Perşembe, Ekim 9, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Dostun Mu Yoksa Gizli Rakibin mi? Arkadaş Kıskançlığının Psikolojisi

Kıskançlık, insanlık tarihi boyunca her kültürde yerini bulmuş, evrensel ve çok güçlü bir duygudur. Kıskançlık duygusu kişinin bireysel yaşamından akademik hayatına kadar pek çok alanda kendisini gösterebilir. Hatta dostluk gibi en güvenli alanımızda bile kendisine yer edinebilir.

Kıskançlık, Türk Dil Kurumu’na göre “Bir kimse üstünlük gösterdiğinde veya sevilen birisinin, başkası ile ilgilendiği kanısına varıldığında takınılan olumsuz tutum veya başkasının sahip olduğu imkânları çekememe durumu” olarak tanımlanmaktadır. “Dostun mu yoksa gizli rakibin mi?” sorusu, arkadaşlık ilişkilerinde fark edilmeyen, görülmeyen bazen de kondurulamayan bu duygunun hayatınız ve ilişkiniz üzerindeki etkili yüzünü göstermektedir.

Arkadaşın başarısı, mutluluğu, çevresi, ailesi ya da elde ettiği fırsatlar kimi zaman gurur kaynağı olurken kimi zaman da kişideki rekabet duygularını tetikleyebilir.

1. Arkadaşlık İlişkilerinde Kıskançlığın Psikolojik Temelleri

Arkadaş kıskançlığı, bireysel ve sosyal faktörlerle yakından ilişkilidir. Özgüven düşüklüğü, değersizlik hissi, yalnız kalma korkusu, ego, aşırı hırs, doyumsuzluk, aşağılık kompleksi, benlik saygısının düşük olması bireyde kıskançlığı besleyen unsurlar olarak öne çıkmaktadır.

Bazı durumlarda kişi kendi yetersizlik algısı sebebiyle başkalarının da başarısızlığını isteyebilir. Kendisinin yapamadığı şeyi başkasının da yapamamış olduğunu bilmesi bu yetersizlik duygusunu yansıtmasına yardımcı olmaktadır.

Kıskançlık aynı zamanda sosyal kıyaslamadan beslenen bir duygudur. Kıskançlık ile ilgili çalışmalar incelendiğinde romantik kıskançlık ve kardeş kıskançlığı ile ilgili birçok çalışma varken arkadaş kıskançlığı ile ilgili araştırma alanı oldukça dardır.

Halbuki arkadaş kıskançlığı da en az kardeş kıskançlığı ve romantik kıskançlık kadar sık karşılaşılan bir durumdur. Kişinin okul ortamında, yaşadığı çevrede, iş hayatında, sosyal medyada ve toplumun birçok alanında liderlik yarışına girilen, kıyaslama yapılan ortamlar karşımıza çıkmaktadır.

Arkadaşların maddi imkânları, sosyal çevresi, akademik başarıları, fiziksel özellikleri kişi tarafından kıyas unsuru haline getirilebilmektedir. Kişinin sosyal ortamlarda ön plana çıkma arzusu, herkes tarafından çok sevilme ya da başarılı olma gibi istekleri kıskançlığın sadece somut kaynaklarla değil, kabul görme gibi manevi değerlerle de ilişkili olduğunu göstermektedir.

2. Arkadaş Kıskançlığı Kendisini Nasıl Gösterir?

Arkadaş kıskançlığı çoğu zaman açık bir şekilde dile getirilmemektedir. Günlük hayatta yaşanan bazı küçük olaylar daha dikkatli gözlemlendiğinde kıskançlık fark edilebilmektedir.

Örnek olarak kendisinden yüksek not alan veya terfi alan arkadaşına “şanslıydın” gibi başarıyı küçümseyen bir ifade takınıp tebrik edilmemesi sık karşılaşılan olaylar arasındadır. Benzer şekilde yeni telefon veya kıyafet alan bir arkadaşına “buna bu kadar para verilmez, değmez, göstermelik” gibi tavırlar gösterip arkadaşını övmekten kaçınmak da örnek verilebilir.

Bu tarz kıskançlıklar günlük davranışlarda arkadaşının başarısını küçümseme, görmezden gelme, gereksiz eleştiri yapma, sürekli kıyaslama yapma, dolaylı yollardan motivasyon kırma gibi kendisini gösterebilir.

Bu tarz kişiler kıskandıkları arkadaşlarına mobbing ve benzeri davranışlarda bulunabilir. Arkadaşını yalnız bırakarak cezalandırmak isteyebilir ve ilişkisinde rekabeti dostluğunun önüne geçirebilir.

Bu kıskançlıklar yalnızca büyük başarılarda değil, günlük olaylarda bile varlığını gösterebilmektedir.

3. Arkadaş Kıskançlığının Yönetimi ve Sağlıklı İlişkiler İçin Stratejiler

Kıskançlık her ne kadar doğal bir duygu olsa da kontrol altına alınmadığında kişinin huzurunu, arkadaşlık ilişkilerini ve iş hayatını olumsuz etkileyebilmektedir.

Bu sebeple kıskançlığın yönetimi hem kişi için hem de çevresi için oldukça önemlidir. Bu duyguyla baş etmenin ilk adımı olarak duyguyu bastırmak yerine fark edip tanımak gerekmektedir.

Kişi çoğu zaman kıskandığını inkâr eder, kabul etmez. Kıskanmanın kendisini aşağılık göstereceğini düşünebilmektedir. Halbuki o duyguyu kabul edip farkına varmak başa çıkmanın temelini oluşturmaktadır.

Bunun yanı sıra empati kurmayı öğrenmek kıskançlığın oluşturduğu olumsuz etkileri azaltmaktadır. Arkadaşının başarısını tehdit olarak görmeyip ortak başarıları ve mutlulukları olarak görmeyi öğrenmek arkadaşlık ilişkilerindeki güveni ve samimiyeti artıracaktır.

Günlük hayatta bir arkadaşının başarısını kutlamak, sosyal medyada paylaştığı bir anıyı kendisi ile kıyaslamadan beğenmek, çevresi tarafından sevildiğinde mutlu olmak şeklindeki davranışlar arkadaşlık ilişkilerindeki samimiyeti artırmaktadır.

Arkadaşlık ilişkilerinde bu tarz kıskançlıkların en çok yıprattığı alan iletişim olmaktadır. Bu sebeple dolaylı yoldan kıskançlığı gizlemeye çalışmaktansa açık ve dürüst bir iletişim kurmak bu tarz olumsuzlukların önüne geçebilmektedir.

Bir arkadaşının başarısından dolayı kendisini geri planda kalmış hisseden kişi, rekabete girmek yerine bu düşüncesini paylaşırsa hem ilişkideki samimiyete zarar vermemiş olacak hem de kendi iç huzurunu bozmamış olacaktır.

Duygusal farkındalık, arkadaş kıskançlığını yönetmenin en önemli adımlarından biridir. Bu farkındalık sayesinde kişi kendi duygusunu tanır, iletişimi korur ve dostluğunu sürdürülebilir hale getirir.

Arkadaş kıskançlığı doğru yönetilemediğinde dostluk bağlarının kopmasına sebep olabilmekte, kişinin hem kendi hem arkadaşının psikolojik iyi oluşunu olumsuz etkileyebilmektedir. Ancak bu duygu bireysel farkındalıkla tanınıp empati ve açık iletişim kurmayı öğrenerek sağlıklı bir biçimde yönlendirilebilmektedir.

Arkadaşlık ilişkilerinde rekabet yerine desteklenmenin öğrenilmesi, kişilerin başarıları, sevinçleri ve üzüntüleri ortak bir duygu yaşamayı öğrenmeleri bu noktada çok önemlidir.

Sonuç: Kıskançlığı Yapıcıya Dönüştürmek

Sonuç olarak kıskançlık doğal bir duygudur ve tamamen ortadan kaldırılması pek mümkün değildir. Ancak doğru stratejilerle kıskançlığı yapıcı bir duruma dönüştürerek arkadaşlıkların daha güçlü, güvene dayalı ve sürdürülebilir bir şekilde devam etmesi sağlanabilir.

Kaynakça

Akan, Y. (2019). Arkadaş Kıskançlık Ölçeği’nin (AKÖ) geliştirilmesi: Geçerlik güvenirlik çalışması. Anemon Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 7(5), 133–140. https://doi.org/10.18506/anemon.506363

Özdemir, S., & Erdem, R. (2020). Akademinin yeşil gözlü canavarı: Kıskançlığın nedenleri ve sonuçları üzerine fenomenolojik bir çalışma. Nitel Sosyal Bilimler, 2(1), 19–39.

Fatma İdil Kaya
Fatma İdil Kaya
Fatma İdil Kaya, psikolog ve yazar olarak psikoterapi ve danışmanlık alanında deneyime sahiptir. Lisans eğitimini Işık Üniversitesi’nde tamamlamış, ardından bilişsel davranışçı terapi, cinsel terapi, aile danışmanlığı ve oyun terapisi alanlarında uzmanlaşmıştır.Bilimsel temelli bilgileri geniş kitlelere ulaştırma konusunda aktif rol üstlenmiş, daha önce farklı bir dergide hem yazar hem de editör olarak görev almıştır. Çalışmalarında özellikle cinsel sorunlar, çift terapisi ve aile içi dinamikler üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bu alanlarda ürettiği içeriklerle bireylerin psikolojik iyi oluşlarını desteklemeyi hedeflemektedir.Başta Instagram olmak üzere sosyal medya platformları üzerinden de düzenli paylaşımlar yapmaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar