Tebrikler, hamilesiniz! İşte bir kadının hayatında duymayı en çok beklediği anlardan birisi. Hayatınız bir daha eskisi gibi olmayacak çünkü eskisinden çok daha güzel olacak. Hamilelik dışarıdan fiziksel değişiklikler ile dolu bir süreç gibi gözükse de aynı zamanda yoğun duygusal değişikliklerin de yaşandığı bir süreçtir. Hormonal değişiklikler bebeğin rahme tutunmasını ve sağlıklı gelişimini sağlarken aynı zamanda annede duygusal dalgalanmalara yol açar. Bu duygusal dalgalanmalar hamilelik sürecine özgü, tamamen doğal ve insanidir.
Bu dönemde çevreden kadına yönelik her şeye rağmen güçlü olması gerektiğine dair var olan beklentiler ve söylemler, aslında zaten değişikliklere uyum sağlamaya çalışan kadın üzerinde bir baskı yaratır. Örneğin hamilelikte “Sürekli mutlu olmalısın, sen üzülürsen bebeğin de üzülür” gibi bir yaklaşımın her ne kadar doğruluk payı olsa da bu kişinin korku ve endişelerini yok sayan bir tutumdur. Dolayısıyla anne adayında bu tarz baskıcı tutumlar maalesef korku ve endişeyi artırmaktan başka bir işe yaramazlar. Hamile kadının bu süreçte baskıya değil, desteğe ihtiyacı vardır. Hamileliğin duygusal ve fiziksel olarak konforlu geçmesindeki en önemli etkenlerden birisi şüphesiz kişinin sosyal destek ağıdır.
Sosyal Destek Nedir ve Neden Önemlidir
Sosyal destek, “zorlayıcı bir yaşam olayı yaşayan ya da stres altındaki bireye yakın ilişkide olduğu eş, aile, arkadaş gibi kişiler tarafından yapılan maddi ve manevi yardım” olarak tanımlanabilir. Birey, yaşadığı çevre ile yakın ilişkiler kurup bu çevrede sevgi ve saygı gördüğüne inandığında, stresli zamanlarda yeterli psikolojik, duygusal ve ekonomik desteği yaşadığı çevreden görebildiğinde aslında sosyal desteğin varlığından söz edebiliriz (Friedman ve diğ., 2001).
Sosyal destek ağı güçlü kişiler zorlayıcı yaşam olaylarından daha başarılı ve psikolojik iyi oluşları korunarak çıkmaktadırlar (Gebuza ve diğ., 2014). Sosyal desteğin farklı alt türleri vardır. Bunlar bilgi desteği, duygusal destek, sosyal eşlik etme desteği ve araçsal destek olarak sıralanabilir (Yılmaz ve Pasinlioğlu, 2014).
-
Bilgi desteği (tavsiye desteği) ile bireye yaşadığı zorlukla baş edebilmesinde gerekli bilgiler verilir. Böylece kişi yaşadığı zorluğu daha iyi tanır, analiz eder ve bu zorlukla daha kolay başa çıkabilir.
-
Duygusal destek ile kişiye şefkatli davranışlar gösterilir, duygularını ifade etmesine olanak tanınır ve benlik saygısı korunur. Kişinin yaşadığı sorunlara ve kişisel hatalarına rağmen değerli olduğu, kabul edildiği hissettirilir.
-
Sosyal eşlik etme desteği arkadaşlık, boş zamanlarda bireyin yanında olma, gruba ait hissetme gibi durumlarla kendini gösterir.
-
Araçsal destek ise mali destek, maddi yardım ya da somut ihtiyaçlarla ilgili verilen destektir. Böylece birey kendisine daha fazla zaman ayırabilir.
Kısa bir örnek vermek gerekirse hamile bir kadının yaşadığı duygusal zorlukların normal olduğunu anlatmak bilgi desteğine; kişinin yaşadığı zorluklara rağmen değerli olduğuna yönelik söylemler duygusal desteğe; boş zamanlarda birlikte yürüyüşe çıkmayı önerme, telefonla arayıp hâl hatır sorma sosyal eşlik etme desteğine; evini temizlemeye yardım etme, bebeği için bir şeyler örme, yemeğini yapma, bebek/hamilelik ile ilgili bir hediye alma gibi durumlar da araçsal desteğe örnek verilebilir.
Yapılan çalışmalarda sosyal desteğin düşük stres, daha olumlu gebelik deneyimi ve sağlıklı doğum ile ilişkili olduğu ortaya konmuştur (Gebuza ve diğ., 2016; Vaezi ve diğ., 2019; Yu ve diğ., 2020). Gebelik sürecinde en önemli sosyal destek kaynakları arasında eş, anne-baba, kardeş, kayınvalide, arkadaşlar, akrabalar ve sağlık çalışanları bulunur.
Destek Yerine Gelen Baskı: İyi Niyetli Ama Yaralayıcı Sözler
Anneye sosyal destek sunmamanın yanında bir de destek oluyorum zannederken yapılan hatalar vardır. Özellikle “Şöyle yapman gerek.”, “Bizim zamanımızda böyleydi.” gibi cümleler anne üzerinde eleştiri ve kontrol hissi yaratır. Özellikle kayınvalide, akraba ya da çevre baskısı anneye yetersizlik duygusu yaşatabilir.
Örneğin “Bizim zamanımızda biz her işimizi kendimiz yapardık” diyen bir kayınvalide, niyeti iyi olsa da anneyi incitmiştir. Zaman ve koşullar aynı değildir. Kişinin çalışma durumu, eve ekonomik destek sağlamak zorunda oluşu, mizacı, insani ilişkileri gibi birçok değişken vardır. Özellikle kişi çalışan bir anne ise gün boyu türlü stres faktörlerine maruz kalmaktadır. Gün sonunda duymak istediği şey yetersizliği değil, tüm bunlara rağmen ne kadar iyi baş ettiğidir.
Kadının İçsel Gücü ve Psikolojik Dayanıklılık
Hamile kadının sosyal desteği eksik olsa bile kendi iç kaynakları güçlü ve yeterlidir. Elbette sosyal desteği olan kadınlar bu süreci daha keyifli ve sevgi dolu geçirirler. Fakat bu yoksa ya da ancak baskı yaparak gerçekleştirilmeye çalışılıyorsa kişi kendi iç kaynaklarına yönelmekte çözüm bulabilir.
Yaradan bizi öyle güzel yaratmıştır ki, kişinin anne olma içgüdüsü, bebeğine olan sevgisi ve sezgileri sıklıkla ona en doğruyu söyler. Bu süreçte anne adayımız meditasyon, nefes egzersizi, terapi, yazma, dua ve doğayla temas gibi yöntemlerle ruhsal dayanıklılığını güçlendirebilir. Bu dönemde en büyük destek, kişinin kendisine iyi gelenlerle birlikte olması, ona kötü hissettirenlere sınır çizmesi ve kendine iyi davranmasıdır.
Kişi elbette yanında olanları unutmamalı, verilen sosyal desteği kabul etmelidir. Öte yandan yanında olmayanlara gerekli sınırı çizerek belki de en çok kendisinin yanında olmayı öğrenmelidir. Kim bilir, belki Yaradan bu süreçte anneyi güçlendirmek ve hangi insanlarla hangi ilişkilerinin çıkarsız olduğunu öğrenmesi için gerçekleri gözler önüne seriyordur.
Sonuç: Toplumsal Bir Çağrı – Hamileliğe Dair Empatiyi Hatırlamak
Hamilelik bir kadının bedeniyle birlikte tüm yaşamının dönüştüğü bir süreçtir. Bu süreçte çevresinden mükemmel öğütlere değil, anlayışa, sevgi görmeye ve en önemlisi empatiye ihtiyacı vardır. Kadının duygusal dalgalanmalarını abartı olarak görmemek, sürecin doğal bir parçası olduğunu bilmek, korkularını, kaygılarını ve yorgunluğunu küçümsememek gerekir.
Hamilelik bir destek dönemidir. Bir anne adayı ne kadar anlayışla sarılırsa, doğacak çocuğun da o kadar güvenli bir dünyaya gözlerini açma şansı olur. Unutmayalım: Hamilelik bir kadının tek başına taşıdığı bir yük değil; sevgiyle paylaşıldığında hayat bulan bir süreçtir. Bir söz, bir dokunuş, bir “nasılsın” demek bile bazen bir kadının içindeki gücü yeniden uyandırabilir. Her birimizin bu süreçteki rolü, anneye yük olmak değil, onun kalbini güçlendirmektir. Bir kadının hamileliği yalnızca yeni bir hayatın başlangıcı değil; sevgiyle sarıldığında, bir toplumun şefkatle yeniden doğuşudur.
Referanslar
Friedman LE, Gelaye B, Sanchez SE, Williams MA. Association of social support and antepartum depression among pregnant women. J Affect Disord. 2020; 1; 264:201-205. doi: 10.1016/j.jad.2019.12.017.
Gebuza G, Kaźmierczak M, Mieczkowska E, Gierszewska M, Banaszkiewicz M. Adequacy of social support and satisfaction with life during childbirth. Polish Annals of Medicine (2016); 23(2):135-140.
Vaezi A, Soojoodi F, Banihashemi AT, Nojomi M. The association between social support and postpartum depression in women: A cross sectional study. Women Birth. 2019 Apr; 32(2): e238-e242. doi: 0.1016j.wombi.2018.07.014.
Yılmaz F, Pasinlioğlu T. Gebelerde algılanan sosyal destek ile gebeliğe ve anneliğe uyum arasındaki ilişkinin incelenmesi. Uluslararası Hakemli Kadın Hastalıkları Ve Anne Çocuk Sağlığı Dergisi 2014; 1(1):14-24. Doi: 10.17367/JACSD.2014019294.
Yu M, Qiu T, Liu C, Cui Q, Wu H. The mediating role of perceived social support between anxiety symptoms and life satisfaction in pregnant women: a cross-sectional study. Health And Quality of Life Outcomes (2020); 18(1):1-8.


