Sosyal medya, uzun süredir hayatımızda; kimliğimizi ve özel hayatımızı yansıtabileceğimiz bir alan olarak varlığını sürdürüyor. Genellikle yalnızca istediğimiz kadarını, istediğimiz kişilere gösterdiğimizi düşünsek de sosyal medya hesaplarımız hakkımızda daha fazlasını söylüyor olabilir mi? Örneğin, özgeçmişimizi özenle hazırladığımız, başarılarımızı süslü cümlelerle ifade ettiğimiz LinkedIn profilimiz, işe başvurduğumuz kişilere aktarmak istediklerimizin ötesinde mesajlar veriyor olabilir mi?
Bu konuyla ilgili çalışmalar, aslında daha önce Facebook üzerinden yapılmaya başlanmıştır. Birçok kişi, karşısındaki kişinin iş performansının Facebook profili aracılığıyla tahmin edilebileceğini öne sürmüştür. Ancak, profillerin yaklaşık %80’inin gizli olması ve Facebook’un daha çok sosyal amaçlarla kullanılan bir platform olması, bu yaklaşımın popülerliğini azaltmıştır (Kluemper & Rosen, 2009; Kluemper et al., 2012). Tüm bu çalışmalar, bireylerin sosyal medya profillerinin dijital bir özgeçmiş gibi değerlendirilmeye başlanmasının 2000’li yılların başına dayandığını göstermektedir.
Günümüzde ise LinkedIn kişilik analizi, bu amaca hizmet eden en belirgin platform hâline gelmiştir. Bir yandan staj arayan öğrenciler için bir can simidi olurken, diğer yandan niş alanlarda uzman kişilere ulaşabileceğiniz bir arama motoru işlevi görmektedir. Paylaştığınız bir gönderi, ona tepki veren kişilerin profillerinde de yayıldıkça adeta bir kartopu etkisi yaratır. Bu, bazıları için sesini duyurma ve başarılarını sergileme fırsatı sunarken; bazıları için egolarını çeşitli açılardan besleyen bir kaynağa dönüşmektedir. Peki, tüm bu paylaşımlar kişiliğimizi ne ölçüde yansıtır?
Ven ve arkadaşlarının 2017 yılında gerçekleştirdiği bir çalışmada, LinkedIn profillerinden kişilikle ilgili çıkarımlar yapılıp yapılamayacağı araştırılmıştır. 97 kişiden oluşan çalışan örneklemi, LinkedIn profilleri üzerinden Beş Faktör Kişilik Modeli’ne göre değerlendirilmiştir. Katılımcıların aynı zamanda kendileri tarafından doldurulan kişilik ölçekleriyle karşılaştırıldığında, LinkedIn profillerinde en tutarlı biçimde yansıtılan özelliğin “dışa dönüklük” olduğu görülmüştür. Profiller üzerinden yapılan tahminlerle daha dışa dönük bireyler %60,2 doğrulukla ayırt edilebilmiştir. Ancak, diğer kişilik boyutları (uyumluluk, sorumluluk, deneyime açıklık, duygusal denge) açısından yapılan tahminler tutarlı bulunmamıştır. Her ne kadar iş yaşamına doğrudan anlamlı bir etkisi olmadığı düşünülse de, çalışmaya göre dışa dönüklüğün profillere yansıması, bu özelliğe odaklanan bir ön seçim sürecinde başarı oranını %51 artırabilmektedir. LinkedIn’in bu etkisiyle beraber birçok kullanıcı kendileri hakkında gerçekleri saptırarak aktarmaya başlamıştır.
Peki insanlar LinkedIn üzerinden gerçeği neden çarpıtırlar?
Bireylerin zaman zaman LinkedIn gibi profesyonel platformlarda gerçeği çarpıtan içerikler paylaştığı bilinmektedir. Sosyal medya psikolojisi üzerine yapılan Seonmin Lee’nin (2024) çalışması, bu tür aldatıcı davranışların bireylerin onay ihtiyacı, izlenim yönetimi ve benlik saygısı gibi psikolojik faktörlerle nasıl ilişkilendiğini incelemiştir. Çalışmada, yüksek onay ihtiyacına sahip bireylerin daha fazla aldatıcı davranış sergileyeceği öngörülmüş; ancak bu ilişki istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. İlginç bir şekilde, izlenim yönetimi ile aldatıcı davranış arasında negatif bir ilişki saptanmıştır. Yani, izlenim yönetimi eğilimi yüksek olan bireylerin daha az aldatıcı içerik paylaştığı görülmüştür. İzlenim yönetimi, bireylerin başkalarının kendileri hakkında ne düşündüğünü kontrol etme ve etkileme çabası olarak tanımlanabilir. Bu beklenmedik bulgu, LinkedIn’in profesyonel doğası nedeniyle kullanıcıların itibar kaybı yaşamamak adına daha temkinli ve dürüst davranma eğiliminde olmalarıyla açıklanabilir. Öte yandan, benlik saygısının aldatıcı davranış üzerinde anlamlı bir etkisi bulunmamıştır. Bu çalışma, bireylerin sergilediği aldatıcı davranışların yalnızca bireysel psikolojik motivasyonlardan değil, aynı zamanda bağlamsal faktörler ve sosyal normlardan da etkilendiğini ortaya koymaktadır.
LinkedIn üzerinden yapılan paylaşımlar yalnızca insanları değil öğrenim modellerini dahi etkileyebilir. Härtel ve arkadaşlarının yaptıkları çalışma, LinkedIn profillerindeki bilgilerin narsisizm ve zekâyı tahmin etme potansiyelini incelemiştir. Bu doğrultuda yapılan bir çalışmada, LinkedIn profillerinin narsisizm ve zeka gibi bireysel özellikleri ne derece yansıttığı Brunswik’in mercek modeli çerçevesinde incelenmiştir. Makine öğrenme algoritmalarıyla yapılan analizler, profillerdeki geçerli ipuçlarının bu kişilik özelliklerini yüksek doğrulukla tahmin edebildiğini göstermiştir. Bu bulgular, LinkedIn’in işe alım süreçlerinde yalnızca insan değerlendirmesine değil, aynı zamanda otomatik aday analizlerine de olanak tanıyabilecek önemli bir potansiyele sahip olduğunu ortaya koymaktadır.
Sonuç olarak, bireylerin sosyal medya üzerinden yansıttıkları profiller kadar, bilinçli olarak yansıtmayı amaçladıkları ancak dışarıya verdikleri ipuçları da işe alım süreçlerini hatta makine öğrenim modellerini etkileyebilmektedir. Bununla birlikte, bireylerin Beş Büyük Kişilik Özellikleri (Big Five) doğrultusunda gösterdikleri dışadönüklük, uyumluluk ve yeni deneyimlere açıklık gibi özellikler, işe alım sürecinde değerlendiriciler üzerindeki etkiyi artırmaktadır. Bu açıdan bakıldığında, LinkedIn’de yapılan paylaşımların olumlu ya da olumsuz etkiler yaratabileceği göz ardı edilemez. Ancak buna karşılık, LinkedIn üzerinden sürekli paylaşım yapma zorunluluğu hissetmek, özellikle iş hayatına yeni atılan öğrenciler üzerinde baskı oluşturabilir. Sosyal medyayla fazla etkileşimde bulunmayı tercih etmeyen bireyler için, dışa dönük bir karakter imajı yansıtmak zorunda hissetmek psikolojik olarak zorlayıcı olabilir. Tüm bu unsurlar göz önünde bulundurulduğunda, bu tür profillerin kullanımı daha bilinçli, dengeli ve sağlıklı bir şekilde ele alınmalıdır.
KAYNAKÇA
Kluemper, D.H., Rosen, P.A. and Mossholder, K.W. (2012), “Social networking websites, personality ratings, and the organizational context: more than meets the eye?”, Journal of Applied Social Psychology, Vol. 42 No. 5, pp. 1143–1172, doi: 10.1111/j.1559-1816.2011.00881.x.
Härtel, T. M., Schuler, B. A., & Back, M. D. (2024). LinkedIn, LinkedIn on the screen, who is the greatest and smartest ever seen?: A machine learning approach using valid LinkedIn cues to predict narcissism and intelligence. Journal of Occupational and Organizational Psychology, 97(4), 1572–1602. https://doi.org/10.1111/joop.12531
Lee, S. (2024). Understanding Deceptive Behavior on LinkedIn: The Influence of Psychological Factors and LinkedIn Usage Patterns. University of Twente Student Theses.
Van de Ven, N., Bogaert, A., Serlie, A., Brandt, M. J., & Denissen, J. J. A. (2017). Personality perception based on LinkedIn Profiles. Journal of Managerial Psychology, 32(6), 418–429. https://doi.org/10.1108/jmp-07-2016-0220