Salı, Nisan 29, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Boşluk Hissi: Duygusal İhmalin Görünmez Yaraları

Boşluk hissi, kişinin kendi iç dünyasına yönelik bir yabancılaşma yaşadığı, anlam ve kimlik arayışı içinde olduğu psikolojik bir durumdur. Kimi zaman depresyon veya anksiyete bozukluğu ile karıştırılsa da, boşluk hissi genellikle erken dönem gelişimsel süreçlerde yaşanan duygusal ihmalin bir sonucu olarak ortaya çıkar (Cacioppo et al., 2015).

Çocukluk çağında yaşanan travmatik deneyimler, bireyin hem psikolojik hem de fiziksel gelişimi üzerinde derin etkiler yaratabilir. Çocuk istismarı, ebeveyn veya bakım verenler tarafından çocuğa zarar veren, gelişimini engelleyen her türlü kötü muamele olarak tanımlanırken (Tıraşçı & Gören, 2007); ihmal ise çocuğun temel ihtiyaçlarının yeterince karşılanmaması sonucu gelişimsel zarar görmesi anlamına gelir (Butchart & Harvey, 2006).

İhmal, iki temel kategoride incelenir:  

  • Fiziksel ihmal, çocuğun beslenme, barınma, eğitim, sağlık gibi fiziksel gereksinimlerinin ihmal edilmesini kapsar (Kepenkçi, 2001). Örneğin, ebeveynlerin çocuğun beslenme, barınma, hijyen, giyim veya tıbbi bakıma erişimini sağlamaması fiziksel ihmal olarak değerlendirilebilir.  
  • Duygusal ihmal ise ebeveynlerin çocuğun duygusal gereksinimlerine duyarsız kalması veya bunlara yetersiz yanıt vermesi durumunda ortaya çıkar. Örneğin, çocuğun ebeveynlerinden yeterli ilgi, sevgi ve şefkat görememesi durumudur.

Fiziksel ihmal, genellikle dışarıdan gözlemlenebilir yaralar açarken, duygusal ihmal – özellikle de fark edilmesi zor olduğu için – sıklıkla göz ardı edilir veya etkileri küçümsenir. Buna rağmen araştırmalar, duygusal ihmalin en az fiziksel istismar kadar, hatta bazı açılardan daha derin ve uzun vadeli psikolojik etkiler yaratabileceğini göstermektedir (Pears & Fisher, 2005; Stronach et al., 2011). Duygusal ihmal, bireyin kimlik gelişimini sekteye uğratarak, sağlıklı bağ kurma ve duygusal düzenleme becerilerini zayıflatan kronik bir travma sürecine yol açabilir.

Duygusal İhmal ve Boşluk Hissi

Bağlanma Kuramı‘na (Bowlby, 1988) göre, güvenli bağlanma geliştiremeyen bireylerin yetişkinliklerinde içsel bir boşluk hissi ve kronik tatminsizlik yaşama olasılıkları daha yüksektir. Erken dönem bakım veren ilişkilerde empati ve duygusal doğrulama eksikliği, bireyin ilerleyen yaşlarında benlik algısını zayıflatabilir ve duygusal yoksunluk şemalarının gelişmesine neden olabilir (Young et al., 2003).  

Duygusal ihmalin biyolojik etkileri de göz ardı edilmemelidir. Araştırmalar, çocukluk döneminde duygusal ihmale maruz kalan bireylerin beyinlerinde duygu düzenleme ile ilgili alanlarda (örn. amigdala, prefrontal korteks) kalıcı değişiklikler yaşandığını göstermektedir (Nelson et al., 2007). Bu değişimler, bireyin yetişkinlik döneminde duygusal regülasyon sorunları ve psikolojik rahatsızlıklara yatkınlığını artırabilir (Teicher & Samson, 2016).

Duygusal İhmale Sebep Olan Ebeveyn Tutumları

Dr. Jonice Webb (2012), duygusal ihmale neden olan ebeveyn tutumlarını şu şekilde kategorize etmiştir:  

  • Narsist Ebeveyn: Çocuğun duygularını görmezden gelen ve kendi ihtiyaçlarını ön planda tutan ebeveynler.  
  • Otoriter Ebeveyn: Katı kurallar koyarak çocuğun duygularını ifade etmesine izin vermeyen ve sadece disiplinle yaklaşan ebeveynler.  
  • İzin Verici Ebeveyn: Çocuğun duygusal gelişimi için gerekli sınırları koyamayan, aşırı hoşgörülü ebeveynler.  
  • Yaslı, Boşanmış veya Kaybı Olan Ebeveyn: Kendi yaşadığı travmalar nedeniyle çocuğun duygusal ihtiyaçlarını yeterince karşılayamayan ebeveynler.  
  • Bağımlı Ebeveyn: Madde veya alkol bağımlılığı nedeniyle çocuğun duygusal gereksinimlerini göremeyen ebeveynler.  
  • Depresif Ebeveyn: Depresyon nedeniyle çocuğuna yeterli duygusal destek sağlayamayan ebeveynler.  
  • İşkolik Ebeveyn: İşine aşırı odaklanarak çocuğunun duygusal ihtiyaçlarını ihmal eden ebeveynler.  
  • Ailede Özel İhtiyaçları Olan Bir Çocuğun Ebeveyni: Özel ihtiyaçları olan bir çocuğa bakım sağlamak zorunda olduğu için diğer çocuğunun duygusal gereksinimlerini yeterince karşılayamayan ebeveynler.  
  • Başarı Odaklı Ebeveyn: Çocuğun değerini yalnızca akademik veya sportif başarılarıyla ölçen ebeveynler.  
  • Sosyopat Ebeveyn: Empati yoksunluğu nedeniyle çocuğa zarar veren ebeveynler.  
  • Çocuk Olarak Ebeveyn: Kendi olgunlaşma sürecini tamamlayamamış ve çocuğuna ebeveynlik yapmakta zorlanan bireyler.  
  • İyi Niyetli Ancak Kendini İhmal Eden Ebeveyn: Başkalarına aşırı fedakârlık yapan, fakat kendi ihtiyaçlarını hiçe sayan ebeveynler. Bu tür ebeveynler, çocuklarına sevgi ve ilgi göstermeye çalışsalar da kendi duygusal ihtiyaçlarını göz ardı ettikleri için zamanla tükenmiş ebeveynler haline gelebilirler. Kendilerini sürekli olarak başkalarını mutlu etmeye adayan bu ebeveynler, çocuklarıyla sağlıklı bir duygusal bağ kurmakta zorlanabilirler.

Boşluk Hissinin Klinik Görünümleri

Boşluk hissinin klinik görünümleri, bireyde uzun vadede farklı psikolojik semptomlarla kendini gösterebilir:  

  • Sürekli eksiklik ve tatminsizlik duygusu: Birey, içsel olarak hep bir şeylerin eksik olduğunu, hayatının anlamını bulamadığını hissedebilir.  
  • Kimlik algısında tutarsızlık: Kendi değerleri, inançları ve benliği hakkında net bir algıya sahip olmama, kimlik karmaşası yaşama.  
  • İçsel boşluk hissi: Duyguların anlamını yitirmesi, motivasyon kaybı, hiçbir şeyin yeterli tatmini sağlamaması.  
  • Yoğun dış onay ihtiyacı: Başkalarının takdirine, ilgisine veya sevgisine aşırı bağımlı hale gelme.  
  • Kronik yalnızlık ve duygusal kopukluk: Sosyal ilişkilerde yüzeysel bağlar kurma, insanlarla yakınlık geliştirememe veya yalnızlık hissi.

Boşluk hissi, özellikle borderline kişilik bozukluğu (BPD), narsistik kişilik özellikleri ve depresif bozukluklarla ilişkilendirilmiştir (Kernberg, 1975). Borderline bireylerde, boşluk hissi genellikle kimlik karmaşası, duygusal dengesizlik ve dürtüsel davranışlarla ortaya çıkarken, narsistik bireylerde bu his, dışsal başarı ve başkalarının ilgisiyle maskelenmeye çalışılır (Kohut, 1971).

Boşluk Hissiyle Başa Çıkmak ve Sonuç

Boşluk hissini anlamlandırmak ve azaltmak için bireyin öncelikle kendi duygusal ihtiyaçlarını tanıması, geçmiş travmalarını fark etmesi ve duygusal düzenleme becerilerini geliştirmesi gerekmektedir. Terapötik müdahaleler arasında şema terapi, bağlanma odaklı psikoterapi ve bilinçli farkındalık (mindfulness) çalışmaları öne çıkmaktadır (Siegel, 2012).  

  • Şema Terapi: Bireyin çocukluk döneminde geliştirdiği duygusal yoksunluk, terk edilme veya kusurluluk gibi olumsuz şemaları fark etmesini ve bunları yeniden yapılandırmasını amaçlar (Young et al., 2003).  
  • Bağlanma Odaklı Psikoterapi: Erken dönem duygusal ihmalin yarattığı güvensizlik ve terk edilme korkusunu ele alarak bireyin sağlıklı bağlanma becerileri geliştirmesine yardımcı olur (Bowlby, 1988).  
  • Mindfulness (Bilinçli Farkındalık): Bireyin şimdiki ana odaklanmasını sağlayarak boşluk hissiyle ilişkili otomatikleşmiş olumsuz düşünce döngülerini azaltır ve duygusal düzenlemeyi destekler (Siegel, 2012).

Sonuç olarak, boşluk hissi erken dönem yaşantılarının bir yansımasıdır ve yetişkinlikte farklı biçimlerde ortaya çıkabilir. Duygusal ihmalin biyolojik, psikolojik ve sosyal sonuçları göz önüne alındığında, bu konuda farkındalık yaratmak son derece önemlidir. Bireyin kendi duygusal ihtiyaçlarını tanıması ve bunları karşılamaya yönelik adımlar atması, boşluk hissini aşmada en kritik faktörlerden biridir.

Kaynakça

Bowlby, J. (1988). A secure base: Parent-child attachment and healthy human development. Basic Books.

Butchart, A., & Harvey, A. P. (2006). Preventing child maltreatment: A guide to taking action and generating evidence. World Health Organization.

Cacioppo, J. T., Cacioppo, S., & Boomsma, D. I. (2015). Evolutionary mechanisms for loneliness. Cognitive Neuroscience, 6(1), 1-13. https://doi.org/10.1080/17588928.2015.1005089

Kernberg, O. F. (1975). Borderline conditions and pathological narcissism. Jason Aronson.

Kepenkçi, Y. (2001). Çocuk ihmali ve istismarı. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası, 54(2), 133-138.

Kohut, H. (1971). The analysis of the self: A systematic approach to the psychoanalytic treatment of narcissistic personality disorders. International Universities Press.

Nelson, C. A., Zeanah, C. H., Fox, N. A., Marshall, P. J., Smyke, A. T., & Guthrie, D. (2007). Cognitive recovery in socially deprived young children: The Bucharest Early Intervention Project. Science, 318(5858), 1937-1940. https://doi.org/10.1126/science.1143921

Pears, K. C., & Fisher, P. A. (2005). Emotion understanding and theory of mind among maltreated children in foster care: Evidence of deficits. Development and Psychopathology, 17(1), 47-65. https://doi.org/10.1017/S0954579405050030

Siegel, D. J. (2012). The developing mind: How relationships and the brain interact to shape who we are (2nd ed.). The Guilford Press.

Stronach, E. P., Toth, S. L., Rogosch, F. A., & Cicchetti, D. (2011). Preventive interventions and sustained attachment security in maltreated children. Development and Psychopathology, 23(2), 429-446. https://doi.org/10.1017/S0954579411000158

Teicher, M. H., & Samson, J. A. (2016). Annual research review: Enduring neurobiological effects of childhood abuse and neglect. Journal of Child Psychology and Psychiatry, 57(3), 241-266. https://doi.org/10.1111/jcpp.12507

Tıraşçı, Y., & Gören, S. (2007). Çocuk istismarı ve ihmali. Dicle Tıp Dergisi, 34(2), 70-74.

Webb, J. (2012). Running on empty: Overcome your childhood emotional neglect. Morgan James Publishing.

Young, J. E., Klosko, J. S., & Weishaar, M. E. (2003). Schema therapy: A practitioner’s guide. Guilford Press.

Gülfem Rana Dikici Çelikay
Gülfem Rana Dikici Çelikay
Gülfem Dikici Çelikay, ilişkiler, erken dönem çocukluk travmaları, bağlanma dinamikleri ve kişilik bozuklukları alanlarında uzmanlaşmış bir klinik psikologdur. İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden mezun olduktan sonra, University of Groningen’de Klinik Psikoloji alanında araştırma yüksek lisansını (MSc) tamamlamıştır. Lisans ve yüksek lisans sürecinde çeşitli üniversitelerde araştırma asistanı olarak görev alarak akademik çalışmalara katkıda bulunmuştur. Şema terapi, EMDR, bilişsel davranışçı terapi ve psikodinamik terapi ekollerinde eğitim almış olup, ergen ve yetişkinlerle Antalya’da yüz yüze ve online terapi seansları yürütmektedir. Akademik ve klinik alandaki çalışmalarına aktif olarak devam etmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar