Salı, Ağustos 5, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

GÜÇ GÖSTERİSİNE KARŞI İÇSEL GÜÇ: KENDİNİ NASIL KORURSUN?

Hayatta bazı insanlar vardır. Sürekli senden daha çok şey biliyormuş gibi konuşurlar. Her şeyi senden daha iyi yapmış gibi anlatırlar. Bazen gözleriyle küçümserler, bazen cümle aralarına kıyaslar serpiştirirler ve sen o anlarda garip bir hisle baş başa kalırsın: “Ben bir şeyi eksik mi yapıyorum?”, “Onun kadar başarılı değil miyim?”, “Ben mi yetersizim?” Eğer tüm bunlar değilse, neden şu an bu duruma maruz kalıyorum sorgulamalarına girersin.

Sonra anlamaya başlarsın. Bu “güç gösterisi” aslında sana değil, güç gösterisini yapan kişinin kendi içindeki korkulara ait.

Güç Gösterisi Nedir, Gerçekte Ne Değildir?

Bir insan, karşısındakine üstünlük kurma ihtiyacı duyuyorsa, genellikle kendisini içeriden küçük hissediyordur. Bu bazen çocuklukta duyulmamış bir sesin yankısıdır. Bazen değersizlik hissini örten gösterişli cümlelerdir. Bazen de kontrolü kaybetme korkusunun dışa yansımasıdır.

Güç gösterisi; bağırmak, susturmak, alay etmek, ortamda şaka yolu ile biriyle seni kıyaslamak gibi açık olabilir. Bazen daha sinsi şekillerde de karşımıza çıkar: Trip atarak, surat asarak cezalandırmak. “Sen daha iyi bilirsin ama gene de ben şöyle yapıyorum.” diyerek imalı bir ses tonuyla alttan alta ezmek.

Senin başarılarını görmezden gelip kendi yaptıklarını büyütmek. Oysa gerçekten güçlü olan biri, bu kadar ispat peşinde koşmaz. Çünkü içten içe huzurlu olan bir ruh, başka birini bastırma ihtiyacı hissetmez.

Bir İnsan Neden Böyle Davranır?

İçindeki Yaralı Bir Konudan ya da Yaralı Bir Geçmişten

Bazı insanlar o kadar çok aşağılanmış, yok sayılmış ya da yetersiz hissettirilmiş ki artık başka birinin parlaması onlara tehdit gibi gelir. Çünkü başkası parladığında, kendi içindeki “Ben yetersizim.” sesi yeniden yükselir. Bu sesi bastırmanın yolu da ne yazık ki seni kısmaktır.

Rol Yapma Zorunluluğu

Bazen insanlar bir “rol”e tutunurlar. Güçlü olmak zorunda olmak. Herkesin gözünde başarılı, akıllı, kontrolü elinde biri olmak isterler. Aslında bu rollerin arkasında yorulmuş, onaylanmak isteyen, sevilmek isteyen bir çocuk vardır.

Kontrol Etme İhtiyacı

Bazı bireyler için ilişkiler ancak kontrol altındayken güvenlidir. Belirsizlik onları tedirgin eder. Karşı tarafı kontrol etmek için baskın davranışlar sergilerler. Bu güç gösterisi aslında bir savunma mekanizmasıdır.

Öğrenilmiş Davranış Kalıpları

Birçok kişi bu davranış biçimini erken yaşta, özellikle de aile ortamında maruz kalarak ya da gözlemleyerek öğrenmiştir. Sürekli otoriteyle büyüyen, bastırılan ya da ebeveyni tarafından küçük görülen birey, bu örüntüyü içselleştirip başkalarına uygular. Çünkü ilişki kurmayı, güç dengesine dayalı bir oyun gibi algılar.

Toplumsal Rol Beklentileri

Özellikle ataerkil toplumlarda “güçlü görünmek” bir meziyet olarak yüceltilir. Erkekler, “Duygu göstermeyen, baskın, kontrolcü” olursa güçlü kabul edilir. Kadınlar ise pasif kalırsa “Uslu, iyi kadın” sayılır. Bu öğrenmeler, özellikle romantik ilişkilerde güç gösterisini besler.

Böyle Davranışlara Maruz Kaldığında Ne Yapmalısın?

“Bana neden böyle davranıyor?”, “Ben buna neden izin veriyorum?” gibi sorgulamalar yaptığın an kendi içsel gücünü hatırlamak ve bazı koruyucu yöntemleri devreye sokmak gerekebilir.

“Sınır Kapısı” Yöntemi

Bazı insanlar, sen hayır diyemedikçe, sana güç gösterisi yapmaya, seni daha çok zorlamaya, daha çok eleştirmeye devam eder. İşte tam o anlarda sessizce ama net bir çizgi çizmen gerekir.

“Beni kıyaslaman, bana bu şekilde davranman hoşuma gitmiyor. Bu şekilde sürecekse iletişimimiz, konuşmaya devam edemem.”

Sınır koymak, karşındakini dışlamak değil; kendini, kendi alanını korumaya almaktır.

“Sessiz Duvar” Yöntemi

Sana laf çarpılıyor, imalar uçuşuyor, bekleniyor ki sen alın ve buna sinirle karşılık ver ama sen bir adım geri duruyorsun. Cevap vermek yerine sadece gülümseyip geçiyorsun.

Ne bağırıyorsun, ne kendini savunuyorsun. Bazı anlarda karşı taraf, seni oyunun ortasına çekip senin kontrolünü kaybetmeni sağlamak ister. Senin öfkeni görmek onu ödüllendirecek olabilir.

Ama sen ona bunu vermek yerine sessiz bir duvar gibi tepki vermiyor ve kendini koruyorsun. Tepki vermemek, zayıflık değil; tam tersine bazı durumlarda bir güçtür. Psikolojik sağlamlık budur.

Gerçek Güç Nedir?

Gerçek güç, başkalarını bastırarak kazanılmaz. Gerçek güç dinlemektir, anlamaya çalışmaktır. İnsanların hatalarında ya da kendi hatalarında şefkati hem başkalarına hem kendine sunabilmektir.

Karşındakine alan tanımaktır. Gerektiğinde “Ben de bu konuyu bilmiyorum.” diyebilmektir. Kimi insanlara dışardan baktığında onları güçlü, yıkılmayan bir duvar gibi görürsün ama biraz yaklaştığında onun da üzerindeki çatlaklar dikkatini çeker.

O yüzden artık birisi sana üstünlük taslamaya çalıştığında şunu düşün lütfen:

“Benimle değil, kendisiyle savaşıyor.”

Gökçem Elif Yolcu
Gökçem Elif Yolcu
Gökçem Elif Yolcu, psikolojik danışman ve yazar olarak çalışmaktadır. Yolcu, kamuda dezavantajlı bireylerle çalışmalar konusunda geniş deneyime sahiptir. Bilişsel davranışçı terapi, aile ve ilişki danışmanlığı alanlarında uzmanlaşmıştır. Kendine ait bir çocuk kitabı olup online platformlarda, yazarlık projelerinde ve dergilerde kişisel gelişim ve psikoloji üzerine yazılar ve öyküler yazmaktadır. Bazı yayınevlerinde yayınlanacak olan kitapları pedagojik açıdan incelemektedir. Psikolojiyi ve yazarlığı birleştiren projelerde kendini geliştirerek, araştırmalar ile özgün içerikler üretmeye devam etmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar