Son zamanlarda ne zaman ilişki temalı bir program izlesek, makale okusak, haber dinlesek, mutlaka duyduğumuz bir tanımdır “gaslighting”. Nedir, ne anlama gelir konuyla ilgili birkaç cümle yazmadan bir filmden bahsetmek istiyorum. Bu filmden ‘gaslighting‘ kelimesi alınmıştır. Film 1944 tarihli klasik bir filmdir. Adı ‘Gaslight’
1800’lü yılların sonlarında geçen hikayede küçük Paula Alquist ve teyzesi Alice birlikte yaşadıkları evde bir saldırıya uğrarlar. Paula yatılı okula gönderilir ve on yıl sonra müzik kariyerinde şarkıcı olarak ilerlemeye başlar. Müzik öğretmeni Gregory Anton‘a aşık olur ve kısa bir tanışıklıktan sonra evlenirler. Gregory, karizmatik, gizemli ve yaşça büyük bir adamdır. Paula yaşadıklarının farkında değildir ancak kocası mirasını ele geçirmek için O’nu çıldırtmayaçalışır. Gregory sürekli evde eşyaların yerini değiştirmektedir ve bunu Paula’nın yaptığını iddia eder. Sürekli karısının hasta ve narin olduğundan bahseder. Evde gaz lambası vardır (gaslight adı bu lambadan gelmektedir). Gregory her gün bu lambayı biraz daha kısar ve Paula her geçen gün ışıkların loşlaştığını iddia eder ve bir süre sonra aklını yitirmeye başladığını düşünmeye başlar. Kocasının sürekli bahsettiği narin ve hastalıklı kadın haline dönüşmeye başlamıştır. Kendisinden sürekli şüphe ettikçe aklı karışmaya ve daha da isterik davranmaya başlar. Gaz lambasınınloşlaştığını gördüğünü açıklayan bir dedektifin ortaya çıkışı ile Paula haklı olduğunu anlar ve aklı başına gelir.
Gaslighting, en yalın tabirle psikolojik manipülasyon ve istismar biçimidir. İstismarcı, karşısındaki insanı kontrol edebilmek için, farklı davranış yolları kullanır. Kötü sözler kullanarak eleştirmek, küçümser ifadeler kullanmak, ters ters bakmak, iç çekmek ya da göz devirerek imalı bakmak şeklinde tepkilerini göstermek olduğu gibi, kafasını karıştırmayı sağlayarak, mağdurun akıl sağlığından şüphe etmesini sağlamak şeklinde farklı yolları vardır. Bir güç taktiği olarak düşünülsede bu kötü niyetli bir taktiktir çünkü istismarcı kişisinin kafasını karıştırmakla kalmaz, akıl sağlığından şüphe etmesine sebep olacak taktikler uygular. Bunun en belirgin sebebi ise istismarcının, karşısındaki kişi üzerinde kurmak ve kontrol sahibi olma isteğidir.
Bu manipülasyon şekli farklı ilişkilerde görülebilir. Ebeveynden çocuğuna yönelik uygulanan, iş arkadaşının ya da patronun tarafından uygulanan ya da öğretmenin öğrencilere yönelik uyguladığı manipülatif davranışlar, farklı alanlarda uygulandığı görülmektedir. Hangi platformda olunursa olunsun, istismarcı kişilerin ortak bir paydası vardır. Bu da karşısındaki kişinin kendi gerçekliğinden şüphe etmesini ve manipülatif kişiye bağlılığının oluşmasını sağlamak olarak özetlenebilir. Terk edilme ya da sevilmeme korkuları vardır ve bu yüzden sağlıklı ilişki kalıplarınıbenimseyemezler ve kontrolü ele alabilmek için manipülatif davranışlar sergilerler.
Bahsettiğimiz bu manipülatif davranışlardan biraz bahsedebiliriz;
-
Gaslighting manipülatörleri yalan söyler; “Ben sana asla vurmadım” “Senin hayranın olduğun o ünlüyü ben tanıyorum ki”
-
Abartır; “Bu sınavdan üniversitedeki en yüksek notu ben aldım” ya da gerçekleri saptırır “Bu konuda benim kadar mağdur olmadınız”
-
Kıyaslamalar yapar ve karşısındaki insanın başarıları bastırılır: “Anne, bizim takım ilçe birincisi oldu”… “Olabilir, abinlerde il şampiyonu olmuşlardı”
-
Başkaları hakkında konuşurken etiketler, isim takar, küçümserler. Küçümseyici ifadeleri direktif ve bildiri şeklindedir. “Paranoyak olma!”
-
Başkalarının yanında, manipüle ettikleri kişi hakkında alay eder, küçümseyici ve karşısındaki kişinin utanacağı şakalar yapar, özel durumlarını anlatır.
-
Sorumluluk almazlar. Herhangi bir olayın kötü sonuçlanması halinde suçu karşısındakine atar. “Sen şimdi beni bununla nasıl suçlarsın!”
-
Her şeyin bir bedeli olduğuna inanırlar. Karşılıksız bir şey yapmazlar. Örneğin yemek ısmarladığı bir kadından sonrasında seks beklentisi olabilir.
-
Uygulayıcının dediklerine inandığınız zaman ve hakkınızda iyi ve olumlu şeyler düşünmesine ihtiyaç duyduğunuzda uygulanan bu manipülasyon işe yaramaya başlar. Kişi size söylediği şeylere kalben inanıyor olabilir, aslında kendi ihtiyaçları sebebi ile bu manipülatif bir şekilde davranıyor da olabilir.
-
Uygulayıcı ile mağdurun -farkedilmeden- birlikte sürdürülmesi ile oluşur. Biri güç sahibi olduğunu hissetmek, haklı olmaya ihtiyaç duyan kişi, diğeri ise onun onayını almaya çalışan mağdur.
Gaslighting‘e maruz kalan mağdurların yaşadığı birtakım semptomlar zamanla oluşur: çökmüş duygu durumlar, çoğunlukla yaşanılan kafa karışıklıkları, kabuslar görmek, manipülatörün de dahil olduğu olaylarda ayrıntılarını hatırlamada güçlükler, manipülatör eve geldiğinde ya da telefon açtığında tetikte olma ya da korkma hali, kişi arkadaşlarına ya da çevresine ilişkisini olduğundan daha iyi göstermeye çalışır,
KURTULUŞ YOLU VAR MI?
Mağdurun kendine güveni tamamen bitme derecesine gelmektedir. Peki bu durumdan kurtulabilir mi? Elbette!
Ancak mağdur isterse bu ilişkinin değişmesi mümkün olur. “O beni nasıl gaslight etti?” ve “Buna karşılık ben ne yaptım?” gibi soruları sormalı ve kendine karşı merhametli olmalı yani kendini suçlamamalı ve istismarın ortağı olmadığını kabul etmeli, gerekirse bazı şeyleri gözden çıkarmak için kendisine izin vermelidir. Kendi duygularına kulaklarını tıkamamalı, hisleriyle bağ kurmalı. Kendini güçlendirmeli ve hayatını geliştirmenin sadece adım atması gerektiğinin farkına varmalı.
Bazı durumlarda insan kendini arafta kalmış hisseder. Sürdürmeye çalıştığı manipülatif ilişkiyi bir taraftan sonlandırmak isterken, diğer taraftan da “Benim yeteneklerime uygun pozisyonda bir adam bulamam, heyecanlandıran ve sürprizler yapan birisi karşıma çıkmaz, bu kadar romantik yaklaşan ve prenses gibi hissettiren biriyle tekrar birlikte olabileceğimi zannetmiyorum, bana her istediğimi alan ve hediyelere boğan biri var hayatımda bundan vazgeçmek nasıl olur ki?” gibi duygu karmaşalarında bulunabilir ve ne yapacağımızı bilemeyebilir kişi. Evet belki de haklı olabilir, hayatına bize bunları yaşatan insanlar girmeyebilir. Bunu sadece yaşayarak deneyimleyebilir. Ancak bir nokta göz ardı etmemeli, ilişkinin gelecekte yaşatacaklarına baktığımızda daha iyi yönde değişim göstereceği konusunda umutsuzluk ağır basar. Uzun süren ve olumsuz hissettiren davranışlar kesilmeyecektir, en iyi ihtimalle aynı şekilde devam edecektir.
Peki ya tam tersi olursa?
Kendini iyi hissetmeyi istemesi, kişinin ana hedefi olmalı ve adım atmalı. Yakın ve objektif olabilen yakın bir arkadaşya da terapist yardımı ile çok daha hızlı yol alabilir.
Kendini daha cesur hissettiği zaman da ne yapacağını ya da ne yapmayacağını çok daha net bir şekilde dile getirmeye başlayabilmelidir. Tabii bu noktada gördüğü tepki karşısında geri adım atmamalıdır. Aksi takdirde zaman geçtikçe en ufak kararları dahi kendisi alamaz ve uygulayıcıya bağımlı hale gelir.
Farkında olarak yada olmayarak binlerce insanın yaşadığı ne acı. Özellikle kadınların olsada erkeklerinde yaşadığı ve içinden sıyrılması zor bir durum. Sizin makalenizi okuyunca filmi izledim , çok iyidi gerçekten