Yaşanan deneyimler, yaşam koşulları, genetik aktarımlar bireylerin kaygı düzeylerini etkileyebilmektedir. Panik atakların neden olduğu sorusunun cevabı ise geniş bir yelpazedir. Bu yelpaze; bilinçdışı çatışmalardan, nesne ilişkilerine, bastırılmış duygulara, savunma mekanizmalarına, erken dönem travmalarına kadar uzanmaktadır. Bazen kişinin gözlemleyebileceği stres yaratan durumlarda panik atak gerçekleşebilirken bazen de kişinin atak nedeni hakkında somut bir delil bulamadığı anlarda gerçekleşebilmektedir. İç ve dış dünyanın senkron ilerlediğini düşündüğümüzde; dışa vuran panik atak, hangi içsel dinamiği sembolize ediyor olabilir?
Panik Atak:
Panik atak anında, kişi, gerçek bir tehlike ve tehdidin varlığına inanır. Örneğin; bir ormanda yürüdüğünüzü hayal edin. Orman sizi güvende hissettiriyor; etraf yemyeşil, güneş var ama yakmıyor, rüzgar var ama üşütmüyor. Bu ormanda yürürken karşınıza bir yırtıcı hayvan çıktı. Güvende hissederek yürüdüğünüz bu ormanda aniden ‘’gerçek bir tehlike’’ ile karşılaştınız. Vücudunuzun yüksek olasılıkla vereceği semptomlar; terleme, baş dönmesi, mide bulantısı, soluğun daralması vb. semptomlardır. Panik atak anında da benzer semptomlar kendini gösterir: terleme, baş dönmesi, göğüs sıkışması, nefes darlığı vb. Yani bir yırtıcı hayvanla karşılaştığınızda bedeninizin reaksiyonları ile panik atak anındaki reaksiyonlar oldukça benzerlik göstermektedir. Bu iki durum arasındaki en ayırıcı fark, yırtıcı hayvanın “gerçek bir tehlike’’ olmasıdır.
Kontrol Kaybı:
Panik ataklar sıklaştıkça kişi, daha önce panik atak geçirdiği yerlerden kaçınma eğilimine girebilmektedir. Bu bir ‘’uzak durma’’ halidir. Bu uzak durma haliyle kişi, geçici süreliğine kontrolü eline almış olduğunu hisseder ve ataklar üzerinde hakimiyet kurmuştur. Kaçınma eylemlerinin tekrarıyla birlikte uzak durma halinin işlevselliği azaldıkça kişinin algısı, tehlikenin kendisinden daha büyük olduğu yönüne evrilebilmektedir.
Panzehirler ve Beden Üzerindeki Gücümüz:
Panik atak anında birçok fizyolojik etkileşimin yanı sıra amigdalanın fazla aktivasyonu sonucu prefrontal korteksin işlevi zayıflar. Bu durum kişinin mantıklı düşünmesini, kontrolü elinde tutmasını zorlaştırır. Atak anında kontrolü elinizde tutmak için beyni sakinleştiren teknikler uygulamak prefrontal korteksi yeniden devreye sokup amigdalanın fazla aktivasyonunu azaltmaktadır. Yani kişi, panik atak anında söz hakkına sahiptir.
Panik Atak Anında:
Panik atak anında kullanabileceğiniz birçok çalışma mevcuttur.
-
Nefes egzersizleri: Panik atak anında sık başvurulan tekniklerden biridir. Nefes egzersizleri kapsamında da birçok teknik bulunmaktadır. Spesifik bir tekniği uygulamak durumunda değilsiniz. Birçok teknik doğru nefes almaya odaklanmanızı, diyafram nefesinizi kullanıyor olmanızı, dikkatinizi burun deliklerinize vererek nefesinizin giriş çıkışını hissetmenizi temel alır. Nefes egzersiziyle birlikte prefrontal korteks kontrol noktasına gelir ve mantıklı düşünmeniz kolaylaşır.
-
Odak noktasını değiştirmek: Panik atak anında kişinin odağı yüksek oranda, bedenindeki semptomlarda ve düşüncelerindedir. Dikkatin bu noktalardan çekilerek dış dünyadaki nesnelere, nesnelerin seslerine, renklerine, şekillerine odaklanılması da tercih edilebilecek bir diğer yöntemdir.
-
İmajinasyon çalışmaları- Düşünce akışının gözlemi: Sizi güvende hissettiren bir ormanda olduğunuzu hayal edin. Bu ormanda sizi güvende hissettiren kuş sesleri, bitki kokuları var. İleride akıp giden bir dere görüyorsunuz. Yavaş yavaş, etrafı gözlemleyerek bu derenin yanına yaklaşın. Derenin üstünde yaprak parçaları var ve hepsi derenin üzerinde akıp gidiyor, bir süre sonra gözünüzün önünden kayboluyor. Yerden bir yaprak alın ve o an sizi rahatsız eden bir düşüncenizi o yaprağın üzerine koyun. Düşüncenizi şu an sizden tamamen ayrı, bir yaprağın üzerinde duruyor. Ardından bu yaprağı yavaşça, sizi rahatsız eden düşüncenizi görerek derenin üstüne bırakın. Düşünce, yaprağın üzerinde derede akıp gidiyor ve siz bu akışa şahit oluyorsunuz.
-
Bilişsel yöntemler: Kişinin kendine vereceği telkinler de önemli bir noktadır. Panik atak anında kişilere eşlik edebilen, kalp krizi geçiriyor olduğuna dair düşünceler kişinin kaygı düzeyini besleyebilmektedir. Bu noktada kişi kendine, bu durumun yalnızca panik atak olduğu, ona zarar vermeyeceği, kısa süre sonra biteceği yönünde telkinlerde bulunabilir. Bu telkinler de prefrontal korteksi kontrol noktasına getirir ve mantıklı düşünmeyi, kontrolü eline almayı kolaylaştırır.
Sonuç:
Panik atağın sebebi, gündelik yaşam streslerinden çocukluk çağı travmalarına kadar dayanabilir. Sıklaşan panik ataklarla birlikte kişide, panik atak geçirdiği yerlerden kaçınma eğilimi olabilmektedir. Bu kaçınma eyleminin işlevselliği azaldıkça kişinin algısı, tehlikenin kendisinden büyük olduğu yönünde temellenebilir. Bu temel, fizyolojik etkileşimlerimizle paraleldir. Egzersizler ile birlikte amigdalanın aktivasyonu azaltılıp prefrontal korteks kontrol noktasına getirilebilir. Yani kişi, panik atak anında söz hakkına sahiptir.
Bilgilendirici bir yazı olmuş elinize sağlık.
konuyu çok açıklayıcı ve nokta atışı işlemişsiniz bu denli önemli bi konu için gerçekten faydalı ve yol gösterici olmuş henüz okurken bile birilerinin bi yerde beni anlıyor oluşu güzel hissettirdi ellerinize sağlık 💗
Bilgilendirici ve yararlı bir yazı olmuş elinize emeğinize sağlık.
Çok başarılı, faydalı bir yazı, tebrik ederim.
Panik atak üzerine yazdığınız bu yazı, hem bilgilendirici hem de farkındalık yaratıcı bir çalışma olmuş. Konuyu ele alış biçiminiz, yalın ve samimi anlatımınız sayesinde okurken kendimi içinde buldum. Bu tür hassas konuların daha fazla konuşulması ve doğru bilgilerle aktarılması çok önemli. Emeğiniz için teşekkür ederim, benzer yazılarınızı ilgiyle takip edeceğim💖🌸✨
Eline sağlık! Yazılarının devamını iple çekiyorum.
Konuyu bilgilendirici ve net açık bir şekilde ele almışsınız. Çok başarılı bir yazı olmuş. Elinize emeğinize sağlık 🧡
Günümüz şartlarında insanlar pek çok psikolojik sıkıntıyla karşılaşabiliyor. Bunların en başında da panik atak geldiğini gözlemliyorum. Bazı zamanlar insan panik atak yaşadığını dahi anlayamıyor, çaresizlik hissedebiliyor. Bu makalenizle panik atağın ne olduğundan kendi kendimize nasıl kontrol sağlayacağımıza kadar verdiğiniz değerli bilgiler için teşekkür ediyorum.
Panik atak ile ilgili bu yazıda, konuyu sadece bilimsel yönüyle değil duygusal açıdan da ele almanız okuyucunun kendini yalnız hissetmemesi açısından çok değerli dolayısıyla bu yazı bizlere hem bilgilendirici hem de cesaret verici bir bakış açısı sunuyor. Özellikle ‘Tehlike küçük, sen büyük’ vurgusu, başa çıkma sürecinde oldukça motive edici bir yaklaşım. Panik ataklarla mücadele edenler için hem farkındalık kazandıran hem de umut veren bir içerik olmuş. Emeğinize sağlık!
Her okuyanın kolaylıkla algilayabilecegi nitelikte yazınız.Cok faydalandım.Emekleriniz için teşekkürler.
Kısa ve öz çok faydalı bulduğum bir yazı oldu. İnsan bedeninde neler olup bittiğini bu şekilde anladığında daha rahatlamış ve kontrolü kazanabilir hissediyor. Katkılarınız için teşekkürler. Emeğinize sağlık