Bu terimler, yaklaşık 40 yıl önce John Gottman ve meslektaşı Robert Levenson’ın kurduğu bir laboratuvarda doğan bir terapi yaklaşımına ait: Gottman Çift Terapisi.
Esasında fizik ve matematik mezunu olan John Gottman, psikoloji ve klinik psikoloji alanlarındaki lisansüstü eğitimini tamamladıktan sonra romantik ilişkilere birer matematik problemi gibi yaklaşmaya başlamıştı. “Kimin boşanacağını ve kimin evli kalacağını önceden tahmin edebilir miyiz?” sorusuna yanıt bulmak üzere Aşk Laboratuvarı’nı kurdu ve ilk çalışmalarına 130 yeni evli çift katıldı. Bu laboratuvar aslında sıradan bir apartman dairesiydi. Çiftler burada sanki kendi evlerinde gibi günlük hayatlarını ve birbirleriyle etkileşimlerini sürdürürken izleniyordu. Bedensel tepkilerini kayıt altına alabilmek için vücutlarına cihazlar bağlanmıştı ve stres seviyelerini izleyebilmek için tuvalete her gittiklerinde idrar örneği alınıyordu. Gottman ve ekibi kameralar aracılığıyla her bireyin beden dili ve yüz ifadelerini de izleyerek kodluyordu. Ayrıca çalışmaya katılan çiftlerle iki saatlik görüşmeler yapılıyor ve nasıl tanıştıkları, neden birbirlerini seçtikleri, ilişkilerinin nasıl gittiği ve yıllar içinde nasıl değiştiği, geçirdikleri zor zamanlar, ilişkilerindeki önemli dönüm noktaları gibi çok çeşitli konularda derinlemesine sorular soruluyordu. Bu görüşme esnasında da katılımcıların ses tonları, seçtikleri kelimeler, jest ve mimikleri izlenerek kodlanıyordu. Son olarak bu çiftlerden bir konuda tartışmaları isteniyor ve kayıt altına alıp analiz ediliyordu (Gottman vd., 2019).
Detaylı analizlerin sonucunda Gottman, hangi çiftin boşanıp hangisinin evli kalacağını yüzde 94 başarı oranıyla tahmin etti. Laboratuvardaki çalışmaya katılmış 130 çiftin 15’inin yedi yıl içinde boşanacağını tahmin etmişti ve takip çalışmalarında bu 15 çiftin de dahil olduğu toplam 17 çiftin gerçekten de boşandıkları anlaşıldı. Yıllar içinde eşi Dr. Julie Schwartz Gottman’la birlikte yaptığı çalışmalarda 3 binden fazla çifti incelediler ve Gottman yöntemi artık çiftlerle yapılan yaklaşık 15 dakikalık görüşmelerin ardından boşanıp boşanmayacaklarını yüzde 91 başarı oranıyla belirleyebiliyor (Gottman ve Silver, 2015).
İşte bu yöntemin ileri sürdüğü önemli kavramlardan ikisi “ilişki ustaları” ve “ilişki felaketleri”. Bu yönteme göre çiftlerin özellikle de çatışma anlarında ve sonrasında sergiledikleri bazı davranışlar onları birer usta ya da felaket haline dönüştürüyor ve ilişkilerinin kaderini belirliyor. İlişkileri süresince dengeli ve mutlu kalabilen çiftler “ilişki ustaları” olurken eninde sonunda ilişkileri biten ya da mutsuz bir şekilde süren çiftlerse “ilişki felaketleri” olarak anılıyor. Gottman çifti, bu çiftleri birbirinden ayıran bazı temel ilişki özelliklerini sıralıyor (Gottman ve Schwartz Gottman, 2015).
İlki, çiftin çatışma esnasında negatif ve pozitif etkileşim oranı. Gottman’lar, yaptıkları çalışmalarda ilişkilerde yaşanan çatışmaların yüzde 69’unun tarafların yerleşik kişilik özelliklerinden kaynaklandığı için hiçbir şekilde çözülemez olduğunu bulmuştur. Bu nedenle ilişkideki temel yaklaşımın çatışmayı “çözmek” değil “yönetmek” olmalıdır. Bu yönetme sürecinde de negatif ve pozitif etkileşimlerin oranı önemlidir. Gottman’lar yine yaptıkları çok sayıda deneysel çalışmada ilişkinin sağlıklı ve mutlu bir şekilde devam edebilmesi için çatışma sırasında her 1 olumsuz etkileşime karşılık en az 5 olumlu etkileşim olması gerektiğini söyler. Aksi halde ilişki bitiş çizgisine doğru hızla ilerler ki yine yapılan çalışmalarda boşanmış çiftlerde her 1 olumsuz etkileşime karşın yalnızca 0,8 olumlu etkileşimin olduğu bulunmuştur. Bu olumlu etkileşimler olumlu ve onaylayıcı ifadeler kullanmak, tarafların birbirini daha yakından tanıması için sevgi haritaları çıkarmak, mizaha başvurmak, karşılıklı olarak ilgi alanları ve beğenileri paylaşmak gibi yöntemlerle sağlanabilir (Gottman ve Schwartz Gottman, 2015; Gottman ve Levenson, 2002).
Ustalar ve felaketleri birbirinden ayıran ikinci özellikse Gottman’ın “Mahşerin Dört Atlısı” olarak isimlendirdiği etkileşim biçimlerini ne ölçüde kullandıklarıdır. Eleştiri, aşağılama, savunma ve duvar örmeden oluşan bu Dört Atlı, son derece işlevsiz ve ilişkiyi felakete götüren etkileşim biçimleri olarak tanımlanır (Gottman ve Silver, 1995). Eleştiri, bir tarafın sürekli olarak karşı tarafı kişiliği ya da karakteri hakkında suçlamasıdır ve bu atlının panzehiri sen dili yerine ben dili kullanmaktır. Örneğin, partnerinize “Ne kadar bencil birisin sen, kendinden başkasını düşünmüyorsun” demek yerine “Yemekte aramızda geçen sohbet beni üzdü, senin de bana günümün nasıl geçtiğini sormana ihtiyacım vardı” diyerek ben dili kullanmak eleştiriyi ortadan kaldırmak için kullanılabilir (Schwartz Gottman ve Gottman, 2015; Gottman ve Schwartz Gottman, 2015).
İkinci atlı olan aşağılama partnerlerin karşılıklı olarak birbirlerine saygı göstermemesinden kaynaklanır ve karşı tarafa acı vermeyi hedefler. Bu yöntemde bir taraf kendisini daha üstün görerek karşısındakiyle alay eder, ona isim takar, konuşmasını düzeltir. Boşanmanın en büyük yordayıcısı olan tanımlanan aşağılamanın panzehiri karşı tarafı takdir etmek ve ona saygı göstermektir (Hooper vd., 2017; Gottman ve Schwartz Gottman, 2015; 2020).
Taraflardan biri aşağılamaya maruz kaldığında Mahşerin Dört Atlısı’ndan üçüncüsü olan savunma ortaya çıkar. Bu etkileşim biçiminde aşağılamaya maruz kalan taraf sorumluluğunu yok sayabilir, bahaneler üretebilir, karşı atak olarak şikâyetlerde bulunmaya başlayabilir. Savunmanın panzehiri ilgili durumda çok ufak da olsa bir sorumluluk almaktan geçer. “Geç kalmandan nefret ediyorum, zamanında çıkmak istiyorum” dendiğinde, “Sen önce kendine bak, daha faturalarını bile zamanında ödeyemiyorsun” demek bir savunma tepkisi olurken, “Senin istediğin kadar hızlı hazırlanamıyorum” demek bu sorundaki sorumluluğu görmek anlamına gelebilir (Gottman ve Silver, 1995; Gottman ve Schwartz Gottman, 2015).
Son olarak duvar örmese ilk üç atlının yarattığı olumsuz etkinin birikmesinden kaynaklanır ve ilişkide artık duygusal kopukluk yaşanmaya başladığını gösterir. Normal bir iletişimde göz teması olur, “hımm” ya da “evet” gibi kişinin karşı tarafı dinlediğini gösteren tepkiler verilir. Fakat duvar örme başladığında etkileşimde hiçbir geri bildirim verilmez, karşı taraf sanki hiç duyulmuyor ya da önemsenmiyor gibi davranılır. Gottman’lar, çalışmalarında duvar örmetepkisinin yüksek fizyolojik uyarılma sırasında ortaya çıktığını bulmuştur. Bu nedenle bu atlının panzehiri tartışmaya bir ara vermek, duygusal taşmayı yatıştırmak ve sakinleşmekten geçer (Gottman ve Schwartz Gottman, 2015; 2020; Gottman ve Silver, 2015).
1970’lerden itibaren çiftleri sistematik olarak gözlemlemeye başlayan ve 1980’lerin sonunda Aşk Laboratuvarı’nı kurup binlerce çiftle deneyler yapan Gottman’lara göre bir ilişkiyi ustalığa ya da felakete dönüştüren ve bunun sonucunda çiftin ayrılıp ayrılmayacağını belirleyen temel etkileşim biçimleri bunlardır. Buradan çıkarılacak en temel ders, ilişkilerdeki çatışmaların büyük bir kısmının çözülemez olduğu, bu nedenle de onları boş yere çözmeye çalışmaktansa olumlu etkileşim yöntemleriyle yönetmeyi öğrenmek olabilir.
Kaynakça
- Gottman, J. M. ve Levenson, R. W. (2002). A two-factor model for predicting when a couple divorces: Exploratory analyses using 14-year longitudinal data. Family Process, 41(1), 83–96. doi:10.1111/j.1545-5300.2002.40102000083.x
- Gottman, J. M. ve Schwartz Gottman, J. (2015). Gottman Couple Therapy. A. S. Gurman, J. L. Lebow ve D. K. Snyder (Ed.), Clinical Handbook of Couple Therapy içinde (s. 138–164). New York: The Guilford Press.
- Gottman, J. M. ve Schwartz Gottman, J. (2020). Gottman Çift Terapisi 1. Düzey Eğitim Manueli: Çiftler Arasındaki Köprüyü Yeniden İnşa Etmek [Yayınlanmamış Eğitim Materyali].
- Gottman, J. M., Schwartz Gottman, J., Abrams, D. ve Carlton Abrams, R. (2019). Eight Dates: Essential Conversations for a Lifetime of Love. New York: Workman Publishing.
Gottman, J. M. ve Silver, N. (1995). Why Marriages Succeed or Fail. New York: Simon & Schuster. - Gottman, J. M. ve Silver, N. (2015). The Seven Principles for Making Marriage Work. New York: Harmony Books.
- Hooper, A., Spann, C., McCray, T., & Kimberly, C. (2017). Revisiting the basics: Understanding potential demographic differences with John Gottman’s four horsemen and emotional flooding. The Family Journal: Counseling and Therapy for Couples and
- Families, 25(3), 224–229. doi:10.1177/1066480717710650
Schwartz Gottman, J. ve Gottman, J. M. (2015). 10 Principles for Doing Effective Couples Therapy. New York: W. W. Norton & Company.