Romantik ilişkiler, iki insanın en temel ihtiyacı olan “sevgi” arayışından oluşur. Bu ihtiyaç; cinsiyet fark etmeksizin tüm bireyler için önem arz eder. Bebeklikte özellikle anne ile kurulan ilişkiden karşılanan bu ihtiyaç yetişkinliğe doğru yerini büyük oranda romantik ilişkilere bırakır. Kadın ve erkek bireyler romantik ilişkide; sevgi ihtiyacı ile birlikte, farklı birçok ihtiyacını da karşılamaktadır. Bunlardan bazıları; arkadaşlık, cinsellik, çocuk edinme-üreme, ekonomik ve sosyal destek kaynağı ihtiyaçlarıdır. Bireyler farklı düzeylerde ve önceliklerde olan bu ihtiyaçları doğrultusunda farklı bağlar kurar ve bu bağlarını devam ettirir. Zamanla bu bağlar, çeşitli sorunları da doğurabilir. Anlaşma-açık iletişim sorunları, bireylerin zamanla evlenme, çocuk edinme ve bu süreçler içerisinde yaşadığı dönemsel krizler veya partnerlerin bireysel hayatlarındaki sorunları ilişkilerine olumsuz olarak yansıtmaları, kurulan bağların sonucunda karşı taraftan artan beklentiler, kişilerin farklı ekonomik düzeyleri, yetiştirilme tarzları, bağlanma biçimleri sorunlara neden olabilir. Aldatma davranışı da tüm bu faktörlerle bağlantısı olan bir durumdur.
Aldatma Davranışının Nedenleri
Aldatma davranışı, romantik ilişkilerde yaşanan ve her ne kadar “Aldatmanın nedeni olmaz.” olarak ifade edilse de bireyin kendisinden veya partnerinden kaynaklı nedenlerle oluşan bir davranıştır. Bunlardan ilki aldatma denildiğinde akla gelen John Bowlby’nin ortaya çıkardığı Bağlanma Kuramı olarak bilinen bağlanma biçimleridir. Bu kuram, kişilerin bebeklik döneminde annesi ile kurduğu ilişkiyi ele alır. Bebeğe ebeveyni veya ona bakan kişi tarafından en başta besleme davranışı ile verilen “Sana değer veriyorum, seni önemsiyorum, seni seviyorum.” mesajlarının sonucunda kişi “Güvenli Bağlanma” olarak adlandırdığımız sağlıklı bağlanma biçimini edinebilir. Bu bağlanmayı edinen çocuklar kendisine ve çevreye güvenir halde büyür, yetişkinlik döneminde kurduğu ilişkilerde de bunu gösterebilir. Bu bağlanma durumu aldatma davranışını da etkilemektedir. Aldatan kişilerde ise “Kaygılı” veya “Kaçıngan” olarak adlandırılan bağlanma biçimleri bulunur. Bu kişiler bebeklik döneminde annesinden yeterli “sevgi ve koşulsuz kabul” mesajını alamamıştır, yetişkinlik döneminde kurduğu ilişkilerde güven arar, tam anlamıyla güvenemez veya hiçbir güven arayışına girmez. İçerisinde bulundukları ilişkileri yüzeysel tutar, diğerleriyle kurulan yakınlık onları rahatsız eder. Ek olarak karşılaşılan sorunlar karşısında güvenli bağlanan bireyler partneriyle sorunları “Ben halledebilirim.” derken kaygılı veya kaçıngan bağlanan bireyler sorun karşısında, sorundan veya partnerden kaçma eğiliminde olurlar.
İlişkisel ve Bireysel Faktörler
Aldatan bireyin bireysel durumu aldatmaya neden olabileceği gibi, partneriyle kurduğu ilişkide karşılayamadığı duygusal ihtiyaçlar, karşı tarafa yönelik girdiği fazla beklentiler kaynaklı aldatma durumu yaşanabilir. Bireylerin farklı yetiştirilme tarzları, sosyo-ekonomik düzeyleri, bağlanma biçimleri, kişilik yapıları, partneriyle kurduğu ilişkide zaman geçtikçe oluşan beklentiler ve bunları karşılama düzeyi, partnere karşı değişen bakış açısı veya tutumlar, çevresel faktörler aldatma davranışında etken durumlardır. Lusterman (1998) ilişki içinde duygusal ihtiyaçlar hissetmek, duygusal ilişkiyi anlamamak, duyguları ve ihtiyaçları anlatmada yetersizlik, sorun çözmede sözel becerilere sahip olmamak, başkasının ihtiyaç ve ilgileriyle uzlaşmayı başaramamak, partnerini gerçekten tanımamak, kültürel ve etnik farklılıklarla baş edememek, ilişkiye dair gerçekçi olmayan beklentiler içinde olmak, çiftlerin aynı gelişim döneminde olmamasına bağlı hayal kırıklığı yaşamak, cinsel merak ve cinsel bağımlılık, can sıkıntısı/bıkkınlık, romantik ilişki içinde yaşanan heyecan ve eğlence duygusunun kaybı ve günlük sorumluluklara yetişmeye çalışırken partneri göz ardı etme gibi durumları aldatmanın nedeni olarak belirtmektedir. İlişkiden memnun olmama durumu araştırmalarca aldatma davranışının en büyük kaynağı olarak görülmektedir.
Cinsiyet Farklılıkları ve Motivasyonlar
İlişkilerde yaşanan ve çözülemeyen bazı problemler, karşı partnerden intikam alma durumu, cinsel ihtiyaçlarını karşılamada yaşanan eksiklik, sevilmeme hissi, aldatan kişinin kendisinde bulunan “ego tatmin etme” ihtiyacı veya “heyecan arayışı” aldatma davranışına neden olabilir. Bu bağlamda erkekler ve kadınlar arasında da farklılıklar vardır. Yapılan araştırmalara göre kadınların aldatma motivasyonları genellikle özgüven artışı, romantik beklentilerin karşılanmaması, yeni heyecan arayışı, duygusal veya cinsel tatminsizlik ve daha yüksek statülü biriyle birlikte olma isteği gibi sebeplerle açıklanmıştır (Polat, 2006). Erkekler için ise ilişkilerini istedikleri gibi ilerlememesi, arzu ve egolarını besleme, yeni bir heyecan ve farklılık isteği, etraflarında ciddi ilişki istemeyen kadınların olması, karşı tarafın cazibesine kapılma, anlık doyuma ulaşma duygusu ve intikam duyguları çoğunlukla erkeklerin aldatmalarına neden olmaktadır (Norment, 1998). İstatistiklere bakıldığında kadının aldatması daha çok duygusal kaynaklı iken erkeklerin cinsellik kaynaklı yaşanmıştır.
Aldatmaya Verilen Tepkiler
Aldatmaya verilen tepkilerde ise erkekler daha çok cinsel odaklı aldatırken ve bu bazı kadın partnerler tarafından “kabul edilebilir” olarak karşılanırken, erkek partnerin duygusal aldatma davranışının kadın partner tarafından kabul etmekte zorlanıldığı görülmüştür. Bu noktada aldatılan kadınların kendilerini daha çok duygusal açıdan eksik hissettikleri, erkeklerin ise kendilerini fiziksel açıdan eksik hissettikleri belirtilmiştir (Sungur, 2015). Erkeklerde ise, kadının cinsel olarak aldatma davranışında bulunması erkekler tarafından “kabul edilemez” olarak algılanır. Erkekler, bir kadının cinsellik yaşayabilmesi için güven ve yakınlık duygularına sahip olması gerektiğine inanmaktadır. Kadın partner cinsel olarak aldatma davranışında bulunduğunda erkek partnerin bu durumu kabullenmesi daha zordur. Erkek partner, partnerinin kendisine yönelik duygusal yakınlığını kaybettiğine inanır ve kendini fiziksel açıdan yetersiz hisseder.
Sonuç
Aldatma davranışı cinsiyet farklılıkları ve farklı ilişki dinamikleri bakımından karmaşık bir konudur. Bu durumu yaşayan çiftlerde cinsiyet, sosyo-ekonomik durum, bağlanma biçimleri gibi birçok açıdan aldatma davranışı nedenlerinde ve verilen tepkilerde farklılıklar bulunmaktadır.