Çoğu zaman kendi hatalarımızın gölgesinde yaşarız. İnsan, hem hata yapan hem de onlardan en çok acı çeken canlıdır. Kimi zaman bir davranış, bir karar, bir ihmal ya da söylenmemiş bir söz, kişinin zihninde yıllarca yankılanır.
İnsan ilişkilerinde affetmek çoğu zaman bir olgunluk göstergesi olarak değerlendirilir (Güven & Erdem, 2020). Fakat affetmenin en zor hali, başkalarına değil, kendimize yönelttiğimiz affı içeren süreçtir. “Kendini affetmek” kavramı, yalnızca bir duygusal boşalım değil; bireyin suçluluk, utanç ve öz-eleştiri duygularıyla yüzleşip, psikolojik iyileşme sürecine adım atması anlamına gelir.
Psikolojide son yıllarda yapılan araştırmalar, kendini affetmenin hem ruh sağlığı hem de yaşam doyumu üzerinde belirleyici bir etkisi olduğunu göstermektedir (Mülazım, 2022). Ancak bu süreç, genellikle yanlış anlaşılan ve basitleştirilen bir kavram olarak kalır. Kendini affetmek, yapılan yanlışı unutmak ya da görmezden gelmek değildir. Aksine, hatayı fark etmek, sorumluluğunu almak ve buna rağmen kendine insanca bir merhametle yaklaşabilmek demektir.
Kendini Affetmenin Psikolojik Bileşenleri
Kendini affetme, psikolojide üç ana bileşenle açıklanır: suçluluk, öz-şefkat ve sorumluluk alma.
-
Suçluluk, bireyin ahlaki değerleriyle çelişen bir davranışta bulunduğunu fark etmesiyle ortaya çıkar. Ölçülü bir suçluluk duygusu, davranış değişikliğine ve telafiye yol açabilir. Ancak aşırı ve kalıcı suçluluk, kişinin kendilik değerini zedeler.
-
Öz-şefkat, kişinin kendi hatalarına karşı anlayışlı ve destekleyici bir tutum geliştirmesidir (Mülazım, 2022). Bu, “kendini mazur görmek” değil, “insan olmanın kusurluluğunu kabul etmek” anlamına gelir.
-
Sorumluluk alma, affetme sürecinin en kritik aşamasıdır. Gerçek bir affetme, yapılanın sonuçlarını kabul etmeyi ve gerekirse onarmayı içerir. Ancak bu süreç tamamlandığında birey, geçmişin yükünü taşımaktan kurtulabilir.
Kendini Affetmenin Ruhsal ve Bedensel Etkileri
Kendini affetme, yalnızca ruhsal değil, bedensel düzeyde de iyileştirici etkilere sahiptir. Araştırmalar, yüksek öz-affetme düzeyine sahip bireylerin daha düşük stres seviyelerine, daha sağlıklı uyku düzenine ve daha güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olduğunu ortaya koymuştur (Aydemir & Bayram, 2016).
Ayrıca kendini affetme, öz-değer algısını güçlendirir ve bireyin diğer insanlarla daha sağlıklı ilişkiler kurmasına zemin hazırlar. Çünkü kendine karşı hoşgörüsüz bir birey, başkalarına da kolay kolay hoşgörü gösteremez (Çapan & Arıcıoğlu, 2014).
Nörogörüntüleme araştırmaları, affetme sürecinin aynı zamanda biyolojik bir dönüşüm içerdiğini göstermektedir. Affetme pratiği sırasında beynin ön singulat korteksi (empatiyle ilişkili bölge) ve prefrontal korteks (bilişsel kontrol) aktif hale gelirken, amigdala (tehdit ve korku merkezi) aktivitesinin azaldığı gözlenmiştir. Bu da, affetmenin aslında bir tür beyin eğitimi olduğunu gösterir.
Kendini Affetmenin Önündeki Engeller
Birçok insan için kendini affetmenin önünde iki temel engel vardır: utanç ve yeniden suç işleme korkusu.
Utanç, bireyin yaptığı davranıştan ziyade “kendisini kötü biri olarak görmesiyle” ilgilidir. Bu duygunun yoğunluğu, affetme sürecini felce uğratabilir.
Diğer yandan bazı kişiler, kendini affetmenin “kolay bir kaçış” olacağından endişe eder. Oysa psikolojik affetme, sorumluluğu ortadan kaldırmaz; aksine, kişi hatasından öğrenip daha bilinçli bir öz-denetim geliştirir (Mülazım, 2022).
Kendinle Barışmanın Anlamı
Kendini affetmek, geçmişi silmek değil, onunla barışarak yaşamaya devam edebilmek anlamına gelir. Bu süreçte birey, kendi insani kırılganlığını kabul eder ve içsel özgürlük kazanır (Aydemir & Bayram, 2016).
Psikoterapi süreçlerinde de görüldüğü üzere, affetme pratiği bir defalık bir eylem değil; tekrar tekrar hatırlanan, her seferinde yeniden öğrenilen bir yaşam becerisidir.
Kendini affetmek, insanın kendine verdiği en büyük armağandır: Çünkü bu affın içinde umut, büyüme ve yeniden başlama cesareti vardır.
Kaynakça
-
Aydemir, M., & Bayram, N. (2016). Yapısal Eşitlik Modellemesi ile Yalnızlık, Kendini Affetme ve Kendini Sevme Değişkenleri Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi. Uludağ Journal of Economy & Society/Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 35(1).
-
Çapan, B. E., & Arıcıoğlu, A. (2014). Psikolojik Sağlamlığın Yordayıcısı Olarak Affedicilik. International Journal of Educational Research, 5(4), 70–82.
-
Güven, N., & Erdem, T. (2020). Affetme: Kuramsal Bir Değerlendirme. International Journal of Current Approaches in Language, Education and Social Sciences, 2(2), 578–607.
-
Mülazım, Ö. Ç. (2022). Öz-Şefkat Geliştirme Programının Üniversite Öğrencilerinin Öz-Şefkat ve Kendini Affetme Düzeylerine Etkisi.


