Salı, Eylül 30, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Hayattasın ama Yaşıyor musun?

Çocukken odamın camı mezarlığa bakardı. O dönem çoğu yaşıtım mezarlıklardan korkarken benim için mezarlık evimin arka bahçesi gibiydi. Babamla her hafta en az bir kez mezarlığa yürüyüşe giderdik. Orada türlü türlü çiçekler toplayıp anneme götürdüğümü hatırlıyorum. Betonarme İstanbul’umuzda büyüyen bir çocuk olarak mezarlıklar kocaman bir park gibiydi benim için.

Rahmetli babam kelimenin tam anlamıyla kafa açan bir adamdı. Daldan dala ölümle ilgili oradan buradan duyduğu ne varsa ucuca bağlar anlatır dururdu. Sorduğum soruların cevabını bilmiyorsa çekinmeden sallardı. Zihnimdeki sembolik baba beni hâlâ güldürüyor 🙂

Geçenlerde babamın mezarına çiçek ekerken “Ne garip, en çok ölümün olduğu yerde hissediyorum hayatı” diye düşündüm. Ve zihnimde Stoacı felsefeden İsmet Özel’e uzanan bir beyin fırtınasından bilgiler saçıldı. Binbir bilgiyi salata yapma konusunda babama çekmişim 🙂

“Bir gün her şey sona erecek.”
Ve yaşam dediğimiz yolculuk aslında bu cümleyi tam olarak idrak ettiğinde başlayacak. Anlamak ve idrak etmek farklı şeyler. Anladığında demiyorum, tamamen idrak ettiğinde diyorum.

Stoacı Felsefe ve Ölüm Farkındalığı

Stoacı felsefeye bayılırım çünkü ölümün gölgesinde yaşamı seçmeyi savunur. Camın kenarında aylardır açmasını beklediğiniz orkide çiçeğinin güzelliği, sonsuza kadar rengarenk kalmamasından gelir. Bir insanın bakışı son kez bakıyor olabileceği için bu kadar derindir.

İroniktir ki son bakışı olduğunu, son kez olduğunda fark ederiz. Sonsuz bir hayatta yaşasaydık ve her şey kalıcı olsaydı hiçbir şey kıymetli olmazdı. Geçen hafta meteor yağmurunun olacağı gece, yılda sadece bir kere 3 saniyede hareket edip kaybolacak bir yıldızı görmek için tek başıma 300 km yol yaptım. Bu her gece sürekli gerçekleşen bir olay olsaydı böylesine kıymetli olur muydu?

Ölüm de tıpkı 3 saniyede kayıp yok olan yıldızlar gibi, hayatta kontrol edemeyeceğimiz ve insana sonluluğunu hatırlatan en ilkel ve kolektif korkudur. Bu yüzden konusu açıldığında hızlıca kapatılır. Oysa yaşamı kıymetli kılan şey ölümün ta kendisidir. İnsan ancak dünyada sayılı günü kaldığı bilincine erişirse kalan hayatına yön verebilir. Buna “ölüm farkındalığı” diyoruz.

Psikoloji ve Ölüm Farkındalığı

Klinik psikolojide, özellikle varoluşçu terapilerde ölüm farkındalığı bireyin içsel dönüşümünde önemli bir eşiktir. Irvin Yalom gibi terapistler, ölümün sadece bir korku nesnesi değil, aynı zamanda yaşamı yeniden yapılandıran bir uyarıcı olduğunu söyler (Yalom, 2008).

Bu farkındalık, kişinin gündelik hayatındaki seçimlerini daha bilinçli yapmasını sağlar: Ertelenen ilişkiler, ötelenen hayaller, bastırılan duygular ölümle yüzleşmenin ardından görünür hâle gelir. Ölüme yaklaştığınız anlarda hayatınızın film şeridi gibi gözünüzün önünden geçmesi bundandır.

Benzer biçimde, Stoacı felsefenin “memento mori : ölümünü hatırla” ilkesi zihinsel uyanıklığa çağrıdır. Marcus Aurelius’un Meditasyonlar isimli kitabında (MS 170), “Ölebilirim. Bugün ölebilirim. O hâlde bugünü nasıl geçireceğim?” sorusu defalarca yinelenir. Aurelius, ölüme isyan eden ve ölümle kavga eden bir yaklaşım yerine, ölümü hayatın tamamlayıcısı olan bir öğretmen gibi görür.

Kadim dinlerin kutsal kitaplarında insanın ölümlü bir canlı olduğunun yaradılanlara tekrar tekrar hatırlatılması tesadüf değildir.

Modern Psikoloji ve Bilinçli Farkındalık

Bugün bu ilkenin modern psikolojideki karşılığı, bilinçli farkındalık (mindfulness) ve değer odaklı yaşam pratikleridir (Hayes, Strosahl & Wilson, 2011).

Araştırmalar, ölüm üzerine düşünmenin — elbette terörize edici değil, yapılandırılmış bir farkındalıkla — bireyde şükran duygusunu, anlam arayışını ve yaşam doyumunu artırdığını göstermektedir (Garland et al., 2015; Routledge & Vess, 2019).

Her fırsatta mezarlığa yürüyüşe çıkan rahmetli babamın neden şenşakrak biri olduğu belli oldu

Yaşamın Anlamı ve Ölüm Gerçeği

Çoğu psikoloji kuramında iyileşme, kişinin eforunu kontrol edemeyeceği şeyden alıp kontrol edebileceği şeye vermesiyle sağlanır. Ölüm en kesin ve kontrolsüz olgudur ama ölene kadar geçireceğimiz zaman kontrolümüzdedir.

Bugün henüz ölmediysek uyandığımız her günü bir armağan gibi şu ana odaklanarak yaşayabiliriz. Mesele hayatta kalmak değil, iyi yaşamaktır. Hepimiz hayattayız ama hepimiz yaşamıyoruz.

Yani ölümü hatırlamak, hayatı unutmamaktır. Ölümle bağ kurmak, yaşama daha sağlam tutunmaktır.

Benim için bu yazı da, babamın kaybının ardından içimde yaşama dair filizlenen bir bağın kaydıdır. Babamın vefatı, teorisini anladığım bu gerçekleri idrak etmemi sağladı.

“Babalar ölürken bile bir şeyler öğretiyor” demişti bir danışanım. Ölüm yaşamıma derin bir anlam kattı.

İsmet Özel haklıydı. Mezarlarda bile büyüyen bir bahar varsa, demek ki hiçbir şey gerçekten sona ermiyor; yalnızca biçim değiştiriyor.

Peki sen, hayattasın evet ama gerçekten yaşıyor musun?

Kaynakça

  • Aurelius, M. (2006). Meditations (M. Hammond, Trans.). Penguin Classics. (Original work published ca. 170)

  • Garland, E. L., Fredrickson, B. L., Kring, A. M., Johnson, D. P., Meyer, P. S., & Penn, D. L. (2015). Mindfulness-oriented recovery enhancement for hedonic dysregulation: Promoting natural reward processing in addiction, stress, and pain. Journal of Contextual Behavioral Science, 4(2), 134–147. https://doi.org/10.1016/j.jcbs.2015.02.001

  • Hayes, S. C., Strosahl, K. D., & Wilson, K. G. (2011). Acceptance and commitment therapy: The process and practice of mindful change (2nd ed.). Guilford Press.

  • Routledge, C., & Vess, M. (Eds.). (2019). Handbook of terror management theory. Academic Press.

  • Yalom, I. D. (2008). Staring at the sun: Overcoming the terror of death. Jossey-Bass.

Ezgi Beyza Toprakçı
Ezgi Beyza Toprakçı
Ezgi Beyza Toprakçı, Klinik Psikolog ve eğitmen olarak yetişkin ve çiftlerle çalışmaktadır. İstanbul Üniversitesi’nde Psikoloji, PDR ve İşletme lisanslarını tamamladıktan sonra, Klinik Psikoloji yüksek lisansını Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nde tamamladı. EMDR Travma Terapisi, Psikodinamik Psikoterapi ve Çift Terapisi gibi ekollerde uzmanlaştı. Psikoterapi pratiğinin yanı sıra yapay zeka, kuantum fiziği ve islam felsefesi gibi disiplinlerle ilgilenmekte, bu alanların psikolojiyle kesişimlerini araştırmaktadır. Akademik çalışmalar yürütmekte, eğitimler vermekte ve Psychology Times bünyesinde ruh sağlığını destekleyici içerikler üretmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar