Narsisizm kavramı ile ilgili literatüre bakıldığında ağırlıklı bir şekilde bu kavramın klinik tarafının incelendiği görülmektedir. Narsisizmin tanımı ve tanı kriterlerine bakıldığında ise bu kavramın bireylerin sosyal ve ilişki yaşamları üzerinde etkili olmasının çok önemli olacağı görülmektedir. Bu nedenle bu çalışmada temel olarak amaçlanan narsisizmin, yakın (romantik) ilişkiler üzerindeki etkisini ilişki doyumunda affetme eğilimlerinin rolü üzerinden incelemektir.
NARSİZM
Narsizm Kavramı
Narsisizm genel olarak bireyin kendi ruhsal ve bedensel benliğine ya da kimliğine çok fazla bir bağlılık, ilgi ve beğeni duyması, kendini beğenmesi, kendi kendine hayran olması, kimseye karşı empati yapamaması anlamına gelmektedir (Seward, 2007).
Psikoloji literatürüne “Narsizm” terimi ilk kez 1898 yılında girmiştir. Narsizmin tarihi Yunan Mitolojisi’ne kadar dayanır. Yakışıklılığıyla herkesi kendine hayran bırakan Narkissos’a; Kocası Zeus’tan kıskandığı için Hera tarafından konuşamamakla, kim konuşursa onun son kelimesini tekrarlamakla cezalandırılan dağ perilerinden Ekho da aşık olmuştur. Ancak Narkissos bu aşka karşılık vermemiş ve Ekho’yla dalga geçmiştir. Bu sebeple de tanrılar tarafından kendini sevmekle cezalandırılmıştır. Bu aşk öyle bir aşktır ki, Narkissos’u eriyip yok olmaya kadar götürmüştür (Milbourne ve Stowell, 2012).
Narsizm, Ellis (1898) tarafından özellikle kadınlarda görülen ve cinsel duyguların, kendine hayranlığa yöneltilmesini içeren bir durum olarak tanımlanmış ve ilk defa psikolojide o zaman kullanılmıştır.
Narsizm ve İlişki
Narsistik kişilik eğilimindeki kişiler çoğunlukla kendi duygularını ilişkilerine yansıtamamaktadırlar. Onlar için sevgi göstermek, karşı tarafa empati duyabilmek ne kadar zor ise aynı şekilde hissettikleri sevgi, kaygı, üzüntü gibi duygularını ifade etmek ve yakın ilişkide olduğu kişiye anlatabilmek de bir o kadar zordur. İhtiyaç duydukları sevgi ve ilgiyi, kendilerini yüceltme, karşısındakini değersizleştirme yoluyla kapamaya çalışmaktadırlar. Bu durumun yarattığı en büyük sorun da kendilerini yüceltmelerine karşın yoğun bir boşluk hissi içinde bulunmalarıdır. Sevgi eksikliği, narsistik kişilik özelliğine sahip bireylerin sevme kapasitelerinin gelişmemiş olmasından kaynaklanmaktadır. Bu kişiler başkalarını sevmeyi başaramadıkları gibi kendilerini de sevmeyi başaramamaktadır. Narsistik kişilerin diğer insanlarla olan ilişkisinde en belirgin bir şekilde özsaygı meseleleri bulunmaktadır (McWilliams, 2020). Yakın ilişkilerinde partnerine karşı açıkça üstün ve haklı olma istekleri ön plandadır. Dickinson ve Pincus (2003), yakın ilişkilerinde göstermiş oldukları mükemmeliyetçiliğin onların diğerlerini sevme ve yakınlık kurma çabasındansa aslında kendi ihtiyaçları karşılayabilmek için bağımlı oldukları gerçeğini vurgulamaktadır (Yavuzer, 2012).
Narsistik kişilik özellikleri taşıyan bireylerin, bebeklik ve çocukluk dönemlerinde geliştirmiş oldukları örüntüler diğer insanlarla olan ilişkilerinde yapıyı etkileyen büyük bir faktör olduğu görüşü de savunulmaktadır. Kişilerin kendi kişiliklerine yönelik tutumları ve onların diğer insanlara yönelik geliştirmiş oldukları tutumlarının kişilik yapılanmaları çerçevesinde belirleneceği ve narsisizmin kişilik yapısının bir parçası olarak yaşam boyunca bunu geliştirmiş olduğu ilişkilere dokunacağı da ileri sürülmektedir (Kızıltan, 2000).
Narsizm ilişkilerde, hem kişinin kendini algılaması hem de karşısındaki kişiyi algılaması şeklinde iki farklı boyutla karşımıza çıkmaktadır. Bu iki boyut birbirini tamamlıyor ise uzun bir ilişkiden söz edilebilir. Fakat, narsizm eğilimi yüksek olan birey partneriyle ilgili endişeler taşıyorsa ve bunlar zaman geçtikçe artarak devam ediyorsa partnerine bağlanma ve partnerini affetme konusunda sorunlar yaşayabilir.
YAKIN İLİŞKİ
Yakın ilişkiler insanlık tarihi sürece olan ve önemini daima koruyan noktalardan biridir. Bireyin diğerleriyle kurduğu yakın ilişkiler sosyalleşmek ve sevme-sevilme ihtiyacını karşılamak açısından önemlidir ve bireyin kişilik gelişimi açısından da önem taşımaktadır. İlişkilerde yakınlık, bireylerin birbirlerine karşı karşılıklı güven ve duygusal yakınlık duygularına sahip olması ve birbirleriyle düşünce ve duygularını açıkça iletebildikleri bir ilişkinin varlığının bulunması olarak tanımlanmaktadır (Timmermann, 1991).
İlişkilerde yakınlık, iki kişi arasındaki karşılıklı bağımlılık düzeyi ile açıklanmaktadır.
İLİŞKİ DOYUMU
İlişki doyumu; bir ilişki içerisinde partnerlerin birbirlerine gösterdikleri sevgiyle, karşılıklı olarak ihtiyaçların karşılanmasıyla, olumlu ve olumsuz ilişki yaşantılarının paylaşılabilmesiyle elde edilen psikolojik bir doyumdur.
Sağlıklı romantik ilişkide olması gereken dinamiklerden biri doyumdur. Romantik ilişkide olma, karşılıklı sevmeye dayandığı zaman sağlıklı bir ilişki gerçekleşmiş demektir (Kütük, 2021).
AFFETME
İnsanlar doğduğu andan itibaren çevresiyle ilişki kurar. Kişiler Arası İlişkiler kuramında Sullivan kişinin diğerleriyle yakın ilişki kurma yeteneği olmadan insanın sağlıklı bir gelişime ulaşamayacağını belirtmiştir (Yazgan İnanç ve Yerlikaya, 2016). Hargrave ve Sells (1997)’e göre ise affetme hata yapan bireye karşı gerçekleşen kızgınlık ve intikam alma duygusunu bir yana bırakarak, kişinin ilişkileri tekrardan düzeltme ve içsel yaraların, duygusal yaraların düzelmesi sürecidir (Geçtan, 1993).
İnsanlar başkalarını affetme konusunda birçok nedenle başarısızlık yaşayabilmektedir. Başkasını affetmede başarısızlık durumları erkeklerde ve kadınlarda farklı bir şekilde olabilmektedir. Erkeklerde başarısız olan affetme tutumları genellikle sosyal içe dönüklük ile açıklanabilirken, kadınlarda ise başarısız affetme sosyal işlevsizlik ile ilişkili görülebilmektedir (Maltby, Macaskill ve Day, 2001).
Affetmenin birçok olumlu yönü vardır. Bunlardan birinde kişi her insanın bir şekilde hata yapabileceğini anlayarak, bu sayede kendisine daha fazla pozitif bakış açısı geliştirmesidir (Bugay, 2016). Bireylerde affetme, kendini ve başkalarını affetme olarak ortaya çıkar. Kişinin kendini affetmesinde, herhangi bir olayda bilerek ya da bilmeyerek sergilediği bir hatadan dolayı artık kendini suçlamamasıdır. Bireyin başkalarını affetmesinde ise kendine zarar veren bireyi affetmesidir (Akın, Özdevecioğlu ve Ünlü, 2012).
SONUÇ
Narsistik kişilik özellikleri arttıkça kişinin genel affetme eğilimi düşmektedir. McCullough (2000) çalışmasında narsisizmin affetmeyi güçleştiren kişilik özelliklerinden biri olduğunu belirtmiştir. Narsist kişiler yakın ve derin ilişki kuramamakta ve empatiden yoksun olarak sosyal çevresini bencil ilişkiler üzerine oluşturmaktadır. Bu durum narsistlerin affetmedeki negatif yordama gücünü açıklayabilir. Literatür incelendiğinde; Fatfouta vd. (2017) yürüttükleri araştırmada antagonistik narsisizmin affetmeyle negatif yönlü bir ilişkisinin olduğunu ortaya koymuşlardır. Eaton vd. (2006) tarafından yapılan araştırmada narsisizm, kaçınma ve intikam motivasyonları ile pozitif ilişkili bulunmuştur. Büyüklenmeci narsistler daha dürtüsel ve agresif tepkiler verdiklerinden dolayı affetmeleri daha güçtür.
Kaynakça
- Akın, M., Özdevecioğlu, M., & Ünlü, O. (2012). Örgütlerde İntikam Niyeti ve Affetme Eğiliminin Çalışanların Ruh Sağlıkları ile İlişkisi. Amme İdaresi Dergisi, 45(1), 77-97.
- Bugay, A. ve Demir, A. (2012). Affetme arttırılabilinir mi? : affetmeyi geliştirme grubu. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi, 4(37), 96-106.
- Dickinson, K. A., & Pincus, A. L. (2003). Interpersonal analysis of grandiose and vulnerable narcissism. Journal of Personality Disorders, 17(3), 188-207.
- Eaton, J., Ward Struthers, C., ve Santelli, A. G. (2006). Dispositional and state forgiveness: The role of self-esteem, need for structure, and narcissism. Personality and Individual Differences, 41(2), 371-380.
- Fatfouta, R., Gerlach T.M., Schröder-Abé, M. ve Merkl, A. (2015). Narcissism and lack of interpersonal forgiveness: the mediating role of state anger, state rumination, and state empathy. Journal of Research in Personality, 75, 36-40.
- Geçtan, E. (1993). Kırmızı kitabın öyküsü. Remzi Kitabevi.
- Kızıltan, H. (2000). Narcıssıstıc Personality Inventory (NPI) Ölçeğinin Türkçe Formu İle Eş Değerliliği, Güvenirlik ve Geçerlilik Çalışmaları. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
- Kütük, P. (2021). Genç yetişkinlerde çatışma stilleri, çocukluk çağı travmaları ve yakın ilişkiler: Karma bir araştırma [Yayımlanmamış doktora tezi]. Marmara Üniversitesi.
- Maltby, J., Macaskill, A. ve Day, L. (2001). Kendini ve başkalarını affetmedeki başarısızlık: Bağışlama, kişilik, sosyal istenirlik ve genel sağlık arasındaki ilişkinin kopyalanması ve genişletilmesi. Kişilik ve Bireysel Farklılıklar, 30(5).
- McCullough, M. E. (2000). Forgiveness as human strength: theory, measurement, and links to well-being. Journal of Social and Clinical Psychology, 19(1), 43-55.
- McWilliams, N. (2020). Psikanalitik Tanı Klinik Süreç İçinde Kişinin Yapısını Anlamak. (E. Kalem, Çev.) İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
- Milbourne, A. & Stowell, L. (2012). Yunan Mitolojisi. Esin Uslu (çev.), İstanbul.
- Seward, S.K. (2007). “Narsistler İlişkiler İçin Kötü mü Yoksa İlişkiler Narsistler İçin Kötü mü?”: Narsisizmin Yakın İlişkiler Üzerindeki Etkisi. Narsisizm ve İlişkiler, Psikoloji.
- Timmerman, G. M. (1991). A concept analysis of intimacy. Issues in Mental Health Nursing, 12(1).
- Yazgan İnanç, B. ve Yerlikaya, E. E. (2016). Kişilik kuramları. Ankara: Pegem Akademi.
- Yavuzer, N. (2013). İnsanın Saldırgan Ve Yıkıcı Doğasını Anlamak. Istanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 12(23), 43-57.