Çarşamba, Ekim 1, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Dijital Dünyada Ebeveynlik: Çocuk ve Aile İçin Sağlıklı Ekran Stratejileri

Ekranlar hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Çocuklar artık çok küçük yaşlardan itibaren tablet, telefon ve televizyonla tanışıyor. Bu teknolojiler hayatı kolaylaştırsa da, fazla ekran maruziyeti çocukların gelişimi üzerinde önemli etkiler yaratabiliyor: dikkat dağınıklığı, uyku bozuklukları, sosyal beceri eksiklikleri, davranış bozuklukları ve hatta otizm benzeri semptomlar bunların sadece bazıları.

Günümüz dünyasında ekranı tamamen yasaklamak da doğru bir yaklaşım değil çünkü teknolojinin çok hızlı değiştiği bu dönemde çocuklarımızın yeni ve farklı beceriler edinmeye de ihtiyacı var ve ekran bu edinim sürecinin bir parçası.

Peki, ekranı tamamen yasaklamak yerine sağlıklı bir denge kurmak, çocuklara teknolojiyi vakit geçirme aracı yerine hayatı kolaylaştıracak bir araç olarak kullanmayı öğretmek mümkün mü? Bu yazıda, çocuk ve ebeveyn için uygulanabilir sağlıklı ekran stratejilerini ele alıyoruz.

1. Sınır Koymak Yasak Koymak Değildir

Her yaş grubunun ekranla kurduğu ilişki farklıdır. Önemli olan ekran süresinden çok, ekranın içeriği ve kullanımıdır ancak günlük ekran süresi limitini kabaca “çocuğun yaşı x 10 dakika” gibi düşünebilirsiniz.
• 0–3 yaş: Ekran önerilmez.
• 3–6 yaş: Günde en fazla 30–60 dakika, tercihen birlikte izlenen eğitici içerikler.
• 7 yaş ve üzeri: Süre yerine, ne izlediği ve nasıl izlediği önemlidir.

İpucu: Ekran kullanımı söz konusu olduğunda kuralları çocuğunuzla birlikte belirlemek, bu kuralların evdeki tüm aile bireyleri için işlemesini sağlamak, farklılaşan kuralları anlatmak ve gerekçelerini açıklamak ekran kullanımına dair sınırların kabul edilmesini kolaylaştıracaktır.

2. Model Olmak Her Şeydir

Çocuklar söylediklerimizi değil, davranışlarımızı örnek alır. Kendi ekran alışkanlıklarımız, çocuğun davranışlarını doğrudan etkiler.
• Yemek masasında, sohbetlerde ekran kullanımını sınırlandırın.
• Günün belirli saatlerinde (örneğin 19.00 sonrası) tüm aile için “ekransız zaman” belirleyin.
• Telefonu başka odada şarj etmek gibi küçük alışkanlıklar, büyük dönüşümler yaratabilir.

3. Boşluğu Alternatiflerle Doldurmak

Ekran süresini azaltmak, çocuğun zamanını nasıl geçireceğiyle ilgilidir. Yani yalnızca sınır koymak değil, yerine ne koyacağımızı da bilmek gerekir.
• Açık hava oyunları, kutu oyunları, yapbozlar
• Hikâye anlatımı, kitap okuma saatleri
• Ailece mutfak etkinlikleri
• Sanat kutuları: boyama, kes-yapıştır, hamur oyunları
• Haftalık “Ekransız Akşam” planlayın: kitap okuma saati, masa oyunları, birlikte çay saati gibi.

4. Ekranın Altındaki İhtiyacı Görmek

Bir çocuk ekrandan kopamıyorsa, çoğu zaman altında karşılanmamış bir duygusal ihtiyaç vardır.
• İlgi arayışı
• Sıkılma toleransının düşüklüğü
• Duygusal regülasyon güçlüğü
• Güvende hissetme ihtiyacı

Bu durumlarda sadece ekranı sınırlandırmak değil, çocuğun duygusal ihtiyaçlarını anlamak ve ilişkiyi güçlendirmek gerekir. Çocuk bu duygusal ihtiyaçlar karşısında ekranı değil ebeveyni talep etmelidir.

5. Teknolojiyi Yasak Değil, Araç Haline Getirin

Bu yazıda bahsedilen kesinlikle teknoloji dışı bir hayat değildir. Teknolojiyi üretim ve öğrenme aracı haline getirmek daha sürdürülebilir bir yaklaşımdır.
• Çocukla birlikte belgesel izlemek, izlediğiniz içerik üzerine konuşmak
• Dijital üretim araçları kullanmak (fotoğraf, müzik yapımı, basit kodlama)
Medya okuryazarlığı kazandırmak: “Bu içerik ne anlatıyor? Gerçek mi? Nasıl hissettirdi?”

Sonuç: Ekranın Yerini Bağ Kurmak Doldurur

Ebeveynlikte dijital dengeyi kurmak, yalnızca ekranı sınırlamak değil, çocuğun hayatında bağ kurabileceği güvenli ilişkiler oluşturmakla mümkündür.

Sizlerin çocukken izlediği içerikler ile günümüzde çocukların maruz kaldığı içeriklerin aynı olmadığını unutmayın. İçeriklerin hızı, görsel ve işitsel uyaran miktarı, araya serpiştirilen reklamlar, kullanılan dil gibi daha pek çok şey bugünün dünyasında çok daha fazla. O yüzden bu durumunun adı artık “ekran maruziyeti”. Çocuklarınız ne izliyor ya da ekran üzerinden hangi oyunu oynuyorsa, bunları önce sizin kontrol ettiğinizden ve sık sık, göz ucuyla da olsa çocuğunuzun olumsuz bir içeriğe maruz kalmadığından emin olmak ebeveyni olarak sizin sorumluluğunuz.

Ayrıca, ebeveyn olarak önce kendi ekran alışkanlıklarımıza bakmak, sonra çocukla birlikte yeni rutinler, oyunlar ve sohbet alanları yaratmak bu yolculuğun en sağlıklı başlangıcıdır.
Unutmayın, çocuklar ekranın değil, göz teması ve gerçek ilgimizin peşindedir.

Önerilen Kaynaklar:
• American Academy of Pediatrics: Media Guidelines
• “Digital Minimalism” – Cal Newport
• Ebeveynlikte Mindfulness Pratikleri – Kabat-Zinn

Referanslar

• American Academy of Pediatrics. (2016). Media and young minds. Pediatrics, 138(5), e20162591. https://doi.org/10.1542/peds.2016-2591
• Kabat-Zinn, M., & Kabat-Zinn, J. (2014). Mindful parenting: Nurturing our children, growing ourselves. Hachette Books.
• Newport, C. (2019). Digital minimalism: Choosing a focused life in a noisy world. Portfolio/Penguin.
• Twenge, J. M., & Campbell, W. K. (2018). Associations between screen time and lower psychological well-being among children and adolescents: Evidence from a population-based study. Preventive Medicine Reports, 12, 271–283. https://doi.org/10.1016/j.pmedr.2018.10.003
• World Health Organization. (2019). Guidelines on physical activity, sedentary behaviour and sleep for children under 5 years of age. https://www.who.int/publications/i/item/9789241550536

Sezen İzgiman
Sezen İzgiman
Sezen İzgiman, 2012 yılında Yeditepe Üniversitesi Psikoloji bölümünden Onur Derecesi ile mezun olmuştur. Üniversite dönemi boyunca yurtiçinde ve yurtdışında aldığı eğitimler sonrasında Örgütsel Psikoloji alanına yönelerek Marmara Üniversitesi’nden Yönetim ve Organizasyon alanında yüksek lisans derecesi almıştır. Liderlik, kişiler arası ilişki dinamikleri ve iletişim, psikolojik sağlamlık, atılganlık gibi konularda kurumsal eğitimler vermenin yanı sıra, özellikle liderlik ve lider davranışları üzerine yöneticilere gelişim danışmanlığı sunmaktadır. Ayrıca, hamileler ve yeni doğum yapmış annelerle adaptasyon ve ebeveynlik üzerine çalışmalarını sürdürmekte ve ebeveynleri bilinçlendirmek amacıyla seminerler düzenlemektedir. Sezen İzgiman evli ve bir erkek evlat annesidir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar