Perşembe, Nisan 24, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Tercihlerin Yorgunluğu Üzerine Varoluşçu Bir Bakış

Her seçim bir vazgeçiştir.

Kulağa tanıdık geliyor, değil mi? Belki de bu yüzden karar vermek, çoğu zaman düşündüğümüzden daha yorucu, daha korkutucu hale geliyor. Çünkü sadece bir şeyi seçmiyoruz; aynı anda birçok ihtimali, hayali, güvenli alanı da geride bırakıyoruz. İşte tam da burada, varoluşçuluğun kalbine dokunan bir meseleye geliyoruz: özgürlük ve sorumluluk.

Jean-Paul Sartre ve Özgürlüğün Ağırlığı

Jean-Paul Sartre’ın meşhur sözünü hatırlayalım: “İnsan özgür olmaya mahkûmdur.

Varoluşçu düşünceye göre; kişi, seçimleriyle kendini var eder. Yani kim olduğumuz, neye dönüştüğümüz, hangi yolda yürüdüğümüz—tüm bunlar tercihlerimizin bir sonucudur. Ne var ki, bu özgürlük aynı zamanda ağır bir yüktür. Çünkü bir karar verdiğimizde sadece bir yolu seçmekle kalmayız, seçmediğimiz yolların sorumluluğunu da üstleniriz. Ve o yolların ne getireceğini hiçbir zaman tam olarak bilemeyiz.

Karar Vermenin Belirsizliği

İşte bu belirsizlik, insanı karar vermenin eşiğinde tutar.  

  • Ya yanlış yaparsam? 
  • Ya seçtiğim şey beni mutsuz ederse? 
  • Ya diğer yolu seçseydim daha iyi olurduysa?

Kararsızlık, çoğu zaman yanlış yapmaktan değil; yanlış yaptıktan sonra bunun sorumluluğunu taşıyamamaktan korkar. Seçim, sadece bir eylem değil; kişinin kendisiyle yüzleşmesidir. Çünkü karar anı, bize kim olmak istediğimizi, neye değer verdiğimizi, ne uğruna nelerden vazgeçebileceğimizi açık eder.

Dış Sesler ve İç Ses Arasındaki Çatışma

Ve belki de en zoru, dış dünyanın beklentileriyle, kendi iç sesimizin arasında kalmaktır. Başkalarının ne diyeceği, hangi tercihin daha “makul”, daha “başarılı” ya da daha “güvenli” olduğu… Tüm bu dış sesler karar anında zihnimizi doldururken, kendi içsel yönelimimizi duymak zorlaşır.

Kararsızlık da Bir Tercihtir

Ama yine de, karar vermemek de bir karardır. Kararsız kalmak, hayatı ertelemek anlamına gelir. Oysa yaşam, bizi beklemez. Zaman geçer, yollar kapanır, bazı fırsatlar geri gelmez. Her seçimsizlik hali, aynı zamanda yaşamı askıya almaktır.

Varoluşçu Yaklaşım: Sorumluluğu Al

Peki, ne yapmalı?

Varoluşçu yaklaşım bize şunu önerir: Kendi seçimlerinin sorumluluğunu al.

Seçerken korkabilirsin. Vazgeçerken üzülebilirsin. Ama en azından kendi yolunu yürümüş olursun. Ve her seçimde biraz daha kendine yaklaşırsın.

Çünkü mesele “doğru tercihi” yapmak değil, kendi tercihini bilinçli yapmaktır.

Gerçek Özgürlük Zor Seçimlerden Doğar

Ve evet, bu zor olabilir. Ama gerçek özgürlük, tam da bu zor seçimlerin içinden doğar.

Ayçe İdil Tandoğan
Ayçe İdil Tandoğan
Klinik Psikolog Ayçe İdil Tandoğan, ergenler ve yetişkinlerle varoluşçu yaklaşım temelinde, İngilizce ve Türkçe danışmanlık hizmetleri sunmakta; aynı zamanda sanat terapisi alanında çalışmalar yapmaktadır. Terapötik yöntemi, bireylerin kendilerini daha iyi tanımalarına ve potansiyellerini keşfetmelerine odaklanmaktadır. Ayrıca kurucusu olduğu danışmanlık merkezi aracılığıyla, ekibiyle birlikte bireysel danışmanlık hizmetleri sağlamaktadır. Lisans eğitimini Bahçeşehir Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünde onur derecesiyle tamamlayan Tandoğan, yüksek lisansını İngiltere’de Bournemouth Üniversitesi’nde Klinik Psikoloji alanında yapmıştır. Yüksek lisans çalışmasını, çocuklarını kaybeden ebeveynlerin yas süreçlerinde cinsiyet farklılıkları üzerine gerçekleştirerek bu alanda derinlemesine bir uzmanlık geliştirmiştir. Eğitimi sayesinde İngiliz Psikoloji Topluluğu (British Psychological Society) tarafından akredite olma hakkı kazanmıştır. Profesyonel kariyerine İngiltere’de Dorset Mind kuruluşunda tam zamanlı olarak başlamış; burada depresyon, yalnızlık, kaygı, özgüven sorunları, kayıp ve yas gibi konular üzerine bireysel seanslar yürütmüştür. Şu anda Londra’da Victim Support kuruluşunda kıdemli vaka çalışanı olarak, çocuk ve ergenlerle aile içi şiddet ve istismar vakaları üzerinde çalışmakta ve bireysel danışmanlık hizmetleri sunmaktadır. Ayrıca bireysel terapi seanslarıyla danışanlarına destek vermeye devam etmektedir. Uzmanlık alanları arasında; öfke yönetimi, kaygı bozuklukları, depresyon, kayıp ve yas, kişisel farkındalık, göç deneyimleri, iletişim ve ilişki problemleri ile aile içi sorunlar yer almaktadır. Sürekli mesleki gelişim hedefi doğrultusunda; ABD merkezli Beck Enstitüsü’nden Bilişsel Davranışçı Terapi (CBT) eğitimi almakta ve İstanbul Varoluşçu Akademi’den temel varoluşçu analiz eğitimi sürdürmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar