İlişkilerde en sık görülen sorunlardan biri kıskançlıktır. Kıskançlık adı verilen negatif duygu, gerçek ya da hayali bir rakibe karşı kaybetme durumunda ortaya çıkar. Partnerinin başkası tarafından arzulandığını gören kişinin yaşadığı kıskançlık, çok fazla duygu ile ilişkilidir. Fakat, kıskançlığı en iyi açıklayan üç duygu şunlardır: kırgınlık, öfke, korku.
- Kırgınlık: Partnerlerinin ilişkiye değer vermediklerini ve kendilerini ilişkiye adamadıklarını düşünen kişilerin içinde bulunduğu en yoğun duygudur.
- Öfke & Korku: Partnerlerinin terk etme ya da ortadan kaybolma olasılıklarında kişilerin yaşadıkları duygu durumlarıdır.
(DeSteno et al., 2006; Guerrero et al., 2005)
Kıskançlığın Türleri
- Tepkisel Kıskançlık
Kişinin, ilişkisini sabote edecek gerçek bir tehdit olduğu zaman gösterdiği kıskançlık türüdür. Bu tehdit devam eden bir durumla ilgili olabilir, ancak aynı zamanda geçmiş bir olayla veya beklenen bir durumla da ilişkili olabilir. Bu durumların hepsi aynı tepkiye neden olur. Bu insanlar ancak partnerlerine karşı kıskançlık duydukları durumları gördüklerinde tepki gösterirler; zihinlerindeki fantezilere göre hareket etmezler. Örneğin, kişi eğer partnerinin başkasıyla flört ettiğini görürse ortaya koyabileceği tepki doğaldır. Genellikle bu kıskançlık olay ile sınırlı kalır, ilişki içinde güven varsa olay zamanla atlatılır. - Kuşkucu Kıskançlık
Partnerinin yanlış bir davranışta bulunmaması ve kişinin şüphelerini ortaya çıkaracak kanıtların olmaması durumunda sergilenen kıskançlık türüdür. Partnerlerinin potansiyel ihanetine karşı bu kişiler aşırı derecede hayal kurar, hatta paranoya yaşar. Bu kıskançlık türüne bazen “patolojik” ya da “obsesif” kıskançlık adı verilir. Bu kişiler aktif olarak anksiyete ile mücadele eder, partnerlerinin davranışlarını devamlı olarak gözlemleyip açık arar. Kuşkucu kıskançlık, kişilerin partnerlerine karşı güvensiz olmalarına neden olur ve ilişkiyi zedeler.
(Buss, 2000; Buunk & Dijkstra, 2006)
Araştırmalar Ne Diyor?
- Kıskançlık konusunda cinsiyet açısından pek fark yok. Dolayısıyla, bireysel farklılıklar ön plana çıkıyor olabilir. Örneğin, ilişkilerinde partnerlerine bağımlı olarak yaşayan kişiler kıskançlık göstermeye daha meyilli olabilir (Buunk, 1995).
- Kişiler, çevrelerinde yeterli alternatifleri olmadığı için sahip oldukları kişiye sıkı sıkıya tutunabilir ve kıskançlık gösterebilir. Etrafta fazla alternatif varken ise, kişiler partnerlerini kaybetmekten daha az korkabilir ve daha az kıskançlık gösterebilir (Rydell et al., 2004).
- İlişkilerinde kendilerini yeterli görmeyen kişiler partnerleri üzerinde daha çok baskı kurmaya ve onları daha çok kıskanmaya eğilimli olabilir (Buunk, 1995).
- Partnerlerinin beklentilerini karşılamak için yoğun kaygı duyan kişiler, düşük özgüven ve özdeğere sahip oldukları için daha çok kıskançlık gösterebilir (Redlick, 2016; DeSteno et al., 2006).
Olası Sonuçlar ve Çözüm Önerileri
- Güven Sorunları
İçinde bulunduğunuz durumun hangi kıskançlık türü olduğunu belirleyin: Tepkisel mi, kuşkucu mu? Bu konuda farkındalık kazanın. Güven, kolay kırılan ve zor inşa edilen bir konsepttir. Eğer ilişkinizde kanıtlayamadığınız, sadece şüphe ettiğiniz durumlar varsa, gemileri yakmadan önce sabırlı olmak gerekebilir. - Yapıcı Olmayan Tartışmalar
Kendinizin ve partnerinizin geçmiş ilişkilerine saygı duyun. Herkes geçmişte olumlu ya da olumsuz pek çok ilişki deneyimine sahiptir. Bu deneyimler, güncel ilişkinizde bir sorun yaratmadığı, size aktif olarak zarar vermediği sürece geçmişte kalmalı ve bugüne taşınmamalıdır. - Sınır İhlalleri
İlişkide sağlıklı sınırlar çizmeyi öğrenin. Partneriniz, hayatınıza, sizin izin verdiğiniz kadar dâhil olabilir. Ona isteklerinizi, kırmızı çizgilerinizi, ilkelerinizi iletmek sizin sorumluluğunuzdadır. En sağlıklı olan, kişisel sınırlarınızı ilişkinin başında, kibar bir dille ifade etmek ve karşılıklı saygı göstermektir. - İletişim Problemleri
Suçlayıcı bir dil kullanmamaya çalışın. Partnerinizle konuşurken “ben” dili kullanmaya ve daha çok duygularınızdan bahsetmeye özen gösterin. Hakaret ya da argo içeriklerini ise asla kullanmayın, tartışma esnasında haklıyken haksız konuma düşebilirsiniz. İlişkilerde iletişim sağlıklı bir ilişkinin temel taşıdır. - Manipülasyonlar
Manipüle edici davranışlardan uzak durun. Örneğin, gaslighting. Partnerinize gerçeklik algısını sorgulatan manipülasyonlar yapmak, ona baskı altında hissettirebilir. Canınızı acıtsa dahi, gerçek ve içten bir konuşma yapmak ilişkiniz için kurtarıcı olabilir. - Aşırı Kontrol İhtiyacı
Sahip olduğunuz şüpheleri doğrulamak için kanıt toplamayın. Örneğin, partnerinizin telefonunu karıştırmak, onu gizlice sosyal medyadan takip etmek gibi davranışlar uzun vadede güvene zarar verir. - Özgüven Problemleri
İlişkinizde güvende hissetmeniz hem partnerinizin davranışlarıyla hem de sizin benlik algınız ile ilgilidir. Eğer ilişkinizde tepkisel bir kıskançlık yaşıyor ya da aldatılıyorsanız özgüveninizin zaman içerisinde azalması normaldir. Bu noktada, profesyonel yardım alınabilir. - Kaygı Artışı
Kıskançlık durumunda, terk edilme korkuları ve yalnızlık ile baş edememe gün yüzüne çıkabilir. Kişisel gelişiminize ve özsaygı çalışmalarına ağırlık verin. Kıskançlık konusu ile ilgili bir gelişme yaşanana kadar psikolojik dayanıklılık için yatırım yapın. - İlişkinin Zedelenmesi
Ciddi endişelere sahipseniz partnerinizin davranışlarını gözlemleyin ve onunla açık iletişim kurun. Kıskançlık konusunda iletişim kurmamak, kafanızda senaryolar oluşturmak ve vesvese yapmak günün sonunda ilişkinizi ciddi anlamda zedeleyebilir. - Ayrılık
Partnerinizle açık iletişim kurmanıza rağmen sorunlarınızı çözemiyor ve sürekli olarak tartışıyorsanız, bu durum sizi ayrılığa kadar götürebilir. Kıskançlık sorunu hakkında konuşmak ve sağlıklı ilişki dinamikleri yaratmak için bir psikoterapistten destek alınabilir.
Kaynakça
- Buss, D. M. (2000). The Dangerous Passion: Why Jealousy Is as Necessary as Love and Sex. Free Press. https://psycnet.apa.org/record/2000-07205-000
- Buunk, B. P. (1995). Sex, self-esteem, dependency and extradyadic sexual experience as related to jealousy responses. Journal of Social and Personal Relationships, 12(1), 147–153. https://doi.org/10.1177/0265407595121011
- Buunk, A. P., & Dijkstra, P. (2006). Temptations and threat: Extradyadic relations and jealousy. In A. L. Vangelisti & D. Perlman (Eds.), The Cambridge Handbook of Personal Relationships (pp. 533–555). Cambridge University Press. https://doi.org/10.1017/CBO9780511606632.030
- DeSteno, D., Valdesolo, P., & Bartlett, M. Y. (2006). Jealousy and the threatened self: Getting to the heart of the green-eyed monster. Journal of Personality and Social Psychology, 91(4), 626–641. https://doi.org/10.1037/0022-3514.91.4.626
- Guerrero, L. K., Andersen, P. A., Jorgensen, P. F., Spitzberg, B. H., & Eloy, S. V. (2005). Coping with the green-eyed monster: Conceptualizing and measuring communicative responses to romantic jealousy. Western Journal of Communication, 59(4), 338–356. https://doi.org/10.1080/10570319509374523
- Redlick, M. (2016). The green-eyed monster: Mate value, relational uncertainty, and jealousy in romantic relationships. Personal Relationships, 23(3), 505–516. https://doi.org/10.1111/pere.12140
- Rydell, R. J., McConnell, A. R., & Bringle, R. G. (2004). Jealousy and commitment: Perceived threat and the effect of relationship alternatives. Personality and Social Psychology Bulletin, 30(7), 911–923. https://doi.org/10.1177/0146167204265012