Kendimizle yaptığımız konuşmalar, yani “içsel diyalog”, farkında olmasak da yaşam kalitemizi ve ruh halimizibüyük ölçüde etkiliyor. İçsel diyalog, insanın bilinçli düşünceleriyle bilinçsiz inanışlarını kapsayan bir sestir. Zihnimizde dönen bu sürekli diyalog, kimi zaman motive edici ve yapılandırıcı olurken, kimi zaman özgüvenimizizedeleyip kaygıyı tetikleyebilir.
Peki, bu iç sesin yapıcı bir şekilde konuşması hayatımızı nasıl şekillendirir?
Zihnimizdeki Sesin Gücü:
Araştırmalar, içsel diyaloğun sadece ruh halimizi değil, davranışlarımızı ve hatta fizyolojimizi bile etkilediğini gösteriyor. Beynimiz, düşündüğümüz şeyleri yalnızca soyut fikirler olarak değil, gerçek deneyimler gibi algılama eğilimindedir. Bu nedenle, kendimize söylediğimiz her söz, bedenimiz ve zihnimiz üzerinde doğrudan bir etki yaratır.
İçsel diyaloğumuzu, ‘Pozitif İçsel Ses’ ve ‘Negatif İçsel Ses’ olarak iki başlık altında inceleyebiliriz.
Olumsuz bir iç ses, ‘’Yine başaramayacaksın.’’ ya da ‘’Kimse seni sevmez.’’ gibi yargılayıcı ifadeler ile özgüvenimizi zedeleyebilirken; yapıcı ve destekleyici bir iç ses, zorlayıcı durumlarla başa çıkmamızı kolaylaştırabilir.
Sınav kaygısı yaşayan bir öğrenci, ‘’Hiçbir şeyi bilmiyorum.’’ demek yerine ‘’Çalıştım ve elinden geleni yapacağım.’’ gibi olumlu bir diyaloğu benimserse başarı şansı artar.
Negatif İçsel Seslerin Etkisi:
Negatif içsel ses, sürekli olarak tekrarlanan karamsar ve yıkıcı düşüncelerden oluştuğunda ruh sağlığımızı ciddi şekilde etkileyebilir. ‘’Ben zaten hep başarısızım.’’ veya ‘’Kimse bana değer vermiyor.’’ gibi negatif inançlar, zamanla kendini gerçekleştiren kehanetlere dönüşebilir. Bu durum ise, kendi potansiyelimizi ve yeteneklerimizi görmezden gelmemize, sosyal ilişkilerden kaçınmamıza ve kendimize fırsat tanımamıza engel olabilir.
‘’Bu işin altından kalkabilecek kadar güçlü değilim.’’ veya ‘’Kesin bir yanlış yaparak rezil olacağım.’’ gibi düşüncelere maruz kalmak, vücutta kortizol seviyesinin yükselmesine ve buna bağlı olarak gerginlik, baş ağrısı ve uyku problemleri gibi fizyolojik etkiler yaşanmasına neden olabilir.
Olumlu İçsel Seslerin Etkisi:
Öte yandan, olumlu içsel sesleri artırmak stres yönetimi ve motivasyonu sağlamada güçlü bir araçtır. ‘’Bu benim için bir fırsat olabilir.’’ ya da ‘’Zorlayıcı ama elimden geleni yapacağım.’’ gibi ifadeler, beyin üzerinde olumlu bir etkiyaratarak rahatlamayı ve problem çözme becerilerini güçlendirebilir.
Örneğin, iş görüşmesine giden biri ‘’Yetersizim.’’ düşüncesiyle gerginleşip performansını düşürebilirken, ‘’Bu görüşme kendimi göstermek ve gelişmek için bir şans.’’ şeklinde düşünmek kişinin kendine güvenini artırır ve daha iyi bir izlenim bırakmasına yardımcı olur.
Olumsuz İçsel Seslerle Başa Çıkma:
Olumsuz içsel sesleri dönüştürmenin ilk adımı, bu düşüncelerin farkına varmaktır. Zihninize ‘’Yetersizim.’’, ‘’Beceriksizim.’’, ‘’Değersizim.’’ gibi düşünceler geldiğinde, durup bu sözleri sorgulamak faydalı olabilir. ‘’Bu düşünce gerçekten doğru mu?’’ veya ‘’Başka bir açıdan bakarsam nasıl hissederim?’’ gibi sorular, olumsuz kalıpların etkisini kırabilir.
Bir diğer etkili yöntem ise kendinize dışarıdan bakarak bir dostunuza hitap eder gibi bir dil kullanmak ve olaylara farklı bir bakış açısı geliştirmeyi desteklemektir.
Yapıcı Bir İçsel Diyalog Nasıl Kurulur?
-
Kendinize Şefkatle Yaklaşın: Hata yaptığınızda kendinizi eleştirmek yerine ‘’Bu hatadan ne öğrenmem gerekir?’’ diye sormak daha yapıcı olacaktır.
-
Olumlu Cümleler Kullanmaya Özen Gösterin: ‘’Başaramayacağım.’’ demek yerine ‘’Elimden geleni yapacağım, buna hazırım.’’ gibi daha gerçekçi ve pozitif ifadeler tercih edebilirsiniz.
-
Düşüncelerinizi Yeniden Çerçeveleyin: Zihniniz ‘Her şey daha kötü olacak.’ dediğinde, ‘Bunlar zor ama ben adım adım ilerleyebilirim.’ diye düşünmek kaygınızı hafifletebilir.
-
Küçük Başarıları Takdir Edin: Başarılarınızı küçümsemek yerine her küçük adımı fark etmek, kendinize karşı daha yapıcı ve destekleyici bir tavır geliştirmenizi sağlar.