Cuma, Ağustos 1, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

BİR BEYZBOL TOPU İLE ÖLME İHTİMALİNİZ NEDİR?

Kontrol İllüzyonu: Belirsizlik Karşısında Sahte Güvenlik Arayışı

Bir insan düşünün; uçağa binmeden önce sağ ayağıyla üç kez yere vuruyor, ardından pencereden dışarı bakıyor ve ancak ondan sonra emniyet kemerini takıyor. Sonra kendi kendine “Hazırım” diyor. Ya da bir yatırımcı kriz döneminde hiçbir rasyonel veri ortada yokken bile yalnızca “içgüdülerine” güvenerek hisselerini satmak yerine elinde tutmayı tercih ediyor. Peki neden?

İnsan zihni, belirsizlikle yaşamakta büyük güçlük çeker. Bu nedenle, gerçek olmayan bir kontrol hissi yaratır ve ona sıkı sıkıya tutunur. Bu düşman da olabilir dost da olabilir ama sonuçta belirsiz olmamalıdır.

Psikoloji literatüründe bu fenomen “kontrol illüzyonu” olarak adlandırılır. İlk kez 1975 yılında sosyal psikolog Ellen Langer tarafından deneysel olarak tanımlanmıştır. Langer’ın zar atma ve butona basma gibi basit deneylerinde dahi bireyler, sonuçların rastlantısallığını göz ardı ederek kendilerini etkili zannettikleri görülmüştür.

Kontrol illüzyonu; bireylerin, dışsal faktörlere ya da rastlantıya bağlı olaylar üzerinde gerçek dışı bir şekilde kontrol sahibi olduklarına inanmalarıdır. Kaba tabirle; kontrolümüz yokken bile varmış gibi davranırız.

Bu eğilim, özellikle stresli, öngörülemez ya da travmatik durumlarda çok daha belirgin hale gelir. İnsanlar kötü bir şey yaşadıklarında zihinlerinde hep aynı sorular yankılanır:
“Bunu ben mi yaptım?”
“Keşke o gün şunu yapmasaydım…”
“Bunu daha farklı yapabilir miydim?”

Aslında bu sorgulamalar, olan biteni anlamlandırma değil kontrol sahibi olma arzusunun bir sonucudur. Çünkü bir şeyin tamamen rastlantısal olduğunu kabul etmek, öngörülemez şeylere karşı koyamayacağımızı düşünmek zihinsel olarak çok daha yıkıcıdır. Rastlantı, çaresizliği çağırır. Bu yüzden, nedensellik uydurmak bir tür hayatta kalma mekanizması hâline gelir.

Peki sahte güvenin gerçek bedeli neler olabilir?

Araştırmalar, bu illüzyonun çok çeşitli alanlarda tekrar tekrar ortaya çıktığını gösteriyor:
Kumar oynayan bireylerde, büyük felaketler sonrası halk davranışlarında, hatta sporcuların maç sonu açıklamalarında bile…

Örneğin, zar atarken zarı kendi atan bireylerin, kazanma şanslarının daha yüksek olduğuna inandığı saptanmıştır. Ya da finansal piyasalarda yatırımcılar, piyasanın öngörülemez doğasına rağmen “piyasa psikolojisini okuyabildiklerini” sanarak riskli pozisyonlarda kalırlar.

İşin trajik tarafı şu: Bu sahte güven, çoğu zaman bireyleri gerçek riskleri görmezden gelmeye iter.

Spora kısaca giriş yapalım çünkü başarı, başarısızlık, birisini suçlama, rastgelelik gibi tanımlar aslında günümüz dünyasında farkında olmasak bile belki de en çok sporda yaşanıyor.

Spor, bu eğilimin en görünür şekilde sahneye çıktığı alanlardan biridir.
Maç kaybedildiğinde genellikle hakem suçlanır. Başarısızlık, bireyin kontrol alanı dışına atfedilerek rahatlama sağlanır.
Ya da tam tersi: Uğurlu bir bileklik, totem davranışları, “şanslı çorap” gibi alışkanlıklar bir galibiyetin asıl sebebi sayılır.

Bu, sporun doğasındaki kaosu zihinle düzenleme çabasıdır.

Michael Jordan’ın üniversite yıllarından kalma şortunu NBA kariyeri boyunca maçlarda giymesi bile bu eğilimin tipik bir örneğidir.

Çünkü bilinmezlik arttıkça, insanlar dışsal nesne ve davranışlara nedensellik yükleyerek bir tür kontrol duygusu inşa etmeye çalışır. Oysa çoğu zaman bu, yalnızca sahte bir güvenlik hissinden ibarettir.

Ve ana yemeğimiz geliyor…

Bir beyzbol topu ile ölme ihtimaliniz nedir?

“Ray Chapman’ın Son Oyunu”

1920 yılıydı. Cleveland Indians takımının short stop oyuncusu (short stop beyzbolda savunmanın merkezi bir pozisyonudur) Ray Chapman, bir MLB maçında kafasına aldığı top darbesiyle hayatını kaybetti. Bu ölüm hâlâ beyzbol tarihinde eşsizdir. Bir daha bu şekilde ölüm yaşanmamıştır.

Atışı yapan Carl Mays, topu o dönemin geleneklerine uygun şekilde; tükürük, çamur ve koltukaltı baskısıyla “kontrolü zorlaştıran” bir hale getirmişti.

Chapman, topa hamle yaptığı sırada başına isabet eden darbe ile yere yığıldı. O sırada kask takmıyordu; çünkü bu tür korumalar henüz yaygın değildi.

Chapman’ın ölümü, sadece sahadaki bir oyuncunun trajik kaybı değildi. Seyirciler için bu “önlenebilir” bir olaydı. Çünkü zihinleri, bu kadar kontrolsüz bir sonucu kabul etmekte zorlandı. Ama aslında çok sıradışı bir olay ve beklenmeyen bir ölümdü.

Hemen ardından suçlu arandı:
Hakem mi?
Atıcı mı?
Tutucu mu?
Koçlar mı?
Takım doktoru mu?
“Kim daha dikkatli olsaydı bu yaşanmazdı?” sorusu toplumun her köşesini sardı.
“Güvenlik önlemleri arttırılabilir miydi?”
“Neden bunu düşünemedik?”
“Neden topların bu kadar kirletilmesine izin veriliyordu ki?”
“Neden oyuncular kask takmıyordu?”
Ve benzeri bir sürü soru ile yüzleşilmek durumunda kalındı…

Chapman’ın ölümü, Amerikan toplumunun rastlantıyı reddedip bir günah keçisi yaratma ihtiyacının çarpıcı bir örneği oldu.

O gün bir top, bir oyuncuya çarptı ve onu öldürdü.
Ama tribünlerde ölen şey, insanların rastlantıya tahammülüydü. Günümüzde gelinen noktada oyuncular bir sürü güvenlik önlemi ile karşı karşıya kaldı. Kaskları beyzbola özel dizayn ediliyor, kollarında ayrı korumalar var, toplar artık daha yumuşak…

Belki topları kirletmek yerine temiz top kullansalar yeterdi. Belki sadece kask taksalar yeterdi. Belki hiçbir şeyi değiştirmeseler bir daha böyle ölüm olmayacaktı, belki de hâlâ bile güvenlik önlemleri yetersizdir…
Kim bilir?

Kontrol illüzyonu, zihnin en güçlü savunma mekanizmalarından biridir. Belirsizliğin hüküm sürdüğü bir dünyada, sahte de olsa düzenli bir gerçeklik yaratmak bize geçici bir sığınak sunar. Ancak bu illüzyonun içinde kalmak, uzun vadede gerçek riskleri ve sorumlulukları görmezden gelmemize yol açabilir.

Gerçeklik ise çok daha yalındır:
Bazen hiçbir şey yapmasan da, başına gelir.

Bilgehan Dede
Bilgehan Dede
Yazar Balıkesir doğumlu ve 2023 yılı mezunudur. Diş Hekimidir. Farklı farklı bir sürü spora ilgisi olup teknik düzeyde birçok spor hakkında bilgisi vardır. Bu sporlardaki teknik bölümün bir kısmının psikoloji olduğunun farkındadır ve yazarlığını spor alanında psikoloji üzerine yapmaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar