Pazartesi, Ağustos 4, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Mutlu Ebeveyn-Çocuk İlişkisi: Doğru Sınırlar

Sevgili ebeveynler, çocuk psikolojisinde doğru sınır eğitimi, çocuklarla ilişkilerinizin ne kadar sağlıklı olduğunu belirleyen önemli bir konudur. Çocuklarınıza sınır koyarken zor süreçlerden geçtiğinizi tahmin edebiliyorum. Bu sürecin zor olmasının nedenlerinden biri, doğru sınırı koyamamanız olabilir. Çocuğunuzla sürekli çatışma halindesiniz; “dur” diyorsunuz durmuyor, “yap” diyorsunuz yapmıyor, uzun uzun anlatıyorsunuz fakat tüm çabalarınıza rağmen çaresizce sizi anlamadığını görüyorsunuz. İşte tam bu yoğun çaresizlik anında kendinize şu soruyu sorun: Evinizde herkes kafasına göre mi takılır, yoksa herkes bir diğerini düşünerek kurallara uygun mu davranır?

Siz bu soru üzerinde düşünürken, sınır kavramının ne olduğuna bakalım.

Sınır Nedir?

Sınır, bireysel olarak yapmak istediklerimizin ve davranışlarımızın çerçeve kısmıdır; nerede durmamız gerektiğini gösteren uyarı noktalarıdır. Çocuklarda sınır ise bir otoritenin, çocuğun uyumsuz veya zarar verici söz ve davranışlarına müdahale ettiği noktalardır. Sınırlar gereklidir ve hayatımızın her anında bunlara ihtiyaç duyarız. Sınırın olmadığı yerde sınırsız kaos olur. Sınırın olması bu kaosu ortadan kaldırır ve bizleri güvende hissettirir. Unutmayın, güvende hissetme duygusu temel ihtiyaçlarımızdandır. Her çocuğun bu temel ihtiyacı karşılanmalıdır.

Sınır Eğitimi Nasıl Verilir?

Sınır eğitimi, çocuğun ilk öğretmenleri olan anne ve babalar tarafından ev ortamında verilmeye başlar. Sınırlar 3 farklı şekilde konulur:

  • Aşırı sınır koyma: Baskıyla itaatkâr çocuk yetiştirilir.
  • Hiç sınır koymama: Sınırsız, isyankâr bir çocuk yetiştirilir.
  • Dengeli sınır koyma: Gerektiğinde ve çocuğun ihtiyacını göz önünde bulundurarak konulan doğru yöntemdir.

Bu iki uç (aşırı veya hiç sınır koymama) yanlışken, dengeli sınır koyma sağlıklıdır. Dengeli sınır koymada çocuğun her davranışına sınır konmaz, ancak her isteği de gerçekleştirilmez.

İstek ve İhtiyaç Arasındaki Fark

Sevgili ebeveyn, çocuğunuzun isteği ile ihtiyacı arasındaki farkı iyi bilmelisiniz. Çocuğun temel ihtiyaçlarına sınır konulmaz. Bunlar:

  • Yemek yeme
  • Uyku
  • Barınma
  • Sevilme
  • Yeterince ilgi
  • Güvenlik ihtiyacı

Örneğin, “Yemek yeme” denilmez, fakat yemek saatleri düzenlenerek sınır konulabilir. “Uyuma” denilmez, ancak saat kaçta uyuyacağıyla ilgili sınır konulabilir. Hangi saatlerde dışarıda oyun oynayacağı, kaç oyuncak alacağı, günde kaç saat ekrana maruz kalacağı ve neler izleyeceğiyle ilgili sınırlar konulabilir. Genelde saatler, süreler ve mekanlarla ilgili sınırlar koyarız.

Güvenlik ihtiyacının karşılanmaması psikolojik zarar verir. Çocuğa az ilgi göstermek ise onu ihmal etmektir. Dolayısıyla, sınır koyarken şu soruyu sorun: Çocuğumun talep ettiği şey onun isteği mi, yoksa ihtiyacı mı? İhtiyaçsa hemen karşılanmalı; istekse değerlendirilmeli, şartlar uygunsa ve sağlıklıysa gerçekleştirilmeli, değilse hemen sınır konulmalıdır.

Sınır Koyma Gerekliliği Nasıl Anlaşılır?

Sınır koyma gerekliliğini anlamak için çocuğunuzla ilişkinizdeki hiyerarşiye bakın. Otorite siz misiniz, yoksa çocuğunuz mu? Çocuğunuzla ilgili bir karar verdiğinizde, o ne yapıp edip sizi aksine ikna ediyor mu?

İlişki Tipleri

1. Tip İlişki 2. Tip İlişki 3. Tip İlişki
Ebeveyn > Çocuk Ebeveyn = Çocuk Çocuk > Ebeveyn

• 1. Tip (Sağlıklı): Ebeveyn üstte, çocuk altta. Bu, olması gereken ilişkidir.

  • 2. Tip: Sınır konulmadıkça ebeveyn ve çocuk eşitlenir. Çocuk, ebeveyniyle kendini bir tutar. Örneğin, “Siz niye uyumuyorsunuz?” veya “Siz niye telefon kullanıyorsunuz?” der.
  • 3. Tip (Sağlıksız): Çocuk üstte, ebeveyn altta. Otorite çocuğa geçer ve her istediğini yaptırır.
  • Tip ilişkide çocuk sınırın ne olduğunu bilmez ve ipleri eline alır. Bu ilişkiyi tersine çevirmek mümkündür.

Çocuklukta Sınır Eğitimi

Dünyaya sınırsız bir şekilde doğarız. Yaklaşık 2 yaşa kadar bakım verenimize bağımlıyız. 2 yaş itibarıyla memeden kesilir, emziği bırakır, biberonu terk ederiz. Bakım verenimiz bizi sallayarak uyutmaz, kendi odamızda uyumaya başlarız. Adım adım ayrıştıkça, sınır konulması gereken noktalar netleşir.

Sınır Koyma Sürecinde Çatışmalar

Sınır koyduğunuzda çatışmalar olacaktır, ancak çocukta değişim çatışmayla başlar. Sınır koyarken:

  • Bir ebeveyn “kötü” olmaya razı olmalı. İlk zamanlar çocuk sizi “kötü anne-baba” olarak itham edebilir, sevmediğinizi veya anlamadığınızı düşünebilir.
  • Kararlı ve şefkatli olursanız, bu çatışma 2 hafta ile 1 ay arasında sona erer.

Sonrası, hepimizin istediği huzurlu ev ortamıdır.

Ödül ve Mahrumiyet Yöntemi

Sınırları oturtmak için ödül-ceza (mahrumiyet) anlayışınız olmalı. Özellikle okul öncesi çocuklara sadece konuşarak sınır konulmaz. Gerektiğinde:

  • Ödül: Çocuğa olumlu bir şey vererek davranışını pekiştirin.
  • Mahrumiyet: Olumlu bir şeyini alın.

Ödül ve mahrumiyet, davranışla eş zamanlı olmalı ki olumlu davranışlar pekişsin. Temel ihtiyaçlardan mahrum bırakma yapılmamalıdır. Sınırlar isteklere konulur, ihtiyaçlara değil.

Sınır Koyma Adımları

  • Evin kendine özgü kuralları olmalı ki çocuğun sınır algısı gelişsin.
  • Güzel bir dil kullanılarak, kırıcı olmayan, kısa ve net açıklamalarla sınır konulur. Tehditle değil, çocuğun seçme davranışıyla sınır konulur.
  • Çocuk, davranışının olumsuz sonucundan dolayı olumlu bir şeyinden mahrum bırakılır. Bu mahrumiyet önceden ilan edilir.
  • Mahrumiyet 1 gün süreyle uygulanır.
  • Sınırı uygularken kararlı ve şefkatli olun. Sabretmek önemlidir.
  • 2 hafta ile 1 ay arasında sınır oturtulur. Düzen sağlandığında nadiren sınır esnetilebilir.

Örnek: Uyku Saati Sınırı

5 yaşındaki çocuğunuzun uyku saati 21.00 olsun. Akşam 20.00’de uyku hijyenini sağlamaya başlar ve bir saat sonra yatağında olması gerektiğini söylersiniz. 20.55’te “5 dakika içinde yatağında ol” diye hatırlatırsınız. 5 yaş çocuğu, sınır problemi yoksa kolayca yatağa geçer.

Eğer tuvalet, su içme gibi ihtiyaçları karşılandıysa ve saat 21.00’de hala oyalanıyorsa:

“Oğlum/kızım, uyumak istemediğini görüyorum, fakat uyku saatin geldi, hemen yatağına geç,” diye uyarın. Çocuğunuz manipüle etmeye çalışabilir. Kararlı olun. 10 dakika geçtiğinde, şefkatli ve net bir şekilde:

“Seni uyardığım halde yatağa geçmediğin için yarın telefonla (sevdiği bir şey) hiç oynayamayacaksın,” deyin ve karışmayın.

Ertesi gün telefon istediğinde, dün gece yatağa geçmeyerek bunu seçtiğini hatırlatıp kararlı olun.

Son Söz

Sevgili ebeveynler, evde sınır koymakta zorlanıyorsanız, bir terapiste başvurabilirsiniz. Unutmayın, ruh sağlığınızın iyi oluşu, hayatı yaşama motivasyonunuzdur. Sevgiyle ve sağlıkla kalın.

Bahar Demirtaş
Bahar Demirtaş
Bahar Demirtaş, Psikolog olarak Çocuk-Ergen-Yetişkin Ruh sağlığı alanında çalışmalarına devam etmektedir. İlkokul, ortaokul ve lise öğrencilerine eğitim danışmanlığı vermektedir. Lisans eğitimini Psikoloji üzerine tamamlayan Demirtaş, Çocuk Merkezli Oyun Terapisi, Çocuk-Ebeveyn İlişkisi Terapisi, Çocuk Değerlendirme Testleri, Bilişsel Davranışçı Terapi gibi bir çok alanda uzmanlaşmış olup hâli hazırda danışan görmeye devam etmektedir. Psikolojimizin hayatımızın her anını şekillendiren en önemli etkenlerden biri olduğunu düşünen Demirtaş, her ay ulaşılabilir terapi kapsamında terapiye ihtiyacı olup maddi yetersizliği bulunan bireylerden 3 kişiye uygun ücretli terapi hizmeti vermektedir. Demirtaş’ın bununla amaçladığı, bireysel psikolojik sağlamlığın beraberinde toplumsal psikolojik sağlamlığı getirmesidir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar