Çocukluk dönemi, her bireyin hayatındaki en değerli ve en önemli dönemdir. İnsan, bu dönemde başkalarıyla ilişkilerini nasıl düzenleyeceğini öğrenir. Anlamlar ve kavramlar bu yaşta zihnimizde oluşur. Kendimize, dünyaya, başkalarına ve geleceğe bakış açımız bu yaşta şekillenir. Bu dönemde kendimize özgü bir yaşam tarzı ediniriz ve kişilik özelliklerimizin birçoğu bu yaşlarda gelişir.
Çocuğun erken dönemde ebeveynleri veya bakım verenleriyle ilişkisinin net olmadığı bir ortamda büyümesi ve hangi davranışlarının ebeveynleri tarafından kabul edilip edilmediğini bilmemesi, ebeveynleriyle sağlıklı ve güvenli bir ilişki kurmasını engeller. Bu durumda çocuk ile ebeveyn arasındaki ilişki korku ve kaygı ile şekillenir. Sonuç olarak, çocuğun en büyük kaygısı ebeveyniyle olan ilişkisi olur. Çocuk her davranışından sonra ebeveyninin gözlerine bakar; onaylanacak mı, azar mı işitecek yoksa ceza mı alacak? Kaygısını taşır.
Çocuklar erken yaşlarda anlamlı bir sosyal bağlantıya yalnızca ebeveynleri aracılığıyla sahip olurlar. Kardeşler, arkadaşlar ve öğretmenler elbette önemlidir; fakat hiçbiri bir çocuğun ebeveyniyle kurduğu derin duygusal bağı sağlayamaz. Ebeveynler bu bağın farkında olmalı ve onu doğru şekilde kullanmalıdırlar. Amerikalı psikiyatr ve yazar Thomas Harris’in Ben Ok’im, Sen Ok’sin (İngilizce adıyla I’m OK – You’re OK) kitabına göre çocukluk, bireyin en temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için ebeveynlerine bağımlı olduğu bir dönemdir.
Bu dönemde çocuk, ihtiyaçlarını kendi başına karşılayamadığı için kendini yetersiz hisseder ve bu da ona “kendimi iyi hissetmiyorum” duygusunu verir. Eğer çocuk bu dönemde ebeveynlerinden yeterince onay ve sevgi görmezse, bu kaygı, korku ve yetersizlik hissi onun karakterinde yerleşik hale gelir. Bu durumda çocuk, kendine karşı olumsuz bir bakış geliştirir ve kaygılı, korkak bir kişilik yapısı oluşur. Böyle bir çocuk, gelecekte ya insanlardan uzak duran, ilişki kurmakta zorlanan, grup veya ekip çalışmalarından kaçınan ve sosyal ilişkilerden uzak duran kaçınmacı bir kişilik hâline gelir ya da sürekli başkalarının onayını arayan biri olur. Yani yaptığı hiçbir işte kendinden emin olamaz, hep başkalarının onayına bağımlı olur.
Bu iki durumun temelinde, çocuğun ihtiyaç duyduğu dönemde ebeveynleriyle sevgi ve güven dolu bir ilişki kuramaması yatar.
Böyle zamanlarda ailelerin, eğer çocuklarıyla sevgi ve keyif temelli bir ilişki kurmaya yeterince zamanları yoksa bile, en azından kabul sınırlarını net bir şekilde belirlemeleri gerekir. Çocukla bu konuda konuşulmalı ve örneğin şöyle denmelidir:
“Evladım, ben seni kabul ediyorum ama … durumunda kabul edemem.”
Eğer ebeveynler kabul çemberlerini çocuklarına net şekilde ifade ederse, çocuk hem kendisini hem de ebeveynlerini tanır, ilişkilerindeki belirsizlik ortadan kalkar. Böylece kaygı ve korku içinde davranmak zorunda kalmaz. Hangi davranışların ebeveynlerinin kabulü içinde olduğunu bilirse, daha güvenli hisseder.
Unutulmamalıdır ki, çocuk yetiştirmek yaz sebzesi ekmek gibi değildir; yani bugün ektiğiniz karpuzu üç ay sonra yiyemezsiniz. Çocuk yetiştirmek, söğüt ağacı dikmek gibidir. Zaman ve özen ister. Küçük bir fidan olduğunda ona ihtiyaç duyduğu tüm besinleri verir, doğru şekilde bakım yapar ve onu zararlı etkenlerden korursanız, zamanla güçlü ve sağlam bir ağaca dönüşür. Sonra da o ağacın gölgesinde oturur ve keyfini çıkarırsınız. Aksi takdirde, ne kendisine ne de başkalarına faydası olan bir ağaç yetiştirmiş olursunuz.
Ebeveyn Kabulünün Önemi
Çocukların özgüven ve özsaygıları büyük oranda çocukluk döneminde şekillenmektedir. Küçük yaşlardaki bireyin düşünce yapısı daha kolay değiştirilebilir olduğu için bu dönem, özgüveni güçlendirmek adına büyük bir fırsattır. Bu nedenle, ebeveynler küçük yaştaki çocuklarına eşsiz ve benzersiz olduklarını öğretmeli, onları asla başka çocuklarla karşılaştırmamalıdır. Çocuğun kendisi gibi olması gerektiğini ve başkalarına benzemeye çalışmaktansa benzersizliğiyle gurur duyması gerektiğini anlatmaları gerekir.
Ebeveynler, çocuklarının güçlü yönlerini, olumlu özelliklerini keşfetmeli ve bu yönleri desteklemelidir. Aynı zamanda çocuk, günlük işlerini kendi inancıyla ama ebeveyn gözetimiyle yapabilmelidir. Ayrıca sanılanın aksine, annenin aşırı verici olması çocuğun özgüven gelişimine zarar verir ve bu durum onun sağlıklı bir kişilik geliştirmesini engeller. Örneğin annenin ayakkabı bağcığını bağlaması, kendi başına yemesi gereken yemeği ağzına koyması gibi basit işleri sürekli yapması yerine, çocuk bu işleri öğrenerek ve deneyimleyerek kendi başına yapabilmelidir.
Çocuğun yeni davranışları deneyimlerken başarılı olduğu durumlar aşırıya kaçmadan onaylanmalı, hata yaptığında ise yine aşırı tepki verilmeden doğru olanın hatırlatılması ya da gösterilmesi gerekir. Bu süreçler çocuğun erken yaşta kişisel gelişimi ve özgüven kazanımı için temel birer fırsattır.
Çocuğunuzu Olduğu Gibi Kabul Edin ve Onu Başkalarıyla Kıyaslamayın
Eğer çocuğunuzun kişiliği, özgüveni ve sağlıklı gelişimi sizin için önemliyse, onu olduğu gibi kabul etmeye çalışın. Onu asla başka çocuklarla kıyaslamayın. Çocukları şartsız ve oldukları halleriyle kabul etmek, onların sağlıklı bir özgüven geliştirebilmeleri için çok büyük bir temeldir.
Zira özgüveni düşük çocuklar genellikle başkası olmayı hayal ederler, aşırı hayal dünyasında yaşarlar, kendilerini değersiz hissederler ve sorunlar karşısında kolayca pes edebilirler. Anne babalar, kabul ve onay dengesini gözeterek çocuğun zayıf yönlerini geliştirmesinde ve güçlü yönlerini desteklemesinde aktif rol oynayarak başarıya giden yolu açabilirler.
Çocukları erken yaşta motive eden kardeşler, arkadaşlar ve öğretmenler olabilir; ancak hiçbir destek, ebeveynin onayı, teşviki ve takdiri kadar etkili değildir. Hiçbir öğretmen, çocuğun gelişimi konusunda ebeveyn kadar kararlı olamaz. Öğretmenler ne kadar ilgili olursa olsun, sınıftaki her öğrenciye aynı düzeyde bağlılık göstermeleri mümkün değildir. Oysa ebeveynin desteği özel ve kişiseldir. Çocuklar, ebeveynlerinden gelen onayla daha çok motive olurlar ve onların gururunu kazanmaktan büyük keyif alırlar.
Unutmayalım ki çocukken beslenen davranışlar, yarının kişilikleri hâline gelecektir.