Çarşamba, Haziran 4, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Çocuklar İçin Sınır: Engel Değil Güvenli Liman

Sınır koymak, her ebeveyn tarafından farklı şekilde uygulanan bir kural koyma yöntemidir. Bazı ebeveynler gerekli gördüğü durumlarda uygularken bazıları ise koymamayı tercih edebilirler. Fakat en temelde çocuğun güven duygusunun sağlanması, özerk bir kişilik geliştirmesi için bu noktada sınır koyması önerilebilir.

Çocuklar, doğdukları andan itibaren öğrenme ve keşfetme sürecine başlarlar. İlk aylarda sıçrama, emme, kavrama gibi reflekslerin gelişmesi beraberinde her çocuk için bu süreç farklı aşamalar ve gelişimler gösterir. Temel bakım veren bireyi yüksek ihtimalle annesi tarafından sevgi ve şefkat içinde yuvarlanma, emekleme, ses çıkarma gibi aşama aşama çeşitli beceriler gösterir. Her anne bebeğiyle birlikte bu süreci dolu dolu yaşamak, her anına tanık olmak ve onu en ufak tehlikeden korumak ister.

Bu istekle beraber çocuğun arkasında görünmez gölge misali her tökezleyeceği ya da düşeceği anda bu tehlikeyi hissederek koruma içgüdüsüyle üzerine titrer. En temelde hissedilen koruma içgüdüsünden kaynaklı bu durum kültürden kültüre göre çeşitlilik gösterir ve bazı anneler için önemli sayılabilirken bazıları için de önemsiz sayılabilir.

Örneğin kimi toplumlarda bebeğin sürekli kucakta taşınması sevgi ve bakımla ilişkili bir durumda görülebilir. Fakat bazı toplumlarda bebeğin özerk hareket halini kısıtlaması olarak varsayılıp daha uzak bir temas hali tercih edilebilir. Annelerin bebeği için gösterdiği bu görünmez kalkan hem içgüdü kaynaklı biyolojik hem de kültürel normların birleşmesiyle şekillenebilir. Bu görünmez kalkan aynı zamanda ebeveynlik stillerine de yansır. Ebeveynlik stilleri, psikoloji alanında yapılan çalışmalar doğrultusunda otoriter, demokratik, ihmalkâr ya da izin verici şekilde dört stilde oluşur.

Otoriter Ebeveynlik:

Çocuğa karşı ağır ve değişmez, kuralların konulduğu ve sürdürüldüğü, çocuğa karşı baskın davranıldığı bir ebeveynlik stilidir. Başta otoriter sonucu verse de daha sonrası için çocuk üzerinde olumlu etki sağlayamayabilir.

Demokratik Ebeveynlik:

Çocuğun kendi sınırlarının hem kendisine hem de ebeveyne göre dengelendiği, açık iletişimin ve sevginin ortak kabul gördüğü daha sağlıklı bir ebeveynlik stilidir. Uzun vadede hem çocuk hem de ebeveyn için olumlu sonuçlar gösterebilir.

İhmalkâr Ebeveynlik:

Çocuğa karşı hem sevgi hem de bakım konusunda eksik ilginin verildiği, sıklıkla çocuğun ihmal edildiği bir ebeveynlik stilidir. Çocuğun güvenliği ve gelişimi için olumlu etki sağlamayabilir.

İzin Verici Ebeveynlik:

Çocuğa karşı her konuda izin verildiği, sınır ve kural kullanılmayan ebeveynlik stilidir. İlerleyen durumlarda olumlu etki sağlamayabilir.

Ebeveynlik stilleri bağlamında değerlendirildiğinde, anne ve babalar çocuklarına gerçekten sınır koymalı mıdır?

Çocuklar, kişilik oluşumu, sosyal çevreleri ve bakım verenleri tarafından büyüdüğü kültür içerisinde birçok kural ve sınıra maruz kalır. Bu sınırlar ve kurallar yaşadıkları çevre içerisinde en temelde onları güven içinde büyütmek, tehlikeli durumları fark etmelerini, güvende hissetmelerini sağlamak amaçlı oldukça gereklidir. Bununla birlikte çocuklar, sınırlar sayesinde kişilik gelişimlerini sağlayabilir, başkalarının da sınırlarına saygı duyabilirler.

Sınır mı yoksa engel mi?

Sınır, doğru yerde ve doğru şekilde verilirken; engel, bir noktada yapmaması için kesin talimat sayılır. Çocuğa direkt bir şeyi yapmaması gerektiğini söylemek yerine neden yapmaması gerektiği anlatılırsa daha sağlıklı olur. Her ebeveyn arasında bu durum farklı algılansa da sınır koymak, engel koymakla bir değildir.

Peki çocuğa sınır nasıl koyulmalıdır?

Öncelikle çocukla kurulan sevgi bağı çerçevesinde karşılıklı güven sağlanması durumunda bazı sınırlarla hareket etmenin daha güvenli olduğuna dair açık ve net bir iletişim kurulmalı. Hangi sınırın ya da kuralın neden konulduğu çocuğa anlatılmalı. Bazen bu kuralların olası olumsuz durumlarda yenilenebileceği ya da değişebileceği açıkça konuşulmalıdır.

Tabii ki çok katı ya da cezalandırıcı şekilde değil de daha yumuşak ve kabul edilir bir üslup kullanılabilir. Sınırlarıbelirleyen kişi hem ebeveyn hem de çocuk olabilir. Karşılıklı ortaklığın ve güvenin sağlandığı bir ortam oluşturulabilir. Bu noktada çocuğun bulunduğu yaş sınırına dikkat edilerek ona uygun sınırların belirlenmesi gerekir. Aynı zamanda ebeveynler sınır koyarken aynı tutum ve tavır içerisinde olmaları, anlık duygularıyla değil de bu sınırlarla hareket etmeleri için oldukça yardımcı olabilir.

Şerife Okur
Şerife Okur
Şerife Okur lisans eğitimini psikoloji alanında tamamlaması üzerine bu alanda çeşitli eğitimler sayesinde Pozitif ve Kültürlerarası Psikoterapi Temel danışmanlık hizmeti sağlamaktadır. Bununla birlikte bir anaokulunda kurum psikoloğu hizmeti vermektedir. Çalışma alanları bireysel, genç-yetişkin, evlilik ve çift terapisidir. Lisans hayatı boyunca Etkin Kampüs Topluluğunda blog yazarlığı ve yöneticiliği görevi sayesinde psikoloji alanında çeşitli yazıları yayımlanmıştır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar