Aile sistemine ait davranış, tutum ve düşüncelerin kuşaktan kuşağa aktarılması bilinmektedir. Bowen’ın teorisine göre bir üçgendeki örüntüler, temalar ve konumlar (roller) ebeveynden çocuğa yansıtma yoluyla nesilden nesile aktarılır (Bowen, 1978). Sistemik bakış açısı, bu durumu, ailelerdeki etkileşim veya ilişki kalıplarının bir nesilden diğerine kopyalandığı kuşaklararası bir aktarım olarak tanımlar. Bu nedenle, aile kökenli deneyimler, yetişkin çocukların romantik ilişkiler hakkındaki inançları üzerinde zorlayıcı olabilir ve yetişkinlikte ebeveynlerinin hatalarını tekrarlayabilirler (Bryant ve Conger, 2002). Dolayısıyla, ebeveyn davranışlarının etkisi, yetişkin çocukların romantik ilişkilerini şekillendirdiği söylenebilir.
Derin ve Öztürk (2018), kuşaklararası travma aktarımında aile yapısının ve çocuk yetiştirme tarzlarının önemli olduğunu belirtmiştir. Travmatik deneyimlerin psikopatolojik etkilerinin nesiller boyunca devam ettiği görülmektedir. Öztürk (2021), ebeveynlerin travmatik deneyimlerini yanlış ebeveynlik stilleri aracılığıyla çocuklarına aktardığını belirterek bu durumu “kuşaklar arası travma geçişi” olarak adlandırmaktadır. Öztürk’e göre (2021), ailenin işlevsiz yapısı, ebeveynlerin sınırlar, bağlanma, güven, iletişim, özerklik gibi konularda olumsuz davranışlar sergilemesine ve bu başarısız yapının sonucunda çocukta psikopatolojinin oluşmasına yol açabilir. İşlevsel olmayan ailelerde, ebeveynler arasında gerçek olmayan bir ilişki, sahte karşılıklılık vardır.
Travma yaşayan bireylerin, olumsuz yaşam olaylarından sonra daha savunmasız ve kontrol edilebilir hale geldikleri, dolayısıyla yeniden travmatize edilmeye daha açık oldukları ileri sürülmektedir (Öztürk, 2020b). Ebeveyn sadakatsizliği yaşayan, kendisini aldatan ebeveynle özdeşleştiren, ilişkilerden kaçınan, ebeveynlerinde aldatılmaveya boşanma deneyimleyen kişiler, ilişkilere olan güvenini kaybeden çocuklar, bir ilişkiye başlama konusunda daha olumsuz ve dikkatli davranırlar (Walker ve Ehrenberg, 1998). Sadakatsizlik yapma olasılığı en yüksek olan bireylerin, ebeveynlerinde sadakatsizliği yaşadıkları görülmüştür (Weiser ve diğerleri, 2017). Araştırmacılar, ebeveynlerinin sadakatsizliği nedeniyle birçok çocuğun dürüstlük ve güven konusunda sorunlar yaşadığını bulmuştur.
Sosyal öğrenme teorisi, bireylerin kişisel deneyimlerine ve diğer bireylerin, özellikle de ebeveynleri hakkındaki gözlemlerine dayanarak belirli davranışların kabul edilebilirliği ve istenebilirliği hakkındaki bilgileri kodladıklarını desteklemektedir (Bandura, 1986). Bu teoriye göre, ebeveyn ilişkileri, çocuklara romantik ilişkileri nasıl geliştirecekleri ve sürdürecekleri konusunda model oluşturur. Örneğin bir çocuk, aldatılmasına rağmen anne ve babasının daha mutlu, daha tatmin edici bir ilişkiye sahip olduğunu gözlemlerlerse, aldatma davranışı olumlu yönde pekiştirilmiş ve normal olarak algılanabilir. Buna göre yetişkinlikte bireyler, romantik ilişkilere ilişkin, köken aileden öğrenilen karmaşık şemalar oluştururlar (Bryant ve Conger, 2002).
Bandura’nın teorisine göre, kızlar annelerini, erkekler ise babalarını model alarak romantik ilişkilerinde benzer rollerüstlenebilirler. Üstelik ebeveynlerine kızmalarına rağmen ebeveynleri gibi davranırlar. Eğer erkek çocuk babasının annesini aldattığını tecrübe ederse, babasına kızgın olmasına rağmen partnerini aldatabilir. Kızlar açısından ise, eğer annelerinin aldattığını ve babalarıyla ilişkilerinin devam ettiğini gözlemlerlerse, annelerine kızgın olmalarına rağmen babalarına benzeyen eşler seçebilirler ve anneleriyle benzer bir role sahip olarak romantik ilişkilerinde annesiyle aynı hataları yaparlar (Cameron vd., 2016). Özetle, bireyler ebeveynlerini model alırlar ve olumsuz olmasına ve rahatsız olmalarına rağmen aile kalıplarını normal olarak algılarlar.
Kaynakça
Bowen, M. (1978). Family therapy in clinical practice. Jason Aronson.
Bryant, C. M., & Conger, R. D. (2002). An intergenerational model of romantic relationship development. In A. Vangelisti, H. Reis, & M. Fitzpatrick (Eds.), Stability and change in relationships (pp. 57–82). Cambridge University Press.
Derin, G., & Öztürk, E. (2018). Psikotarih temelli çocuk yetiştirme stillerinin kuşaklararası travma geçişi açısından incelenmesi. Turaz Akademi, 1, 16-29.
Öztürk, E. (2021). Disfonksiyonel aile modellerinden fonksiyonel aile modeline: “Doğal ve rehber ebeveynlik stili”. In E. Öztürk (Ed.), Aile psikopatolojisi (pp. 1–39).
Öztürk, E. (2020). Psikotarih, travma ve dissosiyasyon: Çocukluk çağı travmaları, savaşlar ve dissosiyasyonun anamnezi. In E. Öztürk (Ed.), Psikotarih içinde (pp. 1–21).
Walker, T. R., & Ehrenberg, M. F. (1998). An exploratory study of young persons’ attachment styles and perceived reasons for parental divorce. Journal of Adolescent Research, 13(3), 320–342.
Weiser, D. A., Weigel, D. J., Lalasz, C. B., & Evans, W. P. (2017). Family background and propensity to engage in infidelity. Journal of Family Issues, 38(15), 2083–2101. https://doi.org/10.1177/0192513X15581660
Bandura, A. (1986). Social foundations of thought and action: A social cognitive theory. Prentice Hall.