Beslenme, canlıların yaşamlarını sürdürebilmesi ve sağlıklı kalabilmek için gerekli besin öğelerinin yeterli düzeyde vücuda alınması olarak tabir edilebilir. Peki, insanlar her zaman bu amaçla mı beslenir? İşte bu sorunun cevabı her zaman evet olmayabilir ve psikolojik yeme bozukluğu olan duygusal yeme kavramıyla karşılaşabiliriz. Duygusal yeme, olumsuz duygulara karşılık olarak gelişen aşırı yeme eğilimini anlatan bir yeme bozukluğudur. Duygusal yeme, birçok etkenden kaynaklanmaktadır. Yaşadığımız duygular, bu etkenlerin başında gelmektedir. Stres, öfke, kaygı, üzüntü başlıca duygular arasındadır. İnsanlar bu duygularla baş edemedikleri zaman duygusal yeme davranışına yönelebilirler. Duygusal yeme nedenleri arasında bazı teoriler ileri sürülmüştür. Örneğin, kısıtlayıcı yeme, dışsal yeme, kaçış teorisi ve psikosomatik teori. Duygusal yeme bozukluğu ilerledikçe fizyolojik ve psikolojik birçok probleme sebep olmaktadır. Bireyde duygusal yeme bozukluğunun olup olmadığını uygulanabilir ölçeklerle tespit etmek ve önleyici tekniklerin uygulanması, gerçek ve kalıcı değişim için oldukça yararlı olabilir.
Beslenme Davranışı ve Duygular Arasındaki İlişki
Beslenme davranışı ile duygular arasındaki ilişki, birçok araştırmaya konu olmuştur. Duygusal durumlar, besin alımını etkilemektedir. Örneğin, öfkeli hissetmek, tıkınırcasına yemeyi en çok tetikleyen sebeptir (Arnow, Kenardy, Agras, 1992). Nefret etmek ise anormal yeme davranışlarının sürekli olmasına sebep olmakta ve normal yemeye yönelmeyi engellemektedir (Troop, Treasure, Serpell, 2002). Duygusal yeme nedenleri olarak bazı teoriler ortaya konulmuştur. Kısıtlama Teorisi, bireyin uzun süre diyet yapması sonucunda diyet sürecindeki kısıtların, duygularla çatışmasından doğan bir durumdur. Kaçış Teorisi, bireyin olumsuz duygular yaşaması sonucunda benliğin bunu bir tehdit olarak algılaması sonucunda oluşan bir durumdur. Psikosomatik Teori, açlık veya tokluk hissi fark etmeksizin sadece duygulara karşı yapılan beslenme davranışı eğilimidir. Yemek yerken hangi amaçla yediğimizi bilmek önemlidir. Yapılan araştırmalar neticesinde, bazı insanların açlık hissedip hissedemediklerini ayırt edemedikleri saptanmıştır. Duygusal açlık yaşayan bireyler, yemek yerken ne yediklerine dahi bakmadan sadece yeme davranışı sergilerler. Fizyolojik açlıkta ise vücudumuzun verdiği sinyaller neticesinde sadece vücudumuzun ihtiyacı kadar yemek yeme eğilimi söz konusudur. Duygusal yeme bozukluğu yaşayan bireylerde, tıkınırcasına ve daha çok fast food, şekerli, tuzlu, yağlı yiyecekler yeme eğilimi görülmektedir.
Duygusal Yeme Türleri ve Tespiti
Özetle, duygusal yeme, olumsuz duygularla baş edemeyip bu duyguları bastırmak adına rahatlamak için besinleri kullanmaktır. Duygusal yeme davranışı, üç farklı şekilde görülebilmektedir. Örneğin, bazı insanlar sıkı diyet sonucu kısıtlayıcı yeme, bazı insanlar lezzetli ve güzel bir yemek gördüğünde dışsal yeme, bazı insanlarda olumsuz duygulara kapıldığında yemek yemektedir. Bu yüzden, duygusal yeme davranışının sebebini doğru tespit edip, kişiye özel beslenme davranışı programı ve tedavi belirlenmelidir. Bu üç yeme davranışı, Hollanda Yeme Davranışı Anketi ile ölçülmektedir (Van Strien, 2015). Duygusal yemeyi tespit eden bir başka araç ise Duygusal Yeme Ölçeğidir (DYÖ). Olumsuz duygulara karşılık olarak gözlenen bu aşırı yeme tepkisi, tanısı konularak ve önlemler alınarak iyileştirilebilir.
Duygusal Yeme İçin Çözüm Önerileri
Duygusal yeme için çözüm önerileri şu şekildedir:
- Sağlıklı ve Dengeli Beslenme: Birey, sağlıklı ve dengeli beslenmeli ve bunu alışkanlık haline getirmelidir.
- Farkındalıkla Beslenme: Farkındalıkla beslenmek, herhangi bir şey yediğimiz zaman bunu bilinçli ve beş duyu organımızla algılayarak tüketmektir. Bu şekilde hem duygusal yeme için önlem almış oluruz hem de yediğimiz yemeklerin ve yiyeceklerin tadına daha iyi varabiliriz. Farkındalıkla beslenmeyi daha iyi anlayabilmeniz için evde kolaylıkla yapabileceğiniz bir egzersiz öneririm. Kuru üzüm egzersizi, mindfulness temelli terapi kapsamında uygulanan bir egzersizdir. Egzersize, tabağınıza üç adet kuru üzüm koyarak başlayabilirsiniz. Egzersiz için uygun bir duruş alalım ve rahat edebileceğimiz bir yere oturalım. İlk üzümü elimize alıp, hayatımızda ilk defa üzüm görüyormuşçasına dokunalım. Üzümün yüzeyindeki girinti ve çıkıntıları merakla inceleyelim. Tüm dikkatimizi üzüme yönlendirelim. Daha sonra üzümü burnumuza yaklaştırıp koklayalım. Üzümü her iki kulağımıza da yaklaştırıp bir şey var mı fark edelim. Dudağınıza dokundurup neler hissettiğinizi fark edin. Üzümü ağzınıza atın ve dilinizin üzerinde tutup üzümü ısırın, fakat yemeyin. Üzümü bir süre sonra çiğneyin ve ağzınızın içindeki lezzeti fark edin. Üzümü yutarken duyumsayın. Bu komutları uygularken kendinize süre tanıyınız. İkinci üzümü yerken aynı komutları tekrarlayınız. Üçüncü üzümü yerken ise her zamanki yeme alışkanlığınıza göre yiyiniz. Egzersiz bittiğinde, farkındalıkla yediğiniz üzüm, size farkındalıkla beslenmeyi anlamada yardımcı olacaktır.
- Hareket Etmek: Fiziksel hareketlilik halinde duygu durumunda olumlu değişimlere olanak sağlamaktadır.
- Duygu ve Besin Günlüğü Tutmak: Duygu ve besin günlüğü tutmak da önerilmektedir.