist, 60(6), 581–592.
Merchant, K. (2012). The effects of differences in interaction styles between genders and gender roles on workplace communication. Universiti Teknologi MARA.
Ohio State University Extension. (2010, 25 Şubat). Gender issues: Communication differences in interpersonal relationships. Ohioline. https://ohioline.osu.edu/factsheet/FLM-FS-4-02-R10 adresinden erişildi.
Psychology Today. (2020, 19 Eylül). Are men toxic problem-solvers? https://www.psychologytoday.com/us/blog/sex-murder-and-the-meaning-life/202009/are-men-toxic-problem-solvers adresinden erişildi.
SSS Journal. (2024). The Effect of Patriarchal Gender Roles on Family Life. https://sssjournal.com/files/sssjournal/3b38f80b-388b-48d2-8a46-b0c7d8c332f4.pdf adresinden erişildi.
Tarhan, N. (2019, 20 Temmuz). Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Kadın ve erkek farklılıklarına rağmen eşittirler”. Üsküdar Üniversitesi. https://uskudar.edu.tr/haber/prof-dr-nevzat-tarhan-kadin-ve-erkek-farkliliklarina-ragmen-esittirler/4219 adresinden erişildi.
Tarhan, N. (t.y.). Kriz çözme stili kadın ve erkeklerde farklı. https://www.nevzattarhan.com/kriz-cozme-stili-kadin-ve-erkeklerde-farkli.html adresinden erişildi.
University of Kentucky. (t.y.). Gender styles in communication. https://ofa.uky.edu/sites/default/files/uploads/Gender%20Styles%20in%20Communication.pdf adresinden erişildi.
Zafer Dergisi. (t.y.). Aile içinde kadının ego doyumu. https://www.zaferdergisi.com/makale/13286-aile-icinde-kadinin-ego-doyumu.html adresinden erişildi.