Evcil hayvan sahipliği, insan ve hayvan ilişkilerinin psikolojik faydalarını araştıran bilimsel çalışmaların artmasıyla son yıllarda önemli bir ilgi odağı haline gelmiştir. Bu makalede evcil hayvanı olan bireylerin psikolojik durumları, evcil hayvanı olmayan bireylerle karşılaştırılarak incelenmiştir. Evcil hayvanların yalnızlık, stres, kaygı, depresyon gibi değişkenler üzerindeki etkileri tartışılmış ve aynı zamanda sosyal bağlanma, sorumluluk duygusu, rutin oluşturma gibi mekanizmalar aracılığıyla bu etkilerin nasıl ortaya çıktığı açıklanmıştır. Bulgular, evcil hayvan sahipliğinin olumlu sonuçlar doğurabileceğini ancak bunun bireysel farklılıklar ve çevresel koşullarla etkileşim halinde şekillendiğini göstermektedir.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre iyi oluş (well-being), bireyin fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik halinde olmasıdır. Günümüz dünyasında bireylerin artan yalnızlık oranları, kentleşme, çekirdek aile modelinin yaygınlaşması ve sosyal destek ağlarının zayıflaması, ruh sağlığı problemlerini önemli bir halk sağlığı sorunu haline getirmiştir. Bu bağlamda, evcil hayvan sahipliği gibi alternatif sosyal destek kaynaklarının psikolojik sağlık üzerindeki etkilerinin anlaşılması kritik önem taşımaktadır.
Evcil hayvanlarla kurulan ilişki, duygusal destek sağlamanın ötesinde, bireylerin sosyal bağ kurma ihtiyaçlarını karşılayabilir, öz bakım davranışlarını düzenleyebilir ve psikolojik dayanıklılık geliştirmelerine yardımcı olabilir. Evcil hayvanı olmayan bireylerde ise bu mekanizmaların eksikliği, psikolojik etkilerin daha yoğun yaşanmasına neden olabilir.
Evcil Hayvan Sahipliğinin Psikolojik Etkileri
1. Yalnızlık ve Sosyal Destek Algısı
Birçok çalışma, evcil hayvan sahiplerinin yalnızlık düzeylerinin anlamlı derecede daha düşük olduğunu ortaya koymaktadır. Knight ve Edwards (2008), özellikle köpek sahiplerinin yürüyüş gibi dışa dönük aktiviteler yoluyla sosyal etkileşimlerini artırdığını ve komşularıyla daha kolay bağ kurabildiğini belirtmiştir. Evcil hayvanlar, tek başına yaşayan bireyler için “sessiz bir arkadaş” işlevi görerek sosyal izolasyonu azaltabilir.
2. Stres ve Fizyolojik Yanıtlar
Evcil hayvanlarla temasın (dokunma, okşama) kalp atış hızını düşürdüğü, kan basıncını azalttığı ve kortizol gibi stres hormonlarının seviyelerini aşağı çektiği gösterilmiştir (Friedmann & Son, 2009). Bu etkiler, evcil hayvanların insanlarda oksitosin (bağlanma hormonu) salgılanmasını artırarak parasempatik sinir sistemini aktive etmesine bağlanmaktadır.
3. Depresyon ve Kaygı Bozuklukları
Evcil hayvan sahiplerinin depresyon oranlarının evcil hayvanı olmayanlara göre daha düşük olduğu bulunmuştur. Beetz ve arkadaşları (2012), evcil hayvanların özellikle kronik hastalığı veya engeli olan bireylerde duygudurumun düzenlenmesine yardımcı olduğunu ve antidepresan ilaç kullanımını azaltabildiğini rapor etmiştir. Evcil hayvanlar ayrıca bireylerin günlük aktivitelerini sürdürmesine yardımcı olarak işlevselliği korumayı destekler.
4. Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) ve Özgül Durumlar
Özellikle savaş gazileri ve şiddet mağdurlarında yapılan araştırmalar, evcil hayvanların TSSB semptomlarını azalttığını göstermektedir (Yarborough et al., 2018). TSSB’ye sahip bireyler, evcil hayvanlarını tetikleyici ortamlarda “güvenli liman” olarak kullanabilmekte ve hayvanın varlığı kalp ritmi değişkenliğini olumlu yönde etkileyerek sinir sistemini regüle etmektedir.
5. Bağlanma Kuramı Çerçevesinde Evcil Hayvanlar
Bowlby’nin bağlanma kuramı, bireylerin duygusal güvenlik ihtiyaçlarını karşılamak için bağlanma figürlerine ihtiyaç duyduğunu belirtir. Evcil hayvanlar da tıpkı ebeveyn, partner veya yakın arkadaş gibi, güvenli bağlanma figürü işlevi görebilir. Evcil hayvan sahipleri, stresli durumlarda hayvanlarına yönelerek rahatlama sağlayabilir (Kurdek, 2009).
6. Rutin, Sorumluluk ve Kendilik Saygısı
Evcil hayvanlar, sahiplerini günlük rutin oluşturmaya zorlayarak (yemek, yürüyüş, bakım gibi) bireyin zaman yönetimi ve öz bakım becerilerini geliştirmesine yardımcı olur. Bu sorumluluk duygusu, bireyin kendine güvenini ve kendilik saygısını artırabilir. Özellikle depresyon eğilimi olan bireylerde, evcil hayvan sayesinde edinilen sorumluluk duygusunun intihar düşüncelerini azalttığına dair bulgular vardır (Brooks et al., 2018).
Evcil Hayvan Sahibi Olmayanların Psikolojik Durumları
Evcil hayvanı olmayan bireylerin psikolojik iyi oluş düzeyleri, sosyal destek sistemlerinin gücüne, kişilik özelliklerine, yaşadığı çevreye ve yaşam stresörlerine bağlı olarak farklılık gösterir. Yalnız yaşayan, sosyal ağı zayıf olan evcil hayvan sahibi olmayan bireylerde yalnızlık, depresyon ve anksiyete riskleri artabilir (Stanley et al., 2014). Buna karşılık, aktif bir sosyal yaşantısı olan veya aile desteği güçlü bireylerde evcil hayvan eksikliği psikolojik iyi oluş üzerinde belirgin olumsuzluk yaratmayabilir.
Tartışma
Evcil hayvan sahipliğinin psikolojik sağlık üzerindeki olumlu etkileri hem kısa vadeli hem de uzun vadeli psikolojik süreçlerde kendini göstermektedir. Bununla birlikte bazı araştırmalar, evcil hayvan kaybı yaşayan bireylerde yoğun yas tepkileri görülebileceğini ve bunun psikolojik durum üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini vurgulamaktadır (Adams et al., 2000). Dolayısıyla evcil hayvan sahipliğinin potansiyel faydalarının yanı sıra, evcil hayvan kaybının yaratabileceği psikolojik risklerin de göz önünde bulundurulması gerekir.
Evcil hayvanların bir terapi unsuru olarak kullanılabileceği, ancak bunun profesyonel bir çerçevede ve bireyin yaşam koşulları dikkate alınarak planlanması gerektiği açıktır. Hayvan destekli terapiler, otizm spektrum bozukluğu, anksiyete, depresyon, TSSB gibi durumlarda ek fayda sağlayabilir. Ancak bakım yükü, ekonomik maliyet, yaşam tarzına uyum gibi faktörler evcil hayvan önerisinde mutlaka değerlendirilmelidir.
Sonuç
Evcil hayvan sahipliği yalnızlık, stres, kaygı ve depresyon gibi psikolojik değişkenler üzerinde olumlu etkilere sahip olabilir. Evcil hayvanı olan bireylerde daha yüksek yaşam doyumu, sosyal destek algısı ve duygusal dayanıklılık bildirilmiştir. Evcil hayvanlar, bağlanma kuramı perspektifinden güvenli bir bağlanma figürü gibi işlev görebilir ve bireylerin psikolojik dayanıklılığını güçlendirebilir.
Öte yandan evcil hayvan sahipliği, bireysel ihtiyaçlar, yaşam koşulları ve sorumluluk alabilme kapasitesi doğrultusunda değerlendirilmelidir. Gelecek çalışmalar, kültürel farklar ve farklı hayvan türlerinin psikolojik etkilerini de inceleyerek bu alandaki literatüre katkı sağlayabilir.