Çarşamba, Ekim 1, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Neden Her Zaman İyiyim?: İyi Değilken Bile İyiyim Diyenlere

Hayatta hepimizin isteği, hep iyi olmak, mutlu olmaktır (Dönmez, A. ve Güler, M., 2011). Ama bazen hayat karşımıza öyle olaylar çıkarır ki kendimizi o olayların içinde kaybolmuş hissederiz. Sanki denizin ortasına düşmüşüzdür ve gidebileceğimiz bir yer, tutunacağımız bir dalımız yokmuş gibidir. İşte o anlarda gelen “Nasılsın?” sorusu bize sanki o denizin ortasında olduğumuzu tekrardan hatırlatır. Bir tarafımız yardım istemeyi, o denizde boğulmaktan ne kadar korktuğumuzu söylemeyi isterken bir tarafımız o yardımı istemekten çekinir. Belki ne kadar zor durumda olduğumuzun görülmesinden, belki o kişinin yardımcı olmayacağı endişesinden, belki de karşımızdaki kişiyi üzmeme, yormama isteğinden (Aydın ve ark., 2017)… İşte o zaman dilimizden “İyiyim” kelimesi dökülüverir (Göcen, G., 2013).

Aslında değilizdir ve bir yanımız onu çaresizce ifade etmek, dile getirmek isterken bir yanımız o “belkiler” sebebiyle öne çıkar ve kendimizi otomatik olarak “İyiyim” derken buluruz. “İyiyim” demeye devam ettikçe bir yanımız, bir umutla dilimizden dökülenlere inanmaya çalışır. Gerçekten de bir süre iyi hissederiz. Ve bu iyi olma hali devam ettikçe hayatımız kolaylaşır çünkü o denizin ortasında olduğumuzu unutmuş ve o suyun akışına kendimizi bırakmışızdır. Hayatımızın normal akışını sürdürmeye devam ederiz bu şekilde.

Ancak öyle bir an gelir ki tekrardan denizin ortasında olduğumuzu hatırlatır. Bu sefer eskisinden daha fazla korkutur o deniz. Çünkü artık aradan geçen zamanla vücudumuz güçsüz düşmeye başlamıştır. Ve bununla birlikte o kaybolmuş hissi daha da yoğun bir şekilde kendini hissettirir. İşte yine o anlarda birisi sorar: “Nasılsın?” Ve biz yine aynı “belkilerle” “İyiyim” diye cevaplarız. Ve her “İyiyim” cevabında o deniz okyanusa dönüşür.

Öyle anlarda ne kadar zorlandığımızı göstermek istemeyiz. Çünkü o acı gerçeği dile getirmek, bizim de ne kadar zor durumda olduğumuzu fark etmemize sebep olur. Ve bu böyle sürdükçe hayata, çevremize ve hatta kendimize yabancılaşırız. İşte tam da o anda kendimize dönüp “Nasılım?” demek, o okyanusun ortasında bir geminin sesini duymaya benzer. Aslında kendimize uzattığımız bir yardımın sesidir o. O gemiye ulaşabilmek için ne yapabileceğimizi gösterir tek bir soru. Bir başlangıçtır aslında. Bununla birlikte yüzmeye başlarız. Yüzdükçe o geminin sadece sesini duymakla kalmaz, kendisini de görürüz. Artık sadece bir umut olmaktan çıkar ve bununla birlikte yüzmeye devam eder ve en sonunda o gemiye ulaşırız.

Tek bir soru, bizim hayatımızın kontrolünü yeniden kendi ellerimize almamızı sağlar. Peki bu nasıl olur?

Yaşadığımız zorlu olaylar karşısında öğrendiğimiz ya da bize öğretilen başa çıkma yöntemlerimiz vardır (Kaya, A. ve Bozkur, B., 2017). İyi değilken bile “İyiyim” demek de bunlardan birisidir aslında. O zorlu olayla birlikte gelen duyguları ve düşünceleri bastırmak, görmemek, yok saymaktır “İyiyim” demek (West, A. E., 2018). Biz o tarafa bakmazsak bir problem görmeyiz ve o zaman bir sıkıntı yok diyebiliriz.

O tarafa bakmamak, onları zihnimizin en dip, en kuytu köşelerine itmek sadece bize bir süre “normal” hayatımıza devam etmemizde yardımcı olur. Ancak hayatımızda gelişen bu zorlu olayla birlikte “normalimiz” de değişmiştir. Ve eğer biz o duyguları görürsek, o düşünceleri fark edersek yeni normalimizi de görmemiz gerekir. İşte bu sebeple de onları itebildiğimiz en uzak köşeye itmeye devam ederiz.

İtmeye devam ettikçe kollarımız yorulur, enerjimiz tükenir. Tam o anda yeni bir yöntem ararız. Bazen bu yöntem, onları tamamen ortadan kaldırmaya çalışmak olur. Ama ne kadar yolarsanız yolun, sürekli biten o otlar gibi yeniden kuytu köşelerde kendini gösterirler. Biz onları yoldukça, atmaya çalıştıkça köklerini daha da derinleştirir, yerini sağlamlaştırır. O zaman da bu yöntemin işe yaramadığını fark eder ve bu sefer onu tamamen kendi haline bırakmak isteriz, sırtımızı döner gideriz.

Ama onlar orada zamanla daha da fazla yer kaplar ve artık “normalimizi” de ele geçirmeye başlar (Winefield, H. R. ve ark., 2012). Ve o zaman onları artık tamamen görmekten başka çaremiz kalmamıştır. O ot nasıl bir ot, bu otun yanında biten başka neler var demek; o otları söküp bir bahçeye dönüştürmenin ilk adımıdır. Kendimize sorduğumuz tek bir soru, problemimizin, zihnimizin ve hayatımızın kontrolünü elimize almamıza yardımcı olur.

Bununla birlikte kendimize o soruyu sorabilmek ve dürüstçe ne hissettiğimizi söyleyebilmek bize cesaret verir. Yeni normalimizi kabul etmek için, onunla birlikte hayatımızı düzenleyebilmek için ve en önemlisi kendimize alan açmak için. Bu alan zamanla genişler ve bu soru başka bir sesten geldiğinde dürüstçe ne hissettiğimizi söyleyecek cesaretimizin olduğunu fark ederiz. Ve artık o soru o belkilerle birlikte gelse de biz onlarla birlikte “İyi değilim” diyerek psikolojik iyi oluş için adım atabiliriz.

Kaynakça

  • Kaya, A. ve Bozkur, B. (2017). Kadercilik eğilimi ile özyeterlik inancı ve savunma mekanizmaları arasındaki ilişkinin incelenmesi. Ege Eğitim Dergisi, 18(1), 124–145.
  • Winefield, H. R., Gill, T. K., Taylor, A. W. ve Pilkington, R. M. (2012). Psychological well-being and psychological distress: is it necessary to measure both? Psychology of Well-Being: Theory, Research and Practice, 2, 1–14.
  • Güler, M. & Dönmez, A. (2011). İyi olma hali bağlamında uyum düzeyi kuramı ve hedonik döngü. Türk Psikoloji Yazıları, 14(27), 38–45.
  • Göcen, G. (2024). Pozitif psikoloji düzleminde psikolojik iyi olma ve dini yönelim ilişkisi: Yetişkinler üzerine bir araştırma. Toplum Bilimleri Dergisi, (13).
  • Aydın, A., Kahraman, N. ve Hiçdurmaz, D. (2017). Hemşirelik öğrencilerinin algılanan sosyal destek ve psikolojik iyi olma düzeylerinin belirlenmesi. Psikiyatri Hemşireliği Dergisi, 8(1), 40–47.
  • West, A. E. (2018). Yetişkin bağlanma stillerinin savunma mekanizmaları ve yaşam doyumuyla ilişkilerinin incelenmesi (Yüksek Lisans Tezi, Işık Üniversitesi).
Zeynep Merve Uzbaş
Zeynep Merve Uzbaş
Zeynep Merve Uzbaş, psikolog ve yazar olarak psikolojik danışmanlık alanında akademik araştırmalarıyla kendini geliştirmiştir. Bilgilerini ve tecrübelerini daha geniş kitlelere ulaştırmaya önem veren yazar kendini geliştirme sürecine aktif olarak devam etmektedir .Lisans eğitimini psikoloji üzerine tamamlamıştır. Şu anda bireysel terapi alanında çalışmalarını ilerletmektedir. Uluslararası platformlarda psikoloji alanında çalışması bulunan Uzbaş, yeni yazılarını paylaşmayı sizlerle birlikte sürdürecektir . Psikolojiyi ve psikolojik iyi oluşu kendi deneyimlerinden faydalanarak geniş kitlelere ulaştırmayı hedefleyen yazar ruh sağlığı alanında çalışmalarına devam etmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar