Çarşamba, Ekim 1, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Görünüyorum, Öyleyse Varım: Sosyal Medyanın Davranışlarınıza Etkisini Fark Ettiniz mi?

Sabah gözünüzü açtığınızda elinize ilk aldığınız şey telefonunuz mu? Kahvenizi içerken Instagram’da hikâye paylaşmadan o anı tam yaşadığınızı hissedemiyor musunuz? Gittiğiniz bir mekânda menüden çok dekoru mu dikkatle inceliyorsunuz? Eğer bu sorular size tanıdık geliyorsa, yalnız değilsiniz. Günümüzde milyonlarca insan, yalnızca yaşamakla kalmıyor; yaşadığını belgelemek, paylaşmak ve onaylatmak istiyor.
İşte bu yeni dünyada “Düşünüyorum, öyleyse varım” düşüncesi yerini yavaş yavaş “Görünüyorum, öyleyse varım” anlayışına bırakıyor.
Peki bu değişim sadece bir alışkanlık mı, yoksa psikolojik etkileri olan daha derin bir dönüşüm mü?

Sosyal Medya: Bir Vitrin mi, Bir Kimlik mi?

Sosyal medya etkisi, başlangıçta sadece bağlantıda kalmanın bir yoluydu. Ancak zamanla sadece iletişim kurduğumuz değil, dijital kimlik oluşturduğumuz bir sahneye dönüştü. Fotoğraflar, story’ler, beğeniler, yorumlar, takipçi sayıları… Tüm bunlar artık sadece dijital detaylar değil; kimliğinizin, değerinizin ve varoluşunuzun göstergesi gibi algılanıyor.
Bu noktada devreye şu farkındalık giriyor: Artık birçok insan olduğu gibi değil, görünmek istediği gibi yaşamaya başladı. Ve bu, davranış biçimlerimizi kökten etkiliyor.

Gerçek Benlik mi, Performatif Benlik mi?

Sosyal medya, görünürlüğü ödüllendirir. Ne kadar çok paylaşım yaparsanız, ne kadar estetik, ne kadar “trend” olursanız, o kadar çok etkileşim alırsınız. Ancak bu durum zamanla insanları şu soruyla baş başa bırakıyor:
“Gerçekte kimim, kim gibi görünmek istiyorum?”
Örneğin yalnız hissettiğiniz bir gün, dışarıdan “çok eğleniyormuşsunuz” gibi gösteren bir hikâye paylaşmak size tanıdık geliyorsa, performatif bir benlikle hareket ediyor olabilirsiniz. Yani yaşadığınız deneyimi değil, başkalarının sizinle ilgili ne düşünmesini istediğinizi yansıtan bir benlik sunuyorsunuz.

Bu durum, özellikle genç bireylerde şu davranış değişimlerine yol açabiliyor:

  • Duygu ve düşünceleri bastırmak, sadece ‘iyi’ olanı sergilemek

  • Günlük yaşantıyı paylaşılabilir içeriklere göre planlamak

  • ‘Online görünüm’ için gerçek yaşamdan feragat etmek

  • Sosyal onay olmadan kendini değersiz hissetmek

Tüm bu davranışlar uzun vadede benlik algısını bulanıklaştırıyor. Kim olduğunuzla, kim gibi görünmek istediğiniz arasındaki fark açıldıkça; içsel huzursuzluk, tatminsizlik ve yetersizlik hissi artabiliyor.

Beğenilmek mi, Bağ Kurmak mı?

İnsan beyni sosyal bir yapı üzerine inşa edilmiştir. Beğenilmek, kabul görmek, anlaşılmak doğal ihtiyaçlarımızdandır. Ancak sosyal medyada beğenilmek, bağ kurmaktan daha öncelikli hale geldiyse, bu sizi duygusal olarak yalnızlaştırabilir.
Çünkü gerçek bağlar, zaman alır ve çaba ister. Fakat sosyal medya algoritmaları sizi hızlı etkileşimlere alıştırır. 3 saniyede bir kaydırma, bir tıkla beğeni, saniyelik tepkiler… Zihniniz bu hız ve yüzeysellik karşısında ilişkilerde sabırsız hale gelebilir.

Bu da davranışlarınızda şu tür değişimlere yol açabilir:

  • Karşınızdakini dinlerken zihninizin dağılması

  • Yüz yüze iletişimde sıkılganlık ve tahammülsüzlük

  • Derinleşmek yerine yüzeysel ilişkileri tercih etme

  • Gerçek duyguları ifade etmekte zorlanma

Zamanla kendinizi başkalarının gözünden değerlendirme alışkanlığı kazanırsınız. “Bunu paylaşırsam ne düşünürler?”, “Yeterince beğeni alır mı?”, “Acaba bunu gören biri kıskanır mı?” gibi sorular iç dünyanızı şekillendirmeye başlar.

Dijital Performans, Duygusal Tükenme

Her gün “en iyi halinizi” sergilemek zorunda kalmak sizi yorar. Çünkü gerçek hayatta kimse her zaman enerjik, üretken, estetik ya da eğlenceli olamaz. Ama sosyal medya bu algıyı dayatır. Bu da sizi duygusal bir performans sergilemeye iter.

Kendinizi sürekli:

  • Daha güzel görünmek

  • Daha mutlu yaşamak

  • Daha üretken olmak

  • Daha fazla gezmek, tüketmek, anlatmak

zorunluluğu içinde bulabilirsiniz. Ve tüm bunlar, sizi sadece davranışsal olarak değil, psikolojik olarak da yıpratır.

Zihinsel yorgunluk, motivasyon düşüklüğü, odaklanma sorunu, özgüven dalgalanmaları, hatta depresif duygu durumlar bu döngünün içinde gelişebilir. Çünkü kendi hayatınızı yaşamak yerine, başkalarının sizi nasıl gördüğüne göre şekillenmiş bir hayat sürmeye çalışıyorsunuzdur.

Görünürlüğün Yeni Anlamı: Ben Buradayım!

Sosyal medyada görünür olmak, “ben buradayım” deme şeklimiz haline geldi. Bu, bazen bir başarıyı paylaşmakla olur, bazen bir kırılganlığı, bazen bir manzarayı…
Ama dikkat edilmesi gereken ince bir çizgi var: Görünür olmak için yaşamak mı, yaşadığınız için görünür olmak mı?

Bu sorunun yanıtı davranışlarınızın niyetini belirler. Çünkü görünürlük artık sadece sosyal medya hesabınızla değil, kimliğinizin dijital izdüşümüyle de ilgilidir. Ve bu izdüşüm, sizin nasıl göründüğünüzü değil, kendinize nasıl davrandığınızı da etkiler.
Eğer görünürlük ihtiyacınız, içsel bir değersizlik hissini örtüyorsa, o zaman sorun dijital platformlarda değil, iç dünyanızdadır. Paylaşım yapmadığınız bir gün kendinizi unutulmuş hissediyorsanız, bu hisle yüzleşmek ve kaynağını bulmak önemlidir.

Kendinizi Kaybetmeden Dijital Varlık Sürdürebilir misiniz?

Elbette! Sosyal medya hayatımızın kaçınılmaz bir parçası. Onu suçlamak değil, onunla sağlıklı bir ilişki kurmak esas olan. Bunun için atabileceğiniz birkaç adım var:

  1. Niyetinizi sorgulayın.
    Her paylaşım öncesi kendinize şu soruyu sorun: “Bu paylaşımı neden yapmak istiyorum? Onay almak mı, paylaşmak mı, bağ kurmak mı?”
    Bu farkındalık, davranışınızın sizi mi beslediğini, yoksa sizden mi götürdüğünü gösterir.

  2. Gerçekle teması kaybetmeyin.
    Yalnızca sosyal medyada değil, yüz yüze ilişkilerde de görünür olmaya çalışın. Bir arkadaşınıza sadece mesaj değil, zaman ayırmak; bir anı sadece fotoğraflamak değil, tam anlamıyla yaşamak; bu bağları güçlendirir.

  3. Dijital detoksa zaman tanıyın.
    Arada sırada sosyal medyadan uzaklaşmak, zihninizin sesini daha net duymanıza yardımcı olur. Bu, paylaşmayı bırakmak değil; paylaşmanın sizi nasıl etkilediğini anlamak içindir.

  4. Kendinizle bağınızı güçlendirin.
    Başkalarının sizi nasıl gördüğünden ziyade, sizin kendinize nasıl baktığınız önemlidir. İçsel değerinizi dışsal onaylara bağlamadığınız sürece daha sağlam bir benlik hissi geliştirirsiniz.

Sonuç: Gerçekten Var Olmak İçin Görünür Olmak Zorunda mısınız?

Cevap çok net: Hayır.
Görünürlük, bir tercih olabilir ama varoluşun temel şartı değildir. Siz zaten varsınız. Paylaşsanız da paylaşmasanız da, görünseniz de görünmeseniz de, yaşamınız anlamlıdır.
Sosyal medya etkisi, bu anlamı yaymak için bir araç olabilir; ama onunla anlam yaratmaya çalıştığınızda içsel boşluklar oluşur.

O yüzden siz siz olun; önce yaşayın, sonra isterseniz paylaşın. Çünkü gerçeklik, en güçlü paylaşımdır.

Sezin Çelikkanat Mısırlı
Sezin Çelikkanat Mısırlı
2013 yılında Bahçeşehir Üniversitesi’nin Psikoloji bölümünde lisans eğitimini İngilizce dilinde tamamlayarak başarıyla mezun olmuştur. Öğrencilik döneminde stajlarını Bağdat Caddesi’nde bulunan psikolojik danışmanlık merkezlerinde yaparak deneyim sahibi olmuştur. Bilişsel Davranışçı Terapi eğitimini alıp süpervizyonlarını tamamlamıştır. Psikolog olarak klinik çalışmalarına ergen ve yetişkinlerle Koşuyolu ve Ataşehir’de bulunan psikolojik danışmanlık merkezlerinde başlamıştır. Klinik Psikoloji yüksek lisansını tamamlamasının ardından çalışmalarına Klinik Psikolog ve Psikoterapist olarak devam etmeye başlamıştır. Kalamış’ta bulunan bir reklam ajansında kurumsal marka danışmanlığı yapmış, eş zamanlı olarak çalışmalarını online platforma taşıyarak uzaktan da terapi hizmeti vermeye devam etmiştir. Eş zamanlı olarak birçok sivil toplum kuruluşunda gönüllü olarak seminer vermiş, atölye çalışmaları ve kurum içi etkinlikleri düzenlemiştir. 2019 yılı itibariyle yüz yüze seanslarını Suadiye ve Ataşehir’de bulunan anlaşmalı ofislerde gerçekleştirmekte olup, psikoloji öğrencisi ve yeni mezunlarına mentörlük hizmeti vermektedir. Çalışmalarına online olarak da devam etmekte, kişilik testleri ve projektif testler uygulamalarını Ataşehir’de bulunan ofiste, yüz yüze yapmaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar