Gülmek, insanlık tarihi boyunca yalnızca bir eğlence biçimi değil, aynı zamanda başa çıkma mekanizması olarak da işlev görmüştür. Ancak her kahkaha aynı değildir. Özellikle kara mizah, yani ölüm, hastalık, savaş, trajedi gibi toplumca “tabu” kabul edilen konular üzerine yapılan espriler, hem güldürür hem düşündürür. Psikolojik olarak ise bu mizah türü, insanların acı verici ya da korkutucu gerçekliklerle baş etme biçimlerinden biri olarak öne çıkar. Son yıllarda yapılan çalışmalar, kara mizahın yalnızca bireysel mizah anlayışının bir ürünü değil, aynı zamanda güçlü bir psikolojik savunma mekanizması ve hatta terapi aracı olabileceğini ortaya koymuştur (Samson & Gross, 2012). Bu tür mizahın iyileştirici gücü, bireylerin psikolojik dirençlerini artırma ve duygusal regülasyonlarını sağlama potansiyelinde gizlidir (Freud, 1928/1960). Bu makalede kara mizahın terapötik etkileri, psikoloji literatürü ışığında incelenecek, gülmenin insan psikolojisinde nasıl bir dönüştürücü rol oynadığı tartışılacaktır.
Kara Mizahın Psikolojik Temelleri
Kara mizah, “tabuları esnetme” mizahı olarak tanımlanabilir. İnançlarımızı, korkularımızı ve travmalarımızı mizahla yeniden çerçeveleyerek, bu duygulara karşı bağışıklık kazanmak mümkün hale gelir (Martin, 2007). Sigmund Freud, kara mizahın bastırılmış duyguların dışavurumu olduğunu ve mizah yoluyla bilinçdışı kaygıların sağaltıldığını öne sürmüştür (Freud, 1928/1960). Kara mizah, klasik mizah tanımının ötesine geçerek, bireyin yaşadığı içsel çatışmaları ve travmaları görünür kılmakta önemli bir rol oynar. Freud (1905), mizahı bilinçdışı dürtülerin dışavurumu olarak tanımlar ve bireyin bastırılmış düşüncelerini zararsız bir yolla ifade etmesine olanak tanıdığını öne sürer. Bu bağlamda kara mizah, özellikle bastırılmış korkuların, travmaların ve ölüm kaygısının dışavurumunda etkin bir araç olarak karşımıza çıkar.
Bu tür mizahın terapötik etkisi üzerine yapılan araştırmalar da oldukça çarpıcıdır. Bir çalışmada, kara mizaha yüksek tolerans gösteren bireylerin, düşük seviyede depresyon ve agresyon, yüksek duygusal zekâ ve bilişsel esneklik düzeylerine sahip oldukları saptanmıştır (Willinger et al., 2017). Bu bulgular, kara mizahın yalnızca bir mizah biçimi olmadığını, aynı zamanda psikolojik esnekliğin ve duygusal düzenlemenin bir göstergesi olabileceğini destekler. Bireylerin özellikle ölüm, cinsellik, şiddet gibi konularda geliştirdikleri kara mizah anlayışı, bir psikolojik savunma mekanizması olarak çalışır. Bu mekanizma, tehdidin bilişsel düzeyde yeniden yorumlanmasını ve böylece travmatik etkisinin azaltılmasını sağlar (Vaillant, 2000). Dolayısıyla kara mizah, bireyin kendi acısı ile kurduğu ilişkiyi dönüştürürken aynı zamanda toplumsal anlamda da bir “ortak iyileşme alanı” yaratır.
Psikolojik Savunma Mekanizması Olarak Kara Mizah
Travmatik deneyimlerin ardından kara mizah kullanımının artması, bu tür mizahın psikolojik savunma mekanizması olarak işlev gördüğünü de ortaya koymaktadır. Örneğin, savaş bölgelerinde görev yapan askerlerin ya da sağlık çalışanlarının kara mizaha başvurması, yaşadıkları yüksek düzeydeki stresle başa çıkma stratejilerinden biri olarak değerlendirilmektedir (Falk, 2020). Benzer şekilde, COVID-19 pandemisi sırasında sosyal medyada paylaşılan kara mizah içerikleri, toplumsal düzeyde kaygı yönetiminin bir aracı hâline gelmiştir (Tang & Fox, 2021).
Kara mizahın iyileştirici gücünün altında yatan temel mekanizmalardan biri de bilişsel yeniden yapılandırmadır. Bu yaklaşım, bireyin olumsuz bir durumu mizah yoluyla yeniden çerçevelemesini ve tehdit algısını azaltmasını sağlar (Martin, 2007). Kara mizah, duygusal olarak zorlayıcı bir deneyimi sembolik düzlemde dönüştürerek kişiye kontrol hissi kazandırır ve travmanın ağırlığını azaltır.
Terapi Süreçlerinde Kara Mizah
Terapötik etki bağlamında kara mizah, özellikle psikoterapi süreçlerinde dikkatle ve uygun şekilde kullanıldığında, danışanla terapist arasındaki duygusal mesafeyi azaltabilir ve zor duyguların ifade edilmesini kolaylaştırabilir (Franzini, 2001). Ancak burada mizahın bağlama uygunluğu büyük önem taşır; yanlış anlaşılma ya da duygusal zarara neden olmamak adına terapistlerin mizahı etik sınırlar içinde kullanmaları gerekmektedir.
Sonuç
Kara mizah, ilk bakışta sınırları zorlayan bir mizah türü olarak görülse de, psikolojik derinliği ve işlevselliği göz ardı edilemeyecek kadar önemlidir. Bireylerin yaşamın karanlık yüzleriyle yüzleşme biçimlerinden biri olarak değerlendirilmesi gereken kara mizah, aynı zamanda duygusal düzenleme, travma sonrası iyileşme ve zihinsel dayanıklılık gibi süreçlerde etkin bir araç olarak kullanılabilir. Özellikle terapi bağlamında dikkatle ele alındığında, bu tür mizah danışanların kendilerini ifade etmelerini kolaylaştırabilir ve iyileşme sürecine katkı sağlayabilir. Kara mizah, hassas konular karşısında bir kaçış değil, aksine bu konularla yüzleşmenin ve onları dönüştürmenin bir yoludur. Kara mizah, göründüğü kadar karanlık değil, bilakis içinde umut, dayanıklılık ve iyileşme barındıran bir psikolojik fenomendir.
Zorlayıcı yaşantıların ardından insan zihninin gülerek verdiği bu tepki, aslında bir hayatta kalma ve anlam yaratma çabasıdır. Terapötik etki bağlamında kara mizah, danışanın kendi acısıyla arasına mesafe koymasını ve duygusal yükten arınmasını sağlayabilir. Gülmek, sadece eğlenmek değil; bazen de travmayı dönüştürmek ve yeniden ayağa kalkmaktır. Bu bağlamda, kara mizahın psikoterapötik süreçlerde etik sınırlar çerçevesinde daha fazla yer bulması, hem klinik uygulamalar hem de bireysel başa çıkma stratejileri açısından umut verici olacaktır. Zira bazen “karanlıkta gülmek”, ışığın yeniden bulunması için bir ilk adımdır.
Kaynakça
- Franzini, L. R. (2001). Humor in therapy: The case for training therapists in its uses and risks. Journal of General Psychology, 128(2), 170–193. https://doi.org/10.1080/00221300109598906
- Freud, S. (1905). Jokes and Their Relation to the Unconscious. New York: Norton.
- Martin, R. A. (2007). The Psychology of Humor: An Integrative Approach. Burlington, MA: Elsevier Academic Press.
- Samson, A. C., & Gross, J. J. (2012). Humor as emotion regulation: The differential consequences of negative versus positive humor. Cognition & Emotion, 26(2), 375–384. https://doi.org/10.1080/02699931.2011.585069
- Tang, Y., & Fox, J. (2021). Social media use and COVID-19-related distress: The mediating role of online humor and COVID-19 misinformation exposure. Computers in Human Behavior, 120, 106763. https://doi.org/10.1016/j.chb.2021.106763
- Willinger, U., Hergovich, A., Schmoeger, M., & Ristl, A. (2017). Appreciation and understanding of black humor: Age-related and personality differences. Cognitive Processing, 18(4), 407–417. https://doi.org/10.1007/s10339-017-0813-z
- Falk, G. (2020). The Psychology of Humor: From Antiquity to the Age of Entitlement. Lanham, MD: Rowman & Littlefield.
- Vaillant, G. E. (2000). Adaptive mental mechanisms: Their role in a positive psychology. American Psychologist, 55(1), 89–98. https://doi.org/10.1037/0003-066X.55.1.89