Pazartesi, Kasım 17, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Dijital Çağın Çocukları: Ekran Süresinin Duygusal ve Bilişsel Gelişime Etkisi

Dijital çağın hızla ilerlemesiyle birlikte çocuklar artık eskiden hiç olmadığı kadar ekranlarla iç içe büyüyor; tabletler, akıllı telefonlar ve bilgisayarlar, eğitim ve eğlence alanında hayatın vazgeçilmez bir parçası hâline geldi.

Günümüzde aileler, öğretmenler ve psikologlar, çocukların ekran kullanımının ne ölçüde güvenli ve faydalı olduğunu tartışıyor. Klinik psikoloji alanında yapılan araştırmalar, ekran süresinin duygusal gelişim, bilişsel gelişim ve ekran süresi yönetimi üzerindeki etkilerini inceliyor ve bize, dengeli bir dijital deneyim yaratmanın önemini gösteriyor.

Ekran Süresi ve Bilişsel Gelişim

Bilişsel gelişim, çocukların düşünme, problem çözme, dikkat ve hafıza becerilerini kapsar. Araştırmalar, özellikle 2–12 yaş arası çocuklarda uzun süreli ekran kullanımının, dikkat dağınıklığı, öğrenme güçlükleri ve hafıza sorunları ile ilişkili olabileceğini ortaya koyuyor (Christakis, 2019).

Özellikle hızlı tempolu video oyunları ve animasyonlar, beynin ödül sistemini aşırı uyararak çocuğun kısa süreli dikkatini artırabilir; ancak uzun vadede yani uzun süreli odaklanma becerisinde azalmaya yol açabilir. Bu durum, okul başarısını ve problem çözme yetilerini doğrudan etkileyebilir.

Bunun yanında, ekranlar uygun içerik ve süre ile kullanıldığında, örneğin eğitici uygulamalar, kodlama oyunları ve interaktif hikâye kitapları, bilişsel gelişimi destekleyebilir. Buradaki kritik nokta, kaliteli içerik ve süre dengesidir.

Duygusal Gelişim Üzerindeki Etkiler

Çocukların duygusal gelişimi, empati, sosyal beceriler ve duygu düzenleme yeteneklerini içerir. Aşırı ekran kullanımı, özellikle sosyal etkileşimin azaldığı durumlarda, çocuklarda duygusal farkındalıkta gecikmelere yol açabilir (Twenge & Campbell, 2018).

Araştırmalar, günde 2 saatten fazla ekran süresinin özellikle küçük yaşta, çocuklarda sosyal izolasyon, öfke kontrol sorunları ve anksiyete belirtileri ile ilişkili olabileceğini göstermektedir. Bunun yanında, ekran üzerinden sağlanan sosyal iletişim (video aramaları, eğitim platformları) sınırlı da olsa sosyal bağları güçlendirebilir.

Önemli olan nokta, çocuğun dijital etkileşimleri ile gerçek sosyal etkileşimler arasında bir denge kurmaktır. Klinik psikoloji uzmanları, çocukların ekran süresini sınırlandırırken, alternatif sosyal ve fiziksel etkinlikler sunulmasını önerir.

Ekran Süresi, Uyku ve Fiziksel Sağlık

Ekran süresinin bir diğer kritik etkisi uyku düzeni üzerindedir. Gece geç saatlere kadar ekran başında kalan çocuklar, melatonin üretiminde düşüş yaşar ve uyku kaliteleri bozulur (Hale & Guan, 2015). Yeterli uyku alamayan çocuklarda hem bilişsel performans hem de duygusal düzenleme becerileri olumsuz etkilenir.

Ayrıca uzun süreli oturmak, fiziksel gelişimi ve motor becerileri de kısıtlayabilir. Bu nedenle uzmanlar, ekran başında geçirilen zaman ile fiziksel ve sosyal etkinlikler arasında günde minimum 1–2 saatlik aktif oyun öneriyor.

Ekran Süresi Yönetimi: Klinik Öneriler

Klinik psikoloji perspektifinden, aileler ve eğitimciler için bazı temel öneriler şöyle özetlenebilir:

1. Süre Sınırı Koymak

2–3 yaş için günde 1 saatten az; 6 yaş üstü çocuklar için günde 2 saat sınırı idealdir.

2. Kaliteli İçerik Seçimi

Eğitici, etkileşimli ve yaşa uygun uygulamalar tercih edilmeli.

3. Sosyal Etkileşim Sağlamak

Arkadaş ve aileyle oyun ve sohbet gibi sosyal aktiviteler teşvik edilmeli.

4. Uyku Öncesi Ekran Yasakları

Uyku saatinden en az 1 saat önce ekran kapatılmalı.

5. Ebeveyn Modeli

Ebeveynlerin kendi ekran kullanım alışkanlıkları, çocuklar için rol modeldir.

Sonuç

Dijital çağın çocukları, hem fırsatlarla hem de risklerle dolu bir dünyada büyüyor. Klinik psikoloji araştırmaları, kontrolsüz ekran süresinin bilişsel ve duygusal gelişimi olumsuz etkileyebileceğini, ancak planlı ve kaliteli kullanımın destekleyici olabileceğini gösteriyor.

Özetle:

  • Aşırı ekran süresi dikkat, hafıza ve sosyal beceriler üzerinde olumsuz etki yapabilir.

  • Kaliteli, etkileşimli ve ölçülü dijital içerik bilişsel gelişimi destekleyebilir.

  • Ebeveyn ve öğretmen rehberliği, ekran süresi yönetiminde kritik rol oynar.

  • Uyku, fiziksel ve sosyal etkinliklerle denge kurulmalıdır.

Çocukların dijital dünyada güvenle büyüyebilmesi için bilinçli rehberlik ve sınır koyma, geleceğin zihinsel ve duygusal sağlıklı nesillerini yetiştirmenin anahtarıdır.

Kaynakça

Christakis, D. A. (2019). Interactive media use at younger than the age of 2 years: Time to rethink the American Academy of Pediatrics guideline? JAMA Pediatrics, 173(1), 3–4.
Twenge, J. M., & Campbell, W. K. (2018). Associations between screen time and lower psychological well-being among children and adolescents: Evidence from a population-based study. Preventive Medicine Reports, 12, 271–283.
Hale, L., & Guan, S. (2015). Screen time and sleep among school-aged children and adolescents: A systematic literature review. Sleep Medicine Reviews, 21, 50–58.
American Academy of Pediatrics (AAP). (2016). Media and young minds. Pediatrics, 138(5), e20162591.

Mine BALKAYA
Mine BALKAYA
Mine Balkaya, klinik psikolog olarak çocuk, ergen ve yetişkin psikolojisi alanlarında çalışmalar yürütmektedir. Lisans ve yüksek lisans eğitimini Psikoloji ve Klinik Psikoloji alanlarında tamamlamıştır. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) temelli çalışmalar yürüterek; panik bozukluk, obsesif kompulsif bozukluk (OKB), kaygı bozuklukları ve depresyon gibi ruh sağlığı sorunlarında uzmanlaşmıştır. Çocuklarla yürüttüğü çalışmalarda dikkat, duygusal düzenleme ve gelişimsel değerlendirme alanlarına; ergenlerle olan çalışmalarında ise sınav kaygısı, kimlik gelişimi ve sosyal medya bağımlılığına odaklanmaktadır. Akademik alanda sosyal bağımlılık üzerine araştırmalarını sürdürmekte olup, ruh sağlığını desteklemeye yönelik bilimsel temelli psiko-eğitsel içerikler üretmeye devam etmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar