Salı, Eylül 30, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Farkındalık Zehirliğinden Şifaya; Psikoloji, Sanat ve Diğerleri

“Derin duygulara sahip olmamak ne demek bilmiyorum. Hiçbir şey hissetmemeyi bile tam olarak hissediyorum.” Geçenlerde böyle bir söze denk geldim; beni öylesine etkiledi ki, boş bir duvara kaç dakika bakakaldım bilmiyorum. Ekran görüntüsü aldım, kaydettim, beğendim, repost olarak tekrar paylaştım. Yetmedi. Hikayeme koydum. Kalbimin hangi köşesine sarıp sarmalasam bilemedim… Bazı kararlar vermekten, hissetmekten, anlamaktan bitap düştüğüm, tabir-i caizse farkındalık zehirliği yaşadığım şu günlerde minicik bir söz ruhuma şifa gibi gelmişti. Peki neydi beni bu kadar etkileyen? Anlaşılmak mı, anlamak mı? Aynı duyguları paylaşan başka insanların varlığı mı? Farkına varmak mı?

Duygular, hisler, derin anlamlı ilişkiler kendimi bildiğim günden beri benim için çok önemliydi. Ufacık bir anda saatlerce kalıp havayı iliklerime kadar solumak, esen rüzgarın tenimi okşamasına izin vermek, düşüncelerimin öylece akıp gitmesini izlemek… Kendime aşık, kendimle barışık, self date insanı oldum hep. Yoğun geçen bir günün ardından mutlaka kendimi dinlemeye vakit ayırmalıydım; bu bazen yarım saat olur bazen 1 saat. Bugün ne yaşadım, nasıl hissediyorum, toplumun fikirlerine mi kapılıp gidiyorum, bedenimin, ruhumun neye ihtiyacı var; yatıp dinlenmeye mi, dinlenilmeye mi?

Hislerimi paylaşamadığım kısımda yazı yazmak, günlük tutmak ilaç gibi geliyor. Dile gelmeyen hisler yerini sanata bırakıyor ki hisleri sadece kelimelerle anlatmak sığlık olur. Tiyatrodan, sinemaya, sinemadan, resme, müziğe, dansa kadar uzanan ruhu şifa silsilesi hepsi. Çok sevdiğim bir alıntıyla devam etmek istiyorum bu noktada:
“İnsan yalnızca akılla kavranamaz; sezgiyle, duyuyla, imgelerle ve estetikle de anlaşılmayı bekler. Edebiyat insanın iç çatışmalarını, kimlik arayışlarını, kırılmalarını ve yalnızlığını dile döker. Bazen bir roman karakteri, bir kuramdan daha çok şey söyler bize. Resim ve heykel, sözcüklerin yetersiz kaldığı yerlerde duygulara ve imgelere biçim ve beden kazandırır. Müzik, doğrudan duyguların kaynağına dokunur, kelimesiz bir anlam alanı yaratır. Tiyatro, insanın kendine dışarıdan bakma, başkasında kendini tanıma imkanıdır. Tüm bu ifade biçimleri, insan deneyiminin başka dilleridir. Bu nedenle psikoloji, sanatla ve edebiyatla temas kurduğunda, sadece ölçülen değil, hissedilen ve yaşanan insanı da anlayabilir. Sanatı dışlayan bir psikoloji, insanın doğayı aşan kapasitelerini duyamaz. Psikoloji okumak, yalnızca psikolojiyi bilmek değil; başka ilgi alanlarına kulak verebilmek, bilmediğini fark edebilmek, başka disiplinlerle konuşmaya cesaret edebilmektir. Bazen bir roman karakterinde, bazen bir resmin sessizliğinde, bazen bir akor geçişinde insana ulaşabilmektir.”
Ahmet Tosun hocamın yazdığı bu satırlar her kelimenin altını tek tek çizecek nitelikte…

Psikoloji ve Disiplinlerarası Yaklaşım

Crozier ve Cooper’in 2008 yılında yaptığı araştırma, konumuzu bilimsel temellere oturtmaktadır. Makale, psikolojinin yükseköğretimde nasıl öğretildiğini ve özellikle “diğer disiplinlerle ilişkisini” tartışmaktadır. Radford’un (2008) gözlemlerinden hareketle, psikoloji programlarında istatistik ve genetik güçlü bir şekilde yer bulurken; antropoloji, sosyoloji, tarih, coğrafya ve siyaset bilimi gibi insan davranışına farklı açılardan yaklaşan alanların nadiren programa dahil edildiği belirtilir (Radford, 2008, aktaran Crozier & Cooper, 2008, s. 11).

Yazarlar (Crozier & Cooper, 2008), psikolojiyi psikososyal bir bilim olarak öğretme deneyimlerinden yola çıkarak, öğrencilerin insan davranışını daha geniş bir çerçevede kavrayabilmeleri için komşu disiplinlere açılmaları gerektiğini savunur.

Bulgular

  • Disiplinler arası etkileşim eksikliği: Psikoloji programları çoğunlukla kendi “çekirdek alanları”na odaklıdır, komşu sosyal bilimlerle kesişim azdır (Crozier & Cooper, 2008, s. 11–12).

  • Uygulama örnekleri: University of East Anglia’da psikoloji programına suç, aile, çocukluk, benlik, ruh sağlığı gibi konularda farklı disiplinlerden beslenen seçmeli dersler eklenmiştir. Bu dersler öğrenciler tarafından ilgiyle karşılanmış ve disiplinler arası düşünme fırsatı yaratmıştır (Crozier & Cooper, 2008, s. 12).

  • Yararlar: Öğrencilerin farklı disiplinlerin araştırma yöntemlerini öğrenmesi, psikolojiyi daha eleştirel değerlendirmesi; gerçek yaşam sorunlarını çok boyutlu görebilmesi; uygulamalı psikolojiye katkı sağlaması ve mezuniyet sonrası disiplinler arası iş ortamlarına uyum sağlaması gibi yararlar sıralanmıştır (Crozier & Cooper, 2008, s. 12–13).

  • Riskler: Yoğun müfredata yeni alanların eklenmesinin zorluğu, yüzeysel öğrenme riski, kavramların basite indirgenmesi ve öğrencilerde kafa karışıklığı yaratma ihtimali gibi riskler vurgulanmıştır (Crozier & Cooper, 2008, s. 13).

Sonuç

Crozier ve Cooper (2008), tüm psikoloji bölümlerinin aynı olmak zorunda olmadığını ancak öğrencilere psikolojiyle ilişkili diğer disiplinleri keşfetme fırsatı tanınması gerektiğini vurgular. Bunun, öğrencilerin hem akademik gelişimini hem de mesleki becerilerini zenginleştireceği öne sürülür. Yazarlar, doğru planlama ve entegrasyonla disiplinler arası eğitimin psikoloji programlarına değer katacağını savunur (s. 13).

Ufacık bir söz bakın bizi nerelere getirdi… O söz bende neden bu kadar yankı uyandırdı bilmiyorum ama hissettiğimi ve edebiyatın bana şifa gibi geldiğini biliyorum. Edebiyatla kalın!

Kaynakça

  • Crozier, W. R., & Cooper, N. (2008). Studying psychology: The context of other disciplines. Psychology Teaching Review, 14(2), 11–13.

  • Radford, J. (2008). Psychology in its place. Psychology Teaching Review, 14(2), 38–50.

İrem Baki
İrem Baki
İrem Baki, Dokuz Eylül Üniversitesi Psikoloji bölümü 3. sınıf öğrencisidir. Yaklaşık 1,5 yıl GIPDER İzmir’in online seminer ekibinde görev almış, TEGV’de eğitim gönüllüsü olarak çocukların gelişimini destekleyen çalışmalar yürütmüştür. Yaz aylarında gönüllü klinik staj deneyimi edinmiş; çeşitli psikoloji topluluklarının etkinlikleri, konferanslar ve webinarlara aktif olarak katılmıştır. Sürekli okumayı, araştırmayı ve keşfetmeyi seven Baki, yazılarında psikolojik bilgileri bilimsel temellere dayalı ve anlaşılır bir dille aktarmayı amaçlamaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar