Pazartesi, Nisan 28, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Gidememek: Bağlılık mı Bağımlılık mı?

Gitmek istememek ile gidememek arasında sahiden bir ayrım yapılabilir mi? İnsanı bulunduğu yerde tutan kendi iradesi midir yoksa ayağındaki görünmez ipler mi? Sevgiden ötürü sanılan her gidemeyiş sahiden bağlılıkın ürünü müdür, yoksa korkunun bir izdüşümü mü? Bir elmanın iki yarısı olarak var olmakta mıdır meziyet? İki ayrı elma olarak var olmayı başarmak daha meşakkatli bir yolculuk değil midir iki insan için? Yakın ilişkiler psikolojisi, bağlılık ile bağımlılık arasındaki ince çizgiyi gözler önüne sermek adına önemli bir pencere sunar.

Bağlılık: Özgürlüğü Kucaklayan Yakınlık

Bağlılık, kişinin benliğini muhafaza eden esnek duygusal sınırlar çerçevesinde kurduğu her türlü yakınlıkı tanımlamak için kullanılmaktadır. Bağlı insan, partnerine duyduğu yakınlıkı özgürlükleriyle çelişmeden yaşayabilmektedir. Gitmek, onlar için bir varoluş tehdidi olarak değil; bir hak ve farkındalığında oldukları özgürlüğün tezahürü olarak kavramsallaştırılmıştır zihinlerinde.

Bağımlılık: Varoluşun Ötekine Teslimi

Öte yandan bağımlılık, kişinin varoluşunun değerini ötekinin varlığına entegre ettiği bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Bağımlı ilişkilerde gitmek yalnızca kaybetmekle değil; yok olmakla eşdeğerdir. Kişi kendi bütünlüğünü, varlıkını o ilişki içinde tanımladığı için kalır; sevilmediğini, değersizleştirildiğini, yok sayıldığını hissetse bile gidemez. “Ben onsuz kimim?” sorusunun cevabının bilinmemesi ise gitmek düşüncesinin zihinde canlanmasını bile bir ızdırapa dönüştürür.

Sağlıklı İlişkilerde “Ben” ve “Biz” Dengesi

Oysaki sağlıklı bir ilişki dinamiğinde iki ayrı ben’in harmanlanarak ortak bir biz yaratması gerekmektedir. İki ayrı ben olmanın başarılamadığı, özün yitirildiği durumlardaki kişilerden ise sıklıkla şu cümle duyulmaktadır: “Gitmem gerektiğini biliyorum ama yapamıyorum.” Bu cümle yalnızca bir kararsızlık değil, aynı zamanda derin bir gerilimin ifadesidir. Gitmek kararını zorlaştıran şey çoğu zaman duyulan sevgi değildir, yarım kalma düşüncesinin zihinde uyandırdığı korkudur.

İşte tam olarak buradan yola çıkarak kişi kendine şu soruyu sormalıdır: “Bu ilişkide kalmamın sebebi sevgim mi, korkularım mı?” Cevabın korkular olduğu durumlarda gitmek, özüne sahip çıkmak adına atılacak en doğru adım olarak yer almaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki gitmek her zaman terk etmek anlamına gelmez. Gitmek, kişinin eninde sonunda kendine dönmesi, bir adım geri çekilmesi ve sınırlarını koruyabilmesi demektir kimi zaman.

Gitmek mi, Kalmak mı? Duygusal Kopuşun Gerçek Yüzü

Kişinin kendisini her ne olursa olsun ilişkide kalmaya sürüklemesi ise bazen ayrılıktan daha derin kopuşlar yaratmaktadır. Fiziksel olarak orada olmak her daim duygusal eşlik getirmez beraberinde. Duygusal yoksunluğun en derinde yaşandığı o durumlar da bile gidemiyor olmak, aslında kişinin kendini terk ettiği bir alan haline gelmektedir.

İki kişinin yan yana ama ayrı ayrı var olabildiği dengeyi yakalamak, bağlılık ile başlar. Bağlılık ile oluşturulan ilişki dinamikleri, kişinin kendi olmasına izin verir, gelişime olanak tanır, duygusal sahaya temasını kolaylaştırır. Oysaki bağımlılık, insanı kendi merkezinden uzaklaştırır. Kişi kendine o kadar yabancılaşır ki zamanla, kendi kararlarını bile başkasının duygusal tepkilerine göre şekillendirmeye başlar.

Bağımlılığın Tehlikeli Sinyalleri

Bir gün fark etmeden kendi hayatının misafiri olan insan, artık karşı tarafın kendisine atfettiği değeri, nitelikleri küçültmeye hatta görmezden gelmeye meyilli hale gelir. Değerli olduğuna dair herhangi bir işarete ulaşamaz, olanları ise küçük görür. “Ben onsuz yapamam” denir çoğu zaman, kulağa her ne kadar romantik gelse de esasında çok büyük bir tehlikenin çanlarını çalmaktadır bu cümle. Çünkü sevgi, bir ötekinin mahrumiyetinden ölümüne korkmak değildir, halihazırdaki varoluşun bir öteki ile anlam bulması hiç değildir.

Sevgi ve Özgürlük: Sağlıklı İlişkilerin Temeli

Sevgi, birlikte daha da güçlenmektir, süregelen yaşantının kıymetli bir eşlikçisine sahip olmaktır. Sevgi esasında özgürlük barındırır, kontrol ve hareket kabiliyetini almaz insanın elinden. Bağımlılık ise yaşamın dizginlerini elinden yitirmektir; kontrolü teslim etmek, baskılar ve kaygılar hegemonyasında bir hayat sürdürmektir. Sağlıklı bir ilişkinin temelinde iki insanın birbirine duyduğu ihtiyaç değil, birbirlerine ne kadar özgürlük alanı tanıdıkları yatmaktadır. Ve bazen en büyük sevgi, kalmakta değil; gitmeye izin vermektedir.

Belki de gitmek cesaret değil, sadece bir farkındalık meselesidir.

Ayşe Elif Sağlam
Ayşe Elif Sağlam
Ayşe Elif Sağlam, psikoloji lisans eğitimini tamamlamasının ardından 2024 yılında klinik psikoloji yüksek lisans eğitimine başlamıştır. Lisans eğitimi boyunca Bakırköy Prof. Dr. Mahzar Osman Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi başta olmak üzere çeşitli staj deneyimleri bulunmaktadır. Bilişsel Davranışçı Terapi ekolü eğitimleri tamamlamış olmakla beraber varoluşçu psikoterapi, psikodinamik psikoterapi de ilgi alanları arasındadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar