Yaşamın büyük bir kısmı belirsiz dönemlerden, sürprizlerden oluşmaktadır. Yeni başlanılan bir deneyimin nasıl sonlanacağı, sınavda hangi soruların önünüze konacağı, kitabın sonunun nasıl biteceği, yeni başladığınız bir projenin size hangi kapıları açacağı… Fakat bazı anlarda kişinin yaşamındaki faktörler ile birlikte belirsizliğe tahammül seviyesi düşebilmektedir. Bu düşüş ise beraberinde kontrol ihtiyacını artırabilir. Tam da böyle anlarda daha önce tekrar tekrar izlenilen dizi ve filmlere yönelerek hangi psikolojik ihtiyaçlarını karşılıyor olabilirsin?
Kontrol İhtiyacı
Yaşamınızın hangi dönemlerinde daha önceden izlediğiniz dizi ve filmlere yöneldiğinizi bir düşünün… Bu dönemlerin kaçında güvende hissetmiyorsunuz? Kaçında belirsizlik hâkim? Kaçında stresli hissediyor ve duygularınızı düzenleme ihtiyacı hissediyorsunuz? Kaçında bir karar almak üzeresiniz? Kaçında kaygılısınız?
Kontrol ihtiyacı; bireylerin belirsizlikleri yönetme çabasından doğar. Kişi belirsiz durumlarda, stres ve kaygı yaratan yaşam deneyimleri dolayısıyla içinde bulunduğu durumu anlama ve durum üzerinde kontrol sahibi olma ihtiyacı hissedebilir.
Kafanızın oldukça bulanık olduğu ve düşüncelerinizi “toparlayamadığınız” zaman dilimlerini ele alalım. Böyle anlarda kişide odasını toplama, evi temizleme, çöpleri atma gibi istekler doğabilmektedir. Kişinin asıl isteği zihnindeki düşünceleri “toparlamak” iken, bu isteğini dış dünyada “odasını toplayarak” gerçekleştirmiş olur. Böylelikle kişi, düşünceleri üzerinde kurmaya çalıştığı hâkimiyeti nesneler üzerinde kurarak bir otorite sahibi olmuş ve kontrolü eline almıştır.
Kontrol ihtiyacı, dizi ve filmler aracılığıyla nasıl karşılanıyor olabilir?
Stres anlarında size tanıdık olan, bir sonraki sahnesini öngörebildiğiniz deneyimlere yönelmeniz olasıdır. Karakterlerin özelliklerini, filmin sonunun nasıl biteceğini, kaç sezon olduğunu, bir sonraki sahnede karakterleri neler beklediğini biliyor olmanız ve aynı eylemi tekrarlama dolayısıyla “aşinalık” gelişmektedir. Bu aşinalık sayesinde belirsizlikler ortadan kalkar ve kişinin kontrol hissi güçlenir. Böylelikle tanıdık dizi/film aracılığıyla zihniniz daha düşük bir çaba sarf etmiş olacaktır. Aynı zamanda hiç bilmediğiniz bir dizi/filme başladığınızda düşündüklerinizi düşünmenize gerek kalmayacaktır. Bir sonraki sahnede ne olacak? Mutlu sonla mı bitecek? Yoksa yarıda kesilip diğer sezonu mu beklemeniz gerekecek? Karakteri hangi deneyimler bekliyor? Kafanızda kurduğunuz senaryo ile filmin senaryosu benzer olacak mı?
Böylelikle kişinin ne olacağını bildiği bir hikâyenin içinde yer alması onu rahatlatacaktır.
Öngörülebilirlik ve Güvende Hissetmek
Öngörebildiğiniz, bir sonraki sahnesini bildiğiniz dizi ve filmlerde sizi bir sürprizin beklemiyor oluşu ya da hikâyenin sonunu biliyor oluşunuz, size rahatlama hissi verir. Belirsizlik kişiye endişe verebilirken, tanıdık içerikler kişi için güvenli bir alan yaratabilmektedir. Bu güvenli alan da yaşamınızdaki beklenmedik sürprizlere, strese, kaygıya karşı korkunuzu ve tetikte olma hâlinizi hafifletmektedir. Öngörebilirlik ile birlikte kişi, artık ne olacağını bildiği bir hikâyenin içindedir. Tıpkı yaşamındaki belirsizliklere karşı arzuladığı kontrol ihtiyacı gibi. Kişi, kendi yaşamında dair kontrol arzusunu tanıdık içerikler ile karşılamış olur. Böylelikle tanıdık bir hikâye, kişi için bir rahatlama unsuru olur.
Duygusal Regülasyon (Duygu Düzenleme)
Duygusal regülasyon; bireylerin kendi duygusal durumlarını tanıma, anlama ve yönetme süreçlerini ifade eder. Tekrar izleme davranışı da duygu düzenleme ihtiyacının karşılandığı bir alan yaratmaktadır. Karakterlerin duygusal durumları, kişinin yaşadığı duygularla örtüşebilir. Böylelikle kişinin kendi duygularını anlamlandırmasına yardımcı olabilir. Bu durum, kişinin duygusal durumunu işlemesine yardımcı olmaktadır.
Kişinin içeriği izlediği zamandaki anılarına, duygularına dönme arzusu da tekrar izleme davranışını meydana getirebilir. Kişinin hissettiği nostalji, eylem tekrarı ile karşılanmış olur.
Sonuç
Bireylerde yaşamın belirli dönemlerinde strese ve belirsizliğe karşı tolerans düşebilmekte, bunun sonucunda kontrol ihtiyacı gelişebilmektedir. Bu dönemlerde kişi, geçmişte izlediği dizi/filmlere yönelerek stres ve belirsizlikle başa çıkmaya çalışabilir. Eylemin daha önceden tekrarlanması gereği, kişi bir sonraki sahneyi öngörebilir. Kendi yaşamına dair “öngörebilme” arzusunu dizi ve filmler aracılığıyla sağaltmış olur.
Tekrar izleme davranışı, kişinin duygusal regülasyon ihtiyacını da karşılayabilir. Karakterlerin duygusal durumları gözlemlenirken kişinin kendi duygularını anlamlandırması kolaylaşabilmektedir.
Kişi, dizi/filmi izlediği dönemdeki duygularına, ilişkilerine vb. dönme ve onları hissetmek isteme arzusu nedeniyle de tekrarlama eylemine yönelebilir. Böylelikle kişinin hissettiği nostalji de eylem tekrarı sonucu karşılanmış olur.
Böylelikle tekrar izleme davranışı, birçok psikolojik ihtiyacın karşılandığı bir alan yaratılmış olur.