Çarşamba, Ekim 1, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Duygusal Açlığın Anatomisi: Görülmeyen Çocuklar, Suskun Yetişkinler

Bazı çocuklar dışarıdan bakıldığında ihmal edilmiş gibi görünmez. Karnı doymuştur, üstü örtülmüştür, okula gönderilmiştir. Fiziksel ihtiyaçları karşılanmış, “bakım” verilmiş gibidir. Ama görülmemiştir. Duyguları fark edilmemiş, hissettikleri önemsenmemiştir. Ağladığında “abartma”, sevindiğinde “sessiz ol” denmiştir. Korkuları küçümsenmiş, ihtiyaçları yok sayılmış, duygusal varlığı görünmez kılınmıştır. Bu çocuklar çoğu zaman “uslu”, “sorunsuz” ya da “uyumlu” olarak tanımlanır. Ancak bu uyumun ardında, anlaşılmayı bekleyen ve bastırılmış duygularla dolu bir iç dünya vardır. İçeride biriken bu sessizlik, zamanla bir duygusal boşluğa dönüşür ve yetişkinliğe sızar. Bu makale, çocuklukta yaşanan duygusal ihmalin görünmeyen izlerini, yetişkinlikteki yansımalarını ve bu sessiz yara ile nasıl yüzleşilebileceğini ele almaktadır.

Duygusal İhmal Nedir?

Duygusal ihmal, çocuğun duygu ve ihtiyaçlarının ebeveyn ya da bakımverenler tarafından sistematik olarak fark edilmemesi ya da önemsenmemesidir. Fiziksel şiddet gibi görünür değildir, ancak etkisi derindir. Psikolog Dr. Jonice Webb’in tanımıyla duygusal ihmal, “olması gerekenin olmaması”dır. Yani çocuk ağladığında teselli edilmemesi, başarılarıyla duygusal bağ kurulmadan sadece sonuç odaklı sevilmesi, korkuları küçümsenmesi veya hiç sorulmadan bastırılması gibi örneklerle ortaya çıkar.
Bu ihmal biçimi, çocuğun duygularını anlamlandırmasını ve düzenlemesini öğrenememesine yol açar. Duygularına ayna tutulmayan çocuklar, onları tanıyamaz, ifade edemez ve zamanla bastırır.

“İyi Çocuk” Sendromu ve Sessizlik

Duygusal ihmal gören çocuklar çoğu zaman “çok uslu”, “olgun”, “sorunsuz” olarak nitelendirilir. Bu çocuklar, aile içindeki stres ya da ihmal karşısında, varlıklarını sorun çıkarmayarak sürdürmeye çalışır. Sevgi almak için ihtiyaçlarını bastırır, duygularını inkâr eder ve bir “maskeyle” büyür.
Bu maskeyle büyüyen çocuklar, yetişkinlikte de kendi ihtiyaçlarını fark etmekte zorlanır. Yardım istemek ayıp gelir, duygularını dile getirmek zayıflık gibi hissedilir. İçsel yalnızlık, anlam verilemeyen mutsuzluk, yakın ilişkilerde bağ kuramama gibi belirtiler sıklıkla görülür.

Yetişkinlikte Duygusal Açlık: Görünmez Acı

Duygusal ihmalin etkisi zamanla “boşluk hissi” olarak yaşanır. Yetişkin birey, ilişkilerde temas kurmakta zorlanır; ya sürekli mesafe koyar ya da bağımlı ilişkiler geliştirir. Değersizlik duygusu, özgüven sorunları, duygulara karşı duyarsızlaşma sık görülür.
Psikiyatrist Gabor Maté, çocuklukta duygusal ihtiyaçları karşılanmayan bireylerin ilerleyen yaşlarda bağımlılık, yalnızlık ve kronik stres gibi sorunlara daha yatkın olduğunu belirtir. Ona göre, “görülmemek”, insanın en temel psikolojik ihtiyaçlarından birinin inkârıdır.

Bağlanma Kuramı Işığında Duygusal İhmal

John Bowlby’nin bağlanma kuramı, çocuklukta bakım verenlerle kurulan ilişkinin bireyin tüm hayatı boyunca ilişkilerini etkilediğini söyler. Güvenli bağ kuramayan bireylerde genellikle duygusal ihmal izleri vardır. Bu kişiler ya duygusal yakınlıktan kaçar ya da aşırı bir yapışma eğilimi gösterir.
Kaçıngan ya da kaygılı bağlanma stilleri, çocukken duygularının karşılık bulmadığı ortamlarda gelişir. Bu da yetişkinlikte sağlıklı sınırlar kuramayan, ya çok içine kapanık ya da fazlaca bağımlı ilişkiler yaşayan bireyler ortaya çıkarır.

İyileşme: Görülmekle Başlar

Duygusal ihmalin iyileşme süreci, bireyin bu yarayı tanımasıyla başlar. Terapötik süreçte danışanın “ilk kez görülmesi” güçlü bir dönüştürücü etki yaratır. İçsel çocuk çalışmaları, öz şefkat terapileri ve duygu odaklı yaklaşımlar bu alanda etkili yöntemlerdir.
Yetişkin birey, zamanla şu cümleyle tanışır: “Benim hissettiklerim önemliydi. Görülmeye değerim.” Bu farkındalık, geçmişi değiştirmese de bugünü dönüştürmeye başlar.

Sonuç: Sessizliğe Ses Vermek

Duygusal ihmal, fiziksel yaralar kadar kanamaz ama içte derin izler bırakır. Sessizdir, ama yankısı büyüktür. Bu nedenle, hem bireysel hem toplumsal düzeyde “duygusal ihtiyaçların” tanınması ve konuşulması, ruhsal iyilik halinin temel taşlarından biridir.
Görülmeyen çocuklara ses olmak, suskun yetişkinlerin içindeki sessiz çığlıkları duyurmak, kolektif bir iyileşmenin kapısını aralar.

Kaynakça

  • Webb, J. (2013). Running on Empty: Overcome Your Childhood Emotional Neglect. Morgan James Publishing.

  • Maté, G. (2011). When the Body Says No: The Cost of Hidden Stress. Vintage Canada.

  • Bowlby, J. (1988). A Secure Base: Parent-Child Attachment and Healthy Human Development. Basic Books.

  • Siegel, D. J. (2012). The Developing Mind: How Relationships and the Brain Interact to Shape Who We Are. Guilford Press.

  • Schore, A. N. (2003). Affect Regulation and the Repair of the Self. Norton.

İlayda Betül Budak
İlayda Betül Budak
Doğu Akdeniz Üniversitesi'nde %100 başarı bursuyla Psikoloji (İngilizce) eğitimini tamamladı. Lisans sürecinde birçok seminer, kongre ve eğitim programına katılarak mesleki bilgisini derinleştirdi. Stajını İzmir Psikoloji Enstitüsü'nde tamamlayarak mesleki deneyim kazandı. Meslek hayatında çocuk, ergen ve yetişkin terapisi alanlarında uzmanlaşarak bireylerin iyi oluş süreçlerine rehberlik etmektedir. Üniversiteye hazırlık sürecindeki öğrencilere kariyer planlama, motivasyon ve zaman yönetimi konularında destek verdi. Çeşitli gönüllü projelerde yer alarak psikolojinin toplum üzerindeki etkisini daha geniş kitlelere ulaştırmayı hedefledi. Güncel bilimsel gelişmeleri yakından takip eden ve kendini sürekli geliştirmeye devam eden bir terapist olarak, Bilişsel-Davranışçı Terapi, Oyun Terapisi, EMDR gibi yöntemlerle online ve yüz yüze danışanlarına profesyonel destek sunmaktadır. Her bireyin kendine özgü bir iyileşme yolculuğu olduğuna inanarak, danışanlarına bu süreçte bilinçli, güvenli ve etkili bir rehberlik sağlamayı amaçlamaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar