Cumartesi, Mayıs 24, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Diktatör Kimdir ve Ne Yapar?

Diktatörlerin ve Diktatörlükle Yaşayanların Psikolojisi

Eğer kendinizi sürekli tehdit altında hissediyor ve otoriteye karşı çıkmanın tehlikeli olduğunu düşünüyorsanız; fikirlerinizi ifade etmekten kaçınıyor ya da ifade ederken terleme, çarpıntı gibi semptomlar deneyimliyorsanız, bu durum bir diktatörlüğün varlığına işaret edebilir. Yanınızdakinin de böyle hissediyor olması kuvvetle muhtemeldir. Böyle bir durumda yalnız kalmayın, acil durum kolunun yanınızdakiyle temasa geçmek olduğunu ve oksijen maskesini tek başınıza takamayacağınızı unutmayın.

Diktatörlük ve Tiranlık

Diktatör, Latince “buyurmak” anlamına gelen dictare kelimesinden türemiştir. Latince dictator, “olağanüstü yetkilerle donatılan yönetici” anlamına işaret eder. Fransızcada ise dictateur olarak karşımıza çıkar ve bu, “zorba yönetici” demektir. Diktatörlük, siyasi iktidarın tek elde toplandığı, halkın siyasal katılımının ya tamamen ortadan kaldırıldığı ya da sembolik düzeye indirildiği bir yönetim biçimidir.  

Bir kişi diktatörlük altında yaşadığını, sistemin kurumsal işleyişinin demokratik denetimden uzaklaşmasından, yasama ve yargı erklerinin yürütme organına bağlı hale gelmesinden, ifade özgürlüğünün varlığını sadece sözde sürdürmesinden ve gerek kamusal gerek özel hayatlarının otorite tarafından denetim ve düzenlemeye tabi olmasından anlayabilir.

Tiran ise, eski Yunancada “iktidar sahibi, zorba” anlamına gelen tyrannos sözcüğünden gelir. Aristoteles ve Platon, tiranlığı akıl eksikliğiyle tanımlar; tiran, sadece kendi çıkarlarını siyasetin üstüne koyan yönetici değil, aynı zamanda ruhu da akılla yönetilmeyendir (Platon, 2006). Tiranı, “yasaların üzerinde duran, halkın çıkarları yerine kendi çıkarlarını önceleyen ve yönetiminde aşırı şiddet ve korku unsurlarını araçsallaştıran” bir lider olarak tanımlayabiliriz (Glad, 2002). Spearman’ın tarihsel analizinde ise tiran, halkın duygusal arzularını ve korkularını manipüle ederek neredeyse kutsal bir konuma yerleşen liderdir (Spearman, 1934).

Görüldüğü gibi diktatörlük ve tiranlık arasında çok ince bir çizgi vardır ki diktatörün tiranlığa zıplamasına tarihte defalarca rastlanmıştır. Kimileri diktatörlükle tiranlık arasındaki farkı sistem içerip içermemesine, kimileri de uygulanan baskı ve şiddetin derecesine dikkat çekerek açıklar. Özetle tiran, halihazırda bir diktatördür ve bir diktatör de tirana dönüşebilir.

Diktatörlüğün Üç Yüzü

Clark ve arkadaşları (2017), diktatörlüğü üç temel tipe ayırır:  

  • Monarşik diktatörlük  
  • Askeri diktatörlük  
  • Sivil diktatörlük

Bu üç yapıdan en esnek ve ideolojik olarak farklı biçimlerde tezahür edeni sivil diktatörlüktür. Sivil diktatörlükler, kendi içinde baskın parti diktatörlüğü ve kişisel diktatörlük olarak ikiye ayrılır.

  • Baskın parti diktatörlüğü: Politik kontrolün bir parti tarafından domine edildiği, diğer partilerin var olmasına rağmen iktidarın fiilen değişmediği bir yapıdır.  
  • Kişisel diktatörlük: Bireysel karizma, korku yönetimi ve medya kontrolü ile inşa edilir. Bu yapı, “gizli ve merkezileşmiş politikalar, bastırılmış ya da yok edilmiş basın, keyfi şiddet kullanımı” gibi unsurlarla karakterizedir (Clark vd., 2017).

Diktatörlerin Psikolojisi

Diktatörlerin kişilik yapıları, sadece bireysel psikopatolojiyle değil, aynı zamanda kolektif temsiliyet üzerinden de şekillenir. Glad (2002), tiranların en belirgin özelliği olarak “habis/kötücül narsisizm” (malignant narcissism) kavramını öne çıkarır. Bu yapıdaki bireylerde dört temel unsur görülür:  

  • Narsisizm  
  • Saldırganlık  
  • Antisosyallik  
  • Paranoya

Habis/kötücül narsisizm, ilk olarak Erich Fromm’dan işittiğimiz, Otto Kernberg’in de hayli üzerinde durduğu bir kavramdır. Bu kişilik yapısına sahip liderler, yoğun bir büyüklük sanrısı, eleştiriye karşı aşırı tahammülsüzlük, sadizm ve vicdan eksikliği gösterirler (Kernberg, 1992).  

Utami ve Sa’id, bu yapıyı Dark Triad çerçevesinde açıklar ve diktatörlerin özellikle narsisistik özellikler taşıdığını belirtir. Bu tür kişilikler, mutlak kontrol ihtiyacı, aşırı övgü beklentisi ve empati yoksunluğuyla şekillenir (Utami & Sa’id, 2022).

Diktatörlük Ne Yapar?

Diktatörler, dış tehdit algısını sürekli canlı tutarak halkın kendisine olan bağlılığını güçlendirmeye çalışır. Moskalenko, bu dış tehdit algısının “çaresizlik duygusu ve içsel muhalefetin bastırılması” ile sonuçlandığını ifade eder (Moskalenko, 2015). Diktatörlüklerde, bireylerin sosyal dünyayı kategorik biçimde değerlendirmesi teşvik edilir. Moghaddam (2012), bu kategorik düşünmenin toplumda farklılıklara yönelik tahammülsüzlüğü artırdığını belirtir.

Spearman (1934), diktatörlüklerde bireyin “hareket alanı bırakmayan felç edici bir korku” içinde yaşadığını belirtir. Diktatörlükler, bireyler arasında sosyal güvensizlik yaratır ve onları izole eder. Moghaddam (2012), bu tür rejimlerde bireylerin komşularına, iş arkadaşlarına ve hatta aile üyelerine karşı sürekli temkinli olduklarını belirtir. Diktatörlük, bireylerin sürekli bir korku ve belirsizlik içinde yaşamasına neden olur. Umutsuzluk ve gelecek tahayyülünden yoksunluk yaygındır.

Velhasıl…

Diktatörlere kapsamlı psikolojik testler uygulamak, onlarla detaylandırılmış görüşmeler yapmak gibi şansımız olmamıştır. Ancak elimizde tarihsel bilgiler ve gözlemler mevcuttur. Bu konuda kıymetli pek çok argüman ve teori vardır ki incelenmesinin faydalı ve hatta gerekli olduğunu düşünüyorum. Diktatörler herkes gibi gelip geçicidir fakat diktatörler çıkaran bir toplumun psikolojisi iyi anlaşılmalıdır ve şayet diktatörsüz bir gelecek isteniyorsa derinlemesine bir değişim gerçekleştirilmelidir. Kısacası toplum, bir sığınak olarak “baba” figürü aradığı ve demokratik bir yönetim için olgunlaşmış bir psikolojiye sahip olmadığı müddetçe yeni bir diktatör kapıda demektir.

Kaynakça

İzel Güngör
İzel Güngör
İzel Güngör, lisans eğitimini İzmir Ekonomi Üniversitesi Psikoloji bölümünde tamamlamıştır. Eğitim yıllarında birçok farklı alanda çalışan, spor ve sanatla iç içe olan Güngör, deneyimlerini ve ilgi alanlarını disiplinlerarası bir yaklaşımla ele alan psikoloji yazılarını “pskizelgungor.com” adresinde yayınlamaktadır. Sri Lanka’da gönüllü psikolog olarak bulunmuştur ve Klinik Psikoloji Yüksek Lisansını International University of Sarajevo’da sürdürmektedir. Danışanlarına online hizmet veren Güngör, Bilişsel Davranışçı Terapi, Cinsel Terapi, Çift ve Aile Terapisi, EMDR ve Sanat Terapisi üzerine çalışmaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar