Çarşamba, Mayıs 14, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Aşırı Kontrolün Çocuk Psikolojisine Etkileri: Derinlikli Bir Bakış

Çocukluk dönemi, bireyin ruhsal dünyasının temellerinin atıldığı bir evredir. Bu dönemde çocuk, çevresindeki yetişkinlerle kurduğu ilişkiler aracılığıyla hem dış dünyayı hem de kendi iç dünyasını anlamlandırır. Özellikle çocuğun bakımından sorumlu olan kişilerin tutumu, onun duygusal gelişimini, benlik algısını ve başkalarıyla kuracağı ilişkileri derinden etkiler. Aşırı kontrolcü ebeveyn tutumu ise, bu gelişim sürecinde çocuğun doğal ritmini bozar ve içsel dengesini zedeler.

Aşırı Kontrolün Çocuğun Doğal Gelişimine Etkisi

Çocuğun davranışlarını sürekli olarak yönlendirme, düzeltme ya da sınırlandırma eğilimi, onun kendiliğinden gelen dürtülerini ifade etme kapasitesini törpüler. Bu anlamda ebeveynin sürekli müdahalede bulunması, bu içsel dürtülerin dışavurumunu bastırır ya da şekillendirir. Çocuk, neyin doğru olduğunu dışarıdan öğrenmekle kalmaz, aynı zamanda kendi iç sesine, içgüdüsüne yabancılaşmaya başlar ve kendisi olmaktan çok istenen kişi olmaya yönelir. Süreç ve sonucunda özgünlüğü, yaratıcılığı ve özgüveni zedelenebilir. Ayrıca kendi iradesine yer verilmeyen çocuk, dış otoriteyi içselleştirir; çocukken duygularını bastırmak zorunda kalan, kendi istek ve ihtiyaçlarını geri plana atan birey, büyüdüğünde içselleştirdiği bu denetim modelini yeniden üretir.

Aşırı Kontrolün Tetiklediği Uç Tepkiler

Aşırı kontrol altında büyüyen çocuklar çoğunlukla iki uç tepki geliştirebilirler. Bazıları, beklentilere uymak adına duygularını bastırır, yüksek bir uyum kapasitesi geliştirir ama bunun bedelini kaygı, kararsızlık ve içsel gerginlikle öder. Diğerleri ise bu baskıya karşı direnç geliştirerek öfke, inatçılık ya da kontrolsüz davranışlarla tepki verir. Her iki durumda da çocuğun benlik bütünlüğü zarar görür; doğal gelişim süreci, dışsal müdahalelerle kesintiye uğrar. Bu çocuklar, kendi duygularını tanıyamaz ve bağımsızlıklarını geliştiremezler. Bu iki tepki arasındaki fark, çocuğun kişisel özellikleri, çevresel faktörler ve başa çıkma stratejilerinin nasıl şekillendiği ile ilgilidir.

Özdeğerin Zedelenmesi ve Mükemmeliyetçiliğin Gelişimi

Bu tür bir ortamda çocuk, kendini kabul edilmiş değil, denetlenmiş hisseder. Bu his, çocuğun özdeğer duygusunu zayıflatır. Çocuğun kendi deneyimlerinden öğrenmesine fırsat verilmediğinde, hatalar yaparak gelişme süreci sekteye uğrar. Sürekli olarak doğruyu yapmaya zorlanan çocuk, zamanla içsel bir mükemmeliyetçilik geliştirerek hem kendine hem de çevresine karşı acımasızlaşabilir. Bu kısmı açıklayacak olursak, içlerindeki suçluluk ve yetersizlik duygusunu bastırmak için başkalarını denetleme ve yargılama eğilimine girerler. İlişkili olarak sadece dıştan gelen cezadan değil, içindeki “içselleştirilmiş yargıç”tan (yani vicdanın baskısından) da korkmaya başlar, bu ise mükemmeliyetçiliğin gelişiminde temel rol oynar. Hatalara, eksikliklere ve duygusal gevşemelere tahammülsüzlük gelişir. Bu kişi, yalnızca kendisinden değil, çevresindekilerden de bu katı doğruluk ölçütlerine uymalarını bekler.

Bastırılmış Duyguların Dolaylı Dışavurumları

Bu şartlar altında yetişen çocukların hayal gücü, oyunla ifade alanı bulamayan duygularla daralır. Bastırılan arzular ya da korkular, başka yollarla yüzeye çıkabilir. Örneğin fiziksel semptomlar, tekrarlayan davranışlar ya da gece kabusları gibi. Bu tepkiler, çocuğun ruhsal yapısındaki çatışmaların dışavurumudur ve onun duyulma, görülme ihtiyacının ifadesi olarak nitelendirilebilir. Örneğin, yedi yaşındaki bir çocuk, okulda ve evde “uslu” olma konusunda sürekli övgü alır. Ancak bu çocuğun geceleri altını ıslattığı ve sık sık kabus gördüğü fark edilir. Gündüzleri çok uyumlu, sessiz ve kurallara uyan bir çocuk olarak görünmesine rağmen, oyun oynarken hep “cezalandırılan çocuk” ya da “her şeyi kontrol eden robot” gibi temalar üzerinden senaryolar kurar. Bu örnekte çocuk, “iyi” olmanın bedelini duygularını bastırarak ödemekte ve bu bastırılmışlık, dolaylı yollardan (gece alt ıslatma, kabuslar ve tekrarlayan oyun temaları) kendini göstermektedir.

Sağlıklı Gelişim İçin Kabule Dayalı İlişkiler

Sağlıklı duygusal gelişim için çocuğun yalnızca sınırlarla değil, duygularıyla da temas kurabileceği bir ilişki ortamına ihtiyacı vardır. Denetimin sevgiyle, sınırların anlayışla dengelendiği bir ortamda çocuk, hem dış dünyaya hem kendi iç dünyasına güvenle yönelir. Çocuk, kendisini sadece koruyan değil; anlayan, kabul eden ve yön gösterirken baskılamayan bir yetişkinle ilişki kurduğunda, hem duygusal hem de zihinsel açıdan sağlıklı bir şekilde gelişebilir. Sevgiyle kurulmuş sınırlar ve anlayışla sağlanan rehberlik, çocuğun hem bağımsız bir birey olmasını hem de başkalarıyla derin ve anlamlı bağlar kurmasını mümkün kılar. Bu ortam, bireyin gerçek anlamda özgürleşmesi ve kendilik gelişimini tamamlaması için önem niteliğindedir. Kendi kararlarını deneyimleyerek öğrenen çocuk, zamanla içsel bir yönlendirici geliştirir; bu da ona yaşam boyu rehberlik edecek bir iç sesin temelini oluşturur.

Sonuç: İçsel Dengenin Önemi

Dışsal yönlendirmelerin değil, içsel dengenin esas alındığı bir yaklaşım, çocuğun hem birey olarak güçlenmesini hem de duygusal esnekliğini korumasını sağlar. Otonomi ve bununla birlikte özgürlük, dıştan gelen baskının yokluğuyla değil, içeride kurulan sağlam bir yapıyla mümkündür.

Düzgün Emre Toyam
Düzgün Emre Toyam
Düzgün Emre Toyam, lisans eğitimini İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Psikoloji bölümünde tamamlamış, aktif olarak Haliç Üniversitesi Klinik Psikoloji alanında tezli yüksek lisans eğitimini sürdürmektedir. Lisans eğitimi süresince hastanede stajyer psikolog olarak görev almış, klinik psikoloji ve deneysel psikoloji alanlarında çalışmalar gerçekleştirmiştir. Toyam, psikolog ve yazar olarak bilişsel davranışçı terapi ve aile terapisi alanında uzmanlaşmıştır. Eleştirel psikoloji, bilim felsefesi, sosyal psikoloji ve gelişim psikolojisi üzerine yazılar kaleme alan Toyam, açık ve anlaşılır şekilde bireylerin ruhsal sağlığını güçlendirmek adına içerikler üretmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar