Salı, Kasım 4, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Romantik İlişkilerde Kaygılı Bağlanma

Kaygılı Bağlanma Nedir?

Kaygılı bağlanma, bireyin romantik ilişkisinde terk edilme korkusu, onay arayışı, duygusal dalgalanmalar ve ilişkide güvensizlik gibi belirtiler gösterdiği bir bağlanma türüdür.
Bu bağlanma biçiminin temelleri genellikle çocukluk döneminde atılır. Çocuğun bakım vereninden tutarsız, öngörülemez veya koşullu tepkiler alması, yetişkinlikte kaygılı bağlanma örüntülerinin gelişmesine neden olabilir.

Bu tür bir çocukluk deneyimi yaşayan bireyler, sevgi ve yakınlık ihtiyacını yoğun biçimde hissederken aynı zamanda reddedilme ve terk edilme korkusunu da derinden yaşar.
Sonuç olarak, yetişkinlikte kurdukları romantik ilişkilerde duygusal dengeyi korumakta zorlanırlar.

Kaygılı Bağlanma Romantik İlişkiyi Nasıl Etkiler?

Kaygılı bağlanma stiline sahip birey, partneriyle olan ilişkisinde sürekli yoğun sevgi ve yakınlık arar.
Bu ihtiyaç çoğu zaman partnerden duygusal onay bekleme davranışına dönüşür.
Birey, sevildiğine dair sürekli güvence ararken, partnerin ilgisinde küçük bir azalma bile reddedilme hissi yaratabilir.

Bu durum, ilişki dinamiğini olumsuz etkiler; taraflar arasında güvensizlik, kıskançlık ve aşırı kontrol davranışları görülebilir.
Kaygılı bağlanan bireyler, partnerlerinin sevgisinden emin olamadıklarında duygusal olarak iniş çıkışlar yaşarlar.

Bir gün aşırı yakın ve tutkulu davranabilirken, ertesi gün mesafeli veya kaygılı bir tutum sergileyebilirler.
Bu değişkenlik, ilişkide dengesizlik hissine yol açar.

Araştırmalar, kaygılı bağlanma düzeyi yüksek kişilerin aşırı uyarılma tepkisi ve yoğun kıskançlık sergilediğini göstermektedir (Guerrero, 1998).
Partner açısından ise bu durum, boğulma hissi, duygusal tükenme ve ilişkiden uzaklaşma eğilimiyle sonuçlanabilir.

Kaygılı bağlanan bireylerin özsaygısı düşük olma eğilimindedir.
Bu kişiler, kendilerini bastırıp partnerlerini yüceltme davranışı gösterebilir.
Uzun vadede bu dengesizlik, ilişkisel tükenmişliğe yol açar.

Geçmiş Bağlanma Deneyimlerinin Etkisi

Kaygılı bağlanma stiline sahip bireylerin yaşadığı sorunlar, genellikle çocukluk dönemindeki bağlanma deneyimlerinin yetişkinlikte tekrar etmesiyle ilgilidir.

Çocuklukta sevginin tutarsız, koşullu veya değişken biçimlerde verilmesi, bireyin yetişkinlikte de sürekli güvence arayışında olmasına neden olur.
Bu durumda kişi, partnerinin sevgisini ve ilgisini kaybetmemek için ilişkiyi aşırı kontrol etmeye çalışır.

Partnerin küçük bir uzaklaşması bile “değersizlik” ve “reddedilme” duygularını tetikleyebilir.
Bu duygusal dalgalanmalar ise zamanla iletişim problemlerine, güven eksikliğine ve karşılıklı yıpranmaya neden olur.

Dolayısıyla kaygılı bağlanma, bireyin hem kendisini hem de partnerini duygusal olarak yoran,
ilişki doyumunu azaltan ve uzun vadede ilişkinin istikrarını tehdit eden bir bağlanma biçimidir.

Güvenli Bağlanma Geliştirme Süreci

Kaygılı bağlanma, farkındalık ve profesyonel destekle dönüştürülebilir bir bağlanma stilidir.
Terapi sürecinde birey, güvenli bağlanma geliştirmeyi öğrenir ve partneriyle daha sağlıklı bir ilişki kurabilir.

Bu süreçte birey:

  • Onay ihtiyacını azaltmayı,

  • Duygularını daha dengeli yaşamayı,

  • Terk edilme korkusunu yönetmeyi,

  • Partneriyle açık iletişim kurmayı öğrenir.

Terapi, bireyin geçmiş travmalarını anlamlandırmasına yardımcı olur.
Bu farkındalıkla kişi, hem kendisine hem de partnerine daha fazla güvenmeyi öğrenir;
duygusal dayanıklılığını artırır ve sevgiye dayalı, olgun ilişkiler geliştirme kapasitesini kazanır.

Zamanla birey,

  • Sınır koymayı,

  • Kendi ihtiyaçlarını ifade etmeyi,

  • Karşısındaki kişiye saygı gösterirken kendine de özen göstermeyi öğrenir.

Bu gelişim, ilişkilerinde dengeyi kurmasına, iç huzurunu güçlendirmesine
ve sevgi dolu, sürdürülebilir bağlar kurmasına olanak tanır.

Kaynakça

  • Bowlby, J. (1980). Attachment and Loss: Vol. 3. Loss, Sadness and Depression. New York: Basic Books.

  • Hazan, C., & Shaver, P. (1987). Romantic love conceptualized as an attachment process. Journal of Personality and Social Psychology, 52(3), 511–524.

  • Guerrero, L. K. (1998). Attachment-style differences in the experience and expression of romantic jealousy. Personal Relationships, 5(3), 273–291.

  • Bartholomew, K., & Horowitz, L. M. (1991). Attachment styles among young adults. Journal of Personality and Social Psychology, 61(2), 226–244.

  • Collins, N. L., & Read, S. J. (1990). Adult attachment, working models, and relationship quality. Journal of Personality and Social Psychology, 58(4), 644–663.

  • Feeney, J. A., & Noller, P. (1990). Attachment style as a predictor of adult romantic relationships. Journal of Personality and Social Psychology, 58(2), 281–291.

Fatma Çelik
Fatma Çelik
Fatma Çelik, psikolog, aile danışmanı ve yazar olarak danışmanlık ve akademik çalışmalar alanında geniş bir deneyime sahiptir. Lisans eğitimini Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi’nde tamamlayıp, Yakın Doğu Üniversitesi Klinik Psikoloji alanında yüksek lisans eğitimine devam etmektedir. Özellikle aile danışmanlığı, sınav kaygısı ve çocuk testleri konularındaki eğitimlerini tamamlayarak uzmanlaşmıştır. Gördes gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır. Psikolojiyi herkes için anlaşılır ve ilgi çekici hale getirmeyi görev edinen yazar, ruh sağlığını güçlendirmeye yönelik içerikler üretmeye devam etmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar