Pazartesi, Ağustos 4, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Geçmişteki Duygusal İhmalin Sonucu Gelecekteki Aşırı Bağımsızlık Duygusu: Hiper Bağımsızlık Nedir?

Bazı insanlar vardır, ne olursa olsun kimseye yük olmak istemezler. Yardım tekliflerini kibarca geri çevirirler. Duygularını açmaktan kaçınırlar. Zor zamanlarında bile “Ben hallederim.” deyip tek başlarına problemlerini çözmeye çalışırlar. Dışarıdan bakıldığında “güçlü”, “başarılı”, “dik duran” bir profil çizerler ama iç dünyalarında çoğu zaman yalnız, yorgun ve görülmemiş hissederler. Bu duruma psikolojide hiper bağımsızlık diyoruz.

Hiper Bağımsızlık Nedir?

Bağımsız olmak sağlıklı ve doğal bir ihtiyaçtır. Ancak hiper bağımsızlık, bunun dozunun kaçtığı, çocukluk yıllarında genellikle kırılmış güven ilişkilerinin ve duygusal ihmalin yarattığı bir durumdur. Kişi çocukken hayal kırıklığına o kadar çok uğramıştır ki, yetişkin olduğunda yardıma çok ihtiyaç duyduğu halde desteği reddeder hale gelir.

Çünkü destek istemek, kırılganlık göstermek gibi gelir ve kırılganlık, bazı insanlar için adeta bir tehlike sinyalidir. Bu kişilerin temel düşünce kalıpları genelde şöyledir:

  • “Kimseye güvenemem.”
  • “Zayıf görünürsem beni incitirler.”
  • “Yardım istersem borçlu hissederim.”
  • “Duygularımı belli edersem küçülürüm.”

Oysa ki bu savunmaların ardında yatan şey çok daha derindir: İncinmekten ve hayal kırıklığına uğramaktan korkmak.

Bu Durum Neden Olur?

Kimse hiper bağımsız biri olarak doğmaz. Bu, zamanla öğrenilen bir hayatta kalma becerisi, bir travma tepkisi, bir savunma mekanizmasıdır.

Özellikle çocukluk ve ergenlik dönemlerinde:

  • Yardım istediğinde reddedilen bir çocuk,
  • “Ağlama, güçlü ol!” denilerek duyguları yok sayılan bir genç,
  • Sorumluluğu erken yaşta omuzlamak zorunda kalan biri…

Hepsi şu mesajı alır:
“Sakın kimseye ihtiyaç duyma. Kendi başının çaresine bak. Çünkü sen birilerine ihtiyaç duysan da ihtiyaçların zaten kimse tarafından karşılanmayacak.”

Ve böylece, güçlü durmak adına ve hayal kırıklığına uğramamak için yardım istemekten çekinilir hale gelinir. Birinin omzuna yaslanmak neredeyse suç gibi hissedilir.

Hiper Bağımsızlık Her Zaman Güç Göstergesi Değildir!

Toplumda bu hal çoğu zaman takdir edilir:
“Vay be! Ne kadar güçlü bir kadın!”,
“Adam taş gibi duruyor, maşallah!”

Ancak içsel olarak bu insanlar çoğu zaman çok yorgundur. Çünkü her işlerini kendileri yapmak zorunda kalırlar. Duygusal yükler omuzlarına bindikçe biner. Kimseye gerçek anlamda güvenip bağ kuramazlar.

Oysa güvenli ve derin bir ilişki kurmaya, bu ilişkide ise duygularını taşıyacak bir alana, güvene ve yumuşaklığa hasrettirler.

Gerçek şu ki ihtiyaç duymak insan olmakla ilgilidir. İnsanlar birbirine güvenir, güven ilişkisi oluştuktan sonra da duygusal yükler paylaşılır ve insanın ruhu rahatlar.

Hiper Bağımsızlık Gündelik Hayattaki İşaretleri Nelerdir?

Belki sen de etrafından ne kadar güçlü olduğuna dair söylemler alıyorsun. Fark etmeden belki de bu durumu yaşıyorsun.

Aşağıdaki davranışlar sana tanıdık geliyorsa, bu konuda biraz daha farkındalık kazanman iyi olabilir:

  • Yardım tekliflerini reddetmek (içten içe isterken bile),
  • Duygularını paylaşmaktan kaçınmak,
  • Kontrolü kaybetmekten aşırı korkmak,
  • Başkalarına ihtiyaç duymaktan utanmak,
  • “Kimseye güvenemem.” düşüncesiyle ilişkilerine mesafe koymak.

Bu davranışlar seni “güvende” tuttuğunu düşündürebilir ama uzun vadede insanı yalnızlaştırır, ruhsal olarak yorar ve ilişkileri yüzeyde bırakır.

Adeta kendini incinmemek için bir kaleye kapatmışsın gibi… O kalede güvendesin ama yalnızsın.

Peki Hiper Bağımsız Olan Kişiler Ne Yapabilir?

İlk adım, bu kalıbı fark etmektir. Hiper bağımsızlık demek, “kötü” ya da “problemli” olmak demek değildir. Aksine bu, bir zamanlar çok güçlü olman gerektiğini gösterir.

Ama artık o dönem geçtiyse, bazı yükleri bırakmanın vakti gelmiş olabilir.

  • Yardım kabul etmeyi dene. Küçük şeylerle başlayabilirsin.
  • Duygularını bastırma. “Şu an üzgünüm, yoruldum.” demek zayıflık değil, farkındalıktır.
  • Güvenli ilişkiler kur. Gerçek bağlar, ancak ihtiyaçlarımızı ifade ettiğimizde gelişir.
  • İç sesini gözlemle. “Yardım istersem değersiz olurum.” gibi otomatik düşünceleri fark etmek değişimin ilk adımıdır.
  • Gerekirse bir uzmandan destek al. Şema terapi, içsel çocuk çalışmaları ya da bağlanma temelli psikoterapiler oldukça etkili olabilir.

Sonuç

Hiper bağımsızlık, çocuklukta ya da ergenlikte yaşanan duygusal ihmal sonucu gelişen bir görünmez zırhtır. Seni yıllarca korumuş olabilir ama artık o zırh seni daraltıyorsa, bırakmanın zamanı gelmiş olabilir.

Güçlü olmak illa her şeyi tek başına yapmak değildir. Bazen güvenli ilişkiler kurduğun biriyle paylaşmak,
“Ben de yoruldum.”,
“Yardıma ihtiyacım var.”
diyebilmek en büyük güçtür.

Gökçem Elif Yolcu
Gökçem Elif Yolcu
Gökçem Elif Yolcu, psikolojik danışman ve yazar olarak çalışmaktadır. Yolcu, kamuda dezavantajlı bireylerle çalışmalar konusunda geniş deneyime sahiptir. Bilişsel davranışçı terapi, aile ve ilişki danışmanlığı alanlarında uzmanlaşmıştır. Kendine ait bir çocuk kitabı olup online platformlarda, yazarlık projelerinde ve dergilerde kişisel gelişim ve psikoloji üzerine yazılar ve öyküler yazmaktadır. Bazı yayınevlerinde yayınlanacak olan kitapları pedagojik açıdan incelemektedir. Psikolojiyi ve yazarlığı birleştiren projelerde kendini geliştirerek, araştırmalar ile özgün içerikler üretmeye devam etmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar