Perşembe, Nisan 24, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Çocuğunuzun Gürültülü Arkadaşı : Öfke Canavarı

Çocuğunuzun gürültülü arkadaşı Öfke

Eğer şanslıysanız bu arkadaşla henüz tanışmamış olabilirsiniz. Ama tanıştıysanız, merak etmeyin, yalnız değilsiniz. Ve eğer henüz tanışmadıysanız… bu tanışmayacağınız anlamına gelmiyor. Yani okumaya devam edebilirsiniz.

Neye benzer bu öfke, anası kimdir babası kimdir? Nedir, necidir? Çocuğumuzun arkadaş seçiminde aklımıza gelen ilk sorular bunlar oluyor değil mi? Kimle arkadaşlık ediyor benim çocuğum, iyi arkadaşları olsun ki iyi etkilensin, onu kötü etkilemesin. Ne kadar da haklı istekler bir ebeveyn gözünden. Hadi o zaman beraber tanıyalım bu öfkeyi ve kökenini.

Öfke Canavarı: Kapıyı Çalmadan Giren Misafir

Kapıyı çalmadan giren arkadaşlardan biridir Öfke Canavarı. Sessiz gelmez, usul usul oturmaz. Geldi mi sesini yükseltir, etrafı karıştırır, oyuncakları fırlatır, kapıları çarpar. Onu tanıyan ebeveynler bilir, birdenbire gelir ama giderken ortalığı biraz dağınık bırakır.

Öfke Canavarı’nın geliş şekli her çocukta farklıdır. Kiminde sessiz sessiz biriken bulutlar gibi gelir, birikir, birikir… Sonra bir damla yeter taşmasına. Kiminde ise kıvılcım gibidir, çakılır çakılmaz alev alır. Ama her ikisinin de ortak noktası vardır: Bir mesaj taşırlar.

Çocuklar duygularını yetişkinler gibi paketleyip sunamaz. “Bugün okulda kendimi dışlanmış hissettim ve biraz hayal kırıklığı yaşıyorum, sanırım bu yüzden sinirliyim” diyemez mesela. Onun yerine canavarı gönderir. Gürültülü, dikkati hemen çeken, “Beni gör, beni duy!” diyen bir elçidir bu.

Ve işin aslı şu: Öfke Canavarı, kötü niyetli değildir. Ama anlatamadığı, tanımlayamadığı duygularla baş etmeye çalışan bir çocuğun çırpınışıdır. Onu bastırmaya çalıştıkça büyür, susturmaya çalıştıkça bağırır.

O yüzden önce tanımak gerekir bu gürültülü arkadaşı. Ona şöyle bir dönüp bakmak, “Tamam, geldin yine ama ne anlatmak istiyorsun?” diye sormak… Çünkü çoğu zaman bir çocuk “öfke” ile değil, öfkenin arkasındaki ihtiyaca bağ kurduğunda rahatlar. Ve ancak o zaman Öfke Canavarı yavaş yavaş sesini kısar, biraz geri çekilir.

Öfke: Bir Örtü Duygu mu?

Öfke birincil bir duygu değildir. O yüzden öfkeyi tek başına ele almamız pek mümkün olmaz. Birincil duygular, doğrudan ve genellikle bir duruma ilk tepkidir. Örneğin: korku, üzüntü, mutluluk, şaşkınlık, tiksinme gibi. Aksine ikincil duygular ise, birincil duyguların ardından gelen, daha karmaşık ve genellikle sosyal öğrenmelerle şekillenen duygulardır.

Öfke, çoğu zaman bir örtü duygudur yani altta yatan başka bir duyguyu gizler. Çocuklarda bu çok belirgindir çünkü:  

  • Kelime hazineleri henüz sınırlıdır,  
  • İçsel duygusal farkındalıkları gelişim aşamasındadır,  
  • İhtiyaçlarını doğrudan ifade etmekte zorlanabilirler.

Mesela:  

  • Dışlandığında üzülür, ama bunu ifade edemediği için öfke gösterir.  
  • Kontrol kaybı yaşadığında kaygılanır, ama bunun adı onda öfke patlaması olur.  
  • Haksızlığa uğradığını düşündüğünde kırılır, ama buna yumruğuyla karşılık verir.

Yani “Öfke Canavarı” bağırır ama çoğu zaman başkası adına konuşuyordur: kırgınlık, korku, hayal kırıklığı, utanma… Yani öfke yalnız değildir, onun ardında sessiz kalan başka duygular da vardır.

Öfke Canavarı ile Başa Çıkmak Mümkün mü?

Öfke canavarı kimdir, ailesi kimdir, nereden geliyor bunları inceledik peki bu öfke canavarı ile nasıl başa çıkacağız, nasıl gidecek bu canavar, nasıl sakinleşecek, bu canavarla başa çıkmak mümkün mü?

Bu soruyu duyduğumuzda içimizden “Keşke mümkün olsa!” diye geçiriyoruz değil mi? Hatta bazen o kadar yoruluyoruz ki içimizden “bu canavarı alıp başka bir gezegene göndermek mümkün mü?” bile geçiyor olabilir. Ama iyi haber şu: Evet, bu canavarla baş etmek mümkün. Üstelik onu kovmadan, bastırmadan, susturmaya çalışmadan da mümkün.

Öfke Canavarı, çocuklarımızın duygularını tanımayı yeni yeni öğrendiği bir dönemde karşılarına çıkan güçlü bir misafir gibi düşünülmeli. Onunla savaşmak yerine, onu tanımaya, anlamaya ve birlikte yaşamayı öğrenmeye çalışırsak, işler değişmeye başlar.

Öfke Canavarı ile Baş Etme Yolları

İlk adım: Kendimizi sakin kalabilmek.

Evet, biliyorum, kolay değil. Özellikle çocuk bir yandan bağırıyor, eşyaları fırlatıyor ya da ağlıyor olabilir. Ama unutmayın, bir fırtınaya iki fırtına eklenirse ortalık sadece daha çok karışır. O an çocuğunuzun ihtiyacı olan şey, sakin bir liman. Siz ne kadar güvenli ve sabit durabilirseniz, Öfke Canavarı da o kadar çabuk yavaşlar.

İkinci adım: Canavarın neye ihtiyacı olduğunu sormak.

“Ne oldu da böyle hissettin?”

“Bedenin sana ne anlatmaya çalışıyor?”

“Birlikte bir yol bulabilir miyiz?”

Bu sorular, çocuğun sadece öfkesine değil, onun ardındaki asıl duyguya ulaşmanıza yardımcı olur.

Üçüncü adım: Öfkeyi cezalandırmak değil, yönlendirmek.

Çocuk öfkelendiğinde ona kızmak, utandırmak ya da tehdit etmek, Öfke Canavarı’nı susturmaz. Sadece gizlenmesine neden olur. Ve unutmayın, gizlenen canavarlar büyür. Bunun yerine, “Şu an çok öfkeli olduğunu anlıyorum. Ama zarar vermeden de öfkeni gösterebilirsin” demek, çocuğun duygusunu sahiplenmesine ve kontrol etmeyi öğrenmesine kapı aralar.

Son adım: Duygusal sözlüğünü geliştirmek.

Bir çocuk ne kadar çok duyguyu tanırsa, onları o kadar kolay ifade edebilir. Bu da Öfke Canavarı’nın sahneye çıkmasına daha az ihtiyaç duyacağı anlamına gelir. Kitaplar, hikâyeler, oyunlar ve hatta sizin kendi duygularınızı modellemeniz—hepsi bu sözlüğü genişletmenin yolları.

Öfke: Değerli Bir Öğretmen

Unutmayalım ki, duygusal zekâ, sadece öfkeyi değil, her duyguyu doğru tanıyabilme ve yönetebilme becerisidir. Bu, çocuklarımızın sosyal ilişkilerinde, okul hayatlarında ve genel yaşamlarında daha sağlıklı, empatik ve dengeli bireyler olmalarını sağlar. Öfke, ne kadar korkutucu bir canavar gibi görünse de, onu doğru bir şekilde anladığımızda, daha güçlü bir içsel denge kurabiliriz.

Ve bir gün, Öfke Canavarı’nın kapıyı çaldığında, artık ona korku ya da öfkeyle değil, “Hoş geldin, seni anlıyorum” diyerek karşılayabilirsiniz. Çünkü, öfke geldiğinde, sadece duygusal büyümemiz değil, ilişkilerimizin de daha sağlam temellere oturması mümkündür. Öfkenin değil, öfkenin üstesinden nasıl geldiğimizin, hayatlarımızı şekillendirdiğini unutmayalım.

Evet, belki Öfke Canavarı bazen gürültü çıkarır, ama ona doğru yaklaşmayı öğrendiğimizde, aslında ne kadar değerli bir öğretmen olduğunu fark ederiz. Çünkü her duyguda olduğu gibi, öfke de sadece bir araçtır—gelişmek, daha sağlıklı bir benlik oluşturmak ve güçlü ilişkiler kurmak için bir fırsat.

Sonuç: Öfke Canavarı ile Empatik Bir Bağ Kurun

Öfke Canavarı, çocuğun içsel dünyasında bir mesaj taşıyan, göz ardı edilmemesi gereken bir sinyaldir. Onu bastırmak yerine, anlamaya çalışmak ve ona empatiyle yaklaşmak, sadece o anı değil, çocuğunuzun duygusal gelişimini uzun vadede şekillendirir. Öfkeyi doğru yönetmeyi öğrenmek, çocuklarımıza sadece bu canavarı değil, diğer tüm duygularını da anlamalarını ve sağlıklı bir şekilde ifade etmelerini öğretir. Ve en önemlisi, bu süreç, ebeveyn ve çocuk arasında daha güçlü, güven dolu bir bağ kurmanın anahtarıdır.

Elif Şimsek
Elif Şimsek
Elif Şimşek, her zaman öğrenci, part- time psikolog ve yazar. Öğrenme, okuma ve araştırma hobisini meslek haline getirmiş birisi. Lisansını tamamlayıp kariyer yolunu özellikle Çocuk ve Ergen psikologluğu üzerine inşa eden Elif, önümüzdeki ağustos ayında yüksek lisansa başlayarak kariyerinde bir basamak daha inşa ediyor olacak. Ayrıca Bilişsel Davranışçı Terapi, Oyun terapisi ve Çözüm Odaklı Terapiler ile çalışmaktadır. Psikolojiyi bir iş olarak değil yaşam tarzı olarak gören Elif, yaşam tarzını size en açık haliyle aktarıyor olacak.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar