Hotel Rwanda, yönetmenliğini Terry George’un yaptığı, Rwanda Soykırımını ele alan 2004 yapımı bir filmdir. Başrolde Don Cheadle, otel müdürü Paul Rusesabagina karakterine hayat verirken yalnızca bir dram filmi izlemekle kalmaz, ahlaki ikilem, sosyal kimlik kuramı, depersonalizasyon (insandışılaştırma), bystander effect (seyirci kalma etkisi) gibi pek çok psikoloji kavramının örneklerine de şahit oluruz. Bu yazıda, Hotel Rwanda filminin ana karakteri Paul Rusesabagina’nın psikolojik çözümlemesini ve soykırım etrafında gerçekleşen olayları sosyal psikoloji kuramları bağlamında analiz edeceğiz.
Hotel Rwanda
Hotel Rwanda filmi, 1994 yılında Rwanda’da, Hutu milislerinin, Tutsi azınlıka karşı soykırıma girişmesini konu alır. Etnik nefretin hızla şiddete dönüştüğü bu dönemde, Hutu olan Paul Rusesabagina, Tutsi olan eşi ve çocuklarıyla, aralarındaki etnik farklılıka rağmen huzurlu bir şekilde yaşamaktadır. Ancak ülkedeki huzur kırılgandır. Paul Rusesabagina, Kigali’de dört yıldızlı bir otelin müdürüdür. Soykırım patlak verdiğinde, Paul, otelini yüzlerce Tutsi sivil ve soykırımdan kaçan insan için bir sığınağa dönüştürür. Hotel Rwanda, uluslararası toplumun etkisizliği ve Birleşmiş Milletler askerlerinin sınırlı müdahalesi karşısında, Paul’un, diplomatik beceri, cesaret ve kararlılıkla insanları korumak için verdiği büyük mücadeleyi anlatır.
Paul Rusesabagina Karakterinin Savunma Mekanizmaları: İnkar, Bastırma, Yüceltme
Filmin her bir katmanında Paul Rusesabagina karakterinin savunma mekanizmalarıyla karşılaşırız. Filmin başlarında Paul, etnik çatışmaların boyutunu inkar eder. “Bize bir şey olmaz.” diye düşünür. Ancak işler böyle ilerlemeyecektir. Çatışmalar hızla devam ederken inkarın yerini bastırma mekanizması alır. Sürekli ölüm tehdidi altında ve korku içinde olmasına rağmen tüm bu duyguları bastırır ve diğer insanlara cesaret vermek için çabalar. Burada bir diğer savunma mekanizması devreye girer: yüceltme. Korku ve öfkesini insanları korumaya yönlendirir. Yüceltme savunma mekanizmasıyla agresyonu, liderlike dönüşür.
Grup Dinamikleri ve Etnik Kimlik
Film, sosyal kimlik kuramının çarpıcı bir örneğini sunar. İnsanlar, Hutu ve Tutsi olarak kategorize edildiğinde, grup içi bağlar artar, grup dışına karşı nefret gelişir. “Biz” ve “onlar” ayrımı, soykırımın temel psikolojik alt yapısını oluşturur.
Dehümanizasyon (İnsandışılaştırma)
Dehümanizasyon, bir kişi veya grubun, insanlığının inkar edilerek, hayvan, böcek, nesne gibi insan dışı varlıklar olarak etiketlenip düşmanlaştırılmasıdır. Peki bu mekanizma ne işe yarar? İnsanları “insan” olarak görmek, duygularını, varlıklarını, haklarını gözetmek, onlara zarar vermeyi zorlaştırır. Tarihte pek çok olayda dehümanizasyon, şiddeti meşru hale getirmek, kurbanı insan olmaktan çıkarmak ve empati duygusundan kurtulmak için güç sahipleri tarafından kullanılan bir mekanizmadır (Haslam, Loughnan, Reynolds ve Wilson, 2007). Filmde de bu mekanizmaya şahit oluyoruz. Hutular, Tutsi’leri “hamamböceği” olarak nitelendiriyor. Böylece onlara şiddet uygulamaları ve soykırım yapmaları kolaylaşıyor.
Bystander Effect (Seyirci Kalma Etkisi)
Sosyal psikolojide çok önemli bir kavram olan bystander effect, acil bir durum ya da yardım gerektiren olay sırasında, orada bulunan kişi sayısı arttıkça, sorumlulukun bölünmesi ve bireylerin yardım etme olasılığının azalması durumudur (Karakaş, 2017). Bystander effect’in Hotel Rwanda filmindeki örneği küresel çapta gerçekleşmektedir. Uluslararası toplum, Birleşmiş Milletler ve Batılı ülkeler sorumluluğun dağılmasıyla birlikte “Başkası müdahale eder.” düşüncesiyle soykırıma sessiz kalır.
Outgroup Homogeneity Effect (Grup Dışı Homojenlik Etkisi)
İnsanlar, dış grup üyelerini benzer ve homojen olarak algılarken, iç grup üyelerini eşsiz ve tek olarak algılarlar. Buna outgroup homogeneity effect denir. Böylece önyargı ve ayrımcı davranışlar için zemin oluşur (Canbeyli, 2020). Filmde Hutulardaki önyargının bilişsel kaynaklarından biri de outgroup homogeneity effect ile açıklanır. Tutsilerin hepsini bir ve homojen algılamaları ayrımcılık için bir kaynak oluşturur.
Conformity (Uyma Davranışı)
Sosyal psikolojinin önemli kavramlarından bir diğeri de conformity (uyma, itaat) davranışıdır. Bireyin gruplar, politikalar, kurallar ve düzenlemeler çerçevesinde bir norma uyma davranışıdır (Song, Ma, Wu, ve Li, 2012). İki türlü uyma davranışı görülür. İlkinde, kişi grubun normunu kendi görüşü olarak benimsemese de grubun görüşüne geçici olarak uyar. İkincisi, kişi grubun normunu, savunduğu değerleri tam olarak kabul eder (Karakaş, 2017). Filmde Hutu ve Tutsiler arasında ayrım başladığında, Paul’un grupla beraberken Hutu’ları desteklediğini görüyoruz. Buradaki uyma davranışı birincil uyma örneğidir. Hutu grubunun Tutsi’lere yönelik ayrımcı davranışlarını ve şiddet eylemlerini kendi görüşü olarak benimsemese de grup ile beraberken geçici olarak uyma davranışı gösterir.
Sonuç
Hotel Rwanda filmi yalnızca soykırım etrafında gerçekleşen katliamın dramatik etkilerini değil, soykırımın psikolojik alt yapılarını, şiddet eylemlerini ve ayrımcılıkı meşrulaştıran dehümanizasyon, conformity, bystander effect gibi pek çok sosyal psikoloji kavramının pratikteki yansımalarını gözler önüne serer. İnsan davranışlarını yalnızca bireysel bağlamda değil, grup dinamikleriyle ve sosyal kimlik kuramı bağlamında yorumlamak, ayrıştırma, ötekileştirme mekanizmalarının sosyal psikolojik analizini yapabilmemiz açısından çok önemlidir. Böylece geçmişteki ve günümüzdeki toplumsal olayları doğru okuyabiliriz.
Kaynakça
- Canbeyli, M. (2020). The Outgroup Homogeneity Effect Studied in Children with Migration Background from Turkey (Doctoral dissertation, Georg-August-University Göttingen).
- Haslam, N., Loughnan, S., Reynolds, C., & Wilson, S. (2007). Dehumanization: A new perspective. Social and Personality Psychology Compass, 1(1), 409-422.
- Karakaş, S. (2017). Prof. Dr. Sirel Karakaş Psikoloji Sözlüğü: Bilgisayar Programı ve Veritabanı – www.psikolojisozlugu.com (sürüm: 5.2.0/2022).
- Song, G., Ma, Q., Wu, F., & Li, L. (2012). The psychological explanation of conformity. Social Behavior and Personality: an international journal, 40(8), 1365-1372.