Lohusalık hem fiziksel hem de ruhsal olarak saydam bir dönemdir, bir kadının ikinci dönem noktası olarak görülebilecek sürecidir. Değişen hormonlar ve vücut yapısı, kadının eski haline duyulan özlemle beraber yoğun kaygı ve stresle baş edememe durumu belirebilir. Yoğun duygular baskısı altında kişi lohusa depresyonuna (postpartum depresyon) girebilir ve baş etmekte zorlanabilir. Bu dönemde çevreden destek esirgenmemelidir. Çevre desteği ihmali sonucunda kadınlarda şiddetli bir depresyon, bebeğe karşı duyarsızlaşma ve hatta intihar düşünceleri bile olabilir.
Lohusa Süreci Nedir? Lohusa Depresyonuyla (Postpartum Depresyon) Nasıl Baş Edilir?
Lohusalık, doğumla beraber gerçekleşen 6 haftalık süreci kapsar. Bu da yaklaşık 42 gün sürer. Bu süreçte bir kadının yani annenin vücudu eski stiline dönmek için çaba gösterir. Lohusa Depresyonu (Postpartum depresyon); naif bir hüzün haliyle başlayıp, yoğun ciddi bir depresyona dönüşebilir.
Lohusalık Sürecinde Yaşanılan Değişiklikler
Lohusalık Sürecinde iç organlarda değişiklik olur, rahim küçülür, lohusa kanaması olur (yaklaşık 20 ile 40 gün arası sürer), hormon düzenlerinde değişkenlik olur, değişen düzende ruhsal fırtınalar kopabilir. Lohusa depresyonugerçekleşebilir. Süt üretimi başlar ve zamanla düzene girer. Yoğun bir süt üretimi (hiperlaktasyon) veya az süt üretimi gerçekleşse de bu durum zamanla düzene girer.
Lohusa Depresyonu (Postpartum Depresyon) Belirtileri
Duygusal Belirtiler: Üzgün, mutsuz, depresif ve umutsuz hissetme hali belirebilir. Anne daha kaygılı ve panik halinde olabilir çünkü bulunduğu durumdan hemen kurtulmasını, zamanın hemen geçmesini ve bebeğinin hızlı bir şekilde büyümesini ister. Aslında burada çektiği doğumdan önceki günlerine olan özlemdir. Kendini yetersiz hissedebilir ve bebeğinin ihtiyaçlarını karşılayamama suçluluğuna kapılabilir. Kolayca ağlayıp duygusal dalgalanmalar yaşayabilir. Bu durumda bebeğe kolayca bağlanamayabilir ve bağ kuramayabilir. Sinirlilik, ani öfke patlamaları belirebilir. Yetersiz bir anne olduğuna dair düşünceler başında uçuşabilir.
Fiziksel Belirtiler: Anne uyku sorunu yaşayabilir, uyuyamama veya çok uyuma isteği olabilir. Yoğun süt üretimi sonucunda bir annenin düzenli sağım yapması gerekir, zaman alan bu süreç annede bitkinlik yaşatabilir. Bebeğin meme reddi annede mücadele hırsı yaşatabilir ve sonucunda bebek kazanan taraf olduğunda annede tükenmiş hissedebilir. Yeteri kadar dinlenememenin beraberinde anne konsantrasyonda güçlük çekebilir ve zamanla halüsinasyon görme eğilimi artabilir. En tehlikelisi de bebeğe ve kendine zarar verme düşünceleri geçebilir. Bu durumda hemen destek alınmalıdır.
Bir Anne Neden Lohusa Depresyona Girer?
-
Hormonlardaki Hızlı Değişim: Doğum sonrası hızlı düşen östrojen ve progestron hormonları ruh halindeki dalgalanmalara öncü neden olabilir. Bu hormonlar emzirme sürecini doğru orantıda etkiler ve kişide duygusal bunalımlara yol açabilir.
-
Yorgunluk ve Şiddetli Uykusuzluk: Bebek sık uyandığında henüz dinlenemeyen anne çaresizlikle baş başa kalabilir. Henüz yeni bir anneyse nasıl baş edeceği konusunda tecrübesiz olabilir. Bu durum onu çıkmaza sokmasıyla beraber depresyon riskini de arttırabilir. Dinlenemeyen anne fiziksel yorgunluk yaşayabilir, düşen enerjiyle de depresif ruh hali belirebilir.
-
Çevresel ve Duygusal Faktörler: Kişi çevresinden yeteri kadar destek görmez ve tek başına mücadele ederse yoğun stres altında kalabilir. Bu durum kendini yalnız hissetmesine sebep olabilir, kendini annelik duygusunun baskısı altında hissedip kıyaslamalar yapabilir ve mükemmel anne olamadığı kaygısına kapılabilir.
-
Yaşam Stilindeki Değişikler: Kısıtlanan özgürlükle kişiye özgü ihtiyaçlar artık yerini ikinci sıraya aldığı bir sürece girer. Bu durum özbakım seviyesini düşürebilir, ilişkisini etkileyebilir hatta eşiyle geçirdiği süreç azalabilir. Bu durum duygusal uzaklaşmaya sebep olabilir, çalışan bir bireyse iş hayatına ne zaman döneceği konusunda kaygıları artabilir.
-
Var Olan Psikolojik Sorunlar: Bir annede depresyon ve kaygı bozukluğu belirtilerine yatkınlığı veya hastalık tanısı varsa, lohusa depresyonuna kapılma riski daha muhtemeldir. Aynı zamanda stresle baş edemeyen kişilerin de lohusa depresyonu yaşaması daha yüksektir.
Lohusa Depresyonuyla Nasıl Baş Edilir?
Bu zorlu süreçte çoğu kadında yaşanılabilecek bir sendromdur. Bu süreci daha az sancılı bir şekilde atlatmanın birçok yolu vardır:
-
Duyguların Paylaşımı: Kişinin duygularını eşiyle, ailesiyle ve en önemlisi yakın çevresiyle paylaşması yaşadığı yoğunluğu azaltabilir. Sosyal çevreden gelen tecrübelerle anne kendine yeni bilgiler katabilir.
-
Profesyonel Destek Alımı: Kişi bu süreçte dışa vuramadığı duygularını profesyonel tarafından değerlendirilip beraber çözüm yolları bulmak faydalı olabilir.
-
Dinlenme İhtiyacı: Her fırsatta vücut dinlenmesi yapılmalı ve uyku gereksinimi giderilmelidir.
-
Sağlıklı Beslenme ve Egzersiz Yapımı: Hafif tempolu yürüyüş ve protein ağırlıklı beslenme kişinin enerjisini yükseltip vücut dengesini sağlayabilir.
-
Destek Gruplarına Katılmak: Doğum yapan diğer annelerin gruplarına katılıp yaşanılanlarda benzer hikayelere tanıklık etmek iyi gelebilir.
-
Mükemmeliyetçilik Duygusundan Kaçınmak: Bir anne her koşulda elinden gelenin en iyisini yaptığına inanmalıdır. Yetersizlik hissinden kaçınıp yaptıklarının en iyisi olduğunu görmelidir. Eşinden destek alıp görev paylaşımı yapılmalıdır.
Sonuç Olarak
Lohusa depresyonuyla baş etmenin en önemli adımlarından biri destek almaktır. Duygusal ve fiziksel olarak zorlu süreçte annenin kendini yalnız hissetmemesi önemli bir noktadır. Profesyonel destek ile duyguları anlamanın ve yönetmenin yolunu kolayca bulabilir. Anne kendini suçlamadan vazgeçmeli ve mükemmel ebeveyn olma düşüncesinden vazgeçmeli, baskısını azaltmalıdır.
Ruh sağlığının iyiliği için yakın çevrenin desteğini istemekten çekinilmemeli, yeterince dinlenmeye özen gösterilmelidir. Bu süreci daha sakin atlatmak için yoğun empati yapmaktan vazgeçmeli, çevremizdeki insanların, sevdiklerimizin zor zamanlarda yanımızda bize destek olmak için var olduklarını unutmamalısınız. Duyguları paylaşmadan zehirli düşünceleri atlatamazsınız. Unutmayın ki her anne mükemmeldir, bebeği için elinden gelenin en iyisini yapar ve bunun için mücadele etmekten asla vazgeçmez.