Pazartesi, Haziran 2, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Duygusal Bağlarını Yiyen Çocuklar: Çocuklarda Yeme Bozukluğunun Aile Bağları ve Duyguları ile İlişkisi

Çocuklarınızın yeme eylemi üzerine hiç düşünmüş müydünüz?

Çocuklar oluştuğu andan itibaren beslenmeye başlarlar. Bireylerin temel ihtiyacı olan beslenme basit bir eylem gibi görünse de; bireyler bu eylemi yalnızca doyma amacıyla kullanmayabilir. Sevdiğimiz yemeğin verdiği mutluluk, doyum ve haz ruh halimizi etkileyebilir. Peki, çocuklarımız yeme eylemini hayatlarına ne şekilde yerleştiriyorlar?

Ebeveynlerin Etkisi ve Yeme Bozukluğu

Ebeveyn ya da bakım veren kişiler, bebek/çocuklara yemek yedirirken tabakta bulunan tüm yemeği bitirmeleri için uğraşırlar. Çocuk doyduğu andan itibaren yemek yemeyi reddetse de bakım veren kişi birtakım oyunlarla yemeği bitirmesi için mücadele eder. Temel niyette “Çocuğum aç kalmasın.” düşüncesi var olsa da bu ileriye dönük bir soruna neden olabilir. Çocuk tokluk hissini yaşadığında durması gerektiğini öğrenemediğinde, “Doysam da tabağımı bitirmeliyim” düşüncesine sahip olduğunda son raddesine gelene kadar yeme davranışını alışkanlık haline getirebilir. Bu davranış çocukta yeme bozukluğu olarak bilinen Tıkanırcasına Yeme Bozukluğu oluşmasına sebep olabilir.

Duygusal Yeme ve Çocukluk Dönemi

Ebeveynlerin istemeden etki ettiği bir başka yeme bozukluğu: Duygusal yeme bozukluğu. Ebeveynler ya da bakım veren kişiler çocukları ağladığı zaman susturmak için çocuğa sevdiği bir yiyeceği (şeker, çikolata vb.) vererek çocuklarını susturabiliyorlar. Bu davranış alışkanlık haline geldiğinde çocuklarda duygusal yeme eğilimine sebep olabiliyor. Çocuklar yaşadıkları olumsuz duyguları yatıştırmak/bastırmak için yiyeceklere başvurabiliyor. Özellikle depresyon sürecine giren kişilerde olumsuz duygularını bastırmak için yemek yeme davranışı fazla kilo alımına, fazla kilo alımı bedeninden duyduğu memnuniyetin azalmasına, bu azalan memnuniyet ise özgüven kaybına sebep olabilir. Azalan özgüven bireyin toplumdan uzaklaşmasına, yalnızlığa ve bu durumun yaşattığı üzüntü, yalnızlık hissinin yatıştırılması için tekrar yeme davranışına yönelmesine yani kısır döngüye sebep olabilir. Duyulan yalnızlık, utanç, yorgunluk gibi hisler aynı zamanda Tıkanırcasına Yeme Bozukluğunu da tetikleyebilir.

Kontrolcü Ebeveynler ve Özgürlük Atakları

Fazla katı ve koruyucu ebeveynlere sahip olan kimi çocuk asileşirken kimisi de bunu yeme davranışına yansıtır. Çok fazla kurallar içinde yaşayan, çok fazla kontrol edilen ya da kısıtlanan çocuklar için yemek yeme/yemek yemeyi reddetme davranışı özgürlük/bağımsızlık hareketi olarak kullanılabilir. Hareket özgürlüğü kısıtlanan çocukların kendini özgür bir birey olarak hissettiği tek eylem fazla yeme ya da yememe davranışı olabilir.

Sessiz Bir Çığlık: Bozuk Aile İlişkileri

Ebeveynleri tarafından yeteri kadar ilgi ve sevgi göremeyen çocuklar, yeme davranışları ile ebeveynlerinin dikkatini ve ilgiyi çekmeye çalışabilir. Çok fazla yemek yiyerek bu dikkati bedenine çekmek ya da yemek yemeyi keserek, zayıflayarak ve hastalanarak ilgi almaya çalışıyor olabilir. Çocukların anne/baba ile aile ilişkilerinin zayıf olması, ebeveynlerin kendi arasında var olan sorunları çocuklarına yansıtması, çocuğun bulunduğu ev ortamının mutlu ve sağlıklı olmaması çocuklarda yeme bozukluğu riskinin artmasına, var olan yeme bozukluğu düzeyinin artmasına/tetiklenmesine yol açabilir. Aile ilişkileri sağlıklı olan ve kuvvetli olan çocukların iştahları ve duyguları arasındaki ilişki de daha sağlıklı olacaktır.

Ebeveynlerde Yeme Bozukluğu ve Çocuklara Etkisi

Ebeveynlerde yeme bozukluğu söz konusu ise ya da katı beden algılarına sahipler ise çocuklarda da yeme bozukluğu görülebilir. Çocuğun kilosu ile alay etme davranışı var olan ebeveynlerde, fiziksel görünüme ilişkin memnuniyetsizliklerini çocuğa yansıtan ebeveynlerde ve kilo takıntıları olan ebeveynlerde, bütün bunları çocuklarına da yansıtma durumları söz konusu olabilir. Çocuklar küçüklüklerinden itibaren ebeveynlerini rol model alarak yaşayış tarzı oluştururlar. Ebeveynlerinin düşüncelerini benimseyerek onlar gibi davranabilirler ya da üzerinde çok baskı hisseden çocuk tam tersi davranışı yapabilir. Zayıf olması gerektiği konusunda baskı kurulan bir çocuk yiyeceklerden korkarak büyüyüp yeme eyleminden çok uzak durabilir ya da yasak olarak gösterilen yiyeceklere karşı duyulan meraktan dolayı yiyeceklere bağımlılık gösterebilir.

Sonuç

  • Yeme bozukluğu sadece yetişkinlerde değil; çocuk ve ergenlerde de görülmektedir. Bizler farkında olmasak da davranışlarımızla, duygularımızla, sözlerimizle hatta bazen sessizliğimizle bile çocuklarımızı etkileriz. Çocuklarımıza sağlıklı, huzurlu bir ev ortamı ve sağlıklı, kuvvetli aile ilişkileri sunmalıyız. Çocuklarımız her zaman sorunlarını anlatamaz, davranışlara dönüştürür.
  • Yeme bozukluğu sadece yeme bozukluğu olarak kalmayıp bireyde sindirim sorunlarına, uyku bozukluklarına, obezite ve diyabet gibi birçok soruna yol açabilir ve yaşam kalitesini çok aşağı seviyelere çekebilir. Bütün bunlar kişinin izole olmasına ve yaşamdan doyum almamasına ve hatta intihar davranışına bile neden olabilir.

Yemek yeme davranışının temel gereksinimlerden meydana geldiğini, yaşamamız için gerekli olduğunu ve dengede tutmamız gerektiğini unutmayalım.

Tuğçe Karaömeroğlu
Tuğçe Karaömeroğlu
Emine Tuğçe Karaömeroğlu; bitirdiği psikoloji lisans bölümü ve aldığı çeşitli eğitimler sonucunda kendini geliştirmiş ve geliştirmeye devam eden bir psikolog ve yazardır. Bilişsel Davranışçı Terapi ve Oyun terapisi üzerine aldığı eğitimlerini tamamlamıştır. Çocuk ve yetişkin psikolojisi ile ilgili bilgilendirici yazıları kaleme almaktadır. Psikoloji alanındaki bilgilerini daha geniş kitlelere yaymak, insanları bilinçlendirmek ve alana merak uyanmasını sağlamak için çıktığı yolculukta çalışmalarına devam etmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar