Pazartesi, Ağustos 4, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Üçgen Aşk Teorisi: Aşkın Bileşenleri Nelerdir?

Romantik ilişkiler, şimdiye kadar sayısız filme, kitaba ve makaleye konu olmuş, ancak subjektif doğası gereği görüş ayrılıklarına da yol açmıştır. Bu konuda akla gelen ilk sorulardan biri, ideal ilişkinin olup olmadığıdır. Sternberg (1986), belli koşullar altında ideal ilişkinin var olduğunu öne sürer. İdeal ilişkiyi anlamak için üç bileşeni incelemek gerektiğini savunur: yakınlık, tutku ve bağlılık. Bu üç bileşen, bir üçgenin köşelerini temsil eder ve teori de ismini buradan alır: Üçgen Aşk Teorisi. Bu bileşenlere daha yakından bakalım.

Yakınlık: Duygusal Samimiyetin Temeli

Yakınlık, büyük ölçüde kendini açma becerileri ile ilişkilidir. Bu beceriler, kişilerin duygu ve düşünceleri hakkında partnerleriyle oldukça şeffaf ve samimi bir iletişim kurmasını sağlar (Marston et al., 1998).

Yakınlıkla ilişkili kavramlar:  

  • Kendini açma: İçsel düşünceleri paylaşma, duygusal olarak açık olma.  
  • Sevginin iletimi: Çiftler arasındaki sevgiyi iletme becerisi. Örneğin, destekleyici ve yargısız bir dil kullanma.  
  • Birbirine bağlı davranış kalıpları: Birlikte kaliteli zaman geçirme, sorunlar hakkında açık iletişimde olma ve ilişkiye karşılıklı yatırım yapma.

Tutku: Fiziksel ve Duygusal Çekimin Gücü

Tutku incelendiğinde karşımıza fiziksel çekim, romantizm ve cinsel istek gibi temel kavramlar çıkar. Ancak tutku, aynı zamanda özsaygı, bakım verme, bağlantı kurma ve kendini gerçekleştirme ile de bağlantılıdır (Hatfield & Sprecher, 1986; Marston et al., 1998).

Tutkuyu oluşturan etmenler:  

  • Duygusal: Duyguların karşılıklı olması, fiziksel çekim duyma, fizyolojik uyarılma.  
  • Bilişsel: Karşıdaki kişi hakkında sık sık düşünme, onun hakkında sürekli yeni bilgi edinme isteği.  
  • Davranışsal: Fiziksel yakınlık kurma, hizmet eylemleri içinde bulunma.

Bağlılık: İlişkinin Süreklilik Anahtarı

Bağlılık, kısa ve uzun süreli olarak kendisini gösterir. Kısa süreli olanda, kişiler karşılarındaki kişi ile bir ilişkiye başlamak isteyip istemediklerine karar verirler. Uzun süreli olan ise daha çok bu ilişkiye başlayan kişilerin ilişkinin sürekliliği adına gösterdiği yoğun efor ile ilişkilidir (Marston et al., 1998; Sternberg, 1997).

Bağlılık için gereken koşullar:  

  • Stabilite: İlişkinin zamansal sürekliliği.  
  • İlişkisel ayrıcalık: Kendini romantik ve cinsel anlamda tek bir partnere adama.

Aşkın Türleri: Sternberg’in Sekiz Kategorisi

Sternberg’e göre (1987), yakınlık, tutku ve bağlılık üzerine yapılan araştırmada aşkın sekiz türü olduğu tespit edilmiştir:

  • Aşksızlık: Yakınlık, tutku ve bağlılık etmenlerinin hiçbirini içermeyen aşk türüdür. İnsanların sosyal ortamlarda diğer insanlarla rastgele etkileşime girmesi bu kategoriye örnek olarak gösterilebilir.  
  • Hoşlanma: Kişi sadece yakınlık hisseder, tutku ve bağlılık hissedemez. Bir nevi arkadaşlık ilişkisine benzer. Taraflardan biri diğerine yakın hissetse de karşı tarafa fiziksel olarak çekim duymuyorsa ve ona bağlılık sözü vermiyorsa bu aşk türüne girer.  
  • Delicesine aşk: ‘İlk görüşte aşk’ dediğimiz kavram bu gruba aittir. Karşıdaki kişiye anında yoğun bir fiziksel çekim duyulan aşk türüdür. Ne yazık ki yakınlık ve bağlılık içermediği için, bu aşk çabuk başlayıp çabuk sönme eğilimine sahiptir.  
  • Boş aşk: Sadece bağlılık içeren, anlaşmalı ilişkilere örnektir. Bu aşk türünde, çiftler yıllardır birlikte olmalarına rağmen ne duygusal bir yakınlık gösterirler ne de fiziksel bir çekim yaşarlar. Bu tarz bir ilişki, kâğıt üstünde uzun süredir devam eden bir ilişkiden ileri gidemez.  
  • Romantik aşk: Kişilerin hem yakınlık hem de tutkuyu yoğun olarak hissettikleri fakat bağlılık sözü vermedikleri aşk türüdür. Hoşlanmayı andırır fakat önemli bir fark vardır: kişiler, hoşlanma türünden farklı olarak, partnerlerine karşı yoğun fiziksel çekim de hissederler. Romantik aşk, edebiyatta sıklıkla konu edilir.  
  • Dostça aşk: Yakınlık ve bağlılık içermesine rağmen tutku içermeyen ilişkidir. İçerik olarak, fiziksel çekimin yetersiz olduğu uzun süreli ilişkilere ya da evliliklere örnektir.  
  • Aptalca aşk: Tutku ve bağlılığın olduğu ama yakınlığın olmadığı aşktır. Bu aşk türüne pek çok filmde sıkça rastlamış olabilirsiniz. Örneğin, bir çift tanışır, hemen ertesi gün fevri bir kararla evlenmeye karar verirler, düğün ise birkaç gün sonra gerçekleşir. Henüz yakınlık oluşturacak kadar zamandır tanışmadıkları için, çift bu dürtüsel karardan kısa zaman içinde pişman olur ve ilişki sonlanır.  
  • Mükemmel aşk: Yakınlık, tutku, bağlılık etmenlerinin hepsini içeren aşk türüdür. Çiftlerin birbirlerine duygusal yakınlık hissettiği, güven duyduğu ve uzun süre geçse dahi birbirlerini çekici bulduğu aşk türüdür. Bu aşk oldukça istisnai ve ideal olarak görülür.

İdeal İlişki İçin Neler Yapabilirsiniz?

İlişkinizde yakınlık, tutku ve bağlılık belirtilerini görüyorsanız, o zaman nadir ve ideal bir aşk yaşıyorsunuz demektir. Eğer hâlâ geliştirilebilecek alanlar olduğunu düşünüyorsanız:

Yakınlık için:  

  • Partnerinizle birbirinize odaklanacağınız, birlikte kaliteli zaman geçireceğiniz buluşmalar ayarlayın.  
  • Sadece yüzeysel konularda konuşmak yerine, sizi zorlayan konularda da derin sohbetler etmeye çalışın.  
  • Ortak hobiler bulmaya gayret edin. Paylaşımınız arttıkça kurduğunuz yakınlık da artacaktır.

Tutku için:  

  • Heyecan ve merak gibi duygularınız ilişkideki tutkuyu canlı tutar.  
  • Her gün partnerinizin yeni bir yönünü keşfetmeye çalışın.  
  • Spontane planlar ve inisiyatif aldığınız sürprizler yapın. Alışkanlıklarınızın dışına çıkmayı deneyin.

Bağlılık için:  

  • Bağlılığın temelleri sadakat ve güven ile atılır. Bu temel ise bir ilişkinin sürdürülebilirliğini sağlar.  
  • İlişkisel sorunlarla karşılaştığınızda çözüm odaklı olmaya dikkat edin.  
  • Geleceğe yönelik aktif planlar yapmak, ortak hayallere sahip olmak yardımcı olacaktır.

Sonuç: İdeal İlişki Çaba ile Mümkün

Bu makalenin amacı, romantik ilişkilerdeki rolümüz hakkında farkındalık yaratmaktır. Verilen öneriler, ilişkinizi güçlendirmek için yol gösterebilir. İdeal ilişki, zor da olsa ulaşılabilecek bir noktadadır. Şunu da unutmamak gerekir ki, ideal bir ilişki yaşamayı herkes ister ama en önemli kısım yakınlık, tutku ve bağlılık için gerekli çabayı göstermektir.

Kaynakça

Selen Orçunsel
Selen Orçunsel
Selen Orçunsel, Psikoloji lisans eğitimini Bilkent Üniversitesi’nde, ardından Klinik Psikoloji yüksek lisans eğitimini ise Atılım Üniversitesi’nde onur öğrencisi olarak tamamlamıştır. Eğitim hayatı boyunca Antalya Eğitim Araştırma Hastanesi ve Boylam Psikiyatri Hastanesi’nde klinik stajlarını yapmıştır. Klinik psikolog olarak, Bilişsel Davranışçı Terapi ve Mindfulness ekollerini temel alarak aktif olarak danışan almaya devam etmektedir. Anksiyete, depresyon, travma, ilişki problemleri başta olmak üzere birçok alanda online hizmet sunmaktadır. Bir yandan da yeni psikolojik araştırmalar, klinik psikoloji, kişisel gelişim, motivasyon ve güncel psikoloji haberleri gibi konularda içerik üretmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar