Çarşamba, Haziran 4, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Dijital Dünyada Büyümek: Teknoloji Kullanımının Çocuklarda Odaklanma Üzerine Etkisi

Son yıllarda dijital dünyanın hayatın her alanına nüfuz etmesiyle birlikte çocukların yaşam tarzı köklü biçimde değişti. Tabletler, akıllı telefonlar, bilgisayarlar ve televizyon gibi dijital araçlar, çocukların eğlenme, öğrenme ve sosyalleşme biçimlerini yeniden şekillendirirken, aynı zamanda zihinsel süreçleri de etkilemeye başladı. Özellikle uzun süreli ekran süresi ile odaklanma becerileri arasında bir ilişki olduğuna dair psikolojik araştırmalar giderek artmakta. Bu yazıda, teknoloji kullanımının çocukların odaklanma ve dikkat becerileri üzerindeki etkisi, bilimsel temeller ve sahadan edinilen gözlemler ışığında ele alınacak ve ebeveynlere/uzmanlara yönelik öneriler sunulacaktır.

Ekran Süresi ve Bilişsel Gelişim

Amerikan Pediatri Akademisi (APA), 2 yaş altındaki çocuklara ekran süresi önermezken, 2-5 yaş aralığındaki çocuklar için günde en fazla 1 saat, kaliteli içeriklerle sınırlı ekran süresi tavsiye etmektedir. Ancak güncel veriler, çocukların ekran süresinin bu sınırların çok üzerinde olduğunu göstermektedir. Özellikle pandemi dönemiyle birlikte dijital dünyanın eğitsel amaçla kullanımındaki artış, ekran süresini kontrol etmeyi daha da güçleştirmiştir.

Araştırmalar, aşırı ekran süresinin beynin dikkat ve yürütücü işlevlerinden sorumlu prefrontal korteks bölgesinin gelişimini olumsuz etkileyebileceğini ortaya koymaktadır (Christakis, 2004). Sürekli uyarı bombardımanına maruz kalan çocukların, odaklanma becerilerini tek bir göreve uzun süre boyunca yönlendirmekte zorlandığı, sık uyarı alışkanlığının ise anlık tatmin arayışına yol açtığı görülmektedir.

Klinik Gözlemler: Gerçek Hayattan Kesitler

Sahada çalışırken, özellikle son 2-3 yıl içinde odaklanma problemi şikayetiyle başvuran çocuk danışan sayısında belirgin bir artış gözlemlenmektedir. Örneğin, 9 yaşında bir erkek danışan, seanslarda legolarla oynamayı tercih ederken dikkat süresi ortalama 4-5 dakikayı geçmiyor; kısa sürede başka bir etkinlik arayışına giriyor. Annesi, bu çocuğun evde günde 3-4 saat boyunca YouTube Shorts izlediğini, yemek yerken dahi ekran olmadan oturmadığını ifade ediyor.

Bir başka örnek, 7 yaşındaki bir kız çocuğu. Öğretmeni, okulda verilen yönergeleri takip etmekte zorlandığını ve ders sırasında sürekli çevresine baktığını bildiriyor. Aile ile yapılan görüşmelerde, bu çocuğun gece geç saatlere kadar tabletle oyun oynadığı, özellikle hızlı tempolu savaş ve yarış oyunlarına bağımlılık geliştirdiği ortaya çıkıyor.

Bu tür çocuklarda dikkat eksikliği tanısı konulmadan önce, ilk etapta ekran süresi değerlendirmesi yapılmakta ve ebeveynlerle birlikte dijital detoks planı oluşturulmaktadır. Bazı durumlarda yalnızca ekran süresi azaltılarak ve yapılandırılmış etkinlikler desteklenerek belirgin odaklanma artışı sağlandığı gözlemlenmektedir.

Hızlı İçerik Tüketimi ve Odaklanma Sorunları

YouTube, TikTok ve benzeri platformlarda yer alan hızlı, renkli ve ödül temelli içerikler, çocukların sabır ve bekleme becerilerini köreltebilir. Bu tarz içerikler, dopamin salınımını artırarak kısa vadeli haz sağlar; ancak uzun vadede gerçek yaşamın daha yavaş temposuna adapte olmayı zorlaştırır. Bu durum, sınıf içi etkinliklerde ya da sosyal ilişkilerde sabırsızlık, dikkat dağınıklığı ve öğrenme güçlükleri gibi sorunlara yol açabilir.

Birçok çocukta şu davranış örüntüsü gözlemlenmektedir: Öğretmen dersi anlatırken göz teması kuramama, deftere başlanan bir yazıyı tamamlamama, yönergelere göre hareket etmekte zorluk çekme ve sık sık yer değiştirme. Tüm bu belirtiler, sadece “dikkat eksikliği” değil, dijital dünyaya koşullanmış bir zihinsel yapının sonucu olabilir.

Ebeveyn ve Uzmanlara Yönelik Öneriler

  • Ekran Süresini Sınırlandırın: Çocuğun yaşına uygun ekran süresi belirlenmeli ve bu süreler ev içi kurallarla desteklenmelidir.
  • Nitelikli İçerikler Seçin: Eğitsel, yavaş tempolu ve etkileşimli içerikler tercih edilmeli; hızlı geçişlere ve dikkat çalmaya yönelik yapay ses/görsel yoğunluğu olan içeriklerden kaçınılmalıdır.
  • Alternatif Aktiviteleri Teşvik Edin: Günlük rutine masa oyunları, okuma saati, açık hava etkinlikleri, sanat ve el işi gibi odaklanmayı artıran etkinlikler dahil edilmelidir.
  • Model Olun: Ebeveynin teknolojiyle kurduğu ilişki, çocuk için bir referans modeldir. Ebeveynin sürekli telefona bağlı olduğu bir evde çocuk için ekran süresi sınırlaması etkili olmayacaktır.
  • Profesyonel Destek Alın: Odaklanma sorunları işlevselliği bozuyorsa mutlaka bir uzman değerlendirmesi alınmalı ve gerekirse çocuk testleriyle bilişsel profili belirlenmelidir.

Sonuç

Teknoloji, doğru kullanıldığında çocukların gelişimini destekleyici güçlü bir araç olabilir. Ancak bilinçsiz ve denetimsiz kullanım, özellikle odaklanma ve dikkat becerileri üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Klinik gözlemler de göstermektedir ki, odaklanma problemi yaşayan birçok çocukta temel neden, aşırı ve kontrolsüz dijital dünya maruziyetidir. Bu noktada çocukların teknolojiyi nasıl kullandığı kadar, ebeveynlerin ve eğitimcilerin bu konuda ne kadar farkında ve tutarlı oldukları da belirleyici olmaktadır. Çocuklarımıza yalnızca dijital beceriler değil, aynı zamanda sabır, dikkat ve içsel motivasyon da kazandırmalıyız.

Kaynakça

  • Christakis, D. A. (2004). Early television exposure and subsequent attentional problems in children. Pediatrics, 113(4), 708–713.
  • American Academy of Pediatrics (AAP). (2016). Media and young minds. Pediatrics, 138(5), e20162591.
Yaren Dağhan
Yaren Dağhan
Uzman Psikolog Yaren Dağhan, lisans ve yüksek lisans eğitimini psikoloji alanında tamamladıktan sonra, bireylerin yaşam kalitesini artırmaya yönelik terapi süreçlerine odaklanmıştır. Terapötik yaklaşımlarını, bireylerin kişisel iyileşme süreçlerine katkı sağlamak amacıyla şekillendiren Dağhan, aynı zamanda psikolojik içerikler üreterek bireylerin içsel keşiflerine rehberlik etmeyi amaçlamaktadır. Danışanlarına güvenli bir ortam sunarak, sağlıklı ilişki dinamiklerini güçlendirmeye odaklanmaktadır. Dağhan, terapi süreçlerinde kişisel farkındalık oluşturmayı ve bireylerin içsel güçlerini keşfetmelerini sağlamayı misyon edinmiştir. Yazar kimliğiyle de psikolojik sağlık ve kişisel gelişim üzerine çeşitli yazılar kaleme almakta; psikolojiyi herkes için erişilebilir hale getirmeyi hedeflemektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar