“Çocuktur, unutur!”, “Aman canım, ne anlasın çocuk bundan!” veya “Biz de zor şartlarda büyüdük, bir şey olmadı!” gibi sözleri hepimiz duymuşuzdur. Peki, gerçekten de öyle mi? Bir insan, çocukluk döneminde yaşadığı deneyimleri unutup hayatına hiçbir şey olmamış gibi devam edebilir mi? Bir yetişkinin bile anlamakta ve başa çıkmakta zorlandığı olaylarla, küçük bir beden nasıl mücadele edebilir? Hiç düşündünüz mü? Gelin, hepimizin hayatında yer eden çocukların dünyasına birlikte bir göz atalım.
Anne Karnından Başlayan Psikolojik Gelişim
Hikâyenin en başına, anne karnına dönelim. Daracık bir alanda var olan bir yaşamdan bahsediyoruz. Bu küçük dünyada şekillenen bir beden ve karşılanan temel fiziksel ihtiyaçlar var. Gebelik sürecinde bebek, anne aracılığıyla beslenir ve bu yüzden anneler fiziksel sağlıklarına özen gösterir. Ancak sadece fiziksel beslenme değil, ruhsal beslenme de bir o kadar önemlidir. Annenin psikolojisi, bebeğin ruh sağlığını doğrudan etkileyebilir. Yapılan araştırmalar, anne karnında yaşanan deneyimlerin çocuğun ileri yaşlarında da hatırlandığını ve etkilerinin yaşam boyu sürebildiğini göstermektedir (Emerson, 1997). Yani, tek derdi oyunmuş gibi görülen çocukların psikolojisi henüz anne karnındayken şekillenmeye başlar.
Anne Karnındaki Etkileşimin Etkisi: Bebeklik Dönemi ve İlerleyen Yaşlar
Anne karnında başlayan bu etkileşim, doğumdan sonra da hız kesmeden devam eder. Bebek dünyaya geldiğinde her şey ona yabancıdır. Bu durumu şöyle örneklendirebiliriz: Hiç tanımadığınız, bilmediğiniz bir yerde kendinizi nasıl hissederdiniz? Muhtemelen güvende hissettiren bir ilişkiye, sıcak bir bakışa ya da tanıdık bir sese ihtiyaç duyardınız. İşte, insan yaşamının ilk anları da böyledir. Bebek, en temel ihtiyacı olan güven duygusunu annesi ya da bakım verenleri aracılığıyla geliştirmeye başlar. Bebeklikte kurulan bu güvenli bağ, bireyin psikolojik dayanıklılığını ve duygusal gelişimini şekillendirir. Ona gösterilen ilgi, sevgi ve şefkat, ileride kuracağı ilişkilerin de temelini oluşturur.
Çocukluk Dönemi ve Sosyal Gelişim: Kişiliğin Oluşumu
Çocukluk dönemi, doğumdan sonra gelişimin hız kazandığı, bireyin kişiliğinin ve sosyal becerilerinin oluştuğu kritik bir evredir. Spesifik olarak 2 ila 11 yaş arasını kapsayan bu dönem, erken çocukluk (2-5 yaş) ve son çocukluk (6-11 yaş) olmak üzere ikiye ayrılmaktadır (Sarıçalı, 2020). Çocuğun gelişiminde ebeveynlerin en çok dikkat ettiği konular genellikle fiziksel gelişim ile ilgilidir. Beslenme düzeni, uyku saatleri, boyu, kilosu gibi unsurlar daha çok ön plandadır. Ancak, çocuğun ruhsal ve sosyal gelişimi de en az bunlar kadar önemlidir. Çocuk, ailesiyle, kardeşleriyle ve çevresiyle kurduğu ilişkiler sayesinde dünyayı anlamlandırır. Aile içindeki olaylar, ebeveynlerin tutumu ve çocuğa sunulan psikolojik destek, onun duygu dünyasını doğrudan etkiler.
Çocukların Duygusal Gelişimi ve Güvenli Bağlar
Sevgi, güven ve ilgiyle büyüyen bir çocuk, ilerleyen yaşlarında da yaşamına psikolojik ve sosyal açıdan benlik saygısı yüksek, duygusal olarak dengeli ve ilişkilerinde sağlıklı sınırlar kurabilen bir birey olarak devam eder ve çevresine karşı duyarlı, empatik ve sorumluluk sahibi bir insan haline gelir (Bowlby, 1988). Buna karşılık, ihmal edilen, duygusal olarak yeterince desteklenmeyen veya travmatik deneyimler yaşayan bir çocuğun eğer ihmal edilirse ilerleyen yaşlarda da benzer problemler yaşaması olasıdır.
Çocukları Anlamak ve Duygusal Süreçlerine Saygı Duymak
Bu noktada, çocuğu kendimizden bağımsız bir birey olarak görmek ve duygularını, düşüncelerini kabul etmek büyük önem taşır. “Geçer, unutur, büyüyünce hatırlamaz” gibi düşünceler yerine, çocuğun yaşadığı duygusal süreçlere dikkat etmek ve gerektiğinde bir uzmandan destek almak sağlıklı gelişimi için kritik bir adımdır. Çünkü çocukluk döneminde yaşanan deneyimler, bireyin ilerleyen yaşlarındaki ruh sağlığını ve ilişkilerini belirleyebilmektedir. Bu yüzden, çocukların sadece fiziksel değil, ruhsal açıdan da sağlıklı bir ortamda büyümeleri, güçlü ve bilinçli bireyler olarak yetişmeleri için en önemli adımdır.
Ebeveynlerin ve Çocuk Gelişimine Katkı Sağlayan Bireylerin Rolü
Ebeveynler, aile büyükleri ve çocukların yaşamının şekillenmesinde etkili olan tüm bireyler, çocukların psikolojik gelişimine duyarlı olmalıdır. Onların duygularını anlamaya çalışmak, yaşayabilecekleri güvenli bir ortam sunmak ve sağlıklı bireyler olarak yetişmelerine katkıda bulunmak hepimizin sorumluluğudur.
Kaynakça
- Bowlby, J. (1988). Güvenli bir dayanak: Ebeveyn-çocuk bağlanması ve sağlıklı insan gelişimi.
- Emerson, W. R. (1997). The vulnerable prenate – Anne karnındaki kırılgan bebek.
- Sarıçalı, M. (2020). Erken çocukluk. In S. A. Satıcı (Ed.), Gelişim Psikolojisi (1st ed., pp. 99-125). Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık.
- Sarıçalı, Z. E. (2020). Son çocukluk. In S. A. Satıcı (Ed.), Gelişim Psikolojisi (1st ed., pp. 129-182). Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık.