Hiç aklınızdan böyle bir düşüncenin geçtiği oldu mu? Ya da şöyle sorayım, toplum baskısını bir kenara bırakınca, böyle bir düşüncenin aklınıza gelmediği bir gün geçirdiniz mi?
Biliyorum itiraf etmesi zor ama böyle hissediyorsanız eğer bilin ki asla yalnız değilsiniz. Belki hamilesiniz, belki yeni doğum yaptınız ya da annelikte birkaç yıl tecrübelisiniz.
Bugüne kadar olan süreçte birçok inişli çıkışlı ruh halini deneyimlemiş ve bunun anormal olduğunu düşünmüş olabilirsiniz. Vücuttaki hormon salgılanımının artması, bu hormonların kişide fiziksel ve ruhsal değişimler yaratması, aile üyelerinin her birinin artık başka bir rol daha edinmiş, edinecek olması gibi birçok majör değişiklik karşısında kafa karışıklığı yaşamak kadar doğal bir durum olabilir mi?
Annelik ve Toplumsal Beklentiler
Bizim kültürümüzde annelik, kadın doğum yaptığı an, bebeğini kucağına alır almaz gökten inen bir hismiş gibi empoze edildiği için anne olan bir kadın bu şekilde hissetmediği an önce ne olduğunu anlamaya çalışıyor, ardından kendini suçlamaya başlıyor.
Bir şeyler yanlış, olması gerekenin dışında, herkes annelik duygusuna hemen adapte olurken ben neden elimde dilini bilmediğim bir sözlükten ihtiyacım olan kelimeyi arayıp bulup konuşmaya çalışıyorum gibi düşünen anne sayısı oldukça fazla.
Şöyle bir dönüp baktığınızda, bunu yaşayan siz değil de en yakın arkadaşınız olsaydı ona ne söylerdiniz bir düşünün. Muhtemelen bunu yaşamanın çok normal olduğunu, zamanla annelik duygusuna adapte olup bunu hem bir sorumluluk hem de zevk alınacak bir duygu olduğunu söylerdiniz. O halde neden kendinize bu kadar haksızlık ediyorsunuz?
Çocuğu Sevmek Ama Annelikten Hoşlanmamak
Bu durumu bir başka bakış açısıyla değerlendirelim. Acaba aynı anda çocuğunuzu çok sevip annelikten haz etmemiş olabilir misiniz?
Sizin bir parçanız, içinizde büyüttüğünüz, can verdiğiniz varlığa eşsiz bir sevgi duyuyorsunuz. Bununla beraber, annelik sorumluluğunun çok ağır olması sebebiyle annelikten hoşlanmıyor, bu konuda zorluk yaşıyor olabilirsiniz.
İki durumu da aynı anda hissetmek mümkün. Belki de şarkıdaki gibidir anne olmak, hem yara bandım hem yaram.
Peki Şimdi Ne Yapacağım?
Şimdiye kadar annelik duygusunun hissettirdikleriyle ilgili konuştuk. Aynı anda zıt şeyleri hissetmeyi normalleştirdik. Peki böyle hissederken neler yapabilirsiniz?
İlk etapta böyle hisseden belki de milyonlarca kadının varlığını bilmek bir nebze iyi hissettirebilir. Ardından kendinize modunuzun düşük, tahammülünüzün az olduğu zamanlarda ‘’Acaba şu an neye ihtiyacım var?’’ sorusunu sorabilirsiniz.
Unutmayın ki çocuktan önce bir siz vardı. Nelerden hoşlanırdınız, hobileriniz nelerdi, sizi rahatlatan şeyler nelerdi? Belki o an sadece kendinizle 5 dakika baş başa kalmaya ihtiyacınız var, belki dışarı çıkıp bir yürüyüş yapmaya. Bunları yapabilmek için aile üyelerinin desteği oldukça önemli.
Annelik ve Paylaşılan Sorumluluklar
Annelik sorumluluğu süresi dolmayan bir mesai sistemi gibidir. 7/24 görev başındasınız. Hiç haftada 45 saatten fazla çalışılan yasal bir iş gördünüz mü?
Annelik elbette bir iş olarak görülmemelidir ancak işin sorumluluk kısmı, zamanında eksiksiz halledilmesi gereken bir iş yükü olduğu için bu yükü ebeveynler eşit şekilde paylaşmalı.
Annenin üzerinden alınan her bir sorumluluğun annenin iyilik haline olumlu katkı sağlayacağı unutulmamalı.
Annelik ve Eş İlişkileri
Bir yandan da eşlerin ilişkisi ebeveyn olunca farklı bir boyuta taşınmakta. Özellikle bebeğin yeni doğduğu zamanlar annenin ürkekliği ve bebeğini koruma içgüdüsü ile kadın birey sadece anne rolüne bürünür. Erkek birey de anneye destek verir, onun korkularını yatıştırmaya çalışır ve böylelikle kişiler bir süre sadece ebeveyn rollerinde hareket ederler.
Bu durum monotonlaştıkça kimi zaman erkek ve kadın ebeveynliğe saplanıp kalabilir. Böyle durumlarda ise onlara bir çift olduklarını hatırlatacak aktiviteler ilişkiye bir soluk getirir. Birlikte bir akşam yemeği, el ele yürüyüş, beraber yapmaktan hoşlandıkları bir aktivite hatta bazen sadece sarılıp bir şeyler izlemek bile bu tazelenmeyi sağlayabilir.
Sözün Özü
Sözün özü, anneliğe alışmanın bir süreç olduğunu kendinize hatırlatıp yaşadığınız tüm duyguların, hissettiğiniz her şeyin normal olduğunu ve bunlarla ilgili kendinizi suçlamanın asıl normal olmadığını unutmayın.
Bundan yıllar sonra belki de bugünleri yüzünüzde tebessümle hatırlayacaksınız. Çocuğunuzu kucağınıza alın ve sadece ana odaklanın.