Perşembe, Temmuz 31, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Doktorlarda Tükenmişlik ve Algılanan Stres

Tükenmişlik Nedir?

Tükenmişlik, kişinin kendisini yorgun, bitkin, gücünü yitirmiş ya da enerjisini kaybetmiş şeklinde tanımladığı psikolojik bir sendromdur.  

Algılanan Stres Nedir?

Stres, temel olarak her canlı için bir tür savunma mekanizması olarak tanımlanmaktadır. Kişi, baş edemeyeceğini tahmin ettiği bir tehditle ya da tehlikeyle karşılaştığında meydana gelmektedir. Beyin, vücudu bu tehdit ya da tehlikeye karşı alarm konumuna getirir. Bunun sonucunda kaç, savaş veya dona kal tepkilerinden bir tanesi ortaya çıkar.

Tükenmişlik Kavramı

Tükenmişlik kavramını ilk olarak Harbert J. Freudenberger ortaya koymuş; 1974 yılında yayınladığı “Personel Tükenmişliği” adlı makalesinde bu kavramı kayıtlara geçirmiştir. Oldukça popülerleşen tükenmişlik kavramı, ilerleyen süreçte Maslach ve Jackson tarafından da geliştirilmiştir. Bu çalışmaların temel amacı, kavramın ölçülebilir olması ve farklı alanlarda çalışma fırsatı yaratmak için yapılmasıdır (Maslach, Schaufeli ve Leiter, 2001, ss. 399-400).

Tükenmişlikle Baş Etme Yöntemleri

Tükenmişlik, birden ya da çok kısa bir sürede ortaya çıkan bir yapıda değildir; tersine belirli bir süreç içerisinde ve gizlice gelişen bir yapıdadır. Tükenmişlik sonucunda ortaya çıkan belirtilerin önemsenmemesi, tükenmişliğin daha da artmasına ve başa çıkılması güç ya da imkânsız bir boyuta ulaşmasına sebep olabilir. Bu nedenle tükenmişliğin ve sürecinin çok iyi bir şekilde öğrenilmesi ve doğru zamanda tespit edilerek ihtiyaç duyulan önlemlerin alınması son derecede önemlidir (Ardıç ve Polatçı, 2010, s. 73).

Tükenmişlik yaşayan bireylere bu durumla baş etmek için kullanılabilecek yöntemler şunlardır (Kaçmaz, 2005, s. 31):

  • Bir kişi tükenmişlik yaşadığını fark ettiğinde eski güç ve enerjisine geri dönmek ister. Kontrol odağında ve kontrol merkezinde olmak ister. Yaptığı hataları fark etmesi halinde bu kalıplaşmış inanç ve algıyı yıkarak tükenmişlikle baş edebilir.
  • Birey, planladığı işte olası sorun ve ihtimalleri hesaplamalı ve öngörmelidir.
  • Tükenmişlik yaşayan bireyin yakınları bunun farkına varıp, bireyin profesyonel destek alması yönünde telkinlerde bulunulmalıdır.
  • Birey iş yükünün üzerinde çalışmamalı ve potansiyelinin üzerinde iş almamalıdır.
  • Meslek hayatlarını daha eğlenceli ve aktif bir hale getirmek, iş dışında da sosyal aktivite ve beceriler geliştirmek tükenmişlikten etkilenmeyi azaltır.

Devlet Yönetimi Düzeyinde Yapılması Gerekenler

Tükenmişlik sendromuyla baş edebilmek için devlet yönetimi düzeyinde alınması gereken önlemler şunlar olabilir (Kaçmaz, 2005, s. 31):

  • Ülkedeki hastanelerin uygar yönetim tarzına uygun olarak yapılanması ve görevli personellerin yetkilerini belli yasalar çerçevesinde hayata geçirmesi.
  • Demokratik, yatay sorumluluk ve yetkileri paylaştıran yönetim şeklinin benimsenmesi.
  • Sistemdeki ödül kaynaklarının artırılması.
  • Uzun çalışma saatlerinin azaltılması.
  • Düşük ücret sorununun çözülmesi.
  • Tatil ve sosyal aktivitelerin artması.
  • Personel sorunun giderilmesi.

Algılanan Stres Kavramı

Stres kavramı, uzun yıllarca bilinmesi ve kullanılmasına rağmen araştırmacılarca ortak, yeterli ve herkes tarafından kabul edilen bir tanımı yapılamamıştır. Stres terimi, Latince “estrica” ve eski Fransızca “estrece” sözcüklerinden türemiştir. 17. yüzyılda ise felaket, dert, keder, elem ve musibet anlamlarında kullanılmıştır. İlerleyen zamanda 18. ve 19. yüzyıllarda gelişen toplum yapısı ve bilimin etkileriyle kelime anlamı değişmiş, artık “güç, baskı, zorlanma” olarak kullanılmıştır. Stres üzerine yapılan çalışmaların birçoğu gerçekleşen olaylara odaklanmış, bazıları da bu olayın bedensel ve psikolojik geri dönüşleri üzerine çalışılmıştır (Baltaş ve Baltaş, 2018, ss. 308-309).

Doktorların Stres Kaynakları

Doktorlarda strese neden olan kaynakların bazıları şunlardır (Aydın, 2016, ss. 72-73):

  • Düzensiz çalışma saatleri  
  • Uzun nöbet saatleri  
  • Maaşların tatmin etmemesi  
  • Hastanın teşhis ve tedavisinde hata yapma kaygısı  
  • Tıbbi malzeme kaynağının yetersizliği yüzünden bazen gerekli müdahaleleri yapamamak  
  • Hekim sayısının az, hasta sayısının çok olması  
  • Doktor-hasta iletişimindeki yetersizlik  
  • İş yerindeki dedikodular  
  • Tıpta uzmanlık sınavı (TUS)  
  • Değerlendirmede yapılan adaletsizlikler  
  • Tıp eğitiminin yetersiz olması  
  • Ast-üst ilişkilerinin bozuk olması  
  • Bulaşıcı hastalıklara yakalanma riski  
  • Meslek hastalıklarına yakalanma riski  
  • Hasta ve yakınları tarafından uygulanan şiddet  
  • Doktorlar arasındaki mesleki ve kişisel çatışmalar  
  • Çalışma ortamının kötü olması  
  • Hastaya ve yakınlarına gerçeği söyleyememek  
  • Şiddetli ağrı ve acı duyan hastalara karşı hissedilen duygusal baskı  
  • Hastaların doktorun yetkilerini kötüye kullanmak istemesi (ilaç yazdırma, rapor isteme vb.)  
  • Kendi yakınları hastalandığında rol çatışması yaşamak  
  • Toplum tarafından yapılan çalışmaların takdir edilmemesi  
  • Kendine ve ailesine yeterince zaman ayıramamak
  • Tatile çıkamamak

Bu çalışma, hekimlerde tükenmişlik ve stresin çok boyutlu doğasını ve bu durumların bireysel, mesleki ve sistemik düzeydeki yansımalarını ortaya koymuştur. Özellikle Maslach’ın tükenmişlik modelinde tanımlanan duygusal tükenme, duyarsızlaşma ve kişisel başarıda azalma gibi boyutlar, doktorların klinik performansında ve kişilerarası ilişkilerinde ciddi bozulmalara yol açmaktadır. Kronik stresin nörobiyolojik etkileri bağlamında ise HPA aksının (hipotalamus-hipofiz-adrenal) sürekli uyarılması, hem fiziksel sağlık sorunlarına (örneğin hipertansiyon, bağışıklık sistemi baskılanması) hem de psikiyatrik tablolara (depresyon, anksiyete bozuklukları, uyku bozuklukları) zemin hazırlamaktadır.

Hekimlerde Tükenmişliğin Nedenleri

Doktorların iş yükünün, zaman baskısının ve karar verme sorumluluğunun yüksek olduğu çalışma ortamlarında tükenmişliğe yatkınlık artmaktadır. Bu durum, yalnızca bireyin işlevselliğini değil, aynı zamanda hasta-hekim ilişkisinin niteliğini ve hasta güvenliğini de riske atmaktadır. Nitekim literatürde, tükenmişlik düzeyi yüksek hekimlerde empatik yanıtların azaldığı, tıbbi hata oranlarının yükseldiği ve mesleki doyumun anlamlı düzeyde düştüğü gösterilmiştir.

Sonuç

Sonuç olarak, hekimlerde gözlenen tükenmişlik ve stres, yalnızca bireysel ruhsal bir problem olarak değil; örgütsel sağlığı ve hizmet kalitesini doğrudan etkileyen bir psikososyal risk faktörü olarak ele alınmalıdır. Bu doğrultuda, önleyici psikososyal müdahalelerin, sistem düzeyinde iyileştirici düzenlemelerin ve destekleyici örgütsel iklimin önemi bir kez daha vurgulanmaktadır. Sağlık sisteminde sürdürülebilirlik ve kalite, ancak ruhsal olarak iyi durumda olan bir sağlık profesyoneli grubuyla mümkün olabilecektir.

Kaynakça

  • Ardıç, K., & Polatcı, S. (2008). Tükenmişlik sendromu akademisyenler üzerinde bir uygulama (GOÜ Örneği). Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 10(2), 69-96.
  • Aydın, İ. (2016). İş yaşamında stres. Ankara: Pegem A Yayıncılık.
  • Baltaş, A., & Baltaş, Z. (2018). Stres ve başa çıkma yolları. İstanbul: Remzi Kitabevi.
  • Kaçmaz, N. (2005). Tükenmişlik (burnout) sendromu. İstanbul Tıp Fakültesi Dergisi, 68(1), 29-32.
  • Maslach, C., Schaufeli, W. B., & Leiter, M. P. (2001). Job burnout. Annual Review of Psychology, 52(1), 397-422.

 

Bülent Koçyiğit
Bülent Koçyiğit
Bülent Koçyiğit, klinik psikolog ve yazar olarak psikoterapi, psikolojik danışmanlık ve akademik çalışmalar alanında geniş bir deneyime sahiptir. Lisans eğitimini tamamladıktan sonra, Yüksek lisans eğitimini klinik psikoloji üzerine tamamlayan Koçyiğit, başta İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Servisi'nde, Lape ve birçok özel ve devlet hastanesinde görev almıştır. Özellikle depresyon, anksiyete bozuklukları, obsesif kompulsif bozukluk (OKB), travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ve psikotik rahatsızlıklar gibi alanlarda uzmanlaşmıştır. Ulusal platformlarda (Psikeart, NöroBilim, Sinirbilim) bilimsel ve akademik çalışmaları bulunan Koçyiğit, aynı zamanda ulusal ve yerel çeşitli dergilerde ve dijital mecralarda düzenli olarak psikolojik eğitim ve kişisel gelişim üzerine eğitimler ve seminerler düzenlemektedir. Özellikle beynin işleyişi, duygu düzenleme mekanizmaları, terapi süreçleri ve ruh sağlığını etkileyen faktörler üzerine yaptığı çalışmalar, bu alanda daha fazla insanın bilinçlenmesini sağlamayı kendisine misyon edinmiştir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar