Perşembe, Nisan 24, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Gündemleri ve Toplumsal Olayları Çocuklara Nasıl Anlatabiliriz?

Toplumsal olaylara ilişkin içeriklere maruziyet, artık yalnızca yetişkinleri değil, gelişimsel olarak bu içeriklere hazır olmayan çocukları da doğrudan etkilemektedir. Medya, okul ortamı ve çevresel konuşmalar yoluyla çocuklar, yaşlarının ötesinde bilgiye erişmekte; ancak bu bilgileri anlamlandırmakta ve duygusal olarak işlemekte zorlanmaktadır. Bu nedenle, toplumsal olaylar hakkında çocuklarla iletişim kurarken, gelişim psikolojisi ve duygusal güvenlik ilkeleri dikkate alınmalıdır. Özellikle televizyon, sosyal medya ve dijital platformlar aracılığıyla çocuklar da bu olaylardan haberdar olmakta ve zaman zaman anlamakta zorlandıkları duygularla baş başa kalmaktadırlar. Bu noktada ebeveynlerin, öğretmenlerin ve bakım verenlerin sorumluluğu büyük önem kazanır. Peki, çocuklara gündemdeki olaylar nasıl anlatılmalıdır?

1. Çocuğun Yaşına ve Gelişim Düzeyine Uygunluk

Her şeyden önce çocuklara anlatılacak bilgi, onların yaşlarına ve gelişim seviyelerine uygun olmalıdır. Örneğin, 4 yaşındaki bir çocukla 10 yaşındaki bir çocuğun algı ve kavrama kapasitesi birbirinden oldukça farklıdır. Küçük yaş gruplarındaki çocuklar için somut anlatımlar, sade dil ve güven verici bir ton tercih edilmelidir. Daha büyük çocuklar ise soyut kavramlara daha aşina olduklarından olayların neden-sonuç ilişkisi daha ayrıntılı şekilde açıklanabilir.

2. Korku ve Kaygıdan Uzak Durmak

Toplumsal olaylar genellikle beraberinde korku, kaygı ve belirsizlik gibi duyguları da getirir. Ancak çocukların duygusal dayanıklılıkları yetişkinler kadar güçlü olmayabilir. Bu nedenle anlatım sırasında çocuğun duygusal güvenliği mutlaka gözetilmelidir. Örneğin, savaş ya da doğal afet haberleri verilirken “Uzak bir ülkede bazı insanların başına bu olaylar geldi, ama biz güvendeyiz” gibi cümlelerle çocuğa güven duygusu verilmelidir. Abartılı anlatımlardan, vahşet içeren detaylardan ya da dramatik dil kullanımından kaçınılmalıdır.

3. Soru Sormalarına İzin Vermek ve Dinlemek

Çocuklar duydukları ya da gördükleri bir olayla ilgili olarak kendi iç dünyalarında anlamlar üretirler. Bu anlamlar zaman zaman gerçeklikten uzak ve yanlış olabilir. Bu nedenle çocukların sorularını açık yüreklilikle sormalarına olanak tanımak ve onları dikkatle dinlemek büyük önem taşır. Cevap verirken net, dürüst ve basit cümleler kurmak gerekir. Bilinmeyen ya da karmaşık bir soru geldiğinde “Bu konuda daha sonra birlikte araştırabiliriz” diyerek çocuğun merakı teşvik edilebilir.

4. Değerler Üzerinden Anlatmak

Toplumsal olayları sadece bilgi düzeyinde değil, değerler üzerinden anlatmak da çocukların empati ve etik gelişimleri açısından önemlidir. Örneğin, bir adaletsizlik örneğini anlatırken “Sence bu olayda insanlar adil davranmış mı?” gibi sorularla çocuğun düşünmesini sağlamak, hak, eşitlik, adalet gibi kavramların temellerini atar. Yardımlaşma, hoşgörü, barış gibi evrensel değerler üzerinden yapılan anlatımlar hem öğretici hem de güçlendirici olur.

5. Çocuğu Aktif Kılmak

Çocuklar sadece pasif bir şekilde bilgi almak yerine, gündemdeki olaylara küçük de olsa bir katkı sağladıklarını hissettiklerinde daha güçlü bir aidiyet duygusu geliştirirler. Örneğin, bir deprem sonrası yardım kampanyasına oyuncak ya da kıyafet bağışı yapmaları, bir çevre projesine katılmaları, bir sosyal sorumluluk kampanyası hakkında afiş hazırlamaları gibi etkinlikler çocukların hem olayları daha iyi anlamalarına hem de çözüm üretme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur.

6. Medya İçeriğini Birlikte Değerlendirmek

Çocuklar özellikle televizyon ve internet aracılığıyla birçok bilgiye ulaşırlar. Ancak bu içerikler çoğu zaman filtrelenmemiş, çarpıtılmış ya da uygunsuz olabilir. Bu nedenle çocukla birlikte haber izlemek ve sonrasında bu içerikleri birlikte değerlendirmek oldukça etkilidir. “Sence bu haberde ne anlatılmak isteniyor?”, “Bu görüntü seni nasıl hissettirdi?” gibi sorularla çocuğun medya okuryazarlığı geliştirilmiş olur. Ayrıca her duyduklarının doğru olmayabileceğini öğrenmeleri de bu süreçte önemlidir.

7. Oyun ve Hikâyelerle Anlatmak

Özellikle küçük yaştaki çocuklar için soyut kavramlar doğrudan anlatımla zorlayıcı olabilir. Bu noktada hikâyeler, resimli kitaplar, kuklalar ya da oyunlar yoluyla gündemdeki olaylar sadeleştirilerek anlatılabilir. Örneğin, bir çevre felaketi yerine doğayı koruyan hayvanların öyküsü anlatılabilir. Bu tarz anlatımlar hem dikkat çeker hem de daha kalıcı öğrenmeler sağlar.

Sonuç

Gündemleri ve toplumsal olayları çocuklara anlatmak, onların dünyayı daha sağlıklı, bilinçli ve duyarlı bir şekilde algılamalarını sağlamak için oldukça önemlidir. Bu süreçte çocuğun yaşına, duygusal durumuna ve bireysel ihtiyaçlarına duyarlı olmak gerekir. Açık iletişim, anlayış, sabır ve güven dolu bir ortam sayesinde çocuklar hem içsel huzurlarını koruyabilir hem de yaşadıkları dünyayı anlamlandırmada önemli adımlar atabilirler. Çocuğun dünyasını küçümsemeden, onun merakına ve duygularına değer vererek bir anlatım dili geliştirmek hem birey hem de toplum için sağlıklı bir gelecek inşa etmek için büyük önem taşıyor.

Dila Gürer
Dila Gürer
Dila Gürer, psikoloji alanında akademik ve mesleki çalışmalar yürüten bir psikolog ve araştırmacıdır. Koç Üniversitesi Psikoloji ve Sosyoloji bölümlerinden onur dereceleri ile mezun olmuştur. Lisans hayatı boyunca çeşitli hastane ve özel kurumlarda yaptığı stajlarla klinik psikoloji alanına olan ilgisini ve deneyimini pekiştirmiştir. İçinde bulunduğu gönüllü projelerde farklı yaş gruplarıyla çalışma imkanı bulmuş, pozitif gelişim üzerine eğitimler vermiştir. Akademik yolculuğunda çeşitli projelerde araştırmacı olarak rol almış; çevresel faktörler, farklı psikoterapi yaklaşımları ve psikolojik süreçler arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Çocuk, ergen ve yetişkinlerle çalışan Dila; Çocuk Merkezli Oyun Terapisi ve Kısa Süreli Çözüm Odaklı Terapi eğitimlerini tamamlamıştır. Aktif olarak Bilişsel Davranışçı Terapi eğitimi devam etmektedir. Şu anda çocuklarla dikkat eksikliği odaklı seanslar gerçekleştirmekte ve Koç Üniversitesi bünyesinde bağımsız araştırmacı olarak rol almaktadır. Hedefi, bireylerin ruh sağlığına dair farkındalıklarını artırmak, teori ve pratiği birleştirerek psikolojiyi günlük yaşamla ilişkilendirebilir hale getirmektir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar