Salı, Eylül 30, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Dissosiyatif Bozukluklar

Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu, toplumda şizofreni kadar sık görülen bir ruhsal bozukluktur; ayrıca bu ruhsal bozukluk alanında uzman psikoterapistler tarafından yürütülen tedavi yöntemleriyle “tam iyileşme”nin mümkün olması yönünden klinisyenlerce fark edilmesi büyük önem arz etmektedir (Şar, 2000).

Dissosiyatif kimlik bozukluğunun yalnızca olağandışı durumlarda ve filmlerde görüleceği düşünülür; ancak bu ruhsal bozukluk tıpkı depresyon ve şizofreni gibi tüm ruh sağlığı çalışanlarınca tanınması gereken bir ruhsal hastalıktır. Bu hastalığın “patognomonik belirtisi” bireyin içinde kendisinden başka bir kişinin veya daha fazla kişinin olduğunu hissetmesidir. Kişinin ruhsal bütünlüğünün bozulması, kendine ait duygu, düşünce ve algıları başka birine aitmiş gibi hissetmesine yol açar (Şar, 2000).

Dissosiyatif Bozukluk Hastası Tedavi İçin Nasıl Başvurur?

Dissosiyatif bozukluk hastası “primer” belirtilerden çok “sekonder” ve “tersiyer” belirtilerle hekime başvurur. Başlangıçta sınırda kişilik bozukluğu gibi bir görünüm sergileyebilirler; dirençli ve ilaç tedavisine yanıt vermeyen kronik depresyon ile psikoz görünümlü (psödopsikoz) kriz dönemlerinde başvuranlar sık görülür.

İntihar girişimleri, intihar düşünceleri, bedenine zarar verme, travmatik anıların aniden canlanması (flash-back), ilişki sorunları ve dirençli konversiyon belirtileri ile başvuranlar da vardır (Şar, 2000).

Dissosiyasyon Nedir?

Dissosiyatif bozukluğunun kökeninde “dissosiyasyon olgusu yatar”. Dissosiyasyon, zihinsel işlevlerin entegrasyonunun bozulmasıdır; hafıza, bilinç, algı, motor kontrol, duygu ve kimlik gibi birlikte çalışması elzem olan işlevlerin uyumunun bozulmasıyla meydana gelen “ayrışma, süreksizlik” veya parçalı durumdur.

İnsanlar günlük yaşamda stresin etkilerinden uzaklaşmak için dissosiyasyon savunma düzeneğini kullanabilirler. Örneğin; ders dinleyen bir çocuğun sıkıldığı an hayallere dalması veya bir yetişkinin rencide edici sözler söyleyen patronuna karşı duyarsızlaşması bu duruma örnek teşkil eder. Ancak bu savunma düzeneğinin kullanımı günlük işlevselliği bozacak kadar yoğun ve denetimsiz olduğunda patolojik bir tabloya yol açabilir.

Dissosiyatif belirtilerin yoğun kullanıldığı vakalarda travmanın sıklığı, süresi, şiddeti ve zamanı dikkate alınarak dissosiyatif kimlik bozukluğu ihtimali düşünülmelidir (Şar, 2017).

Dissosiyatif Kimlik Bozukluğunun Psikoterapisi

Dissosiyatif bozukluklar psikiyatrik bozukluklar içinde çocukluk çağı ruhsal travmalarının en yüksek oranda bildirildiği tanı grubudur. Bağlanma, çocuğun gelişiminde gerekli olduğu için çocuk kendisini travmatize eden ebeveynine dissosiyasyon savunma mekanizmasını kullanarak bağlanır. Bundan dolayı dissosiyatif bozukluk yaşayan kişinin kendi istismarcısına bağlanması, klinisyenler tarafından dikkatle değerlendirilmelidir.

Çünkü istismarcıya bağlanma örüntüsünün çözülmesi ve kontrolün yeniden kişinin kendine geçmesi tedavide kritik önem taşır (Şar, 2017).

Dissosiyatif kimlik bozukluğunun psikoterapisinde temel amaç; kişilik durumlarının fark edilip kabul edilmesi, bu yapılar arasındaki ayrışmanın azaltılması ve ruhsal işleyişin yeniden bütünleştirilmesidir. Terapi süreci aynı zamanda travmatik anıların işlenmesini de kapsar.

DKB psikoterapisi genellikle üç aşamada yürütülür:

  • Stabilizasyon (kişinin güvenliğini sağlama ve günlük işlevselliğini destekleme)

  • Travmatik anıların çalışılması

  • Kişilik parçalarının entegrasyonu

Kaynakça

Özden, M.Ş. (2018). Travma ve dissosiyatif bozukluklar: Genel bir bakış. Bartın Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 3 (3), 71-76

Şar, V. (2017). Dissosiyatif Bozukluklar (Dissociative disorders). https://www.researchgate.net/publication/312057220

Şar, V. (2000). Çoğul kişilik kavramı ve dissosiyatif bozukluklar. (Multiple personality concept and the dissociative disorders). Turkish Journal of Psychiatry, 11(2), 117–126.

Mehtap Daş
Mehtap Daş
Mehtap Daş 1992 yılında İstanbul’ da doğmuştur. İlkokul, lise, üniversite ve yüksek lisans eğitimlerini İstanbul’da tamamlamıştır. 2010 ile 2014 tarihlerinde Fatih Üniversitesinde Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü tamamlamıştır. 2015 ile 2019 tarihleri arasında İstanbul Üniversitesinde Aile Eğitimi ve Danışmanlığı Anabilim Dalında yüksek lisansını tamamlamıştır. Yüksek Lisans bitirme tezi olarak nicel araştırma yöntemi ile Evli Bireylerin Evlilik Uyumu ile Psikolojik İyi Oluş ve Eş Desteği Arasındaki İlişkiyi İncelemiş ve Ulusal Tez merkezinde yayınlamıştır. 2017 ile 2018 yılları arasında Bağlanma Terapi Enstitüsünde Psikodrama Yaşantı Grubuna katılmıştır. Yüksek Lisans eğitiminde çözüm odaklı Aile Danışmanlığı eğitimini tamamladıktan sonra Psikodinamik Terapi, Bütüncül Psikoterapi ve Psikanalitik Yönelimli Masterson yaklaşımına duyduğu merak vesilesiyle çeşitli seminerlere katılmıştır. 2021 ile 2024 yılları arasında English Council, Royal School ve Temel Akademi’de yabancı öğrencilere İngilizce aracılığıyla Türkçe eğitimi vermiştir. Uzun soluklu Psikoterapi eğitimlerini tamamladıktan sonra psikoterapist olarak çalışmayı hedeflemekte ve o zamana kadar öğretmenliğe devam edecektir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar