Perşembe, Nisan 24, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Geçmişi Geçmişte Bırakamıyorum: Retroaktif Kıskançlıka İçten Bakış

Her birimiz yeni bir ilişkiye başlarken önümüze bakmayı, geleceğe yönelik hayaller kurmayı planlarız. Bazen de bu ilişkide zaman zaman kıskançlık duygusunu deneyimleriz. Romantik ilişkilerde kıskançlık, genelde bugüne ve potansiyel bir geleceke odaklanır ve partnerimizin mevcut zamanda gerçek/potansiyel başka bir ilişkiye yönelik caydırıcı tepkiyi doğurur (Bringle & Buunk, 2014). Ancak ilişkinin bir noktasında bazen geçmişe yönelik bir merak duygusu bizi etkisi altına alır. Üstelik bu durum, bizim “sağlıklı ve güvenli” bulduğumuz ilişkimizde bile deneyimlenebilir. İşte bu durum, bildiğimiz kıskançlıktan ayrılır. Son dönemde romantik ilişki dünyasına son hızla giriş yapan “retroaktif kıskançlık” tam da bunun için gelişen bir kavram.  

Kıskançlıkın tam aksine “geçmişe dönük kıskançlık (retroaktif kıskançlık)” veya diğer adıyla bilinen Rebecca Sendromu; partnerin cinsel veya romantik geçmişine yönelik işlevsiz bir ilgiyi içerir (Blayney & Burgess, 2024). Bunu deneyimleyen kişiler, partnerlerinin onlardan önceki ilişkilerine, ex partnerlere, onlarla yaşadığı deneyimlere, kısaca geçmiş ilişki süreçlerine bir kıskançlık beslerler. Bazen kendilerini o kişileri stalklarken ve kendilerini onlarla kıyaslarken bulabilirler, üstelik bunları yapmaları için güncel bir tehlike de ortada yoktur. Peki öyleyse neden yaşarız bu durumu?  

Retroaktif Kıskançlığın Özellikleri ve Temelleri

Öncelikle “geçmişe dönük kıskançlık”, kişide yoğun bir kaygı duygusunun sonucunda ortaya çıkar. Kişi, partnerinin sevgisinden sürekli emin olma ihtiyacındadır ve bu da kişiyi partnere karşı bağımlı hale getirir. Partnerinin kendisine verdiği değeri, ilişkilerinin ayrıcalıklılığını, kendisinin ne kadar özel olduğunu test etmek adına sürekli kanıt arayan kaygılı kişi, bunu partnerinin eski ilişkilerine girerek yapmaya çalışır. Eski partner kendi hayatına bakmış ve aradan yıllar geçmiş bile olsa, kişi için sürekli kendini kıyaslayabileceği bir rakip konumunda durur. Kişinin deneyimlediği retroaktif kıskançlık, kısaca kendi partnerinin geçmişine ve o geçmişte yer alan kişiye duyduğu kıskançlıktır. Bu noktada kaygılı kişileri anlamamız, durumu çözebilmemiz için en gerekli adımdır.  

Geçmişe dönük kıskanç kişiler, çoğunlukla “yeterli olmadıklarını” hissettikleri ve “koşullu sevilmeyi” öğrendikleri bir çocukluktan gelmektedirler. Bir koşulu sağladığında veya yeterli bulunduğunda sevgi ile ödüllendirilen bu çocuklar, kendilerinin sevilebilir ve güvende olduklarına inanmakta zorlanabilirler. Bu durum da yetişkinliklerinde kendilerini yetersiz ve özgüvensiz hissetmelerine yol açar. Dolayısıyla bir ilişki içindeyken, kontrol etmedeki takıntıları ve belirsizliki kabul edememeleri nedeniyle partnerlerine çok sıkı tutunurlar. Ayrıca; partnerlerinin, kendilerinden daha iyi olduğu için eski sevgilisiyle tekrar bir araya geleceğine dair sık sık felaket senaryoları yaratmaları da kontrol ve güven sorunlarını daha da artırır. Bu güvensizlik, partnerinin eski sevgilileri de dahil olmak üzere, tehdit olmayan yerlerde tehdit görmelerine neden olur.  

Beni de onun kadar seviyor mu?”, “O ilişkisinde daha mı mutluydu?”, “Benden daha mı güzel/yakışıklıydı?”, “Acaba neden ayrıldılar, ayrılmayı kim istedi?” gibi sorular kişinin kendi özel oluş halini sorgulatır. Bu süreç, kişinin özgüven ve özdeğer duygusunun zedelenmesine ve kendisiyle negatif konuşarak kaygısını beslemesine sebebiyet vererek kişiyi mutsuzlaştırır.  

Peki, Geçmişi Geçmişte Bırakmak Mümkün mü?

Geçmişle günceli ayırmak mümkün. Psikolojide amaç, bir duyguyu tamamen bırakmak veya reddetmek değildir. Retroaktif kıskançlıkla da baş etmeyi öğrenerek onu zaman içinde deneyimlenmeyen bir durum haline getirebiliriz. Bu noktada retroaktif kıskançlıkı oluşturan durumun üzerine gitmek veya ondan odağını çekmek de etkili olabilmektedir (Frampton and Fox, 2018).  

Geçmişe Dönük Kıskançlıkla Baş Etme Yolları

  • Bilgi Depolama: Bu noktada kişinin tam bilemediği yaşantıyı kendi hayal gücüyle tamamlaması, kaygıyı besleyecektir. Bunu önlemek için kişi, partneriyle anlatılanlarla yeterli kalacağının anlaşmasına vararak partnerinden aklına takılan tüm soruları cevaplayacak kapsamda bilgilendirme veya geçmiş öyküsü talep edebilir. Kaygılanacak bir şey olmadığına ikna olan kişi, ilişkide kendini daha güvende hissedebilir.  
  • Bilgiden Kaçınma: Bazı kişiler de edindikleri bilgiyi sürekli düşünme eğiliminde oldukları ve bu da özgüvensizliklerini beslediği için hiçbir bilgi edinmemeyi tercih ederler. Kişinin geçmişe yönelik bir bilgi talep etmemesi ve öğrenmekten kaçınması, kişinin mevcut ilişkisine daha rahat ve kolaylıkla odaklanmasını sağlayabilir.  
  • Geliştirilmiş Özdeğer: İyileşmenin ilk adımı, geçmişteki benliğinizin hak ettiği ama asla elde edemediği şefkat ve nezaketi kendinize vermektir. Kişinin kendi sevme-sevilme hakkının bilincinde olması, kendi sevilebilir yönlerini keşfetmesi ve önce kendisini sevmesi bu durumda çok önemli. Her birey biriciktir ve farklı hayat deneyimlerinden gelir. Siz, kendi hayatınızın başrolüsünüz ve kimse bu rolü siz vermezseniz sizden alamaz. Bu noktada kişi bir uzmana başvurarak destek alırsa hem kendisini tanıma hem de ilişkisini sağlıklı deneyimleme adına önemli bir ilerleme katedebilir.  
  • Anda Kalmak: Güncelde partnerinizin kiminle bir ilişki yürüttüğüne bakın. Şu an hayatındaki insan sizsiniz. Kendinizi, o kişiyi takip etmeye ya da partnerinizin eski sevgilileriyle kıyaslama dürtüsüne karşı dirençli tutmaya çalışın. Kendinize; her ilişkinin insana bir şeyler kattığını ve geliştirdiğini hatırlatın. Şu anda “eskiilişkilerin eski olmalarının bir sebebi var. Unutmayın, adım atmak ileri doğru olan bir süreçtir, geriye doğru değil.

Sonuç

Unutulmamalıdır ki geçmişe dönük kıskançlık, ilişkilerde kişileri hem psikolojik hem de duygusal olarak zorlayan bir süreçtir. Yönetme becerileri kazanılmazsa ilişkileri zedeleyebilir ve uzun vadede bitme noktasına getirebilir. Sürekli ilişkisinde kendisini “artık olmayan” bir partnerle kıyaslayan kişi, partnerine ve ilişkisine karşı zamanla duygu regülasyonunu yapamaz hale gelebilir. Bütün bunların içinde en önemlisi kendinizi gördüğünüz perspektif ve hissettiğiniz durumdur. Kendisine gerekli değeri vermeyen bir birey, çevresine daima şüpheyle ve kaygıyla yaklaşma eğiliminde olabilir. Bu sebeple kendimizi tanımaya odaklanmak ve neyi hak ettiğimizi düşünmek, bunu da tek başımıza değil bir destek alarak başarmak daha rahat ve daha sağlıklı olacaktır. Kişinin kendisine yaptığı bu yatırım hem kendisini, hem ilişkisini daha sağlıklı şekilde anlamasına ve tanımasına etki edecektir. 

Kaynakça

  • Frampton, J. R., & Fox, J. (2018). Social media’s role in romantic partners’ retroactive jealousy: Social comparison, uncertainty, and information seeking. Social Media+ Society, 4(3), 2056305118800317.  
  • Bringle, R. G., & Buunk, B. P. (2014). Extradyadic relationships and sexual jealousy. In Sexuality in close relationships (pp. 135-153). Psychology Press.
  • Blayney, R., & Burgess, M. (2024). Identifying points for therapeutic intervention from the lived experiences of people seeking help for retroactive jealousy. Counselling and Psychotherapy Research, 24(2), 591-599.
Uğuray Varlı
Uğuray Varlı
Uğuray Varlı, lisans eğitimini psikolojide ve yüksek lisans eğitimini Klinik Psikoloji alanında tamamlamıştır. Bireyin içinde bulunduğu sosyal sistemleri anlama ve kendilerine yönelik farkındalık kazanma noktalarında Bilişsel Davranışçı Terapi ve Sistemik Terapi ekollerini benimsemiştir. Varlı, birçok konuda çalışmasının yanı sıra kaygı, ilişki ve iletişim problemleri üzerinde uzmanlaşmıştır. Akademik yazısında ilişkilerdeki manipülasyon teknikleri ve bunların kişilere olan etkilerini incelemiş, öz şefkat ve farkındalık konularında da çeşitli dijital mecralarda yazılar yazmıştır. Psikoterapist olarak mesleki yaşantısına devam eden Varlı; yazılarında da bireylerin kendi duygu-düşünce-davranışlarını ve bunları etkileyen faktörleri daha rahat anlamalarına yardımcı olacak kavramlara odaklanmaktadır. “Psikolojinin, varoluş yolculuğunda kendimizi anlamamız için bir pusula olduğuna” inanan yazar, okuyan herkesin kendisinden, deneyimlerinden ve hayatın içinden parçalar bulabileceği içerikler üretmeye devam etmektedir.

18 YORUMLAR

  1. “Sevildiğinden emin olamamak” Ne kadar güzel dile getirmişsiniz … Kaleminize sağlık… Sevgide cömert özgüvenli bireyler yetiştirmek duası ile başarılarınız daim olsun Sayın Uğuray VARLI🌺

    • Öncelikle çok dikkat çekici ve rektoaktif kıskançlığı yaşayan ve bunu kabullenmekte zorlanan bireylerin okuması gereken etkileyici bir yazı olduğu için çok saygıdeğer psikoloğumuz Uguray Varlı hanımefendiyi tebrik ederim.Objektif bir okuyucu olarak şunu belirtmek isterim birincisi retroaktif kıskançlığın temelinde yatan en büyük nedenlerden birisi kişinin kendini tamamlayamaması, özgüvensizlik,patalojik yatkınlık yani kaygılı kişiliğinin bu olaya zemin hazırlaması, kişinin sevgi ihtiyacının geçmişte doyurulmaması,sonuç olarak kaygılı bağlanmayı beraberinde getirmesi ile birlikte eski sevgililerle kendini kıyaslaması.Tedavisi mümkün bir konu olması sevindirici:)Yazıda örnekler verilerek daha akıcı hale getirilebilir.Mesela X ve Y partner X in eski partneri Z var Y hangi ortamlarda
      X e ne şekilde bunu hissettiriyor yani biz okuyucu Y nin retroaktif kiskanclik bulgularıni örneklerle daha iyi anlayabiliriz.Okuyucu bu orneklemelerden keyif alıp yaşanmışlıklarla bagdastirmasi kolay oluyor.Tebrik ederim bence çok iyi. Kaleminize sağlık.

  2. Güzel bakış açısı ve şiirsel bir anlatım… Kaleminize sağlık Uğuray Hanım. Yeni yazılarınızı sabırsızlıkla bekliyorum.

  3. “Kendisine gerekli değeri vermeyen bir birey çevresine daima şüpheyle ve kaygıyla yaklaşma eğiliminde olabilir” Herkesin önce kendi değerini bilmesini anlatan, her kalpte olabilecek endişelerle baş edebilmenin yolunu gösteren, okuduklarımızla bize pusula olan yazarımıza teşekkür ederim. Bir çok kişinin bu makaleyi okuyup faydalanması dileğiyle. Teşekkürler Uğuray VARLI 👏🏻💐

  4. Uğuray Varlı ” güzeller güzeli kızımız ” seninle gurur duyuyoruz, çocuklarımızın idolüsün ❤️
    Kalemine sağlık çok güzel yazmışsın.
    Sevgiler ❤️

  5. Öncelikle çok dikkat çekici ve rektoaktif kıskançlığı yaşayan ve bunu kabullenmekte zorlanan bireylerin okuması gereken etkileyici bir yazı olduğu için çok saygıdeğer psikoloğumuz Uguray Varlı hanımefendiyi tebrik ederim.Objektif bir okuyucu olarak şunu belirtmek isterim birincisi retroaktif kıskançlığın temelinde yatan en büyük nedenlerden birisi kişinin kendini tamamlayamaması, özgüvensizlik,patalojik yatkınlık yani kaygılı kişiliğinin bu olaya zemin hazırlaması, kişinin sevgi ihtiyacının geçmişte doyurulmaması,sonuç olarak kaygılı bağlanmayı beraberinde getirmesi ile birlikte eski sevgililerle kendini kıyaslaması.Tedavisi mümkün bir konu olması sevindirici:)Yazıda örnekler verilerek daha akıcı hale getirilebilir.Mesela X ve Y partner X in eski partneri Z var Y hangi ortamlarda
    X e ne şekilde bunu hissettiriyor yani biz okuyucu Y nin retroaktif kiskanclik bulgularıni örneklerle daha iyi anlayabiliriz.Okuyucu bu orneklemelerden keyif alıp yaşanmışlıklarla bagdastirmasi kolay oluyor.Tebrik ederim bence çok iyi. Kaleminize sağlık.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar