Çarşamba, Ekim 1, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

İkinci Beynimiz: Bağırsak-Beyin Ekseni ve Psikolojik Sağlık

Son yıllarda nörobilim ve psikoloji alanında dikkat çeken en önemli konulardan biri, bağırsak-beyin ekseni ve beyin arasındaki çift yönlü iletişimdir. Bu ilişki, literatürde “gut-brain axis” (bağırsak-beyin ekseni) olarak tanımlanmakta ve psikiyatrik bozukluklardan stres yanıtına kadar birçok sürecin anlaşılmasında yeni ufuklar açmaktadır (Carabotti et al., 2015).

Bağırsak Sinir Sistemi: “İkinci Beyin”

Bağırsaklarımızda yaklaşık 500 milyon nöron bulunmaktadır. Bu sistem, enterik sinir sistemi (ENS) olarak bilinir ve merkezi sinir sistemiyle vagus siniri üzerinden doğrudan iletişim kurar (Furness, 2012). ENS’in özerk çalışabilme yeteneği, bağırsakların yalnızca sindirim organı değil, aynı zamanda nörobiyolojik açıdan da aktif bir sistem olduğunu göstermektedir.

Mikrobiyota ve Nörotransmitter Üretimi

Bağırsaklarımızda yaşayan trilyonlarca mikroorganizma (mikrobiyota), yalnızca sindirime değil, nörotransmitter üretimine de katkıda bulunur.

  • Serotonin’in yaklaşık %90’ı bağırsaklarda üretilmektedir (Gershon & Tack, 2007).

  • Mikrobiyota ayrıca dopamin, GABA ve kısa zincirli yağ asitleri (SCFAs) üreterek sinir sistemi üzerinde doğrudan etki gösterir (Strandwitz, 2018).

Bu nedenle bağırsak florasındaki dengesizlik (disbiyozis), ruh hali bozukluklarıyla güçlü bir şekilde ilişkilendirilmiştir.

Bağırsak-Beyin Ekseni ve Psikiyatrik Bozukluklar

Son dönem çalışmalarda, bağırsak mikrobiyotasının depresyon, anksiyete ve hatta otizm spektrum bozukluğu gibi psikiyatrik tablolarla ilişkili olabileceği öne sürülmektedir. Örneğin:

  • Depresyon hastalarında belirli bağırsak bakterilerinin azaldığı gösterilmiştir (Jiang et al., 2015).

  • Probiyotik takviyeleri, bazı çalışmalarda depresyon ve anksiyete belirtilerini azaltmada etkili bulunmuştur (Dinan & Cryan, 2017).

Bu bulgular, psikiyatrik tedavilerde yalnızca farmakolojik yöntemlerin değil, aynı zamanda mikrobiyota düzenleyici yaklaşımların da gelecekte önemli bir rol oynayabileceğini düşündürmektedir.

Beslenme ve Ruh Sağlığı

Bağırsak sağlığı ile beslenme arasında güçlü bir ilişki vardır.

  • Batı tipi beslenme (yüksek yağ, düşük lif) mikrobiyotayı olumsuz etkilerken;

  • Akdeniz tipi beslenme (sebze, meyve, probiyotik gıdalar açısından zengin) bağırsak florasını destekleyerek psikolojik sağlık üzerinde olumlu katkıda bulunabilir (Jacka et al., 2017).

Bağırsak-beyin ekseni, psikoloji ve nörobilimde giderek daha fazla ilgi gören bir araştırma alanıdır. ENS, mikrobiyota ve merkezi sinir sistemi arasındaki etkileşimler, psikolojik sağlığın yalnızca “beyin merkezli” bir olgu olmadığını; bağırsaklarımızın da bu süreçte kritik rol oynadığını ortaya koymaktadır.

Bu alandaki ilerlemeler, gelecekte depresyon, anksiyete gibi ruhsal bozuklukların tedavisinde beslenme düzenlemeleri, probiyotik destekler ve bağırsak sağlığını hedefleyen yaklaşımlar ile yeni kapılar açabilir.

Kaynakça

  • Carabotti, M., Scirocco, A., Maselli, M. A., & Severi, C. (2015). The gut-brain axis: Interactions between enteric microbiota, central and enteric nervous systems. Annals of Gastroenterology, 28(2), 203–209.

  • Dinan, T. G., & Cryan, J. F. (2017). Gut instincts: microbiota as a key regulator of brain development, ageing and neurodegeneration. The Journal of Physiology, 595(2), 489–503.

  • Furness, J. B. (2012). The enteric nervous system and neurogastroenterology. Nature Reviews Gastroenterology & Hepatology, 9(5), 286–294.

  • Gershon, M. D., & Tack, J. (2007). The serotonin signaling system: from basic understanding to drug development for functional GI disorders. Gastroenterology, 132(1), 397–414.

  • Jacka, F. N., et al. (2017). A randomised controlled trial of dietary improvement for adults with major depression (the ‘SMILES’ trial). BMC Medicine, 15(1), 23.

  • Jiang, H., et al. (2015). Altered gut microbiota profile in patients with generalized anxiety disorder. Journal of Psychiatric Research, 63, 1–7.

Bahar Sert
Bahar Sert
Bahar Sert, psikoloji ve nörobilim alanlarında akademik bir geçmişe sahip bir psikologdur. Psikoloji lisans eğitimi sırasında moleküler biyoloji ve genetik alanında yan dal yaparak disiplinlerarası bir bakış açısı kazanmıştır. Yüksek lisans eğitimini nörobilim üzerine tamamlayan Sert, özellikle hafıza ve nöral ağlar üzerine çalışmalar yürütmüştür. Sinirsel geri bildirim laboratuvarında bir dönem çalışmalar yaparak beyin aktivitesinin ölçümü ve geri bildirim mekanizmaları konusunda deneyim kazanmıştır. İtalya Ulusal Araştırma Konseyi’ne bağlı Biyofizik Enstitüsü’nde hesaplamalı sinirbilim üzerine staj yaparak bu alandaki uzmanlığını pekiştirmiştir. Akademik çalışmalarının yanı sıra, psikolojik süreçlere nörobilimsel bir perspektiften yaklaşarak bilimsel içerikler üretmekte ve araştırmalarına devam etmektedir. Ayrıca, sanat terapisti olarak yaratıcı süreçleri psikolojik iyileşme ve ifade aracı olarak kullanmaya yönelik çalışmalar yürütmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar